• 1
    kendisi tff etik kurulu başkanıymış.

    futbolda şike soruşturmasıyla ilgili son açıklamaları;

    --- alıntı ---

    tff etik kurulu başkanı prof. dr. oğuz atalay, iddianamenin açıklandığını ancak federasyon bünyesinde yürütülen disiplin soruşturmasının bitmediğini söyledi.

    şike operasyonun ardından iddianamenin aleniyet kazandığını ve deliller üzerindeki gizliliğin kalktığını belirten atalay, "türkiye futbol federasyonu bünyesinde yürüyen disiplin soruşturması bitmedi. soruşturma devam ederken, soruşturmayı yapan kurulların üyelerinin hele başkanının o soruşturmanın içeriği hakkında açıklamada bulunması ayrı bir etik kural ihlali olur. dolayısıyla ben hazırlanan geçici raporun içeriği hakkında her hangi bir şey söyleyemem. iddianame ortadadır. tartışılacaktır kuşkusuz. kimisi haklı kimisi abartılı bulacaktır. iddianamenin düzenlemesine temel teşkil eden deliller daha önce etik kuruluna sevk olunan evrakın üç katı kadar sayıda. yanlış hatırlamıyorsam tahmini söylüyorum 26 klasör, şimdi 70 klasör. daha etik kurulunun incelediğinin iki katı daha fazla belge ve bilgi var. bunlar incelenmeden, ifadesine başvurulacak ilgililer dinlenmeden, etik kurulunun raporunun mükemmel hale gelmesi, etik kurulu üyelerinin her hangi birinin bir şey söylemesi veya onun adına birilerinin çakma rapor hazırlayıp, basına satmaya çalışması sadece gülünecek iddialar." dedi.

    prof. dr. oğuz atalay, katıldığı söyleşide teşvik primini dopinge benzetti. teşvik priminin suç olup olmadığının tartışıldığını belirten atalay, bir spor müsabakasında doping almanın etik olmadığını ve yaptırım gerektirdiğine dikkat çekti.

    fiziksel gücü artırıcı, dürüst oyun ilkelerini ihlal edici, kişinin bireysel becerisi ve çalışmasıyla kazanması mümkün olmayan sonucu elde etmesine imkan sağlayan destek gücün, kimyasal bir destek olduğunu dile getiren atalay, "kimyasal bir destek dopingtir ve yasaktır. teşvik primi kimyasal değil, maddi bir destektir. yani bir takımın oyuncusunun normalde göstereceği fiziksel güç ve efordan daha fazlasını göstermeye yönlendiren, kimyasal olmayan bir dopingtir. teşvik verilmesi kanaatimce etik olmayan bir davranıştır aynı doping gibidir." dedi.

    sporda şiddet yasasının gerekli bir yasa olduğunu ifade eden atalay, cezaların çokluğu azlığı konusundaki tartışmanın hukuk politikası meselesi olduğunu belirtti.

    son düzenlemeden sonra düşürülen cezalarla ilgili kanunun hazırlık çalışması sırasında ceza hukukçusu meslektaşlarının ısrarla cezaların yüksek olduğunu söyleyerek kulüpler birliğini uyardığını açıklayan atalay, "razıyız, bizim içimizden bu kuralları çiğneyen cezalandırılsın' diyerek kabul etmişlerdir. bu cezaların dünyada eşi benzeri olmadığı uygulama söz konusu olduğunda ortaya çıkmıştır. tartı hatası yapılmıştır. şimdi dünya normlarına çekildi." dedi.

    --- alıntı ---
  • 3
    fenerbahçe'yi kurtarma operasyonun ilk kıvılcımını patlatmıştır, türk sporunun başı sağolsun;

    türkiye futbol federasyonu etik kurulu başkanı prof. dr. oğuz atalay, şike soruşturması kapsamında kişilerin savunmalarının tamamlanmasının ardından kulüplerle ilgili aşamaya geçeceklerini bildirdi.

    gediz üniversitesi hukuk fakültesi özel hukuk bölüm başkanlığı da yapan atalay, yaptığı yazılı açıklamada, tff başkanı yıldırım demirören'in teklifiyle görevine devam ettiğini belirtti.

    önlerinde türk futbolunun geleceğini belirleyecek, herkesin sonucunu merakla beklediği kritik önem taşıyan bir dosyanın olduğunu, böyle bir sorumluluğun ve yükün altındayken dosyayı yarıda bırakamayacaklarını kaydeden atalay, tff başkanı demirören ve yönetim kurulunun, etik kurul'u korumasının spor kamuoyu tarafından takdirle ve saygıyla karşılanması gerektiğine işaret etti.

    atalay, açıklamasında şu görüşlere yer verdi:
    ''sayın başkan, önceki yönetimin göreve getirdiği kurulumuza güvenlerini sergileyerek, objektif bakış açılarını ortaya koymuş oldu. aynı ekip ruhuyla ve heyecanla çalışmaya devam edeceğiz. yeni yönetimin güvenini boşa çıkarmayacağız.

    (şike soruşturması) kişilerin savunmaları yakında tamamlanacak ardından kulüplerle ilgili aşamaya geçeceğiz. savunmaların ve yeni delillerin değerlendirilmesinden sonra profesyonel futbol disiplin kurulu ve etik kurulu nihai değerlendirmelerini yapacak. daha önceki rapor 3 temmuz 2011 tarihli dosyanın içeriğiçerçevesinde bir mütalaadan ibaretti.kamuoyunun bunu bilmesinde yarar var. dosyanın son durumuna göre daha kapsamlı bir rapor hazırlıyoruz. yeni rapor hazırlamamızın, ''baskılar ve telkinler neticesinde geri adım attığımız'' şeklinde yorumlanması da talihsizlik. özet bölümü basına yansıyan o rapor, soruşturmadaki gizlilik devam ederken, kısıtlı deliller ışığında yaptığımız bir çalışmaydı, nihai metin değildi.''

    ''hukuk adına gereken neyse onu yapacağımız bilinsin''
    soruşturma ve dava sürecinde yapılan yorumlarla anayasal suç işlendiğini ifade eden prof. dr. atalay, açıklamada şunları kaydetti:

    ''anayasamıza göre görülmekte olan bir davayla ilgili mahkemelere tavsiye ve telkinde bile bulunulamaz. buna rağmen kimileri belki bilinçsizlikten belki de kasıtlı olarak ahkam kesiyor, yersiz ve zamansız açıklamalar yapıyor. bu durum kesinlikle etik değil, hukukçular için ise kesinlikle affedilemez bir davranış. her şeyi bilen bilirkişi konumundaki bazı kişiler, tv kanallarına çıkıp bizleri etkilemeye dönük açıklamalardan artık vazgeçsin. kimileri de etik kurul'un gazete kupürlerine göre rapor hazırladığını iddia ediyor, mütalaamızı karar gibi göstermeye çalışıyor. bu tür davranışların ve çıkışların, süreci hiçbir şekilde etkilemeyeceği bilinmelidir. incelemenin tamamlanması ve sonucun açıklanması sabırla beklensin, hukuk adına gereken neyse onu yapacağımız bilinsin.''*
  • 4
    1996-1997 eğitim ve öğretim yılında 9 eylül hukuk fakültesi'nde hocalığımı yapmış değerli hukuk adamı. hukuk fakültesindeki asık suratlı hocaların aksine öğrencileriyle son derece iyi ve yakın ilişkileri vardı. pek tabi bu nedenle de öğrencilerinin neredeyse tamamı tarafından epeyce sevilir ve hürmet görürdü. hatta aynı fakültede kamu hukuku alanında hocalık yapan eşi esra hanıma göre pamuk helva kıvamında bile sayılırdı. kahverengi takım elbisenin üstüne mor kravat takıp altına siyah çorap giyen klasik akademisyenlerden farklı bir potresi olan oğuz hoca'nın en büyük tutkusu off-road yarışları ve klasik araba merakıydı. çoğu zaman fakülteye bile kendi topladığı kırmızı renkli eski bir off road jeeple gelirdi. hukuk fakültesi hocalarına göre son derece marjinal bir stili olan bu hocamız daha sonraki yıllarda icra iflas kanunu değişiklik tasarısı komisyon üyeliği, hukuk muhakemeleri kanunu komisyon üyeliği ve izmir üniversitesi rektörlüğü görevlerinde bulundu. son derece başarılı bir hukukçu olan oğuz hocanın kendisine yöneltilen eleştiri ve telkinlere kulak asmadan vicdani kaanati doğrultusunda bir rapor hazırlayacağını düşünüyorum. iş ki ilgili birimler bu mütalaa doğrultusunda karar alabilme kudretine sahip olsun.
  • 5
    etik kurulu başkanı olarak şike davasıyla ilgili tff'ye hazırladıgı farklı zamanlardaki iki farklı raporda neredeyse birbirinin zıddı tezleri öne çıkaran bir hukukçu. bundan sonra hangi yüzle öğrencilerinin karşısına çıkacak da ders verecek kendisine sormayı çok isterdim. turkiye'deki şike lobisine kurban gitmekten kendini alamamış ve dik duruşunu gösterememiş, kendi mütalaasını değişen yönetime göre değiştirmiş bir hukukçudur benim nazarımda.

    mesleğine birazcık saygısı olan adam bunu yapmazdı. ama diğer 4 üye ile beraber bir skandala imza attılar. ama allahtan ki bu ülkede mehmet ekinci gibi hukuk adamları var da verdikleri dik kararlarla bazı şeyleri böyle hukukçuların suratlarına çarpıyor.
  • 6
    --- alıntı ---
    şike gözden kaçmış olabilir

    atalay: biz de insanız. gözümüzden kaçmış bazı eksikler olabilir. ama raporumuzda şike konusunda şüphe mevcut

    etik kurulu’nun şikeyle ilgili yedi ay arayla hazırladığı iki farklı raporun ayrıntılarını dün gazete yayımladık. ilk raporda bazı kişi ve kulüplerin şike ve teşvik yaptıkları net bir şekilde belirtilmesine rağmen ikinci hazırlanan raporda bazı suçlamaların tek tek aklanmıştı. bu durum da kamuoyunda çok tartışıldı.

    bu tartışma üzerine tartışmanın odağında bulunan etik kurulu’nun bir numaralı ismi başkan prof. dr. oğuz atalay’la dün bir telefon görüşmesi yaptım. ikinci raporda bazı isimlerin ve kulüplerin nasıl aklandıklarını sordum. atalay şu açıklamayı yaptı: “ilk raporu fezlekelere dayanarak yazdık. ancak daha sonra kişilerin savunmalarını almaya başladık. bazı şüpheliler, şüpheleri izale edecek beyanlar, belgeler sundular. bunlar da birbirini destekliyordu. ikinci raporda bazı isimlerin olmamasının nedeni bu.”

    atalay, bu açıklamanın ardından kendilerine sunulan bazı belgelerden bahsetti. telefon kayıtlarında geçen ve maç şifresi olduğu anlaşılan inşaat kelimeleriyle ilgili fenerbahçe yönetiminin belgeler sunduğunu söyledi. atalay’a ve de etik kurulu’na göre konuşmalarda geçen inşaatlar, fenerbahçe yönetimindeki kişilerin bildiğimiz inşaatlarıymış. inşaatların ruhsat ve belgeleri sunulmuş.

    bu açıklamaya bir itirazım oldu. bu itirazımı da atalay’la paylaştım. ses kayıtlarında inşaatlarla birlikte inşaat işçilerinin isimleri de geçiyor. ne ilginçtir ki bu inşaat işçileri, şike ve teşvik görüşmelerinin yapıldığı yerli ve yabancı futbolcuların isimleri.

    “bunu nasıl izah edeceksiniz” soruma, atalay doğrusu tatmin edici bir cevap veremedi. tape’leri alt alta koyduğunuzda böyle bir düşünceye varılabileceğini, “açıklık yok ama şüphe var” diyerek cevapladı. ardından da şu açıklamayı yaptı: “bazı konuşmalarda açıklık yok ama şüphe var. bir şeyi hallediyorlar ama neyi hallettikleri belli değil. ses kayıtlarına bir bütün olarak baktığınızda mantıklı anlamlı bir bütünlük var. bir birinin devamı gibi görünüyor. ancak biz incelediğimizde delil olarak bir biriyle bağlantı kuramadık. prensip olarak kanaat oluşması için delil olması lazım.”

    atalay’a ses kayıtlarında geçen ve bazı isimlerin ceza aldığı inşaatla, tarla sulamalarla ilgili sorumu tekrar sordum. bu durumu nasıl açıkladıklarını merak ettiğimi belirttim. şu cevabı verdi: “yöneticiler birkaç tane inşaattan söz ettiler. temel atmamışlar. gitmemişler. biz inşaatla ilgili konuşmaların ne anlama geldiği konusunda delil bulamadık. başka delillerle destekleyemedik. kanaat oluşturamadık ama konuşmalar var.”

    inşaat işçisi olarak futbolcu isimlerinin ses kayıtlarında geçtiğini bir kez daha hatırlatmam üzerine ise şu cevabı verdi: “yöneticilerin bazı konuşmalarla ilgili açıklayamadıkları noktalar oldu tabii. biz raporumuzda bunun kulüplere izafe edilebileceğini yazdık. eskişehir, gençlerbirliği, ankaragücü maçlarında fenerbahçe kulübü’ne suç izafe edilebileceğini raporumuzda belirttik. aynen şöyle dedik. ‘fenerbahçe-gençlerbirliği’ne izafe edilebileceği mütalaa olunur. şüphenin fenerbahçe kulübü’ne izafe olunabileceği mütalaa olunur’ dedik.

    çıkarsama yoluyla inşaat işçileri konusunda evet haklınız. ama biz hukukçu olarak bir tesbit yapamayız. ama disiplin kurulu muhakeme yoluyla bunu yapabilirdi. bizim raporumuzda neden yok çünkü biz tesbit çalışması yaptık. çıkarsama yapmadık. muhakemeyi disiplin kurulu yapar. disiplin kurulu bunu yapacaktı. tape’leri alt alta koyup yapacaktı. buna onlar cevap vermeli. biz görmediğimizi yazmadık. ama şüphe mevcuttu raporumuzda.“

    atalay’ın bu açıklamaları çok önemli. atalay, bazı maçlarda kulübün suça izafe edileceğini belirttiklerini, inşaat işçileriyle ilgili de bir sorun olduğunu söylüyor. ancak buna rağmen disiplin kurulu’nun, fenerbahçe’yi ve başkanı aziz yıldırım’ı oy çokluğuyla kurtardığı da orta yerde hakikat olarak duruyor.

    atalay, kendilerinin de raporu hazırlarken hata yapmış olabileceklerini de görüşmemizde belirti. “biz de insanız. tesbitte eksiklik mümkündür, insanın gözünden kaçabilir. üst kurul organları da bunun için vardır. bizim gözümüzden kaçmış noktalar olabilir. üst kurul bizim gözümüzden kaçan noktaları bulabilir” diyen atalay, yaptıklarının akıl yürütme ve muhakeme faaliyeti olmadığını, dosyanın klasörlerinin özetlenmesi olduğunu da sözlerine ekledi.

    atalay’a ses kayıtlarındaki şifreli konuşmaları, bu durumdan neden şüphelenmediklerini de sordum. kendilerine yapılan savunmalarda kişiler, herkesin konuları bilmesinden dolayı kısa ve şifreli konuştuklarını, kendi aralarında böyle anlaştıkları, ne konuştuklarını bildiklerini savunmalarında belirtmişler. atalay ve ekibi de bu savunmaya ikna olmuş ve normal olarak değerlendirmiş. herhangi bir şüphe duymamış.

    atalay, ibrahim akın olayıyla ilgili olarak da şu açıklamayı yaptı: “itirafa dayalı bir şüphenin mevcut olduğunu belirttik. fenerbahçe ile ilgili, büyükşehir belediyesi’nin trabzonspor ile ilgili oynanan maçlarını ibrahim akın, avukatının yanında itiraf ediyor. sonra reddediyor. ama avukatının yanında itiraf var ve bu da makul şüpheyi haklı kılıyor. şüpheyi dağıtmıyor.“

    sayın atalay’ın söyledikleri böyle. bu sözlerden anladığım ise şu. evet, şüphe vardı ama etik kurulu çıkarsama yoluyla, muhakeme ile hüküm veremezdi. disiplin kurulu’nun bu kararı vermesi gerekirdi. sanırım ortada büyük bir sorun ve suç var ve herkes suçu, sorumluluğu başkasının üzerine atarak bu durumdan kurtulmaya çalışıyor.

    spor yazarlarının ‘etik’ tepkileri
    ahmet çakır: dünya bizimle alay ediyor

    artık bu konuda gizli birşey kalmadı. iş toplumun zekasıyla alay etmenin de ötesine geçti. bu kurullarda yer alan insanlar belli ki büyük baskılar altındalar. üstelik bu baskılar çok yükseklerden de gelebiliyor. fakat bence yarın öbürgün bu çelişkili tutum ve kararlarını çocuklarına nasıl anlatabileceklerini de düşünmeliler. türkiye’de nasıl ki iç hukuk yolları tükendiğinde aihm’e başvuruluyor, buradaki problemin çözümünde de uefa’dan gelebileceği düşünülüyor. oysa başlangıçta bu işin yargıya yansıması, tutuklamaların olması italya’da heyecanla karşılanmıştı. ‘siz bizden daha ileridesiniz’ diye iltifatlarda bulunmuşlardı. ama şimdi bütün dünya bizimle alay ediyor. uefa’dan gelecek ceza mutlak gibi gözüküyor. sonra federasyon biz onu öyle anlamamıştık gibi düzeltme yoluna gidecekler. ama ne kadar düzeltebilirler kuşkuluyum.
    kemal belgin: duruşlarına yakışmadı

    raporlar arasındaki çelişkiyi normal değerlendiriyorum. başka bir şey beklenemezdi zaten. sürecin başından beri yaşadıklarımıza bakarsak bu sonucun çıkması son derece normal. iki raporu da hazırlayan kişilerin aynı olması nedeniyle bence bu onların duruşlarına hiç yakışmamış. burada en çarpıcı olan şu; bazı yönetici ve sporcular disiplin kurulu tarafından hak mahrumiyetine çarptırılmışlar. kamuoyunun büyük bir bölümü aziz yıldırım’ın da ceza almasını beklerken o bu ekibin içinde bulunmuyor.
    --- alıntı --- *

    adam inşaat işçi diyor, mahkemede de inşaat ruhsatı gösterince olay kapanıyor. eyuh yuh yuh yuh kere yuh, yemin ediyorum kaçıcam bu memleketten, soğuttunuz ulan insanları ülkeden bir millet anca bu kadar sığır yerine konulur.
App Store'dan indirin Google Play'den alın