• 816
    bugün 33 şehitle kan ağladı,
    yarın bu devam eder
    öbürüsü gün gündem yavaştan değişir,
    gelecek hafta hepsi unutulur.
    yakılan askerler unutulmadı mı
    kaçımız güneydoğu'daki operasyonlarda şehit düşen askerlerin adını sayısını hatırlıyor.
    hepsini geçtim bu operasyonların tarihini bile tahmin ediyorum çoğumuz hatırlamıyoruz.
    "unutmak bir devrimdir." demiş nazım hikmet,
    mesele unutmaysa, millet olarak çoğumuz lenin'le, troçki ile marat'la, robertspierre ile yarışacak devrimcileriz.
    bugün hepsi kahraman bu 33 askerin,
    sözlük temasını değiştirmiş türk bayrağı yapmış,
    çok iyi çok güzel.
    ne olacak bir hafta sonra
    ne olacak bir ay sonra , bir yıl sonra,

    ben birkaç nesil askerlik geçmişi olan bir aileden geliyorum. çok şükür ailemizden birinin yıllardır şehit haberi gelmedi ama çevreyi iyi kötü biliyorum. bir asker için en zor şey nedir bilir misiniz, ne uzun nöbetler, ne çektiği acılar. en zorlandığı şey arkadaşın annesine arkadaşının şehit düştüğünü vermektir.
    o anne içten içe mahvolur ama ağzından her seferinde vatan sağolsun sözü çıkar,
    üniformalı birini görünce kendi oğlu sanar, oğlumun kıyafetlerini ütüler, temiz tutar.
    bunlar sadece manevi durumu,
    maddi konular hakkında yazmaya utanırım.

    demem o ki bu bir memleket meselesidir. a partisi b partisi değil. yönetenleri seçen millet, kararlara etki eden millet, etki edemiyorsa yine bunun sorumlusu millet.

    en nihayetinde bütün şehit olan askerlerimizin inşallah mekanı cennet olur. aktif olarak çalışan, mücadele eden askerlerimize de allah yar ve yardımcıları olsun.
    hiç umudum yok ama umarım unutulmazlar. umarım son olur bu şehitler. şu bataklıktan umarım bir an önce çıkarız.

    edit: varian şimdi uyardı. şehit sayımız 34 olmuş. allah rahmet eylesin. çok eklenecek bir şey yok aslında.
  • 817
    bir çocuğun büyümesinin ne demek olduğumu ancak ebeveyn olduğunuzda anlayabiliyorsunuz. hasta olunca uykusuz geçen geceleri, ilk adımını, size, hayata, çevreye umut dolu gözlerle bakışını...
    çocuklar öldü dün, 20’sinde, 30’unda, 40’ında...
    onlar ki anne ve babalarının gözünde hep sabaha kadar başında bekledikleri çocuklar...
    ve o çocukların çocukları... gece hasta olduklarında başında bekleyecek bir babaları yok artık veya umutla hayata dair bir sevincini paylaşabilecekleri bir babaları...
    hayatı savaş meydanlarında geçmiş atatürk şöyle demiş:
    ‘mutlaka şu veya bu sebepler için milleti savaşa sürüklemek taraftarı değilim. savaş zorunlu ve hayati olmalıdır. hakiki düşüncem şudur: ulusu savaşa götürünce vicdan azabı duymamalıyım. öldüreceğiz diyenlere karşı, “ölmeyeceğiz” diye savaşa girebiliriz. ancak, ulusun hayatı tehlikeye girmedikçe, savaş bir cinayettir.’
    gayrısı ata’nın lafının üzerine başka söz laf-ı güzaf.
    başımız sağolsun.
  • 818
    memleketin canı gitmiş, resmi rakamlara göre 33 şehit vermişiz ancak gayriresmi rakamlar çok daha korkunç, rusya çıkıp biz terörist unsurları vurduk türk askerinin orda olduğunu bilmiyorduk diye ülke itibarını 2 paralık etmiş, memlekette kimsenin gözüne 2 gecedir uyku girmemiş, yemin ediyorum 2 gecedir uykusuzum ama ülkenin tek yetkilisi, kaç çocuk yapacağıma bile karışan adam çıkıp tek bir açıklama yapmamış. şehit sayımız belirsiz, bizi kim vurdu belirsiz, askerlerimiz niçin düşman atış talimi yapsın diye korumasız şekildr orda belirsiz, niye ordayız o bile belirsiz, onlar niye burda belirsiz ama herşeyi bilen kişi çıkıp vatandaşını aydınlatmıyor. dünyaya biz terörist unsurlarla değildik diyen bile yok, delirecem.

    işte böyle yönetilen garip ülkemdir.
  • 819
    27 şubat 2020 tarihinde resmî rakamlarla 33 askerin yaşamını yitirdiği idlib saldırısında kimler sorumlu sorusunun sorulmadığı ülkem.

    hatırlarsanız suriye’ye operasyon için bir tezkere oylaması yapıldı. bu tezkereye akp, chp, mhp ve iyi parti evet oyu verdiler. bizde olayı sadece iktidara yıkmak gibi bir basit alışkanlık vardır. oysa yurtta sulh cihanda sulh diyen mustafa kemal’in partisi de en az diğerleri kadar sorumludur. imamoğlu sebebiyle chp’ye oy vermişler olarak bizler de en az akmhp’liler kadar sorumluyuz. bugün göte göt demeyeceksek yarın konuşmaya hakkımız yoktur.

    bu konuda bir özeleştiri bekliyorum.
  • 822
    içerisinde bulunduğu insanlar topluluğunu haketmeyen ülke.. o kadar vefalı insanlar var ki içerisinde aklın durur. hayat pahalılığı ve artan vergilerle beli bükülür ama yine de dişini sıkar, sesini çıkarmayı bilmez. sesini çıkarsa ülkeye ihanet ettiğini düşünecek saflıkta insanlar vardır bünyesinde. vatandaşları askere gider, vurur, vurulur ama yine de hakir görülür ülke tarafından. doğduğu günden başlayarak borçlu olur, öldüğünde bile bitmez bazen ödediği borçlar. kurtuluş savaşında, kıbrıs savaşında, kore savaşında, pkk ile yapılan savaşta ön saflarda kullanılır, savaştan döner yine vergi borcunu öder. yetmediyse 15 temmuz'da devletini sokaklardan toplar ki o devleti feto denilen oluşuma tüm can damarlarını teslim etmiş ve vatandaşına ihanet etmişken yapar bunu.

    dünyada bu kadar ülkesine hizmet edip karşılığını bu kadar alamayan bir topluluk yoktur. devletin varlığının amacı vatandaşa hizmettir. vatandaş doğacak, büyüyecek, okuyacak, evlenecek, vergisini verecek, çocuk yapacak ve ölecek.. devlet de vatandaşın bunları yapmasını güvenli bir şekilde sağlayacak. bazen gerçekten çok abarttığımızı düşünüyorum devlet kavramını. ülkenin vatandaşlarının %80'i devlete verebileceği şeylerin kat be kat fazlasını verirken, o devlet sürekli vatandaşına sırtını dönüyor. bu sadece şimdilerin sorunu değil. atatürk'ün ölümünden itibaren ve atatürk'ten önce osmanlı devletinden beridir süregelen bir gelenek bu. osmanlı devletini kuran oğuz boylarına ihanet edip sarayda tek bir türke bile görev verilmedi nice zamandır. üstelik gerçekten akıllı bir milletken türkler. vatandaşına hakettiği şekilde değer veren tek lider atatürk'tü. köy enstitüleri kuruldu, köylüye değer verildi, çağdaş olmasına yardımcı olundu, şimdilerde 200 senede yapılamayacak devrimleri 15 senede yaptı fakat atatürk'ün mirasını da tarihe gömdüler. hem de onun izinden gidiyoruz diyen zihniyet yaptı bunu. neyse çok sinirliyim.

    vatandaşı olarak bu ülkeyi haketmiyoruz. bu ülkenin vatandaşı şu an atıyorum polonya'da olsa, iddia ediyorum polonya şu an avrupa'nın en güçlü ilk 3 ülkesinden biri olur. neymiş tembelmişiz, bok öyleyiz afedersiniz. tembel olmaya teşvik ediliyoruz desene sen şuna. eğitim sisteminden başlıyor tembel yapılmak. değilse kurtuluş savaşında cepheye kağnıyla silah taşıyan kadınlarımıza söylesene sen tembelliği? yahut ordan oraya cepheye sürülen, savaş bitince de yeni bir ülke kurulan vatandaşına söylesene bu tembelliği? üstelik eski alışkanlıklarının hepsi kaybolmuşken, alfabeden kılık kıyafet devrimine ordan da eğitime kadar her alanda değişikliğe öyle ya da böyle ayak uyduran vatandaşına anlatasana sen tembel olduğunu? biraz düşünün neden böyle söylediğimi. anlayacaksınız..

    ve son yaşanan olaylar.. benim için sayıların önemi yok. 3 olur, 33 olur, 3300000 olur. senin vatandaşın orda ölürken sen burda interneti yavaşlatamazsın. sen devlet olarak, ordaki vatandaşlarının güvenliğini sağlayacaksın. sağlayamıyorsan da devleti yönetiyorum iddiasında bulunmayacaksın, hadi onu geç bir özür borçlusun yahu vatandaşına bir özür. ben hatırlamıyorum yaşanan bunca olaydan sonra bir kere özür dilendi mi? istifayı falan geçtim bir kere özür bile dilenmedi vatandaşa bu devlet tarafından. o kadar çok sinirliyim ki, söyleyecek o kadar çok şeyim var ki, resmen boğazımda düğümleniyor..

    ve ben bu satırları yazarken bile 50 defa düşünüyorum aman ceza alır mıyım diye. bunun ne kadar kötü bir şey olduğunu biliyoruz zaten. hepimizin söyleyecek bir şeyi olup söyleyemememiz. neyse deyip geçiyoruz çoğumuz ki doğru karar. çünkü demezsen sen vatan haini olarak ifşalanıyorsun o çok sevdiğin devlet tarafından. senin ve yedi sülalenin üstü çiziliyor. sokağa çıksan insan yüzüne bakamayacak hale geliyorsun. çok akıllı hareket gerçekten.. çok klas... türkiyeymiş... peh...
App Store'dan indirin Google Play'den alın