• 1
    milliyet gazetesi'nde yıllardan beri açık pencere isimli köşesinde politika ve gündem, ara sıra da spor üzerine yazan ulusal çizgideki yazar olup, sağlam bir galatasaraylı'dır kendisi. aynı zamanda eski fenerbahçe başkanlarından metin aşık'ın da kardeşidir. bugün galatasaray ile ilgili naçizane bir analiz yapmış köşesinde. paylaşmak gerekir diye alıntıladım aşağıya...

    --- alıntı ---

    gs aynen devam

    genel kanaat: galatasaray geçen yıl bıraktığı yerden devam ediyor...
    ibb önünde tıkanıp kaldılar.
    bu takımın bu yıl farklı bir hoca tarafından çalıştırıldığı da hiç belli değildi.
    oyuncuları hiç taktik vermeden sahaya sürseniz de bu kadar oynarlar...
    ilginçtir...
    tonla para verilerek birtakım yabancı oyuncular alındı...
    ibb transfere, gs’nin yarısı hatta üçte biri kadar bile para ayırmadı.
    ama ibb’nin ucuz yabancıları çok daha iyiydi.
    neden mi?
    çünkü gs, hangi menajerlerin dolduruşuyla bilmiyoruz ama, avrupa’da şöhreti olan ancak inişe geçmiş veya dışlanmış futbolcuları topluyor.
    küçük kulüpler ise yükselişteki oyuncuları alıyor.
    gs ununu elemiş, eleğini asmış bir antrenör göreve getirdi.
    ibb’nin başında ise sürekli yükselişte olan bir genç hoca var. netice ise meydanda...

    --- alıntı ---
  • 2
    köşesinde lig tv'ye inceden dokundurmuştur.

    --- alıntı ---

    galatasaray-ankaragücü maçının 58. dakikasında tribünler 58. maddenin değiştirilmesine karşı çıkmak adına beyaz mendil sallamaya başladı. lig tv kameraları bu manzarayı göstermemek için büyük çaba sarf etti... beyaz mendilleri ucundan kıyısından görebildik. hakkını yemeyelim, birkaç saniye de küçük bir topluluk mendil sallarken gösterildi. neden bu gayret? federasyonla ters düşmeme çabası... birtakım çıkar güdülerinin yayıncılık ilkelerinin üzerinde tutulduğuna küçük ama güzel bir örnek verdi lig tv... mendil sallıyoruz...

    --- alıntı ---
  • 4
    2006 yılında italya'da şike olayları patladıktan sonra 19 temmuz 2006'da milliyet gazetesinde yazdığı köşe yazısı:

    --- alıntı ---

    bir şike anısı...

    italya'da şike yapan kulüplere ağır ceza verilmesi bizim spor çevrelerini de gayrete getirdi. şike dosyaları açılıyor... içinden birşey çıkar mı? yok canım. maksat anılar tazelensin.

    bizim de bir anımız var... yıl 1998... ligin sonları... fenerbahçe'nin bir yöneticisi, bir aracı ile şekerspor kalecisi murat karasu'ya ankara'daki maçta gol yemesi için 100 bin dolar teklif ediyor... murat, helal süt emmiş bir genç. durumu kulübe bildiriyor. sonra mı?...

    şike aracısı şahıs maçtan az önce soyunma odası kapısında yakalandı. ifadesinde fenerbahçe kulübünde kiminle ilişkide olduğunu isim vererek anlattı. şekerspor başkanı cengiz sezer, ertesi gün yaptığı basın toplantısında bu olayı gazetecilere aktardı. ilginçtir. tek bir gazete o sözlere yer vermedi. sadece biz açık pencere'de yazdık. buna rağmen federasyon soruşturma açma yoluna gitmedi. fenerbahçe kulübünden bir açıklama beklenirdi, böyle durumda. aziz yıldırım yeni başkan olmuştu. hiçbir açıklama yapılmadı...

    suç belli. sanıklar belli. tanıklar belli. hepsi hayatta. ama o gün bugün herkes üç maymunları oynuyor. tabii ki görmezden gelinen tek şike olayı bu değil. benzeri nice olay var. diyeceğimiz, bu duyarlık düzeyiyle bu ülkede şike önlenemez...

    http://www.milliyet.com.tr/...7/19/yazar/asik.html

    --- alıntı ---

    (bkz: 3 mayıs 1998 şekerspor fenerbahçe maçı)
App Store'dan indirin Google Play'den alın