• 5
    güzel şeyler söylemiş, hadi hayırlısı.

    --- alinti ---

    galatasaray’da futbol akademisi koordinatörlüğü'ne getirilen evert jan derks, gs tv’ye özel açıklamalarda bulundu. florya’dan girişte futbolun kokusunu aldığını belirten jan derks, “burada tüm çalışanlar futbolla yakından ilgili; bunu bilmek çok güzel” dedi.

    “burada olmaktan dolayı son derece mutluyum. daha önce iki kez gelmiştim ve geçen hafta çalışmaya başladım. ilk anımdan şu ana dek burada çok güzel duygular içindeyim. çünkü florya’nın kapısından içeri girdiğinizde futbolun kokusunu alabiliyorsunuz. burada tüm çalışanlar futbolla yakından ilgili; bunu bilmek çok güzel.

    uzun bir futbolculuk kariyerim olmadı, çok yüksek seviyede bir futbol oynamadım. iyi bir futbolcuydum ama zirvelerde olacak kadar yeterli değildim. çok çalışkan bir futbolcu da değildim. ama bazı yeteneklerim vardı; oyun zekasına sahiptim ve 30 yaşıma kadar oynadım. ekonomi ve fiziksel gelişim üzerine eğitmenlik yapıyordum; okuldaki direktörümüz her gün sakat olarak okula gelmemi istemediği için futbolu bıraktım. sonra yerel bir takımı çalıştırdım ve hollanda futbol federasyonu’nda gençlik planlama ve bölgesel antrenörlüğü yaptım; burada çok yetenekli oyuncularla çalıştım. daha sonraysa go ahead eagles takımının futbol direktörü oldum. dick advocaot ile g.rangers’a gittim. ardından hollada futbol federasyonu’na döndüm, oradan da bulgaristan’a geçtim. levski ve litex takımlarını çalıştırdım.

    çok ünlü oyuncuları çalıştırdım ama o dönemde henüz 13-14 yaşlarındaydılar ve ünlü değildiler. birçok ünlü isim var; mesela hollanda’da marc overmars, cocu. 14 yaş altı milli takım’da kluivert, zenden, seedorf ile çalıştım. çok mutluyum çünkü böylesine yetenekli oyuncularla u-14, u-16, u-18 takımlarında birlikte görev yaptım. ayrıca stam, reiziger, v.brockhorst gibi isimlerle de 21 yaş altında birlikteydik.

    ben şanslıydım çünkü çok yetenekli oyuncularla çalıştım. antrenör olarak da bu oyunculardan çok şey öğrendim, bununla birlikte antrenörlüğü seviyeniz, kaliteniz artıyor. hollanda futbol federasyonu’nda edindiğim tüm deneyimleri gittiğim kulüplere de götürdüm.

    farkındaysanız 2. kez ‘’aile’’ kavramını cümle içinde kullanıyorsunuz galatasaray ile ilgili ve ben de bunu net bir şekilde burada hissettim. burada herkesin gözlerine baktığımızda birinin sarı diğerinin kırmızı olduğunu görüyoruz. bu camiada herkes galatasaray’a odaklanmış, bu çok iyi. antrenörler çok iyi, oyuncular çok çalışıyorlar ama daha da geliştirilebilirler. bu çok zor metotlarla değil, tam aksine çok basit metotlarla olabilir. biz farklı yöntemler üzerinde durarak futbolcuların gelişimi üzerinde yoğunlaşacağız. bu fiziksel çalışmadan çok yetenek ve taktik çalışma üzerinde olacak. hocalarımızla futbolcuların temel özellikleri üzerinde konuşmaya başladım. futbolcuların nasıl oynadığını soruyorum, onları nasıl daha fazla geliştirebiliriz, nasıl daha iyi oynarlar? ama bunlar çok kolay değil.

    rijkaard’ın tavsiyeye ihtiyacı olamaz. çok deneyimli bir futbolcuydu, şimdiyse çok deneyimli teknik direktör. onunla güney afrika’daki bir seminerde 2 hafta birlikte olma fırsatım oldu ve orada yakın iletişim kurdum. bu açıdan çok şanslıyım. kendisiyle geçtiğimiz günlerde antrenman sonrası 10-15 dakika konuştum. kendisine a2 takımını nasıl gördüğünü sordum, oyuncularla ilgili düşüncelerini sordum. bu birlikte çalışmaktır. tavsiye olacaktır illaki ve bunun da anlamı birlikte çalışmaktır; tavsiye her zaman çok önemlidir, nereden gelirse gelsin önemlidir. antrenör, oyuncu veya yönetici hiç fark etmez bilgi her zaman önemlidir.

    --- alinti ---

    www.galatasaray.org
  • 9
    --- alıntı ---

    derks'ten canlı bilgi!

    cim-bom’da bir süre önce altyapının başına getirilen hollandalı ünlü futbol adamı jan derks, dün maçı yedek kulübesinin arkasındaki bölümden izledi. derks’in, aldığı notları karşılaşma sırasında ve devre arasında teknik direktör rijkaard’a iletmesi dikkat çekti.

    --- alıntı ---

    galatasaray'da bir şeyler oluyor, birileri sessizce bir şeyleri değiştiriyor. bazıları burada kendini yırtadursun, ben takımımın başında şu ana kadar en çok güvendiğim teknik ekibi görmekten çok mutluyum.
  • 16
    --- alıntı ---

    benim görevime gelince... idmanları seyrediyorum. hocalarımızla idmanlar ve oyuncular hakkında konuşuyorum, sürekli maç seyrediyorum ve hocalarımızın nerede, nasıl bir yardıma ihtiyacı varsa orada devreye giriyorum. oyuncuların hangi klasmanda oynayacağı, bir üst grupta oynadığı zaman daha sonraki adımlarını da edip nasıl daha iyi olabileceği, kendisini nasıl geliştirebileceği gibi konularla ilgileniyorum. burada oynayan oyuncularımıza doğru ve emin bir yol çizmeliyiz. bazı oyuncular için bu uzun bir yol oluyor. onların istediği bir an önce yükselmek, sabırsızlanıyorlar. biz onlara karşılaşacakları zorlukları söylüyoruz ancak onlar kendilerini hepsine hazır hissediyorlar. olaylar gereğinden hızlı gelişir ve oyuncu çabuk yukarı çıkarsa, düşüşünün de aynı hızda olma ihtimali aynı oranda yükselir. biz bu oyunculara doğru yolu göstermeliyiz. benim işte bu.

    oyuncuların pozisyon bilgilerinin tam oturmuş olması çok önemli. bunu bu yaşta başaramazlarsa ileride sancıları büyük oluyor. berkin'den konu açılmışken, onun hakkında da konuşayım. berkin her zaman önemli yetenekleri olan bir oyuncuydu ancak top rakipteyken oyunda hiç yoktu. şimdi ise takım oyunu ve taktiksel disiplin anlamında çok büyük gelişme kaydetti ve şu anda her şeyi dört dörtlük yapıyor. benim berkin'e söylediğim "senin şu özelliklerin kuvvetli ama yapamadığın şeyler var, top rakipteyken şunları yapmalısın" gibi şeylerdi, benim gözümde yardım budur. asıl işi oyuncu başarır. benim pozisyonumu şöyle ifade edebiliriz en kısa yoldan: burası, yardım masasıdır. herkes için, akademinin her kademesi için böyledir. yardıma ihtiyacı olan buraya gelir ve yardım alır.

    bu tür işlerde sabır çok önemli. bizler sihirbaz değiliz, abra kadabra deyip bir sürü oyuncuyu yaratalım. bizim amacımız yeni stadımıza birçok oyuncu göndermek. bunu gerçekleştireceğiz ama bu demek değil ki yirmi oyuncu birden göndereceğiz. bu sadece iki ya da üç kişi olacak. sonra bunu sürekli hâle getirmeye çalışacağız. insanlar sanıyor mu ki ajax çekmeceyi açıp onlarca oyuncuyu bir anda çıkarıyor? her sene, sadece yeteri kadar iyi olan bir ya da iki oyuncu çıkarabiliyor. barcelona takımının yarısından fazlası altyapıdan gelmiş ama bir kerede gelmedi hepsi. adım adım oldu her şey. süper kupa'nın kazanıldığı 2000 yılında galatasaray'da da böyle oldu. (...) gerçlerimize sabır göstermek, güvenmek ve onlara futbolla ilgili iyi fikirler aşılamak gerekiyor. ihtiyacımız olan ise öncelikle oturmuş bir sistem. gelişmiş tesis imkânları, iyi çaılştırıcılar, iyi bir strateji, iyi scouting, iyi sağlık ekibi, iyi sosyal imkânlar vs...

    bir futbol takımı oyunu rakip yarı sahada oynamayı amaçlamalıdır. oyunu kaybetmekten korkma.

    futbol, bugün değişse bile orijinalinde işçi sınıfı oyunudur. bütün hafta çalışan insanlar, haftasonu stadyuma güzel vakit geçirmeye gelir. onlara güzel vakit geçirtebilmek için aynı zamanda kazanmalısınız da. galatasaray gibi kulüpler kazanmak zorundadır ama aynı zamanda güzel bir oyun da oynamak zorundadır. ve bizler kazanmak ile güzel oyun oynamak arasındaki dengeyi kurmalıyız. (...) 1988 avrupa şampiyonası'nı hatırlıyorum. hollanda'nın ilk maçı sovyetler birliği'yleydi. o güne kadar hollanda milli takımı'nı asla o kadar iyi bir futbol oynarken görmemiştim. ama kaybettiler! 1-0 yenildik. maç sonrası arabada arkadaşıma "o pozisyonu gördün mü, öteki şutu gördün mü, ne kadar iyiydik!" diyordum. ama sözüm kesildi: "evet ama kaybettik!" takımın çok iyi, her şeyin güzel olacağını söyledim ve en sonunda hollanda avrupa şampiyonu oldu. üstelik finalde sovyetler birliği'ni yenerek. ama bu maçta o kadar iyi oynamadık

    galatasaray dergi

    --- alıntı ---

    edit: kes-yapıştır değil, alın teri.
App Store'dan indirin Google Play'den alın