resim
Acun Ilıcalı
Görev:Kulüp Sahibi
Takım:Hull City
Yaş:54
Uyruk:Türkiye
  • 163
    başarılı olarak görülmesi konusunda şüphelerim ve itirazlarım var.
    ayrıca "zenginin malı züğürdün çenesini yorar" ya da "kedi uzanamayacağı ciğere mundar der" gibi yaklaşımlarla yazımı okuyacaksanız şimdiden teessüf ettiğimi bilin.

    sizlerle "komplo teoricilik" oynamayacağım. yok masondu, yok illuminatiydi, yok gizli yahudiydi muhabbetlerine de bulaşmak istemiyorum.
    -ki hepsi de olabilir- ancak bahsetmek istediğim şey farklı.

    yurt dışında popüler olan program formatlarını ve yarışmalarını, çeşitli siyasi bağlantılar ve bir takım para babalarının uzun vadeli destekleri ile türkiye'ye taşıması, yaratıcılık anlamında kesinlikle "sıfır"dır. herhangi bir özgünlük olmadığı gibi, programların orijinal hallerini izleyenler de ne kadar yapmacık ve birebir kopya olduklarını anlayacaklardır.

    hatta inanmayacaksınız ama, jest ve mimikler bile...
    hatta hatta, programına jüri olarak aldığı insanların uğraşları ve tipleri ile bile...

    unutmayın; medyada ufaktan parlayan her kişi ve kurum, büyük kuruluşların ilgisini çeker, ki acun da bu şekilde bu piyasada kalıcı olabilmiştir.
    örneğin, bu ülkede galatasaray'dan sonra en büyük kabul edilebilecek camia olan fenerbahçe, acun'un ilk parladığı zamanlarda, çeşitli şekillerde programlarında ya da özel hayatında karşılıklı reklam aracı olarak karşımıza çıkmıştır.
    bu durumdan fenerbahçe de, acun da reklamizasyon olarak fayda sağlamıştır.

    çeşitli futbolcu ve yöneticilerle arkadaş / dost olması, onlarla kafelerde fotoğraflanması, sonradan sonradan doğal olsa da, bu işin pr (kamuoyu tanıtımı) çalışmalarından yalnızca biridir.

    yine yıllar içinde türkiye'ye soktuğu kopya programlarda, özellikle yarışmacı olarak belirlediği şiveli / şişman / zayıf / duygusal / komik vb. çeşitte yarışmacılarla halkın her kesiminden sempati toplamaya çalışması da başarı kriteri değildir. çünkü başarının ana göstergesi, herhangi bir şekilde duygusallığı işe katmadan, salt sonuç odaklı işler yapılabilmesidir. yani ekran karşısındaki "ay bu çocuk çok efendi", "aman kutusunda inşallah yüksek vardır" şeklinde konuşuyorsa, emin olun ki ortada bir başarı hikayesinden ziyade, halkı duygusal yönden kuşatmış bir yarışmacı profili vardır.

    yine yıllar içinde, programlarına konuk aldığı eski milli futbolcular, faal teknik direktörler ve sporcular, komedyenler vb., acun'un önlenemez popülerite artışından kaynaklı ekranlara çıkmışlardır. ne yazık ki burada bir algı kayması var; acun başarılı olduğu için değil, ekranda öyle ya da böyle sürekli göründüğü içindir.

    bu noktada itirazlar gelebilir, başarılı olduğu için ekranda görülüyor denebilir.
    ajdar'ın da bir zamanlar prime time'da en fazla yer alan obje olduğunun altını çizmek isterim.

    fazla uzattığımın farkındayım, ancak; arkasında iktidar ve bir takım patronların gücü ile, zorlama programları halka izlettirmiştir. bunu da bir başarı olarak görmediğimi de, halkımızın maalesef ki bilinçli seyircilik konusunda oldukça eksik kaldığını hatırlatarak söylemek isterim.

    programları 3. dünya ülkeleri için başarılı sayılabilir.
    helikopteri ile bir takımın idman sahasından futbolcu almaya inebilir.
    milli sporcularla akşam yemeklerinde ispanyol şarapları yudumlayabilir. (yudumlamayadabilir. alkol alıp almadığını bilmiyorum)
    rıdvan'larla halısaha maçı yapabilir.
    giydiği çorapları 2. kez giymeyip çöpe atıyor olabilir. (abbas güçlü ile genç bakış'ta kendi söylemişti, abbas güçlü bile tepki göstermişti.)

    ancak eğer ki mutlak başarıdan, hele hele dayandığı noktalar olmaksızın özgün işler başarmasından söz ediyor isek, kusura bakmayın ancak bu adam başarılı falan değildir.

    özgün programlar için barış mançolar örnek gösterilebilir. arkasında büyük güçlerin iteklemesi olmadan...

    tv8'i alıyormuş.
    zaten hemen hemen çoğu kanalda sözü geçiyordu.
    artık borusunu daha rahat öttürecek...

    edit: ekleme
App Store'dan indirin Google Play'den alın