• 376
    klasik bir giriş olacak ama, babamın 27 yıldır emniyette görev yaptığını söyleyerek başlamak istiyorum. zamanında komiser yardımcısı olarak başlamış ve şu an rütbesi 1. sınıf emniyet müdürü. 27 senede 7 farklı ilde çok farklı görevlerde çalışmış. klasik karakol görevleri vb. şeyler dışında rütbesinin de yükselmesiyle birlikte şube müdürlüğü, il emniyet müdür yardımcılığı, polis okulu müdürlüğü ve yurt dışında emniyet müşavirliği görevleri de yapmış bir polis kendisi.

    merak edenler rütbelere şuradan bakabilir:

    http://i45.tinypic.com/w1d110.jpg *

    böyle söyleyince yine klasik olacak belki ama, şu ana kadar çok şükür kimseden kendisi hakkında kötü bir şey duymadım. keşke her polis babam gibi olsa derim hatta hep. ast-üst ayırmadan tüm çalışma arkadaşlarına saygılı olmuştur. alt rütbelerdekilere veya makam şoförlerine hitap ederken bile komiserim/amirim/müdürüm veya x bey/hanım diye hitap etmiştir hep. polis okulu müdürlüğü yaparken okul yeni binaya taşınacağı zaman memurlarla birlikte koli/mobilya vb. taşımıştır. görev dağıtımında adil davranmıştır. aslında çok basit gibi görünen şeyler belki ama inanın öyle değil. biri emniyette çalışınca çevresi de çoğunlukla emniyetten oluyor ve insan neler görüyor duyuyor... * (u: ama örneğin bir makam şoförüne "ahmet bey eve gidelim" demekle "hadi oğlum eve gidelim" demek arasında büyük bir fark var bence.) (u: emniyet amiriyken kendisine "komiserim" denildi diye aşağılanmış gibi davranan ve sıkıntı çıkaran bir sürü polis var mesela.)

    önce şunu söyleyeyim. polislik normal bir devlet memurluğu gibi görünüyor ama işin aslı öyle değil. hafta içi 40 saat çalışan polisler hafta sonları maç görevlerine gidiyorlar mesela hiçbir ek mesai ücreti almadan.*(u: hafta içi 40 saat çalışmış polislere, ek mesai ücreti de verilmeden hafta sonları da maç görevi yazılıyordu)(u: trabzon gibi sıkıntılı bir yerde hiç de kolay bir şey değil. senede 1 veya 2 kez fenerbahçe geldiğinde cumadan pazartesiye 4 gün neler çekiyorlardı bir düşünün mesela) diğer devlet kurumlarının memurlarının yapması gereken işleri de yapıyorlar zaman zaman. mesela bir yola kaya düşmüş olsun, bildiğim kadarıyla o kayayı ordan kaldırma ve yolun tekrar açılmasını sağlama görevi karayollarının ve belediyelerindir, ama üst rütbelerdeki polislerin de göz yumması sonucu bu tip işler de polislere yüklenir. bu da çok basit bir örnek ve çok basit bir olay gibi gelebilir ama bence öyle değil.

    bunları yazma sebebim olayın iç yüzünü az da olsa görmenizi istemem. en ufak şeyde sanki polislikten başka devlet memurluğu yokmuş gibi "sizin maaşınızı biz ödüyoruz vergilerimizle" diye çıkıştığınız(u: aslında çok doğru bir önerme ama öyle saçma şekilde ve saçma yerlerde kullanılıyor ki...) veya sanki aileleri, bakmakla yükümlü oldukları yakınları yokmuş ve çok kolaymış gibi "emredileni yapmasınlar, istifa etsinler" dediğiniz o polislerin ne şartlarda çalışıyor olduğunu biraz da olsa anlamanızı, düşünmenizi istedim.

    anlatmaya çalıştığım şey emniyet teşkilatının süper, bütün polislerin çok iyi olması falan değil. daha önce defalarca söylenmiş olmasına rağmen tekrar yazmakta bir sakınca görmüyorum. dünyanın her yerinde, her meslekte hem iyi hem kötüler her zaman olmuştur ve olacaktır. bunu engellemenin bir yolu da yok maalesef. ve kusura bakmayın kafamıza göre %51'i kötüdür, yok efendim %25'i iyidir falan da diyemeyiz. ama siz ısrarla kötü olanları gündemde tutar, onlar üzerinden bütün teşkilatı veya bütün meslek grubunu değerlendirirseniz en basit anlamda haksızlık etmiş olursunuz.

    gezi olaylarında çok gördük biber gazını gereksiz yere ve kötü amaçla kullanan polisleri mesela. sen durup dururken yoldan geçen ve hiçbir şeye zararı dokunmayan insanlara* biber gazı sıkarsan, milletin camından içeriye doğru veya evlerin balkonlarına doğru gaz bombası atarsan, sokakta nereye gideceğini bilemeyen ve girecek sakin bir yer arayan adama "gel bi şey yapmayacaz" diyip ortaya çıktığı anda kafasına doğru gaz bombasını sallarsan; elindeki polislik yetkisini kötüye kullanan bir şerefsizsin demektir ve normal şartlarda en kısa zamanda görevinden ihraç edilmen gerekir. ama maalesef, özellikle son yıllarda türkiye'de "normal şartlar" diyebileceğimiz bir ortam yok. bu bahsettiğim saçmalıkları yapan, insanların yaralanmalarına ve hatta ölümlerine sebep olan polislerin normal şartlarda cezalandırılmaları gerekir, ama böyle bir şey olmadı tabi. bunun sebebi de hükümetin tamamen gezi olaylarına karşı tavır almasıdır. hani berkin elvan için "emri ben verdim" diyen, sokağın ortasında il emniyet müdürüne bağıran sözde dünya lideri var ya, onun talimatlarıdır. ama sanmayın ki gezi olaylarında görev alan polislerin hepsi az önce örneklerini verdiğim şerefsizler gibiydi... nasıl ki eylemcilerin arasında polise taş atan, amacı ortamı germek ve taşkınlık yapmak olan grup bir azınlıksa görevini kötü amaçlı kullanan polisler de azınlıktı. orada görevlendirilen polislerin birçoğu da mecbur oldukları için görevlendirildikleri yerlerde saatlerce bekleyen ve verilen emirleri uygulayan masum insanlardı.

    aynı şekilde düzeni ve güvenliği sağlamak için görevlendirildikleri maçlarda saçma sapan bahaneler uydurarak insanları gözaltına alan veya insanlara şiddet uygulayan polisler de cezalandırılmalı. bu polislerin haklı olduğunu ve yaptıkları şeylerin doğru olduğunu söyleyecek veya onları savunacak halimiz yok.

    malum yolsuzluk operasyonundan da bahsedeyim. bu yolsuzluğu ortaya çıkaranlar kimler? hiç düşündünüz mü? bunlar da normalde kendi hallerinde işlerini yapan, mali şubede veya diğer ilgili şubelerde çalışan polisler. bu polislere neler yapıldığını gündemi takip edenler az çok görmüşlerdir duymuşlardır. 17-25 aralık 2013'te yapılan ve yapılması engellenen soruşturma ve operasyonlarda görev almış polislerin, sırf işlerini yaptıkları için tek tek görevden alındıklarını, meslekten ihraç edildiklerini, hapse girdiklerini görüyoruz 1 yıldır. bu insanlar polis değil mi, bu insanlar türk polisi değil mi? mahkemeden dinleme kararı çıkıyor mesela x isimli şahıs için. bu dinlemeyi kim yapıyor? ilgili şubelerdeki polisler ve onların komiserleri/amirleri. sonra gelip bu polise "sen x kişisini niye dinledin?" diye soruyorlar. "benim görevim oydu. verilen görevi yaptım." diyor ve kendisine verilen işi yaptığı için hakkında saçma sapan soruşturmalar açılıyor, görevden alınıyor. şu ana kadar haklarında en ufak bir suçlama olmayan, hiç soruşturma geçirmeyen yüzlerce, belki binlerce polis hakkında saçma sapan şeyler öne sürülerek soruşturmalar açılıyor, meslekten ihraç ediliyorlar ve hapis cezaları veriliyor. özellikle emniyet teşkilatının içinde bulunduğu bu zor dönemde tüm teşkilatı hedef alan şeyler okumak beni üzüyor.

    entry'nin başıyla sonu birbirinden bağımsız oldu gibi. ama anlatmak istediklerimi biraz anlatabildiğimi düşünüyorum. entry'yi yazma sebebim de yukarda belirttiğim gibi olayın iç yüzünü biraz görmenizi ve olaylara bir de polislerin bakış açısından bakabilmenizi istemem.

    gözünüzü seveyim sürekli kötü örnekleri öne sürerek tüm teşkilat hakkında değerlendirme yapmayın. polisliğin türkiye'deki en rahat en şükela meslek grubu olduğunu ve sadece kötü insanları barındırdığını düşünmeyin. her şeyden önemlisi, sadece kötü örneklerden yola çıkarak yaptığınız acımasız yorumlarınızın gerçekten iyi, dürüst, namuslu olan insanları da kapsadığını unutmayın. yapılan saçmalıklara, haksızlıklara, kötülüklere tepkinizi koymayın demiyorum, tabi ki koyun ama bunu yaparken tek bir olayı bütün teşkilatın üzerine yıkmayın.
  • 377
    polis-devlet-asker triosunun muzdaribi bir ailenin oğluyum yani kısacası azıcık marjinal oluyorum size göre,bir de bu taraftan dinleyin o zaman,
    bak sevgili yazar ağabey (kardeş),kimsenin sizin ailenizle,babanızın onuruyla alıp veremediği yok,her meslekte olduğu gibi birçok onurlu ve onursuz insan var,kişilerin burada dem vurduğu nokta,neden bu denli ahlaksız ve yozlaşmış insan güruhunun bu meslekte kümelendiği,yoksa kimse kişilerin onurlarına laf etmiyor.senin baban da sokaktaki gösterici,tribündeki seyirci,boykottaki madenci,okuldaki öğrenci kadar halk ama sen bunun farkında değilsin.
    fakat bunu polise taş atan hainler,banka soyan anarşikler düzlemine indirmek daha kolay çünkü öteki türlü varoluş sorgulamasına gireceksin,ki dostum bu pek alışık olduğun bir durum değil o yüzden hayin,zalım,paralel,düzenbozucu,anarşist diyerek olayın diğer boyutlarını ortadan kaldırmak denklemi çözülebilir kılıyor senin için.anlıyorum.

    hayin evet..

    peki şuna ne diyorsun?

    günümüzde,türkiyedeki polislik kavramının,ciddi ciddi bir baltaya sap olamamış insan grubunun tekelinde olmadığını ya da üniversite veya lise sonrası geleceğe pek de umutlu bakamayan,genellikle 2.sınıf insan psikolojisine bürünmüş insanlar tarafından tercih edilen bir meslek olmadığını iddia edebilir misin ?

    ya da şöyle mi dersin,hayır canım bu bir özgür tercih,bu ülkede herkes özgürce istediği mesleği,istediği futbol takımını,istediği ideolojiyi seçebilme hakkına sahiptir.

    kime ne değil mi? üstelik bunu polis’e kızanlar savunuyor bir de.örneğin,polis göstericiyi hunharca dövebilir, amir canlı yayında sorgusuz sualsiz gazeteciyi tutuklayabilir, ali ismail gönül rahatlığıyla bir protesto gösterisine katılabilir,berkin ekmek almaya istediği saatte gidebilir.burası özgür bir ülke değil mi ? bir taraftar grubu,hükümeti devirme girişiminde(!) bulunabilir,evladını yitirmiş anneler her cumartesi mütemadiyen polis tarafından tartaklanabilir,yine evladını yitirmiş bir anne,kitlelerce yuhalayanabilir,ölüler bile diline,mezheplerine göre ayrıştırılabilir ve bütün bunları yapan/ yaptıran,bir iktidarın (devletin) kolluk kuvetlerine özgürce katılınabilinir.burası özgür bir ülkeydi sonuçta di mi.neyse efendim,ben de, devlet de diğerleri gibi özgür tercihlerle büyüdük çok şükür.ancak kimileri büyürken yalnızca “yaşını” dolduruyor.oysa biz de büyüyoruz zulüm de büyüyor. korkaklık da büyüyor, cesaret de büyüyor. kimileri köçekleşerek, kimileri devleşerek büyüyor. kimileri kürk için post için alçalarak, kimileri alçak gönüllülüğü kendine yol ederek büyüyor.

    hayin dedi sanırım birisi? olsun. vatanseverlik onlarda, hayinlik yine bizde kalsın. gurur duyarız.öyleyse nazım’la bitirelim.

    özgür bir tercihle:

    vatan, mızraklı ilmühalse, vatan, polis copuysa,
    ödeneklerinizse, maaşlarınızsa vatan,
    vatan, kurtulmamaksa kokmuş karanlığımızdan,
    ben vatan hainiyim.
  • 378
    sevmediğim, hatta nefret ettiğim kişiler. ancak üzerlerinden yüklenilen yazarımız onları savunurken bence gezi ve benzeri olayları düşünerek savunmadı. her ne kadar son yıllarda polis bir asayiş biriminden belli insanların kontrolündeki bir silahlı güce evrilmiş olsa da asker ile birlikte kültürümüzde sürekli kutsal sayılmıştır. bu yüzden 'polislik'e zeval gelmemesi için edilen bir dua günümüz polisine edilmiş gibi algı yaratmış olabilir. bu sadece kendi fikrimdir yanlış anlaşılmasın. umarım olayın aslı düşündüğüm gibidir.
  • 380
    sanırım pek gündeme gelmedi ama (bkz: 28 şubat 2016 galatasaray beşiktaş voleybol maçı) da ufak bir sebep yüzünden bir sürü insanı çok sert bir şekilde toplu halde joplamışlardır. bende nasibimi aldım joplardan. işin güzel yanı olay bittikten sonra kulübelerine dönerken bizde kalan joplarını artık geri alamayacak olmalarıdır :).

    bu dünyada veya ahirette iki yakanız bir araya gelmez umarım.

    (bkz: amirim joplarımızı almışlar, bulamıyoruz)
  • 381
    gezi vb. birkaç olayda imajı düştü. bazı kendini bilmez, belindeki silaha jopa güvenenler tarafından adı sömürüldü ama şöyle de bir durum var, ne zaman br kadının çantası sokakta çalınsa "poliiiis" diye bağırır ya da birinin dükkanına hırsız girdiğinde "polise gittin mi?" derler. neden? bu mesleği hakkıyla yapan polisler sayesinde güvencemizdir bu teşkilat.

    vodafone arena saldırısında, daha önceki saldırılardaki gibi kürdistan hayalinde olan, sırtımızı pkk ya dayadık diyenlerin yoldaşı bir şerefsiz tarafından sivil kardeşlerimizle birlikte 44 kişi cennete gittiler. neden? nedeni yok, nedenine izin verecek de yok. 44 yiğit gider 44 yiğit gelir.

    dün sabah kahvaltıya ekmek almak için sokağa çıktım, bir polis bekliyordu sahilde, günaydın abi dedim, bi süzdü kirli sakallarımı, soğuktan başıma geçirdiğim kapşuunun altındaki suratımı, sonra gözlerimin içindeki samimiyeti görüp gülümseyip günaydın dedi. hayat bu kadar basit işte. sizin için canlarınıfeda edenlerin önüne kırmızıhalısermeyin ama bir kere günaydın diyin.

    unutmasın ki belli bir kesim, gaffar okkan da polisti, polis gibi polis...
  • 382
    muhtaç olduğumuzdur.

    bazı ögeleri şahıslardan ayırmayı ah bir öğrenebilsek.

    devlet mesela. millet devletine düşman oldu, bunu anlayabiliyorum ama kabullenemiyorum. kendini devlet olarak kabul edenlerden bağımsız, yüce gazi mustafa kemal atatürk'ün kurduğu türk devleti'ne sırt çevirmek olur mu! bugün devletin eli uzun olabilir ama yarın durum tersine dönecektir. sen bugün ali'ye, veli'ye, ahmet'e, mehmet'e kızarak çoluğuna çocuğuna devleti kötü bir olgu olarak gösterirsen neslimizi devletimize düşman olarak yetiştiriyorsun demektir ki bu da son derece yanlış bir şey.

    polisimiz, askerimiz de aynı şekilde. içlerinde tabii ki vatan, millet sevgisinden haberdar olmayanları yok mu? elbette var ama bunun özü insan olmamızdan kaynaklanıyor, polislikten vs. değil. aralarında kötü insanlar var diye, devletin verdiği yetkiyi kendisinin sananlar var diye gecesini gündüzüne katmadan, milletin, devletin bekası için her türlü tehlikeyi göze alıp canını siper edenlere, şehit olanlara mümkün mü göz yummak!

    ne diyorduk hep beraber;

    "siz bizi joplayın, biber gazı sıkın, yeter ki şehit olmayın."

    yüce mevlam yüreği bu millet, bu devlet, bu bayrak için atan türk polisini korusun ve kollasın!

    https://www.youtube.com/watch?v=7HpM0xwbNak
  • 386
    çok büyük yapılanmaya gitmesi gereken kurumdur. yaklaşık 15-20 yıldır çeşitli cemaatlerin adamları girmektedir ve personelin yaklaşık yarısı bu cemaatlerin içerisindedir. içerisindeki fethullahçı personeller temizlenmeye çalışılmış ama menzilcilere dokunulmamıştır zamanla onlarda teşkilatın başına bela olucaktır tıpkı rus büyükelçinin öldürülmesi olayında kullanılan polis gibi.
  • 388
    içinde rus büyükelçisini vurup el nusra partizanı slogan atanları mevcut. devletteki bütün kadrolar gibi polis teşkilatı atatürkçü-milliyetçi çizgiden uzaklaşıp, dinci-tarikatçı çizgiye yanaştı. bizim oturduğumuz mahallede perşembe akşamları toplanıp okumalı sohbet yapan polisler mevcut.

    bu kafadaki adamlar teşkilatta fetocular söz sahibiyse fetocu oluyor, süleymancılar söz sahibi olunca süleymancı gözüküyor menfaatleri için.

    devletin kadrolarındaki muazzam yozlaşmadan polis teşkilatı da nasibini alıyor açıkçası. biz de bu kafadaki adamlardan empati falan bekliyoruz. adamlar kendi görüşünden olmayanları kafir gavur falan belliyorlar. gezi parkı eylemcilerin kafalarına biber gazı kapsülü atıp orgazm olan polisler bizim polisimiz olabilir mi sizce?
  • 390
    türkiye cumhuriyetinin polis teşkilatıdır.

    yıllardır alenen soruları iktidar tarafından belirli cemaatlere soruları verilerek içine ne kadar fetocu, süleymancı, okuyucu yazıcı her ne haltsa dolduruldu da dolduruldu.
    3-4 sene önce bu kardeşlerimize kızdık, kötü şeyler söylendi, imajları çok karalandı iktidarın güdümündeki amirleri yüzünden.

    1-2 hafta önce hedef oldular, şehit oldular. şehit olmalarının 1 gün sonrasında halep halep diye ağlayan arapfili bakanlar tarafından sürekli yapılan açıklamalar ve üstüne terör konusunu değiştirmek için yandaş medya tarafından pompalanan haberlerden sonra, bugün yine muhtemelen bu cemaatlerle yada herhangi bir aşırı siyası grupla açık bağlantısı olan bir şahıs yüzünden koskoca teşkilatın itibarı lekelenecek.
  • 391
    bir parti ve dahi tek bir adamın memurlarından oluşuyor maalesef. yaratılan histeri ortamında solcuyu, eşcinseli, taraftarı, işçiyi, memuru, ezcümle tim bir muhalefeti dövsün, vursun diye yetiştirlen bir teşkilat sonunda rusya federasyonu büyükelçisini ankara'nın göbeğinde vuracak kadar gözü dönmüş katillerle doldurulmuş. fetösünden, cihatçısına doldurdular bu tipleri halkın çocuklarını dövsünler diye. şimdi başkentimizin göbeği dahi güvenli değil. allah kahretsin böyle işi!

    edit: a'dan z'ye tamamı atılmalı ve liyakata dayanan şekilde yepyeni bir teşkilat kurulmalı. maalesef 18. asırdaki yeniçeri teşkilatı gibi bir yapı artık emniyet teşkilatı.
  • 392
    gerek gezi zamanı olsun gerek o direniş eylül 2013'te kadıköy'e sıçradığında olsun gerekse rize'deki atatürk heykelini esir alan bir adet manyağı bünyesinde bulunduruyor olsun ve hatta artırıyorum gerekse de 19 aralık 2016 rus büyükelçi suikastini gerçekleştiren yobaz kendi aralarından çıkmış olsun birçok sebepten ötürü kendilerine çokça sövmüşlüğüm var. ancak yukardaki arkadaşlar da değinmişler, bu teşkilatın düzelmesi, çok mükemmel şekilde olmasa da en azından bu içine battığı durumdan kurtarılması kendilerini kendi paralı askeri gibi kullanan o "tek bir adam"ın gitmesine bakar. zaten bu saydıklarımda o tek adamın etkisi doğrudan var. unutmayalım ki her ne kadar içi it kopuk dolmuş olsa da bizim vatanımızın polisidir. ülkenin her teşkilatı gibi polis teşkilatının da bu duruma gelmesinde emeği geçenler teker teker gittiğinde en azından bugünkü gibi olmayacağına emin olabiliriz bu teşkilatın.

    yolda yanından geçerken türk askeri ile birlikte selam verip geçtiğim diğer güvenlik görevlisi. islamcıların bütün yozlaştırmalarına rağmen seviyoruz, sevmeye devam edeceğiz. allah yardımcıları olsun.

    entry'i bu videoyla bitirelim madem;

    https://twitter.com/...s/810566952003440641

    *
  • 393
    dostu düşmandan ayırması gereken polistir. uygar insandan zarar gelmez. gezi zamanı sırf işvereni sevmiyor, kendi siyasi iradesine ters diye işkence ettiği aydın beyinlerin kıymetini şimdi anlasın. düşman gördüğü kitle sadece şiddeti protesto etmek için oradaydı. şiddete karşı insan olmayı öğretmeye çalışıyordu. öğretemedi, öldürüldü. ölen de terörist, radikal ilan edildi.

    bu gün karşısında insan yok. hayvan da yok. zira hayvan öldürmek için ölmez. tek amacı hayatta kalmaktır hatta. karşısındaki şey doğal seleksiyonun o kadar da mükemmel olmadığını ya da fazla yavaş işlediğini gösteriyor. var olabilmeleri, gelişip çoğalabilmeleri, bunca zaman hayatta kalabilmeleri doğanın her zaman arıların bal petekleri kadar mükemmel olmadığını göstergesi. doğaya ters. sırf yok etmek için yok olmak doğada yok. tarihin gördüğü en büyük sapkınlık, en büyük iğrençlik.

    ben bu gün aynı şehit olan türk askerine üzüldüğüm gibi şehit olan türk polisine üzülüyorum. insan olarak üzülüyorum. ölmesine sebep olan siyasi hareketi biliyorum ve arkasında durmuyorum. bu gün o siyasi hareketin şehit kanını siyasete alet etmeyin diye diye siyasete alet edişini izliyorum ve daha çok üzülüyorum.

    ülkeye her ay alınan yüz binlerce suriyeliyi gördükçe "güvenlik zaafiyeti yok" açıklamalarına ağlıyorum. bozulan demografik yapımızla geleceğimizden korkuyorum. kaybettiğimiz kültürel ögelerimizle geçmişimizden, atalarımızdan utanıyorum.

    bu ülkenin sorunlarının çözümü suriye'de, amerika'da falan değil. kendi içinde. eğitiminde, doğru ile yanlışı ayırd edebilmesinde, ahlaki zaafiyetlerini giderebilmesinde, dostu düşmanı, sömüreni sömürüleni fark edebilmesinde. dış mihrak nedir allahını seversen? dış mihrak her yerde ve herkes için var. güçlü olursan sana ilişemez, ilişirse ağzının payını alır. güçsüz olursan da sömürülürsün. son 14 senede her bir kurumu casuslar tarafından işgal edilen, hatta açık açık fanatikleşen; son 5 senede sayısı belirsiz derecede her türlü casus ve tetikçinin memleketin dört bir yanına yerleştiği ve hatta bizzat kendi elimizle beslendiği yerde dış mihrak diye siyaset yapılan zavallı ülkem...

    vatansever mi daha az bu ülkede yoksa soyu tükenmekte olan akdeniz foku mu emin olamıyorum artık. siyasi, maddi çıkarlarımızı bırakıp artık bu ülkeyi düşünmenin zamanı geldi. aslında geçti de ucundan yakalamamız için son şans. 150 milyon yıllık dinazorlar yok oldu. 150 milyon yıllık evrim. mükemmelim diye geçiniyorsun ya, bi durup düşün istersen. sen daha 4.000 yıllık ya varsın ya yoksun. bu 4.000 yıl içerisinde oluşmuş bir sosyal olgusun sadece. bu gün o sosyal olgunun diline saldırılıyor, yaşam tarzına saldırılıyor, saçma sapan ve ahlaksız kültürler empoze edilip kültürü dejenere edilmeye çalışılıyor. hayvan bile kendini koruyor. kendini koru. yoksa yok olacaksın.

    bu vesileyle türk polisine selam edelim. stadyum önünde gaz bombalarını atıp stadın içindeki insanların hayatını tehlikeye soksalar da, cahil de olsalar, kendi halkına düşman gibi de davransalar ben bir bütün olduğumuzu, birbirimizi korumazsak yok olacağımızı biliyorum. umarım onlar da öğrenir. başları değil başımız sağolsun.
App Store'dan indirin Google Play'den alın