1954
yine gözaltılara, operasyonlara uyanan ülkem. bir siyasetçi tarafından göz göre göre uçuruma doğru itiliyor. şu ortamda futbol yazsak ne, yazmasak ne.
1955
patlak bir ampul değişmemekte ısrar edip ülkeyi karartmaya çalışıyor. türk milletinin karanlıkta oturmaya hiç niyeti yok. ilk seçimde ampul gider florasan mı gelir 6 tane ok mu bilinmez tabi.
1956
öyle şeyler oluyor ki insanın futbol ile ilgili bir şey yazası gelmiyor.
yazınca da pişman oluyorsun yazdığına:(
allah yardımcımız olsun.
1957
aynı anda o kadar büyük olaylar yaşanıyor ki konuşulmaya sıra gelmeyen meselelerde, avrupa'da ayaklanma çıkar, hükumetler düşer.
1958
soylenecek hicbir sey kalmayan guzel ulkemiz. bir zamanlar vardi da, cok da soyledik, bu saatten sonra...
kopruden onceki son cikisi da degil, kac kopru gectik, bu saatten sonra zor dikis tutar.
edit:bu ortamda futbol konusmak da iste ne bileyim...
1959
padişahta olmayan yetkileri güzide halkımızın 1 kişiye emanet ettiği eski güzel ülkem. sonuç ortada.
1960
celladına aşık olmuş bir kesim yüzünden altına dinamit bağlanmış bir ülke. bakalım ne zaman elimizde kalacak.
1961
muhalif büyükşehir belediye başkanları bir bir tutuklanıyor. isterlerse özgür özeli, mansur yavaşı, tüm muhalif il, ilçe belediye başkanlarını hatta parti il ve ilçe başkanlarını tutuklansınlar. buna ne ekonomi dayanır ne milletin sabrı.
25 yıl boyunca sandık iradesi derken işler tersine dönünce millet iradesini hiçe saymak ya da ondan kaçmak neyin ne olduğunu gösteriyor.
bu iş 2028’e kalmaz da umarım millet olarak sokaklar karışmadan en az hasarla atlatırız.