resim
Ünal Aysal
Görev:Başkan
Takım:-
Yaş:82
Uyruk:Türkiye
  • 9546
    bu girdi sadece ve sadece taraftarın şu anki yönetim hakkında satış yapamıyor, transferde en kötü yönetim düşünceleri için yazılmıştır. kendisinin basarilarina vs herhangi bir yorum getirilmemiştir. bu kısmı en başa taşımak zorunda kaldım çünkü kimse okumuyor. buna ek olarak kendisi dönemi finansal tablolara bakmanız için link, başarı geldi ama malesef finansal olarak gelemedi;
    http://sportif.galatasaray.org/...netim-raporlari.aspx
    buna ek olarak her zaman olduğu gibi kendisi döneminde alınan bazı futbolcular sonraki başkanlar tarafından satılmıştır, bu hep oldu olacak. ama çok söylendiği için ekleyeyim;
    burak 8+ amrabat 3.5+bruma kiralama ile beraber 16.9+telles kiralama ile beraber 7.8+melo 4.2=36.9 sonraki yönetimler satmıştır. bu şekilde transfer zararı 54.23m euroya düşüyor.
    dursun aydın özbek için;
    (bkz: #2976323)

    kendisi döneminde galatasaray futbol takımı imza parası, bonus ve maaşlar hariç olarak bonservise 114m euro harcarken sadece ama sadece 22.87m euro satış yaparak galatasaray tarihinin en maliyetli dönemlerini yaşatmış, bize eksi 91.13m euro transfer bırakmışlardır. ama sorsak en başarılı en networklu en avrupai başkan kendisi, transferde en başarısız ise mustafa cengiz yönetimidir. taraftar biraz google'a baksa öğrenecek de nerede...

    2011-2012 sezonu;
    gidişler 15.83m euro
    gelişler 23.6m euro
    7.77m euro zarar

    2012-2013 sezonu;
    gidişler 2.83m euro
    gelişler 32.05m euro
    29.22m euro zarar

    2013-2014 sezonu;
    gidişler 1.8m euro
    gelişler 44.84m euro
    43.04m euro zarar

    2014-2015 sezonu;
    gidişler 2.41m euro
    gelişler 14m euro
    11.59m euro zarar

    total;
    gidişler 22.87m euro
    gelişler 114m euro
    91.13m euro zarar
  • 9547
    görevde kaldığı dönem içinde efsaneler arasına girmeyi başarmış eski başkanımız.

    ben kendisini beğenmeyenleri bir nebze anlayabiliyorum ancak kendisi dönemini yıkım olarak görenleri bırak anlamayı saygı dahi duymuyorum.

    galatasaray bayan basketbol takımı 2012-2013 sezonunda türkiye kupasını müzesine götürdü.
    galatasaray futbol takımı 2011-2012 sezonunda şampiyon oldu, kupayı kadıköy de kaldırdı.
    galatasaray futbol takımı 2012-2013 sezonunu da şampiyon kapattı.
    galatasaray bu sefer 2013-2014 sezonu başında oynanan süper kupa finalinde yine ezeli rakibi fenerbahçe'yi yenerek kupayı müzesine götürdü.
    galatasaray 2012-2013 sezonunda şampiyonlar ligi'nde büyük bir başarı elde ederek çeyrek finale yükseldi, grupta real madrid ve juventus bulunuyordu.
    galatasaray 2012-2013 sezonu başında oynanan süper kupa finalinde fenerbahçe'yi yenerek kupayı müzesine götürdü.
    galatasaray erkek basketbol takımı uzun yıllar süren basketboldaki şampiyonluk hasretini geçen sene sonlandırdı ki sanırım 25 sene sonra gerçekleşmişti bu olay.
    galatasaray bayan basketbol takımı bu sezon da türkiye kupasını müzesine götürdü.
    galatasaray bayan basketbol takımı avrupa şampiyonu oldu
    galatasaray bayan basketbol takımı rüya gibi geçen sezonu türkiye şampiyonluğu ile taçlandırdı.
    galatasaray erkek basketbol takımı tarihinde ilk kez euroligde çeyrek finale kalmayı başararak büyük bir başarıya imza attı
    galatasaray tekerlekli sandalye basketbol takımı avrupa şampiyonlukarına ambargo koydu

    ve diğer branşlarda yapılan başarılar.

    dünya çapında yapılan transferleri, başarıları vs es geçiyorum.

    şimdi şu kadar oyuncuya para verildi, şu kadara satıldı mantığını kesinlikle anlamıyorum.

    evinize beyaz eşya alacaksınız. diyorsunuz ki az yaksın, çok kaçsın, iyi soğutsun bir buzdolabı alayım. markalar belli imkanlar belli. en optimumunu alırsınız. ancak bazı arkadaşlar diyor ki niye en ucuzunu almıyorsun. en ucuzunu alıp bir ton sorunla uğraşıp, kapağını açıp biz mi üfleyerek soğutalım ?

    çamaşır makinesi alıp biz mi elimizde yıkayalım ?

    sonra aynı arkadaşlar diyor ki bunlara para verdin ama para kazanamadın.

    pardon 5 sene sonra bunları piyasadan daha pahalıya satmalıydık haklısın. telles, bruma transferlerinde ipe götürdünüz insanları size kalsa bunlarda satılmamalıydı.

    hataları var mıdır? tonla. transferden tut, tutuma kadar. mesela ben dursun aydın köstek dönemine destek olmasını hala hazmedemiyorum. kabullenemiyorum.

    ancak kolay kolay kimse kadıköyde kupa kaldıramaz, basketbol takımını sahadan çekemezdi.

    efsanesin başkan. hala yaptıkların konuşuluyorsa efsanesin.

    yapılan saçma transferlerini ve dursun bey'e desteğini unutmuyorum ama.

    iyi ki vardın.
  • 9548
    ünal aysal'ın gelmiş olduğu 2011-2012 sezonunda bir önceki sezonun enkazı kaldırılarak takım baştan aşağı yenilenmişti. dolayısıyla harcamanın yüksek olması çok olağan. bunun yanında kurduğu takımın iskeleti takımı uzun yıllar boyunca taşıdı. muslera hala kalede. selçuk bu sezon bıraktı. selçuk, riera ve necati teknik ekipte. elmander'den de yanılmıyorsam hala scout olarak faydalanıyoruz. ayrıca bruma gibi yüklü oyuncular kendi döneminde alındı ama dursun özbek döneminde satıldı. kendisine eksi, dursun dönemine artı olarak yansıması!?

    2011/2012:
    fernando muslera - €6.75m
    emmanuel eboué - €3.50m
    albert riera - €3.00m
    tomas ujfalusi - €2.00m
    felipe melo - kiralama ücreti: €1.50m
    engin baytar - €1.10m
    necati ates - €250th.
    johan elmander - bonservissiz
    selcuk inan - bonservissiz

    2012-2013:
    nordin amrabat - €8.60m
    wesley sneijder - €7.50m
    burak yilmaz - €7.00m
    hamit altintop - €3.50m
    dany nounkeu - €3.30m
    felipe melo - kiralama ücreti: €1.75m
    umut bulut - kiralama ücreti: €400th.
    didier drogba - bonservissiz

    2013-2014:
    bruma - €13.00m
    aurélien chedjou - €6.30m
    alex telles - €6.15m
    felipe melo - €3.75m
    umut bulut - €2.70m

    şimdi dursun özbek döneminde harcanan paralara, alınan isimlere, kazanılan başarılara bakarsanız aradaki farkı çok daha net anlayabilirsiniz.

    not: gelenler sadece bunlar değil, oldukça başarısız transferler de var. hatta hajroviç gibi bir rezalet de söz konusu (gidişinde yaşananlar). ama bana göre tarihimizin en başarılı dönemlerinden birini yaşadık. mali disiplini de sağlayabilseydi keşke, hanesine yazılan en büyük eksi o.
  • 9550
    fatih hoca ile girdiği ego savaşından galatasaray zararlı çıkmıştır. kendisi de bir o kadar zarar görmüştür. fatih hoca galatasaray'ın parasını tulun gibiler har vurup harman savunmasınlar diye göğsünü siper etmiştir yıllarca. hoca gittikten sonra ise akbabaların galatasaray'ın parasına çökmesini uzaktan seyretmiştir aysal.
    faruk süren'den sonra gelen en başarılı başkan idi ömrünün sonlarına doğru yaptıklarıyla başarılarını törpüledi.

    (bkz: efsaneydi ne efsane olarak kaldı ne de kestane oldu)
  • 9551
    sadece giden ve gelen futbolcular üzerinden değerlendirmek değişik bir kafa olsa gerek.
    o futbolcular armut mu topladı?
    maliyet hanesine oyuncu maliyetleri yazılıyor da gelirler hanesine, reklam, şampiyonluk veya şampiyonlar ligi gelirleri neden yazılmaz?

    adam yöneticiydi. parayı harcadı ve karşılığını da kulübe kazandırdı. salt ekside olsa konuşun ona bir şey diyen yok zaten. ünal bey şimdiki gibi imza törenlerinde koşuşturan bir adam da değildi. o tokluğa ulaşmış, ihtiyacı olmayan bir adamdı.
    herşeyi geçtim, öngörülü davranıp borçları dövizden tl ye çevirmesi bile yeter. mevcut kurla hesaplayınca devasa tutarlara ulaşıyorsunuz.
  • 9553
    keşke sadece satılan alınan hesabı değil de, 2 sene üst üste oynadığımız şampiyonlar ligi gelirlerinin (1 çeyrek final, 1 son 16) 2 kez şampiyon bir kez de 2. olarak tamamladığımız süper lig gelirleri, satılan kombineler, sponsorluk anlaşmaları, futbolcuların yıllık ücretlerini sabitleme gibi şeylerin hesabını da yapsaydık da ak koyun mu kara koyun mu ortaya çıksaydı. bunu hesaplayıp halen kendisine laf ediliyorsa ben bunu 2 şeye bağlıyorum;

    1- temel matematik eksikliği. toplama, çıkarma, çarpma, bölme.

    2- hadi neyse bunu söylemeyeceğim.
  • 9554
    futboldan da futbolcudan da anlamaz ama paradan çok iyi anlardı. bunu da bizzat kendisi defalarca açıklamıştı. o yüzden kurduğu kadro üzerinden övmek biraz saçma. sneijder'in gündemimize gelene kadar adını bile bilmiyordu muhtemelen. kendisinin en büyük günahı bülent tulun gibi bir adama haddinden fazla güveniyordu. futbol ile ilgili konularda da ona danışıyordu. futbol takımı ile ilgili kararlar terim, albayrak, ali dürüst ve bülent tulun ortaklığında alınıyordu. bu kişilerden üçünü gönderip bülent tulun'u tek başına bırakınca birileri zenginleşti, galatasaray fakirleşti ve ortaya tarihin en çöplerle dolu galatasaray kadrolarından biri çıktı. sözleşmeli yabancılarını kiralık gönderip ontivero, hajrovic gibi adamlara, endoğan adili gibi adamlara bonservis gömmek akıl karı değildi. dedim ya en büyük günahı bülent tulun'a çok güvenmesiydi.
  • 9555
    fatih terim sayesinde ve görece ekonomik durumdan (euro kuru) istifade edip hala efsane olarak görülebilen başkan.

    şampiyonlar ligi, loca, şampiyonluk gelirleri olmasına rağmen uefa ile anlaşma yapmak zorunda kalmış, buna uymamış ve dursun özbek döneminde avrupa'dan men edilmek gibi bir rezaletin altına imzasını atmıştır.

    daha euroleague rezaletinden bahsetmedim bile.
  • 9556
    zaten temel felsefesinin mali disiplin olmadığı eski başkanımız. dolayısıyla çok para harcatması üzerinden, bence, değerlendirilmemeli. temel amacı başarılı olmaktı, para harcattı ve başarılı olduğu dönemler oldu * haliyle ilk yıllarında takip ettiği felsefeye göre başarılıdır. sonraki yıllarda para harcatmasına rağmen başarılı olamamıştır. son yıllarında da başarısızdır. en nihayetinde de gitmiştir zaten. aslında bu kadar basit.

    bana göre efsane de değildir. efsane olması için cidden çok farklı şeyler yapması gerekirdi, herkese efsane denmez. belli bir bahar dönemi yaşatsa da daha sonra * kulübün mali olarak zora girmesindeki temel aktörlerden biridir. yine de futbol kulübünün temel amacı başarılı olmaktır, onun döneminde de başarılı olduk. haliyle genele vurursak, görevinde başarılı olarak gördüğüm başkandır. ama efsane demek... bilemedim. efsane statüsünde de değildir. keşke yaptığı yanlışları yapmasaydı da daha uzun süre devam edebilseydik.

    şu anki yönetimin * ise hiç para harcama şansı olmadı ki zaten. adamlar geldi ve 4 yıllık ffp kısıtlaması da geldi * şu durumda da 'adamlar para harcamıyor, ne güzel işte' demek de yanlış; böyle bir şansları yok zaten. zorunlu olarak mali disiplin yolunu tercih ediyorlar biraz da. transfer yapamıyorlar demek de biraz haksızlık oluyor bu bağlamda, para yok * adam satamıyorlar denirse de, önceden ne kadar adam satabiliyorduk ki zaten derim. sadece bu yönetime özgü bir şey de değil açıkçası. kendimi bildim bileli çok ekstrem satışlar yapamıyoruz.

    şu anki yönetim, evet; bence de transferler konusunda bir miktar beceriksizdir ama bu durum sadece onların beceriksizlikleriyle açıklanabilecek bir durum da değil. para olduktan sonra 3 e alamazsın gider 5 e alırsın yine beceriksiz olursun ama en azından transferi bitirirsin * ancak maalesef ffp yüzünden elimiz kolumuz bağlı olduğundan o da olmuyor. bin türlü parametre giriyor araya transferde, her şey her zaman düzgün gitmiyor. hiç olmayacak bir şey oldu; korona çıktı şimdi de misal. oyuncuların bir kısmı belki de virüs nedeniyle ülkelerinden çıkmak istemeyecek. transfer opsiyonları azalacak. bu yönetimin de, eğer bir dönem daha başkanlık yapacaklarsa, kadrosunu güçlendirmesi lazım. özellikle uluslararası transferlerle ilgilenecek biri şart yönetime. boşuna ego savaşına gerek yok, herkes galatasaray'ı düşünmeli. şu anki yönetimin özellikle uluslarası transferler konusunda biraz sınıfta kaldığı görülüyor.
  • 9558
    bitmiş bir galatasaray'ın küllerinden doğmasını sağlamıştır. kurduğu takım 2 kez üst üste şampiyonlar ligi gruplarından çıkıp 4 sene üst üste cl grupları görmüştür. bunun türkiye tarihinde başka bir örneği yok. ekonomik anlamda da doğru politikalar benimsemiştir. yönetimsel anlamda bahsediyorum tabii ki. kur sabitlemesi gibi şeyler...
    yaptığı yanlışlar var tabii ki ama artıları eksilerinden fazladır. fatih hocayı göndermesi, mancini döneminde yaptığı transferler ve 2. dönemindeki kötü yönetim kadrosu hatalarından bazılarıdır. yaptığı olumlu işlerden birisi ise fenerbahçe'nin şike sürecinde verdiği reaksiyondur. bunun yanında galatasaray uzun bir süre sonra neredeyse her kulvarda başarılı olmuştur. ayrıca galatasaray tarihinin en aktif ve etkili başkanlıklarından birini yapmıştır.

    bir de 4. yıldız ile ilgili konuşmak gerek diye düşünüyorum. kendisi gelmeden önce yıldız mücadelesinde gerideydik. gerek kurduğu takım, gerek açıklamaları ve psikolojik hareketleri olsun, karşı takımın yelkenleri suya indirmesini sağlamış ve büyük bir üstünlük kurmuştur. kurduğu takım 4 senede 3 şampiyonluk almıştır. galatasaray 4. yıldızı arkasında bırakmış, bugün 5. yıldız için mücadele ediyorsa kendisinin hakkını yememek gerekir diye düşünüyorum. kadroyu aziz yıldırım gibi maliyetli ve kalitesiz futbolcularla da doldurabilirdi. rakip takımlarla arayı açtık ve indirmemiz gereken son birkaç darbemiz kaldı. ünal aysal başkan seçilmeseydi bugün fenerbahçe'nin yerinde biz olabilirdik. acaba ünal aysal başkan olmasaydı ve ortada projesi olmayan başka bir başkan olsaydı 2. döneminde ağzı yanmış olan hocamız gelecek olan teklife evet der miydi?

    ünal aysal'ı sadece devre arasında yaptığı yanlış transferle değerlendirmek saçmalık. çok sevdiğim fatih terim'de 2. döneminde saçma sapan transferle kulübü büyük bir yükün altına soktu, kimse bunu konuşuyor mu?
    -hayır konuşmuyor.
    sebebi ne?
    -önemli olanın kendisinin bize yaşattığı süreç olması.
    fatih terim'in başarıları galatasaray'ın büyüklüğü konusunda çok önemlidir. bundan dolayı yaptığı hatalar kabul edilebilir görülür. aynı şey ünal aysal için de geçerlidir. hoca bir efsane, ünal aysal ile kıyaslamıyorum yanlış anlaşılmasın. ama sürece baktığımızda ünal aysal'ın gösterdiği performans olumlu bir performanstır. bunu kabul edin ya da etmeyin.

    borç kısmını irdelersek, söylebilirim ki ünal aysal suçsuz değildir. en başta söylediğim gibi, mancini dönemi transferleri takımın alım gücünü düşürmüş, kadro para etmeyen kalitesiz isimlerle şişmiştir ama para edecek futbolcular da vardır ki ilerleyen süreçteki transferlerimiz bu sayede yapılmıştır.
    geldiği takıma ve başarılarına bakıyorum da ne zannediliyor, para harcamadan bunları elde edebileceği mi?
    galatasaray'ın daima borcu vardı ve bu borcu sadece ünal aysal'ın sırtına yüklemek türk futbol iklimini ve özellikle galatasaray'ı hiç takip etmemiş olmayı gerektiriyor. aldığımız avrupa cezası ve ffp belası da dursun özbek beceriksizinin süreci kontrol edebilecek yetkinlikte birisi olmamasından kaynaklı. bu konu daha önce de konuşulmuştu. dursun özbek yanlış hamlelerde bulunmasaydı galatasaray ceza almadan yoluna devam edebilirdi. bunu bizzat ünal aysal'ın da açıkladığını hatırlıyorum. bu arada dursun özbek'e beceriksiz dedim ama kendisinin art niyetli olduğunu düşünüyorum.
    bu yüzden ünal aysal hakkında yapılan galatasaray'ın geleceğini sattı yorumlarını yanlış ve gereksiz buluyorum.
  • 9559
    galatasaray futbol takımının tarihindeki en başarılı ikinci dönemine başkanlık etmiştir.
    basketbolda fenerbahçe ambargosunu kısa süreli de olsa kırmıştır.
    hani bir zamanlar "psikolojik üstünlük" diye bir tabir vardı, aysal öncesi dönemde fener'in elinde olduğu konuşulurdu, doğruydu da, işte bunu tamamen terse çevirerek rakibe travma üstüne travma yaşatmıştır.
    üstelik bunu yaparken sağa sola yaranacağım diye şikeyi görmezden gelmemiş, insani bir halk dayanışması olan gezi parkını desteklemiş, twitter ve wikipedia'nın kapatılmasına yine uygar medeniyetlerde olacağı gibi tepki göstermiştir.

    çok çok çok büyük başkandır, fatih terim'e de sorsanız aralarının hiç bozulmamış olmasını tercih eder bu arada, çünkü galatasaray'ı seven ve avrupai bir kulübe sahip olmak isteyen herkes gibi fatih terim de bu durumun farkındadır diye düşünüyorum.
  • 9560
    kendisi başkan olurken zannedersem teleon programında “küçülerek büyüyemezsiniz, risk alıp büyüyebilirsiniz” gibisinden bir şeyler söylemişti. adamın gelme amacı mali disiplini sağlamak değildi, başarıya alışkın galatasaray taraftarına özlediği başarıları kazandırmaktı. bunda başarılı olmuşsa bence görevini yapmıştır.

    adnan polat yönetiminin çöp kadrosundan bir tek arda üzerinden gelir elde edilip, yakın tarihimizin en dominant oyununu oynadığımız 2011-2012 sezonunun kadrosunu tek bir yaz döneminde kurmak kolay değildir. ha orda da rezalet transferler olmuştu. yiğit gökoğlan, sercan yıldırım gibi. ama genele baktığımızda müthiş bir sezon geçirilmiş, kadıköyde kupa kaldırmak gibi belki bir daha hayatımızda göremeyeceğimiz bir aksiyonu yaşatmıştı.

    2012 2013 sezonunda gideceğimiz şampiyonlar ligine uygun kadro kurmak elzem olmuştu. dany, amrabat, hamit, burak gibi oyuncular alındı. tur atladığımız sezonda drogba ve sneijder geldi. turu geçmeseydik gelmezleri ama artık büyük oynamaya başlamıştık. schalke’yi eleyip çeyrek finale yükseldik. real’e 5 5 diye tempo tuttuk. her yönden unutulmaz bir sezondu. tarihimizin en rahat şampiyonluklarından birini yaşamıştık.

    bir sonraki sezon ise ne olduysa fatih terim ile araları açıldı. yerine mancini geldi. bir sürü rezalet transfere ve otorite eksikliğine rağmen juventuslu realli gruptan çıkmayı başardık. içerde tarihimizin en iyi oyunlarından birini oynarken dışarda pamuk şeker gibi dağılıyorduk. yine de 2. olarak bitirdik ve fenerbahçenin cezası nedeniyle direkt olarak şampiyonlar liginde yer aldık.

    bir de şuna değinmek istiyorum; bu adam zamanında riva ve floryanın haklarını kullanmak istedi, veto yedi. hükümetle zaten arası iyi değildi. yabancı serbestliği istedi, kabul görmedi. eli kolu bağlandı ve gitmek zorunda kaldı. hadi sizin deyiminizle diyelim, kaçtı. keşke herkes böyle kaçsa yahu. cidden.

    bu arada kendisine verilmeyen o haklar dursun özbek’e verildi. ne kadar utanç verici.
  • 9561
    artık rahat bırakılması gereken eski galatasaray başkanı. çünkü yaşı gereği* bir daha galatasaray başkanı olamayacaktır. dolayısıyla kendisinin dönemi geçmişte kalmıştır. durup durup başlığının hortlatılması ve hep aynı şeylerin tartışılmasını artık anlamsız buluyorum. çünkü ünal aysal devri bitmiştir, biteli de yıllar olmuştur.

    ben kendisini her zaman 2011 mayısında, bavulunda kulübe umut ve özgüven getiren, o kurduğu çilekli pasta kıvamındaki* takımla, 2 sene üst üste şampiyonlukla, 2 sene üst üste şampiyonlar ligi gruplarından çıkışımızla hatırlayacağım.

    her zaman derim, ünal aysal bir avrupalı'dan bile daha avrupalı bir insandı. olayları değerlendirme biçimi, eylemleri, söylemleri bu ülkenin 100 yıl ilerisinde bir insandı. aziz yıldırım ve diğer tüm galatasaray karşıtları görev süresi boyunca kendisinin kapasitesinde olmadığı için error vermiş ve rahat rahat at koşturdukları düzen son bulmuştur.

    sermaye arttırımını 105 yıllık türk kulüpleri arasında tarih boyunca uygulayan ilk başkandı. o güne kadar kimsenin düşünmediği bir opsiyondu. dönemin en çarpıcı ve düşman çatlatıcı hareketiydi. rakiplerin ikinci arttırımı nasıl devlet eliyle mızıkçı çocuklar gibi binbir şikayet ve ağlama yoluyla engellettiklerini unutmayınız. sonra bütün özentilikleriyle fb-bjk ikilisi hatta trabzon bile denedi bu sermaye arttırımını.

    önceki entrylerimde de söyledim sadece futbol branşında değil, basketbol, voleybol ve daha bir sürü branş da galatasaray çok başarılı günler geçirdi. kadın basketbol takımı şampiyonlar şampiyonu oldu, erkek basketbol takımı 23 yıl sonra ilk kez şampiyon oldu, euroleague'de çeyrek final oynayıp final-four'a kalabilmek için mücadele etti.

    1998'dan itibaren hiç durmadan zarar eden galatasaray 2012'de 14 yıl aradan sonra ilk kez onun döneminde kar açıkladı.

    mali, idari ve sportif başarının birlikte yürütülmezse, istikrarlı ve sürdürülebilir başarının asla yakalanamayacağını, bu üçünden biri bile doğru işlemezse diğer ikisinin de tökezleyeceğini ve bunun sonucunda da hep geçmişle avunmak zorunda kalınacağının altını çizdi ve bunları kurumsallaştırıp köklü hale getirmekle uğraştı.

    daha neler sayarım da, vaktinizi almak istemiyorum. büyük adamdı ünal aysal. sözde değil, özde vizyon adamıydı. belçikalı kültürünü, iş ahlakını sonuna yaşattı. fenerbahçeliler'in mesela ali koç'dan bekledikleri tek şey onun kendi ünal aysal'ları olmasıydı. ama o bile fos çıktı. türkiye'nin en zengin ailesinin çocuğu olması bile ünal aysal kültürünün yanına yaklaşmasına yetmedi. cidden batılı kültürü özümsemek parayla, zenginlikle olmuyor. bunu hiçbir zaman unutmayın.

    dediğim gibi ünal aysal'ı sadece galatasaray kulübü başkanı olarak görmek çok yüzeysel bir bakış açısının yansıması olur. oysa o gerek iş dünyasında yükselme, gerek iş yönetimi, davranış, konuşma tarzı, üslup, olayları değerlendirme karşısında takındığı akıl ve mantık süzgecinin özgünlüğü gibi açılardan örnek alınması gereken bir insandı.

    o yüzden artık geçmişte kalmış ve yaşı gereği bir daha da asla galatasaray başkanı olamayacak bir insanı tartışmayın. katkılarından dolayı teşekkür edin. o bunu en çok hak eden başkanlardan.
  • 9563
    çok uzun ve detaylı yazılabilir hakkında, bülent tulun'a anahtar teslim ederek kendi sonunu da getirecek büyük bir yanlış da yaptı ama, özet niyetine manşetlik bir şekilde belirtmek gerekir zihniyetini ve dönemi.

    parayla başarı satın aldı. bu bence galatasaray statüsündeki kulüpler için iyi bir şey, siz aksini düşünüyorsanız galatasaray'ın borçsuz bir mali yapıya kavuşması için uzun feda dönemlerini göze almalı ve başarısız geçen yıllar boyunca kulübün nakit akışını desteklemek adına, bir yandan başarı hedefi olmayan bir takım izleyip bunun doğal olduğunu kabullenmeli, bir yandan da normalde verdiğinizin birkaç katı para vermelisiniz kulübe.

    tutarlılık diyorum hep, tutarlılık daha önemlidir, neyi savunduğunuza nazaran.
  • 9564
    (bkz:https://www.google.com.tr/...zini-anlatti-115961)
    --- alıntı ---

    ünal aysal da bana, "gelecek sene 2 yıldız getiriyorum, hiç hocaya bile gerek yok. hoca da istemiyorum. bu takım şampiyonlar ligi şampiyonu olacak." dediği anda, ben "eyvah, şimdi yandık." dedim. "siz bu düşünceye kapıldıysanız, biz felakete gidiyoruz. barcelona, chelsea niye antrenör alıyor."

    --- alıntı ---

    bu açıklamanın videosu da var. aysal'dan terim'i çıkarın demirören'in bjk başkanlığını göreceksiniz. efsane değil avrupaya gidememe cezasının kaynağı uefa anlaşmasına imza atıp kaçan başkan göreceksiniz.

    başkanlık öncesi galatasaray hisselerini teminat alıp borç verip hisselerin karını galatasayla paylaşan yatırımcı ama asla galatasaray aşkı ile yanmayan sıradan bir iş adamı göreceksiniz. bu sözlükte bin tane yazar menfaatsiz galatasarayımızı severken kendisi önce iş adamıdır biz önce galatasaraylıyız bir yazara değişmen utanç cezasının gerçek sorumlusu ünal aysal'ı. boş beleş hak edilmeyen takdirnamelerle yüceltilen iş adamıdır.
  • 9565
    2010-2020 yılları arasında başarılı bir dönem geçirmişsek bunun temelini atan kişi ünal aysal’dır, sneijder gibi bir yıldızı 7,5 milyona o yaşında getirebilecek birisi olduğunu halen düşünmüyorum, kaleye muslera’yı alarak 10 yıldır gözümüz kapalı kaleyi güvende hissetmemizi sağlamıştır, stopere ujfalusi gibi bir karekter gelmiştir, drogba gibi bir efsaneyi getirmiştir, sağ beke eboue, sol beke riera gibi isimleri getirmiştir, forvet için o dönemin en iyi türk forvetlerini necati, burak, umut üçlüsünü getirmiştir, orta sahada selçuk inan’ı takıma kazandırmıştır, orta sahaya melo gibi bir karekteri kazandırmış, scout transferinde ise sol beke alex telles’i getirmiş, u-20 dünya kupasında parlayan bruma’yı devlerin elinden kapmıştır. başarısız transferleri elbette vardır, cris, burdisso, endoğan, ontivero, hajroviç gibi isimler cidden berbat transferlerdi. galatadaray’ın kalitesine yakışmayacak seviyesini aşağıya çekecek transferlerdi kendisine en büyük eleştirim bu, yiğit gökoğlan ve nordin amrabat transferleri ise tamamen fatih hocanın bizzat istediği iki transferdi, bu nedenle kendisine bu konuda kızmıyorum. fatih terim ile girdiği ego çatışmasında haklı olan taraf ise ünal aysaldır, sebebi ise o gün için federasyonun başında bulunan yıldırım demirören ile kader ortaklığı yaptık açıklamasıdır, aynı yıldırım demirören ilerleyen süreçte fatih hocayı yarı yolda bırakmıştır. fatih hocayla yolları ayırdıktan sonra hemen mancini’yi takımın başına geçirip juventuslu, real madrid’li gruptan çıkartmıştır, kendisine tarık çamdal gibi oyuncuları aldığı için kızamıyorum, o gün şartlar onu gerektiriyordu o dönemde yerli gelecek vaat eden 4 adet sağ bek vardı, şener özbayraklı, salih dursun, tarık çamdal, veysel sarı biz üçünü de aldık ve üçü de yabancı sınırlaması saçmalığından dolayı maalesef başarısız oldu. özellikle başkanlığının başında futbol, kadın basketbol, erkek basketbolda ligin en iyi hocalarını takımın başına getirerek şampiyonluk kazandı. üç takıma da çok iyi transferler yaptırdı. kendisine verilmeyen destek daha sonra mali anlamda dursun özbek’e verildi. bu yaştan sonra başkan olmayacağı kesin kendisini muslera’yı, sneijder’i, melo’yu, selçuk’u galatasaray efsaneleri arasına yazdıran başkan olarak anıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın