10186
https://twitter.com/...557053801967616?s=20
arkadaş komik bir dille yazmış ama gerçeği söylemiş. her zaman sosyal medyanın doğurduğu yeni galatasaray taraftarının inanılmaz konfor alanından bahsederim entrylerimde. bu olayda yapılan ikiyüzlülük de buna giriyor bence. aylardır belhanda ile ilgili başlayan her entry 'taraftara küfür eden kişi' tanımı ile başlıyor. taraftar kendini kulubun sahibi, her cefayı çeken, her dediğinin yapılması gereken, her şeyi diyebilen ve kendisine bir şey denmesi yasak olan bir yerde konumlandırıyor. ve bu zihniyetin yayılmasını sağlayanlar, takım kötü bir maç geçirdikten sonra otobüsü karşılamaya gidenler değil, o gece bütün sosyal medyayı ayağı kaldırıp herkesi istifaya davet edenler oluyor. kulüple ilgili istenmediği bir karar aldıgında galatasarayı tutmayı bıraktıgını newyorktimes'dan taka gazetesine, galatasaray sözlükten komşusuna herkese deklare etme ihtiyacı olanlar oluyor. ve eskiden gerçekten böyle değildik. taraftarlık rasyonel bir şey değil, sevmek ve destek olmak. kazanana oynadığın bir kumar değil. ama 2000 sonrası gelen her sportif başarı, taraftar kimliğinden çok sey götürdü. bu sadece bizde olmadı,misalen dalga geçtiğimiz tinerci tayfa da bu şekil oluştu. ama sürekli övülen, galatasaray taraftarı söyledır,böyledirin reel bir gerçekliği asla yok. vasatla yetinmezmiş, futboldan anlarmış, bunlar hikaye. bu kadar büyük bir grubun ülke profilinden aykırı olmasi da imkansız zaten. yine de bu yalanlarla kendilerini kandırmak, güzel olsa gerek.
sürekli ajax altyapısı, alman disiplini vs ovülüyor ve futbola dair altyapısal, sistemsel eksiklerimiz söyleniyor, futbol paydaşlarına sövüluyor. ama bir kere bile avrupa taraftar yapısına imrenildiğini görmedim. küme duşünce dahi full gişe oynayan alman takımları ve mayısta hedefsiz kalınca sinan gümüş'ün gollerini canlı izleyen 3 5 galatasaray taraftarı... kötü giden futbolcusunu desteklemek için uğraşan taraftarlar ve kötü giden futbolcusuna bulduğu her sartta söven taraftarlar...
başliğın konusuna dönelim. tek tek vurgulayarak yazacağım, umarım okuyan da düşünür. belhanda, 2 ay sonra 6-0 yenileceğimiz, oynadığımız turnuvanın gelmiş geçmiş en büyük takımı olan rakibe karşı, sadece 1-0 yenildiğimiz maçta, ilk 10 dakikada takımın bütün fırsatlarını yaratmış olmasına ve kendini riske ederek sakat sakat oynamasına rağmen deli gibi sövülüp ıslıklandı. bu kadarına kimse hayır diyemez herhalde? ve buna cevap olarak elini sallayıp, kufürle cevap verince 6 ay sadece bunu konuşur olduk. hadi buna da tamam diyelim. başka bir oyuncumuz ise kendisine de degil başka bir arkadaşina kufursuz gayet kibar eleştirisine igrenc kufurle yanıt verdi ve bunun altındaki nedenledi arayan insanlar olduk bir anda. ne güzel değil mi?
sözlükte hangi maç hakkında yazdığımızı belirtmemize çok önem veriyorlar. gelecekte biri okursa anlaşılsın diye. mesela ben eski entryleri okumayı çok severim. 15 yıl sonra bir arkadaşımız bu başlığa girse şunları düşünür muhtemelen: baya kotü topcuymuş, herhalde orta siralarda takılıyorduk o zaman, köy takımından falan aldık herhalde. baksana pas atamıyor, gol atamıyor, şut çekemiyor, gamsız, sorunlu, kötü, bencil , şeytan.. jose rodriguez ya da tolga ciğerci başlığına girse tam tersini okur muhtemelen.
galatasaray taraftarı, destekleyici değil yargılayıcı bir tutuma büründü. genelinin yargıları da-en azından interneti yöneten kismın- büyük olçude yanlış ve yanlışlığından ziyade zararlı oluyor. şu zamanın popüler geyiği olan 'galatasaray seviyesi' ile dalga geçme olayı var ya... ha işte artık taraftar bir zahmet kendi seviyesini de düşünsün. yoksa yiyecek tek figür kalmayana kadar devam edecek bu. bir istikrar olsun bak abi red bull takimlarina yeaaa süper diyen adamlar, ocakta kulübün en büyük efsanesi bir adam istedi diye 'evlatci hoca hadi torun sev' diyecek kibre ulaştı çünkü. belhanda gitse x gelecek ona sovecek, terim gitse okan gelecek ona gırecek..
arkadaş komik bir dille yazmış ama gerçeği söylemiş. her zaman sosyal medyanın doğurduğu yeni galatasaray taraftarının inanılmaz konfor alanından bahsederim entrylerimde. bu olayda yapılan ikiyüzlülük de buna giriyor bence. aylardır belhanda ile ilgili başlayan her entry 'taraftara küfür eden kişi' tanımı ile başlıyor. taraftar kendini kulubun sahibi, her cefayı çeken, her dediğinin yapılması gereken, her şeyi diyebilen ve kendisine bir şey denmesi yasak olan bir yerde konumlandırıyor. ve bu zihniyetin yayılmasını sağlayanlar, takım kötü bir maç geçirdikten sonra otobüsü karşılamaya gidenler değil, o gece bütün sosyal medyayı ayağı kaldırıp herkesi istifaya davet edenler oluyor. kulüple ilgili istenmediği bir karar aldıgında galatasarayı tutmayı bıraktıgını newyorktimes'dan taka gazetesine, galatasaray sözlükten komşusuna herkese deklare etme ihtiyacı olanlar oluyor. ve eskiden gerçekten böyle değildik. taraftarlık rasyonel bir şey değil, sevmek ve destek olmak. kazanana oynadığın bir kumar değil. ama 2000 sonrası gelen her sportif başarı, taraftar kimliğinden çok sey götürdü. bu sadece bizde olmadı,misalen dalga geçtiğimiz tinerci tayfa da bu şekil oluştu. ama sürekli övülen, galatasaray taraftarı söyledır,böyledirin reel bir gerçekliği asla yok. vasatla yetinmezmiş, futboldan anlarmış, bunlar hikaye. bu kadar büyük bir grubun ülke profilinden aykırı olmasi da imkansız zaten. yine de bu yalanlarla kendilerini kandırmak, güzel olsa gerek.
sürekli ajax altyapısı, alman disiplini vs ovülüyor ve futbola dair altyapısal, sistemsel eksiklerimiz söyleniyor, futbol paydaşlarına sövüluyor. ama bir kere bile avrupa taraftar yapısına imrenildiğini görmedim. küme duşünce dahi full gişe oynayan alman takımları ve mayısta hedefsiz kalınca sinan gümüş'ün gollerini canlı izleyen 3 5 galatasaray taraftarı... kötü giden futbolcusunu desteklemek için uğraşan taraftarlar ve kötü giden futbolcusuna bulduğu her sartta söven taraftarlar...
başliğın konusuna dönelim. tek tek vurgulayarak yazacağım, umarım okuyan da düşünür. belhanda, 2 ay sonra 6-0 yenileceğimiz, oynadığımız turnuvanın gelmiş geçmiş en büyük takımı olan rakibe karşı, sadece 1-0 yenildiğimiz maçta, ilk 10 dakikada takımın bütün fırsatlarını yaratmış olmasına ve kendini riske ederek sakat sakat oynamasına rağmen deli gibi sövülüp ıslıklandı. bu kadarına kimse hayır diyemez herhalde? ve buna cevap olarak elini sallayıp, kufürle cevap verince 6 ay sadece bunu konuşur olduk. hadi buna da tamam diyelim. başka bir oyuncumuz ise kendisine de degil başka bir arkadaşina kufursuz gayet kibar eleştirisine igrenc kufurle yanıt verdi ve bunun altındaki nedenledi arayan insanlar olduk bir anda. ne güzel değil mi?
sözlükte hangi maç hakkında yazdığımızı belirtmemize çok önem veriyorlar. gelecekte biri okursa anlaşılsın diye. mesela ben eski entryleri okumayı çok severim. 15 yıl sonra bir arkadaşımız bu başlığa girse şunları düşünür muhtemelen: baya kotü topcuymuş, herhalde orta siralarda takılıyorduk o zaman, köy takımından falan aldık herhalde. baksana pas atamıyor, gol atamıyor, şut çekemiyor, gamsız, sorunlu, kötü, bencil , şeytan.. jose rodriguez ya da tolga ciğerci başlığına girse tam tersini okur muhtemelen.
galatasaray taraftarı, destekleyici değil yargılayıcı bir tutuma büründü. genelinin yargıları da-en azından interneti yöneten kismın- büyük olçude yanlış ve yanlışlığından ziyade zararlı oluyor. şu zamanın popüler geyiği olan 'galatasaray seviyesi' ile dalga geçme olayı var ya... ha işte artık taraftar bir zahmet kendi seviyesini de düşünsün. yoksa yiyecek tek figür kalmayana kadar devam edecek bu. bir istikrar olsun bak abi red bull takimlarina yeaaa süper diyen adamlar, ocakta kulübün en büyük efsanesi bir adam istedi diye 'evlatci hoca hadi torun sev' diyecek kibre ulaştı çünkü. belhanda gitse x gelecek ona sovecek, terim gitse okan gelecek ona gırecek..
