2009-10 UEFA Avrupa Ligi F Grubu 2.Hafta Maçı
22:05 Ali Sami Yen Stadyumu
1 - 1
  • 151
    alınan 1-1 lik beraberlikle spor medyasının "galatasaray alarm veriyor" şeklinde manşet atabilecek duruma getiren maçtır. arkadaş hangi zihniyettir hangi futbol bilgisi olan adamın yazdıgı bi manşettir galatasaray elinden geleni yapmıştır en azından gecen seneki mağlup durumdaki panik havasından biraz sıyrılmıştır. inatla 10 kişi defans yapan takıma karşı bol paslı oynamıştır pozisyona girmiştir direkleri dövmüştür lakin 2. golü bulamamıştır. birde buna ek olarak hakem faktörünü de sayabiliriz kartlarını adaletsiz kullandı. sonuç olarak hala grupta lideriz hala en büyük favoriyiz ama inşallah bu 2 puanı aramayız...
  • 152
    baslamadan once bir not: sari kirmizi gozluklerinizi cikarip da okuyunuz.

    kazansak da sevinmeyecegim mac olacakti. soyle ki bu kadar ruhsuz, bu kadar heyecansiz bir mac izlememistim uzun zamandir. ilk yari keita, ikinci yari da baros ayakta kalan adamdi takimda. biraz da sabri ve elano. savunmada da her zamanki gibi servet. onun haricindekiler normal performanslarina gore cok cok kotu bir futbol sergilediler. evet belki sanssizdik iki top direkte patladi, ama savunmadaki aciklari da gorun yahu. adamlar ellerini kollarini sallaya sallaya pas yapip orta sahayi geciyorlardi. orta sahada pres koyan adamimiz yok! ayhan arda topal keita hatta baros'un bile presle rakibi bogmasi lazim. savunma yapmaya hucumdan baslanir ama bizde 1-2 pozisyon haricinde topu kaptiran savunmayi unutmus halde geziyordu. eger bu savunma aciklarina onlem alinmazsa onumuzdeki haftalarda onemli puan kayiplari yasayacagiz.

    bir de rijkaard'in oyuncu degisikliklerine deginmek istiyorum. elbette ki rijkaard gibi benim yasimdan fazla suredir futbolun icinde olan bir adamin taktigini, degisikligini, secimini elestirmek bana dusmez ama sene basindan beridir macin gidisatina bakmaksizin ayni mevkinin adamlarini cikarip, sokuyor. baros cikiyor nonda giriyor. topal cikiyor sarp giriyor. dusunuyorum acaba takimin farkli oyuncularla sisteme adapte olmasini saglayip uzun vadede kazanc saglamak mi istiyor ki aklima yatan tek cikarim da bu.

    bu arada deginmek istedigim bir baska konu da hakem konusu. eger biz adam gibi oynadigimiz takdirde evire cevire yenecegimiz sturm graz ile zar zor berabere kaliyorsak {simdi kimse bana galibiyeti kacirdik gibi laflarla gelmesin, onlar da galibiyeti kacirdi.} elestirilmesi gereken en son adam hakemdir. adam sturm graz'in gol bulmasini mi sagladi? hayir. golu biz yedik. eger bu kadro sturm graz'a 2 gol atamayacak kadar acizse hakemlik de bir sey yoktur.

    ben bu takimin, bu teknik kadronun yavas yavas guzel isler basaracagina inaniyorum. takimin kaybolan hirsi geri gelmeli. 5 mactir kotu oynuyorduk, ya da sezon basi kolay rakiplerle oynadigimiz icin iyi oynuyor gorunuyorduk. ama zamanla iyiye gidecegimize inaniyorum. bu maci futbolcular yarin izleyip nerde hata yapmislar, nerde eksikleri var tek tek gormeliler.

    bir sozum de taraftara. takimi galipken takimini keciorengucu taraftari da destekler. asil onemli olan takimin destege ihtiyaci varken o destegi vermektir. bugun ikinci yarinin ilk 5 dakikasi ve golden sonraki 5 dakika haric seyircisiz mac izliyor gibi hissettim kendimi. ama hakem olumsuz bir karar verince butun stad islikliyor masallah. futbolcuyu elestirirken iyi topunu oyna, hakemle ugrasma diye. peki seyircinin *yaptigi neydi bu macta? tamam hakemle de ugrasacaksin, ev sahibi olmanin taraftar acisindan avantaji budur muhakkak ama sen asil gorevin olan takimini destekleme isini yapmayip bi pozisyon aninda toplu halde hakemi islikliyorsan gitme kardesim maca. kitleme biletix'i. taraftar olan, takimini destekleyecek olan gitsin. maci ses cikarmadan evinde de izlersin disarda kafede de. hem o bilet paran da cebinde kalir hem de takimina faydan olur.
  • 153
    1 penaltımızın verilmediği, 1 buzz gibi golümüzün verilmediği, 2 topumuzun direkten döndüğü, ve 3-4 gol kaçırdığımız maç. gayet de güzel oynadık efendim. ama ulemalara sorsan kötü oynamışız... geri basın. bu arada doldur boşalt yapmadan sabırla pas yapan takımıma teşekkür ediyorum. böyle böyle otomatiğe bağlanacak o pas trafiği. seviyorum lan çoğunuzu.
  • 156
    takımımızın eleştirilmesi gereken yönünün oynadığı oyun ve yaptığı hücum varyasyonlarının yerine; rakibe cömertçe verdiği pozisyonlar olması gereken müsabaka. etkisiz olduğumuzu zannettiğimiz bir maçta bile 10'a yakın gol pozisyonu harcadık. futbol bu, bugun girmez yarın hepsini atarsınız. fakat beşiktaş maçından itibaren başgösteren rakibe kolay pozisyon verme hastalığı umarım kronikleşmeden son bulur. her ne kadar ma'aile hücuma çıkmış olsak bile arka taraf bu kadar kontrolsüz kalmamalı. keza beşiktaş maçında geriye yaslandığımız dakikalarda kalemizde ciddi tehlikeler yaşamıştık. gökhan zan'ın takıma dönüşüyle bu eksiğimizi kapatacağımızı umuyorum.
  • 157
    şansımızın baya baya bizden kopup başka diyarlara göç ettiğinin ispatı olan maçtır. kıçına başına çarparak pozisyon bulma sanatı yapıyor adeta rakiplerimiz. ayrıca topun neden kaleye girmemek için bu denli inat ettiğini de anlamaya imkan yok. çok pozisyon bulduk herkes üzerine düşeni yapmaya çalıştı lakin şans faktörü istediğinde her şey anormal gelişebiliyor. maçta dikkat çeken olaylara değinmek isterim:

    1. servet'in sağ açıkta çalım atıp, orta yapma çabası
    2. kornerin başına geçen elano topu orta yapması için sabri'ye çıkarması
    3. mehmet topal'ın topu bilare geriye oynamaya çalışması ve pas atma yeteneğinin iyiden iyiye rezalete dönüşmesi.
    4. sezon başından beri kornerleri asiste dönüştüren arda'nın artık topun başına hiç geçmemesi.
    5. ayhan'in babalar gibi oynarken saha kenarına alınması
    6. ayrıca emre aşık 35 yaşında bunu defaatle vurgulamak isterim. 35 yaş yolun yarısı eder zira. emre müthişti yanlış anlaşılmasın fakat her emre'nin olumlu hareketini buna yoran spiker zihniyetinden usandım.

    dipnot: sabri bir ara 2 metre yanındaki arkadaşına pası atamadı, kontra yedik. cidden artık oturup düşünmesi gerekiyor bu konuları.
  • 158
    sözü hıncal uluç ve rıdvan dilmengillere bırakmadan önce biz de bir yorum yapalım.

    2 top direkten dönmüş, 1'i 6 pastan üst direğe vurulmuş*. nizami bir gol verilmemiş, arda'ya yapılan net penaltı görülmemiş ve ilk yarı girilen 4 net pozisyonun-ki 2'si %500- yanı sıra ikinci yarı da girilen onca net pozisyon kaçmış. bence rijkaard ve ekibi bütün takımı toplasın bir turkish bath'a götürsün, hamama yani. bu nasıl bir cenabetlik arkadaş.

    ilk yarı final paslarında çok kötüydük, özellikle elano gerçekten kötü seçimlerde bulundu. arda büyük bir düşüş yaşıyor, bugün bir-iki defa topu ezdi ve çok çabuk yoruldu, dinlendirilse iyi olur hem o arada elano da takıma biraz daha ısınır.

    yediğimiz gole gelince. tam bir komedi. korner kullandık, hakan balta ceza sahası dışında topa müdahale etmedi. sturm grazlı iki delikanlı kontraya çıktı, ilk topa mehmet topal kayarak müdahale etti, top diğer oyuncunun önüne düştü. genelde fener maçlarında olur bunlar ama bu maça denk gelsin de o maçta olmasın inşallah.

    mehmet topal berbattı. ne zaman eski haline dönecek heyecanla bekliyorum. eskiden deli top kapardı, şimdi o da yok.

    sabri 2 top kaybını çıkar muhteşemdi bence. keita da şanssızdı, bir kaç top kontrolünü yapamadı pas hatası yaptı ama kötü değildi.

    baros'a selam edip tebrik ediyorum. 1 metre ötedeki 7 metrelik kalenin nasıl üst düreğini vurmayı başardıysa ben de öğrenmek istiyorum.

    hakemlere sevgiler saygılar. ulan penaltı için hakem koymuşsunuz, adam ardaya sarılıyor sevgiliymişçesine penaltı vermiyorsun. arda gol atıyor rakibe müdahalesi yok, gol iptal oluyor.

    maçın kırılma anı arda'nın nizami olup da verilmeyen golüydü. o gol olsaydı bu maç şov olurdu ama sağlık olsun.

    2 maçtır berabere kalıyoruz ve bence çok da kötü oynamıyoruz, futbolcularımızda biraz konsantrasyon eksikliği var ve düzeleceklerdir.
  • 159
    bu maçtan çıkarılabilecek notlar;

    1- kasımpaşa maçından itibaren önde pres yapan takımlara karşı oyun kurmakta zorlanıyoruz.

    2- ilk haftalarda duran toplar sayesinde baya puan topladık ama sistem hala oturmadı. o tek pasların sonuncusu da adamını bulunca tadından yenmeyecek bu takımın. sadece sabır gerekli.

    3- bu sistem oturana kadar yakaladığımız pozisyonları gole çevirip kontr-atak yememeye özen göstermeliyiz ve vuramayacağımız volelerin altına yatmamalıyız.

    4- bu maçta takımda şanssızlık da vardı. ilk arda'nın kafa vuruşu -ki bence temiz goldü- hakem tarafından değerlendirilse ve baros'un da kafa vuruşu gol olsa ilk yarı 2-0 olacak ve bitecekti bu maç.

    5- ocak ayına kadar büyük takım özelliğimizi gösterip biraz da bizim kötü oynayarak kazanmamız lazım.

    6- takım savunması tehlike veriyor.

    7- önde oynayan oyuncuların formunda bir düşüş görünüyor ve ilk haftalara göre önde çok az pres yapıyorlar.

    8- rijkaard bunların hepsini çözecektir. merak etmeyin ama sabırlı olun. aralık ayını bekleyin.
  • 160
    maçtan önce entry giren insanların %95'i bu maçı kazanacağımızı hatta ve hatta farklı kazanacağımızı düşünüyordu bu bir gerçek..ama maalesef olmadı.. değil fark atmak kazanamadık bile..berabere kaldık..bu durumda hepimize göre ters giden birşeyler var,olmuş demektir ki bu daha büyük bir gerçek..ayrıca son iki puan kaybımızıda farklı kulvarlarda ama aynı sahada yani mabedimizde yapınca ister istemez bir sıkıntı başlıyor galatasaraylıda..bu da doğaldır ve bana göre bizdeki problemde özeleştiri yaparak bu dönemi büyütmeden kafamızda çözeceğimiz bir problem. hem oyuncular, hem teknik heyetimiz -ki eminiz onlar gereğini bizden iyi yapacaklar- ve maalesef oyuna ivme kazandıran değilde oyuna göre ivmelenen taraftarlar * * olarak..çünkü şu durumda dövende sevende aynı şeyleri söylemek istiyor..
  • 161
    fenerbahçeli arkadaşların tacizlerine dayanmaya çalışırken yaptığım açıklama aynen şu şekildedir. hakem penaltımızı vermedi, golümüzü saymadı... bıdı bıdı bıdı. yani yenilen ya da berabere kalan takımın bahanelerini sıralamaya başladım. ve hep şunu derdim; bu bahaneleri sıralayanlara, ozaman hakeme bırakmayacaktınız işi! sonra bir bakmışım ayn şeyi ben yapıyorum. hakem evet hakkımızı yedi o ayrı ama biz bu maçı ne kadar hakettik. ciddi top kaybı, pas hataları, el kol sallaya sallaya geçilen orta saha, defans. ilk yarı yoktuk, ikinci yarı yine ikinci yarıya daha iyi oynadık daha baskılıydık. pozisyonlar bulduk. ama yetmedi. şansızdık da. zaten bilmiyorum ne kadar farkındasınız ama çok iyi maçlar çıkarmayıp birazda şansla geldik buralara ve artık sanırım ters köşeye yatmaya başladı bu şans olayı. kabul edersiniz etmezsiniz. netice itibariyle ben çok üzgünüm. kendi sahamızda böyle bir sonuç aldığımız için ve ilerideki maçlar için de çok endişeliyim. bu kadro çok çok çok daha iyi bir futbol oynayabilecekken neden bu şekilde gidiyoruz diye durup düşünmek gerek. sadece bu maçtan bahsetmiyorum. şu ana kadar oynanan lig maçları dahil bütün maçlar için geçerli bu. iyi futbol iyi skor ne zaman diyebileceğiz???
  • 162
    maçı izlerken dün yad ettiğim van gaal'e özenip tuttum gollük pozisyon istatistiğini. 2 direkten top ve gol vuruşunu doğru biçimde yapamadığımız 5 fırsat. baros'un golü dahil değildir. arda'nın bence hiçbir şey olmayan ama iptal edilen golü de dahil değildir. rakibin ise benim nazarımda net 3 pozisyonu vardı. ama onlarınkine golleri dahil...

    bana kalırsa baros'un şu açıklaması sorunu özetliyor;

    "...bugün günümüzde değildik. bu maç 4-1'de bitebilirdi ama olmadı. direklerden dönen toplarımız oldu. kaçırdıklarımız oldu... başaramadık. ..."
  • 163
    ilk entry'mi bir beraberliğin ardından girmeme neden olan maçtır. bu bencil tanımdan sonra maça geçelim. galiba son zamanlarda rakipleri küçümsemeye başladık ki bu futbolda çok tehlikelidir, cezası hemen kesilir, bir an önce bunu üzerimizden atmamız ve nasılsa kazanırız havasından kurtulmamız lazım. eskişehir maçındaki beraberliğin bu maça olumlu yansıyacağını ve maça hırslı başlayacağımızı düşünmüştüm ama eskişehir maçında gayet iyi olan ilk yarı tempomuzu bu maçta yakalayamadık. halbuki ideal olarak nitelendirebileceğimiz bir kadro vardı sahada. elano istediği gibi forvet arkasında, arda solda keita sağda baros tek forvet, arkalarında mehmet topal ile özlediğimiz ayhan. fakat bir kopukluk vardı ilk yarıda. hem ayhanın top kullanması gereken yerde mehmet topal topla oynuyordu ve hata yapıyordu hem de elano bir türlü forveti ve kanatları besleyemiyordu. nedense elano'nun üzerinde bir çekingenlik var, bulunduğu pozisyon itibariyle bir adamı ekarte etmeyi başarsa arda-keita-baros üçlüsüyle beraber rakip kalede tehlikeli oluyoruz. elano'nun ilk yarıda nadir olarak adam geçmeye yeltendiği bir-iki pozisyonda gördük bunu. kanatlar iyi beslenmediği için arda çok içeri girmek zorunda kaldı. halbuki elano-arda ve elano-keita arasında kanatlardan yapılacak verkaçlar graz kalesinde tehlike yaratmaya yeterdi. kanatlardan da baskı kuramayınca pozisyon bulmakta zorlandık ilk yarıda. yüklendiğimiz bir anda da kontradan gölü yedik. golü yemekten ziyade organize atak yapamamak ve isteksiz oynamak daha düşündürücüydü.

    ikinci yarıya maça başlamamız gerektiği gibi başladık. elano kanatlara daha yakın oynuyordu, arda ve keita ise devamlı kanat değiştiriyorlardı. mehmet topal ve özellikle ayhan dönen topların neredeyse hepsini alıyorlardı. elano ikinci yarıda daha çok birebire girdi, topu kaybetmedi mi hem de çoğunda kaybetti ama yeter ki bunları denesin ve üzerindeki çekingenliği atsın çünkü gerçekten kapasitesinin altında oynuyor, ritmini bulduktan sonra zaten gereksiz top kaybı yapmayacaktır. herşey iyi giderken ayhan değişikliği takımı olumsuz etkiledi. bilemiyorum sakatlığı mı vardı ama hazır rakibi ablukaya almışken dönen topları rakibe bırakmayan ve baskının aralıksız devam etmesinde önemli bir pay sahibi olan ayhan'ı çıkarmak pek akılcı bir seçim değildi. ayhan çıkınca 15-20 dakikadır kendi yarı sahasından çıkamayan sturm graz orta sahada pas yapmaya başladı. elano ayhan'ın pozisyonuna geçti ve yerden uzun toplarla dört kişi defansın arasından baros'a harika toplar çıkarmaya başladı. orta sahada fazla pas yapmıyorduk ve dönen topları alamıyorduk ama elano'nun uzun paslarıyla rakip sahada etkili olmaya başlamıştık. nitekim bu paslardan birinde baros golü buldu. fakat orta sahamız bariz bir şekilde düştü, elano mücadele ediyordu ama zaten o tip bir oyuncu değildi. ayhan'ın yerine oyuna giren kewell pek varlık gösteremedi. kewell'da son haftalarda nedenini anlayamadığım bir düşüş var, çok yorgun ve isteksiz. oyunda kaldığı yarım saat içinde graz sağ bekini hiç zorlayamadı.

    galatasaray'ın ikinci yarıdaki mücadelesi ve temposu aslında tam da galibiyeti getirecek cinstendi. bana göre ayhan'ın çıkması takımımızın direncini kırdı ve graz'a nefes aldırdı. bir de üstüne formsuz bir kewell girince ikinci yarının ilk 15-20 dakikasındaki baskımızı sürdüremedik. buna rağmen maçı rahatlıkla çevirebileceğimiz çok net pozisyonlar bulduk ama değerlendiremedik. orta saha ve forvet hattımızın hepsi üst düzey oyuncular ama hem kondisyon açısından -özellikle son on dakika- hem de takım oyunu açısından istenilen seviyede değiliz gibi geliyor bana. bu beraberlikle beraber bir nazar boncuğumuz daha oldu ve artık toparlanmanın vakti geldi. fikstür açısından zor bir döneme giriyoruz. önümüzde zorlu bir ankaragücü maçı var ama eminim ki galatasarayımız son iki maçta aldığı beraberliklerin acısını ankara'da çıkaracaktır. yeter ki takım olarak daha iyi motive olalım ve ikinci yarıda gösterdiğimiz mücadeleyi ve isteği 90 dakikaya yayalım.
  • 164
    90+2 gibi bir dakikada kendi yarı sahamızın ortalarında topu ayağına alan emre aşık, topu şişirmek yerine en müsait pozisyondaki takım arkadaşının ayağına pas yaptı. işte bu pozisyon bu maçta beni en mutlu eden andı çünkü takımın zor anlarda bile sisteme ihanet etmiyor olduğunu görmek gerçekten çok güzeldi. ayırca yine eskişehir maçı gibi son derece güzel bir futbol ortaya koyduğumuzu düşünüyorum. biraz şanssızdık yalnızca ankaragücü maçıyla birlikte toparlanmaya başlayacağımızı düşünüyorum.
  • 165
    eskişehirspor maçında elano'nun rijkaard tarafından maça sokulmayıp bu maça saklanarak harikalar yaratacağına inanlara kapak olmuş maç. sadece oyuncu kalitesi ile maç almaya çalışan kötü bir teknik direktörün farklı kulvarda da olsa sicco bir takıma kendi sahasında üstüste kaybettiği ikinci maç. ne demiştik şampiyonluk yolunda ve avrupa kupalarında kendi sahanda berabere kalman aslında yenilgi demektir. topalın yerine ayhanı alıp nondayı anca 80 .dakikada oyuna sokmayı akıl edecek düzeyde oyuncu değiştirmeyi beceremeyen teknik direktör ve yardımcısına sahip olduğumuzu gösteren maç..

    haa.. son olarak bülent korkmaz zamanında sözlük geleneği haline gelmiş sicco mottolardan birini de ben yumurtlayayım da bülent korkmaz muhaliflerinin hatrı kalmasın:

    (bkz: barcelona yı şampiyon yapmıştan iyi teknik direktör olmaz)
  • 167
    ilk yarısında kötü oynayıp son dakikada basit bir gol yediğimiz, ikinci yarısında iyi oynayıp, graz'ı sahanın her yerinde bunaltarak hata yapmaya zorlayıp pozisyon bulduğumuz, lakin bulduğumuz pozisyonları değerlendirmekte becerikli olamadığımız karşılaşma olmuştur. henüz ortada kaybedilmiş bir şey yoktur. en fazla sayarız ki deplasmanda panathinaikos ile berabere kaldık. sturm graz takımının da bize ters geldiğini göz önünde bulundurmak lazım. futbolda olur böyle vakalar. baroş'un topu direkten dönmemiş olsaydı, ağlarla kucaklaşsaydı çok iyi olurdu ama olmadı işte. hakem de biraz ibne çıktı.
  • 169
    tamam über süper bir maç çıkarmadık, rakibi ezip yirmi tane gol pozisyonuna girmedik ama sahada 11 aslan vardı hep, kenarda da kıvırcık saçlım. felsefe oturana kadar sistem işleyene kadar olacak böyle maçlar. bazı maçlarda ritm tutmayacak, bazen yenileceğiz bazen gerçekten çok kötü oynayacağız.

    ama biz taraftar olarak daha peşpeşe iki beraberlikte bu kadar homurdanırsak kupalar geldiğinde hangi yüzle sevinip .aşaklarını öpem rijkaard!!!!!, gördünüzmü elano the king!!!!, büyük kaptan arda!!! diye bağıracağız.

    bu mudur allahsen iyi günde kötü günde taraftarlık.
  • 170
    galatasaray'ın şanssız bir şekilde 1 puan aldığı maçtır. birçok pozisyonda bariz hakem hataları vardı. ve elbette sturm graz'ın şansı. hücum olarak yine etkili olan takımımız malesef defansif olarak pek güçlü değildi. çok fazla pozisyon verdik ve saçma sapan bir gol yedik. ikinci yarı golü bulmamıza rağmen devamı gelmedi. sonuçta 1 puan aldık ve yolumuza adım adım ilerliyoruz. moralimizi bozmaya gerek yok.
  • 172
    galatasaray'a büyü yapıldığına inandıran maç. hakemin katlettiği maç. sturm graz'ın birkaç adamı karşısında defansımızın aciz kaldığı maç. mehmet topal'ın kredisini kaybettiği maç. arda'nın artık alıştığımız şekilde yorgun gözüktüğü maç. sabri'nin galatasaray'da oynamasından dolayı utandıran maç. son dakikaya kadar galibiyet golünü atacağımızı düşündüğüm ama atamadığımız maç. aydın doğan'a ve kanallarına sövdüğümüz maç. maç işte.
  • 173
    yine kapanan bir rakibi açamadığımız maç olmuştur. puanlar kaybedilebilir, herzaman güzel futbol oynayamaya bilirsiniz. doğaldır. insan olan herkes hiçbir şeyi sürekli maksimum seviyede yapamaz. belkide bizleri üzen kısmı çok üst düzey başladığımız bir sezonda, çok üst düzey başlayan bir arda turan ve takım arkadaşlarının olduğu bir sezonda, bol gollü galibiyetlere alışmamamız, yürüsek bile 3 gol atabilmemizdi. biz buna alışınca ilk tökezlemede "noluyoruz lan?" olduk. ikinci tökezde ise çatlak sesler çıkmaya başladı. zaten medyanın fırsat kolladığı bir dönemde üst üste bu iki tökezleme bazılarının yüreklerine su serpti, ağızları kulaklarına vardı. beni işte asıl üzen bu. " noooldu galatasaray'a? hani uzay takımıydı, hani gelene 4 gidene 5 atıyodu" falan gibi yorumları duymak beni kahreden. bir çoklarının hayatlarında göremeyeceği bir teknik adamın bile bu kadar kolay eleştirilebileceği gerçeğini görmek beni asıl üzen. rijkaard'ın b planı yok demek kimin haddine düşmüş ki daha ilk berabere kaldığı maçtan? bunları gördüğüm için üzülüyorum. yoksa oynadığın 14 ya da yalan olmasın bilmiyorum ama 10 küsür diyelim maçtan sadece 2 tanesinde beraberlik almış bir takımı, üstelik geçen sene ligini 5. sırada bitirmiş bir takımı ben öyle oturupda eleştirmem daha 2 beraberlik aldı diye. desteksiz atanın, eleştireninde anlının ortasına çakarım sümsüğü. bir silkelenmemiz gerektiğini düşünüyorum. kafaca, zihinsel olarak bazı detaylara takılmamamız lazım. kafaların rahat, vucutların diri tutulması lazım. böyle bir kadro, böyle bir teknik heyet varken herkes rahat olsun. "methiyeler düzdüğümüz galatasaray 19, fenerbahçe 21 puanda noooldu" diye yorum yapanlar biraz daha bekliyecekler, bu beraberliklerle falan tatmin edicekler kendilerini, sezon sonu ise biz tatmin etmeye geleceğiz herkes rahat olsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın