• 1818
    her zaman katılmamız gerektiğini ve yeni formatın da gayet zevkli olduğunu düşünen biri olarak bizim açımızdan büyük bir falsosunu hissettiğim lig: lan abicim biz böyle gidersek avrupada kupa filan alamayız?? tamam hayal kuralım imkansızı isteyelim 20-30 seneye herşey bambaşka olabilir de...e bu da şampiyonlar ligi yani nice babayiğitler milyar eurolar harcayıp kazanamıyo be abi...gercekci olalim uyanalim demeye gerek yok yani herkesin malumudur bu ligi kazanmak öyle sansla tesadüfle disiplinle cok calismakla olacak is degil. haliyle yakin gelecekte büyük ihtimal kazanamayacağiz bu kupayi. e alt lige düsmek de yok?? bitince bitiyo. alt lig olsa bu kadroyla bu felsefeyle her sene umutlu girersin ama o ihtimal kalkti. oraya gitmek icin de sampiyon olmamalisin... tamam her sene sampiyon olalim elbet ama böyle de fener biraz toparlar da önümüzdeki 10 sene icinde 2 kez uefayi kazanirsa peki??? al basina belayi ondan sonra.
    ıki cözüm önerim var:
    1. feneri de sampiyonlar liginde görmemiz lazim; böylelikle uefada, köyferansda puan kasip hava atmalari azalir. ayrica ebelerini görürler ş. liginde.
    --> asla istemeyecegim bi cözüm zira whatsappdan her sene ayni zamanlar fenerin katilamamasiyla ilgili dalga gecen resim paylasmak cok zevkli :)
    2. bir alt lige düsmeyi yeniden uygulamaya sokmali uefa. gardas onca yatirim yapiliyo orta direk takimlara da bisey kazanma sansi verin bi zahmet. mesela biz, frankfurt, ne biliyim iste ajax majax. yakin gelecekte imkansiz ş.ligini kazanmamiz. e uefayi 1 kere kazanmisligimiz var anlata anlata bitiremedik yani müthis zevkli bisey kücümsenecek bisey degil. her sene ş.liginde ceyrek final oynayacagima 5-10 senede 1 uefa kupasi kazanmayi tercih ederim. cok takim düsmesin mesela 9-24 arasi elenenlerden 8 veya 4 takim filan düssün. böyle ekonomik acidan tabi daha iyi, daha prestijli ama erkenden bitiyo avrupa serüveni.
  • 1819
    eski formatta derlerdi ki şampiyonlar ligi asıl son 8'de yani çeyrek finalde başlıyor. gerçekten de haklılık payı vardı ki birbirine denk güçlü takımlar ancak o zaman birbiriyle eşleşiyordu. yeni formatta birinci torba takımının birinci torba takımıyla eşleşmesi ve ilk 8'in aşırı önemli olması şampiyonlar liginin lig aşamasının laylaylom havasını ortadan kaldırdı. özellikle bu sezon iyice hissediyoruz ki tepe takımlar daha şimdiden işi sıkı tutuyor. tabi bu bizim için bu geçerli değil. biz şampiyonlar liginin başarı gediklisi takımlarından değiliz. yeni formatta da ilk defa oynuyoruz. bizim için her maç zaten önemli. dolayısıyla bizim için ilk 24 hedefi yeterli olmakla birlikte ilk 8'e girmek türk spor tarihinin en büyük başarılarından biri olacaktır.

    şampiyonlar liginde büyükleri sallıyoruz ama yıkamıyoruz dedik. liverpool'u yendik.
    kuzeyli takımları yenemiyoruz yahut çok zorlanıyoruz dedik. bodo'yu rahat geçtik.
    deplasman fobimiz var dedik. hollanda'da tarihimizde kazanamadık, gittik ajax'ı deplasmanda devirdik.
    üstelik tüm bunları frankfurt maçının travmasından çıkarak başardık.
    şimdi başka challenge durumları var açıkçası.
    ve yazının en başına dönelim. şampiyonlar ligi asıl eleme turlarında ikili eşleşmelerde başlıyor dedik. işte biz burada da çok zayıfız. 2000 uefa kupası zaferinden sonra yine başarımız var çok şükür. ama iki maçlı eleme turlarını geçmemiz bir elin parmağını geçmez. bizim için asıl sınav bu olacak. ve 25-26 sezonunda playoffta elensek bile kafa kafaya bir çarpışmadan sonra elenelim. bu sezon okan buruk makus talihini kırmanın peşinde ve şimdilik çok başarılı. ancak asıl başarı iki maçlı eşleşmelerden 1'ini yahut 2'sini geçmek olacaktır.
  • 1820
    her yıl düzenlenen futbol organizasyonlarında dünyanın en prestijlisi. boğulursak da büyük deniz de boğulalım hem daha erken lige dönüp aynı parayı kazanmayı hedefleyen ekipler için idealdir. dünya geneli izlenme oranı da yüksektir. perşembe günü türk takımı yoksa maç izlenmezken her salı çarşamba maç izletir. oyuncuların altın top adayları ile gol krallığı yarışı verir, haftanın karmasında dünyanın en iyi oyuncularının olduğu takımlara girer. burda test edilen oyuncular transfer yapar.
    gökhan zan'ın söylediği gibi boğulursak da büyük denizde boğulalım galatasaray şampiyonlar ligi takımıdır. biraz tökezlersek uefa da kupa almaya çalışırız.
  • 1822
    galatasaray er ya da geç bu kupayı alacaktır. bunu bu sezon esen rüzgara dayanarak söylemiyorum. son 20 yılda iyice baş takımların hegemonyasına dönüşse de bu döngüyü kırabilecek 3-5 takımdan biridir galatasaray. avrupada berbat sezonlar da geçirdiğimiz oldu ama galatasaray gerçekten bir marka ve korkulan bir klüptür her zaman.taraftarı, her daim avrupa hedefi ve büyük camiasıyla söz konusu takımlar içinde en güçlü aday galatasaray. belki 3 yıl sonra belki 11 yıl sonra ama bir gün bu kupanın yolculuğu galatasaray müzesinde son bulacak.
  • 1823
    futbol denen bu oyunun en ciddi ve üst düzey organizasyonu olmakla birlikte yapısı itibariyle dünya kupasından hiçbir zaman daha değerli olamayacaktır. her yıl düzenlenen ve belirli bir kıta takımlarının bulunabildiği turnuva; 4 yılda bir düzenlenen, bütün dünyanın katıldığı bir organizasyondan daha değerli olamaz. dünya kupası her zaman daha değerli ve daha anlamlı olacak. yine yapısı itibariyle dünya kupasından her zaman daha yüksek kalitede futbol oynanacaktır o ayrı. onun sebeplerini saymaya gerek yok zannediyorum.

    ayrıca yeni formatının da farklı bir tat kattığını söylemek lazım. 3 farklı takımla dönüp dönüp maç yapmaktansa 8 farklı takımla maç yapmak bence çok daha çeşitli ve güzel oluyor. ayrıca ''kolay grup-zor grup'' gibi şans faktörünün olduğu durumlar da yok. 8 maçın ortalamasını alınca hemen hemen çoğu takım benzer zorluk seviyesinde bir turnuva geçirmiş oluyor bence.
  • 1824
    yeni format bence çok daha güzel. her torbadan iki rakip ve rövanş yok. bu yüzden zorluk seviyesi dengeli ve iç saha ya da deplasman farketmeksizin tüm gücünle saldırabiliyorsun. bir çok maçın çok gollü geçmesinin sebebi temelde bu.

    üstelik ortalama bir takım da olsan ilk 24’e kalma olasılığın yüksek. bu sayede de toplam 10 maça çıkabiliyorsun. bu da daha fazla gelir demek. sonraki turlarda yine rövanşlı maçlar devam ediyor. burada zorluk seviyesinde bir değişiklik yok.

    bence tek eksisi yola uefa’da devam etmenin mümkün olmaması. bu da bizim gibi yatırımı çok yüksek takımların kupa alma olasılıklarını ortadan kaldırıyor. play-off sonrası kesinlikle uefaya bir geçiş olmalıydı.
  • 1825
    bir gün kazanırsak da benim görebileceğimi sanmadığım lig.

    96-2001 giderek güçlenen jenerasyon avrupa'da bir anda uefa kupasının üst turlarında buldu kendini. nasıl olduğunu anlamak zor ama çeyrek, yarı final derken elenmeden teker teker geçti. finale çıktı henry'li viera'lı arsenal ile eşleşti. yine elenmedi ve kupayı aldı. eledikleri takımlardan daha tecrübesizdi ama yine de kendinden tecrübeli tüm takımları teker teker kupa dışına itti.

    şimdi ise hedef şampiyonlar ligi ama işte bu artık çok zor. bu kadar turu hepsinde de canavarlarla eşleşip nasıl geçeriz bilmiyorum.

    yarı finalı hatırlamıyorum ama õnceki iki çeyrek finali net haırlıyorum. 2001'de de 2013'te de hakem hataları hep rakip lehineydi. hakemi de yenmen gerekiyor. hakem + fbjk değil ama. hakem + bayern'i eleyeceksin mesela. cidden çok zor bir hedef bu.
  • 1827
    avrupa'nın kulüpler bazında en üst düzey futbol turnuvası.

    şampiyonlar ligi'nin kazanılması esasen organizasyonel ve teknik süreklilik gerektiriyor. türkiye'de nadir başarılmış bir iş bu. yoksa 20 - 30 milyon taraftarı olan, istanbul gibi metropolde bulunan türk takımlarının bu kupayı alamaması imkansız. yandan yemiş fener bile biraz düzgün bir kadro ile burada çeyrek final oynadı. biz de uefa kupası sonrası bir çeyrek ve bir son 16 yaptık. drogbalı ve sneijderli kadro ile çeyrek oynadık. piç hakemin veremediği penaltılar yüzünden reale elendik. demem o ki türk takımları biraz süreklilik ile avrupa'nın dandik şehir takımlarının 10 yıl uğraştığı şeyi kısa sürede başarabiliyor. bunun nedeni sinerji yaratabilen camialar olmaları. galatasaray ve fenerbahçe beş sene omurgası bozulmamış yönetim ve kadrolar ile oynasa bence çok ciddi anlamda türk futbolu ileri gider çeyrek ve yarı finaller rahat görülür. misal basketbolda kafamızı kaldırınca bir çok kupa geldi son 15 senede. aynısı futbolda da mümkün.

    istanbul gibi bir şehrin takımları bir zahmet nüfusu ölçeğinde kendisine kıyasla köy takımları olan amsterdam, münih, dortmund, manchester takımlarını süpürsün. bu bir sinerji işi. bu işi de türk takımları hızlı yapabiliyor.
  • 1828
    lig aşamasında uefa hakkı verilseydi teknik ekip ve oyuncuların alt beyninde oluşan “nasılsa en kötü uefaya gideriz” düşüncesi ve rahatlığı bugünkü çekişme ve mücadelelere engel olurdu. oysa şimdi herkes canını dişine takıyor ilk 24 için.

    bunun yanında biz 80-90 arası doğumlular olarak mavi logolu star/sabri ugan/şampiyonlar ligi özel/avrupa’dan futbolu özlediğimiz için çoğumuz yeni formata ısınamıyoruz. salı - çarşamba 21:45, gri ibm kj’li, super slow motionlu, 768x576 pal formatlı yayınlar ve 4 takımlı gruplar burnumuzda tutuyor.
  • 1829
    yeni format bence de daha güzel. dünya devlerini yendiğinizde istediğiniz gibi dalga geçebiliyorsunuz. resmi siteden bile muslera_melo fan sayfası tadında paylaşımlar geliyor. nasılsa bir daha karşılaşmıyorsunuz. yarınlar yokmuş gibi geç dalganı.

    eski format öyle miydi ya. aman bunları kızdırmayalım yoksa skerler tadında paylaşımlar yapıyorduk. en fazla goodbye liverpool falan derdik eski formatta oynasaydık.

    yeni formata kurban olayım ben ya. maç sonu şinanay bile çalıp söyleriz. nasılsa bir daha karşılaşmayacağız ):
App Store'dan indirin Google Play'den alın