resim
Ali Rıza Sergen Yalçın
Görev:Teknik Direktör
Takım:Antalyaspor
Yaş:51
Uyruk:Türkiye
  • 1884
    (bkz: 11 nisan 2021 bb erzurumspor beşiktaş maçı)

    bazı renktaşlarım kendisini bu maçtan sonra da övebilliyor ya, inanamıyorum. adamın takımı sadece 2 eksikle çıktığı maçta ligin en kötü 3-4 takımından birine karşı üstünlük kuramadı. maçı kazanmayı hak eden taraf rakibiydi. hayır madem sergen bu maçtan sonra övülebiliyor, fatih hoca'nın günahı neydi de kendisine 31 ekim 2020 galatasaray ankaragücü maçı'ndan sonra denmeyen kalmadı.

    beşiktaş bugün kazandığı bb erzurumspor maçında oldukça kötü bir performans sergilemiştir ve yorumların buna göre yapılması objektifliğin gereğidir. fatih terim'in eleştirileceği sürüyle nokta var zaten, fatih terim eleştirisi yapacağım diye sergen'in dün oynattığı futbola benzeyen garabet övülmemeli.

    çünkü kader bu ya; yarın bir gün sergen bize gelir, bu sezon beşiktaş'a oynattığı futbolu oynatır, galatasaray yine hakemler tarafından doğranıp ilk 5'in dışında kalır, o zaman sergen "çöp" olur. en baştan objektifliği bırakmamak, kişisel hesaplar ve/veya sinirli ruh hali yüzünden 3. kişilere hak etmedikleri payeleri vermemek lazım. sonra pişman olunuyor.
  • 1885
    bomboş bir adamdır. sıkıntıya da gelemez. beşiktaş'ta işler sarpa sardığında ilk kaçacak kendisidir.

    beşiktaş'a gelmeden önce ne başardı mesela. ben hatırlamıyorum da. anadolu takımlarında hızlı bir başlangıç yapıp sonra hepsinden sezon ortası ayrıldı.

    formsuz dahi olsa elleri kolları bağlanmış, her konuşmasında ceza alan fatih terim varken bu sürekli elleri açık ağlak adamı ligin en iyi teknik direktörü zannetmek futbol cahilliğidir.
  • 1886
    sezar'ın hakkı sezar'a.

    sezon başında bitik ilk 5'e giremez denilen kadrodan verim almayı başarmıştır.

    fakat bunda rakiplerindeki saçmalıkların da etkisi çok büyük. özellikle bizim yaşadığımız sakatlıklar, kırmızı kart cezaları, covid'ler gerçekten inanılmaz derecede fazlaydı.

    sergen yalçın, rossier-vida-weillinton-rıdvan dörtlüsünü kafasına göre rotasyonlu şekilde oynatırken fatih terim luyindama, omar, yedlin, sarachhi ek olarak marcao(cezaları)'dan kendi isteği dışında çoğu maçta yararlanamadı. sezon boyu savunma dörtlüsü kuramadık. buna rağmen ligin en az gol yiyen takımlarından biriyiz.

    orta sahada sergen atiba(yaş 38) ve josef ikilisinden ne sakatlık ne ceza harika bir şekilde yararlanırken fatih terim elindeki tek kurşun olan kendi çabalarıyla sıfırdan ortaya çıkarttığı taylan'dan bile ligin yarıısndan fazlasında yararlanamadı. emre kılınç kıpırdandı kırmızı gördü, belhanda sözleşmesi feshedildi, feghouli zaten tüm sezon sakattı. tam her şey düzgün gidecek gedson-emre-taylan'ı buldum derken milli takımda yine emre ve taylan'ı kaybettik. gerçekten inanılmaz şanssızlıklar yakamızı bırakmadı bu sezon.

    forvette oğulcan ritmini bulmuşken sakatlık üstüne de maç cezaları öyle bir eklendi ki adam halen daha kendini bulamadı. mustafa biraz kıpırdandı şak diye kırmızıyı yapıştırdılar. falcao zaten yeni yeni ısınıyor kalmış 8 hafta.

    takıma genel olarak baktığımızda gerçekten bahtsız bir sezon geçiriyoruz özellikle beşiktaş'a göre.

    aynı durumu sergen yaşasa eminim bizden de beter bir durumda olurdu. hayal edin şu takımdan josef, atiba, rosier, ghezzal veya larin, abubakar gibi adamların ligin yarısını kaçırdıklarını hadi en kötü ihtimalle çeyreğini kaçırdıklarını. geçen hafta bu senaryoya yakın olarak abubakar, ghezzal beraber oynamadılar ve beşiktaş kaleye gidemedi.
  • 1888
    hakkını vermek gerekir. oyuncular üzerindeki dokunuşları ve kadro istikrarı ile fark yarattı. şu an kendisine rakip olan yok. sezon başındaki durumları da hatırlanırsa daha iyi anlaşılacaktır.

    beşiktaş'ın lehine olan tüm hakem tutumlarını ve kollarını sürekli yana açan halini bir kenara bırakırsak, bazı gerçekleri konuştuğumuzda, kişisel bazda kendisine haksızlık etmemek gerekir diye düşünüyorum.
  • 1890
    şimdilerde salıverilmiş olan organize suç örgütü lideri alaattin çakıcı'dan 2004 yılında yardım isteyen, bir tefeci kendisini sıkıştırdığı için çakıcı'nın yardımını rica ettiği polis kayıtlarına giren futbol figürü. ne tesadüftür ki aynı alaattin çakıcı beşiktaş kulübü'nün seyahat şirketi vasıtasıyla sahte pasaport düzenleterek yurtdışına kaçmıştı. eee salaklık bizde, sırf alaattin çakıcı salıverilsin diye özel kanun çıkarılan bir ülkede, neden galatasaray doğranıyor da sergen yalçın'ın takımının lehine sürekli hakem hataları oluyor diye soruyoruz.

    bizimkisi de lafın çoğu yani.

    https://www.hurriyet.com.tr/...n-gorusmeleri-226928
    http://www.radikal.com.tr/...in-anatomisi-711724/
  • 1892
    çekememezlik yapıp 20/21 sezonundaki başarısını küçümsemeye çalışan bazı terim fanatikleri görüyoruz sağda solda.

    ama kötü bir haberim var, sergen yalçın fatih terim’e büyük saygı duyar. terim de aynı şekilde sergen’i takdir edip ciddi muhabbet besler. yani arası iyi adamlar üzerinden kendi kendinize gerilim yaratmayın.

    biz peki ne diyoruz? sergen elindeki çok daha elverişsiz kadro ile(bildiğin toplama bedava takım sene başı düşme mücadelesi geyiği yapıyordu herkes), çok daha az para harcatarak, hadi hakem ittirmelerini düşelim, yılların kurt hocası terim’in takımı ile en kötü aynı?(bence çok daha iyi oynadılar da hadi gönlünüz olsun) oyun kalitesinde bir takım yaratmış durumda.

    e hadi sonuçta rakip takım hocası, övmeyelim de, küçümsemek de daha büyük eziklik.
  • 1894
    sergen yalçın'ın kadrosu da iyi ama 2020-2021 sezonu başında kadro seç deseler galatasaray'ı mı beşiktaş'ı mı seçerdi? bence %100 galatasaray'ı seçerdi. çünkü, beşiktaş'ın kadrosunun ne şekilde olacağını transferin son haftası bile kimse tam olarak bilmiyordu. tamamen karşılarına çıkan fırsatlara göre toplama bir kadro kuruldu.

    kaleye baktığımızda volkan babacan'ı istedi ama olmayınca ersin ve utku ile başladı.

    stoperde, biz transfer etsek günlerce isyan edilecek wellington'u tercih etti ki, kendisi en az bizim teneke bağladığımız ve savunmayı önde kuramadığımız maicon kadar ağır ve bence maicon'dan en az iki gömlek alt stoper. ayrıca, şu an savunma lideri olan domagoj vida'nın da konya deplasmanında* yönetim ile yaşadığı maaş indirimi sıkıntısından dolayı takımı sabote ettiği düşünülüyordu.

    sezona başlarken sağ bekleri bile yoktu ve necip'i oynatıyordu, yedlin'i filan istediler ama piyangodan rosier çıktı. sol beke de n'skala'yı transfer etti ama rıdvan'ın daha ön plana çıktığı bir rotasyon kurdu.

    orta sahaya bizim istemediğimiz josef de souza'yı transfer etti ve takımın yıldızı oldu. oğuzhan özyakup'u filan da tekrar futbol oynamaya ikna etti, ara ara faydalı oluyor beşiktaş'a.

    sağ kanatta ghezzal tam piyango oldu ve birçok maçta kapalı savunmayı açacak asistler yaptı. sol kanatta ise kimsenin aklından geçmeyecek şekilde larin parladı.

    santrforda ise aboubakar geldiğinde hiç kimse bu kadar faydalı olacağını tahmin etmiyordu ki, ilk maçlarda kötü sonuç aldıklarında eleştiriyorlardı eski hali yok diye ve sergen yalçın bile bir santrfor daha almaları gerektiğini söylüyordu.

    nitekim 2020-2021 sezonunda elindeki imkanlar ile hem fatih hocamızdan hem de erol bulut'tan daha iyi bir iş çıkardı. 2002 ve 2003'te örnek aldığı mircea lucescu'nun yaptıklarına benzer işler yaptı. hakemlerin bize tutumuyla beşiktaş'a karşı kesinlikle farklı ve sonuçlara da yansıdı ama böyle olmasa ve beşiktaş'ı bu sezon şu anki noktadan sonra bile şampiyon yapamasa yine takdir edilecek bir iş yaptı bana kalırsa.

    2019-2020 sezonunun sonlarında artık havlu atmışken bile oyuna atalay babacan'ı değil futbolu bırakacak selçuk inan'ı alan, sol bekte süleyman luş yerine şener özbayraklı'yı deneyen, marcao'nun sakat olduğu dönemde stoperde sırasıyla ahmet çalık, lemina ve taylan'ı oynatan ama emin bayram'a şans vermeyen, sağ kanatta yunus akgün yerine ömer bayram'ı oynatan fatih hocayı hatırlayınca, sırf ersin ve rıdvan gibi altyapı oyuncularıyla da şampiyonluğa oynanabileceğini gösterdiği için kendisini tebrik ediyorum.
  • 1895
    futbolcuyu kullanma açısından takdir edilmesi gereken teknik direktör. ersin, utku, rıdvan, wellington, bizim beğenmediğimiz josef ve 40 yaşındaki atiba’yla şampiyon olacak öyle ya da böyle.

    şimdi tersini düşünelim biz kalede koca sezon gençlerle oynasak, orta sahamızda 40 yaşındaki bir adamla oynasak her maç sonrası bahaneleri düşünebiliyor musunuz ?
  • 1897
    covid izolasyonunda olan oyuncunun evinde antreman yapıp yapmadığından bile haberi olmayan at yarışı sevdalısı. buna ciddi ciddi iyi hoca diyenler var.

    önce uydurma penaltılarla potaya sokuldu takımı, sonra çıkmayan kartlarla iyice yarışa tutunduruldu. süper oynuyorlarmış. hakemi de arkalarına alıyorlar. dirsek vuruyorlar, tendona basıyorlar, bileğe basıyorlar değil sarı kart faul bile verilmiyor. her geçiş hücumunda bir rakibin amel defterini kapatan josef de souza diye bir topçuları var. taylan antalyalı'nın yarısı kadar sarı kart görmüş. durumun vehametini başka nasıl anlatabilirim ki?

    sadece meraktan soruyorum; acaba rakibi hakem sayesinde sindiriyor olabilirler mi? 3 kere geçiş hücumuna çıksan üçünde de dayak yiyip topu kaptırsan ve hakem faul bile vermese içinden 4. ye çıkmak gelir mi mesela? ya da senden önce 2 kere kanat oyuncuları orta açan adamın önüne kaydı diye orta yerine gittiği halde ortayı açan adam yere atladı diye penaltı verseler sen açılan ortayı kayarak gelip engellemek ister misin? istemezsin. dur bırakayım ortayı açsın kayarsam şimdi bu kendini yere atacak haybiye penaltı gol olacak dersin. beşiktaş bu şekilde 2 penaltı alıp 2 maç kazandı işte. bu maçlarla yaklaştı zirveye.

    süper hoca aynen. fatih terim getir götürünü yapar.

    not: bu entryyi giren yazar zamanında beşiktaş italya'da napoli'yi yendiğinde sözlüğün çoğu ''bal'' derken beşiktaş'ın hakkını teslim etmiş ve beşiktaşlı damgası yemiştir.
  • 1898
    ali koç'un 20 yıl sonra kadıköy'de kazandığımız derbi sonrası locasından aşağı atlayınca iç kısımda "itip kakmayın beni" sözü vardır, herkes hatırlayacaktır.

    sergen yalçın da açıklamaları ile hakemlere "itip kakın bizi şampiyon olalım" demektedir. ne eksiği, ne fazlası. sezon başından beridir kendilerine çıkmayan kartlar, rakiplerine çıkan kartlar, şampiyonluk yarışındaki rakiplerinden birisinin (ki bu biz oluyoruz) apaçık doğranması ve bunların hepsine rağmen her maçta 325 kez ellerini açarak hakeme itiraz eder, maç sonu oyundan futboldan çok hakem konuşur ve bir şekilde hakemler de hep bu sezon için kendisini iter.

    bizim kötü oyunumuz, fenerbahçe'nin loserlığı ve trabzon'un abdullah avcı gelene kadarki kötü periyodu sayesinde şampiyonluğa giden yolda bulunmakta, ittirmeler ile de önde götürmektedir yarışı. tamam, bir çaba sarf eden sadece kendileri var bu kısmını kabul ediyorum, ancak çabanın da ötesinde bir müdahale var bunu kimse inkar edemez.

    eksiği vardır yazımın, fazlası olduğunu sanmıyorum.
  • 1899
    türkiye liginde herhangi bir takımın (fenerbahçe dahil) 4-5 sezonluk toplam kollanma maç sayısına 1 sezonda ulaşmış, bununla beraber rakipleri bu kadar kötüyken şampiyonluk yolunda hala eli rahatlamamış bir hocadır.

    soran olursa bilek hakkı dersiniz. hatta haklı ve şerefli dersiniz.

    bunu, slaven bilic + şenol güneş'in ilk yılının beşiktaş'ını keyif alarak izlemiş, avrupa'da desteklemiş, kendimce hakkını sonuna kadar teslim etmiş biri olarak yazıyorum.

    böyle bakan biri olarak bu sene; sergen'in iyi hoca olduğunu ancak abartıldığını, beşiktaş'ın çok büyük bir hak gaspıyla şampiyonluğa yürüdüğünü söylerken nasıl bir kötü niyetli motivasyonum olabilir acaba?

    keşke temiz olsaydı da yine beşiktaş şampiyon olsaydı biz olamıyorsak. her sene galatasaray olacak diye bir şey yok tabii ki. ancak ne beşiktaş üzerinden galatasaray, ne de sergen üzerinden fatih terim bu kadar yerilmeyi hak ediyor.

    yakın tarihin en şaibeli sezonudur bu sezon.
  • 1900
    fatih terim’in konsantrasyon eksikliğinin ekmeğini yiyen adamdır, bundan ötesi yalan. beşiktaş’ın her maçını izliyorum(engel bir durum olmadıkça). futbolunu tarif edeyim desem 3 kelimeye sığdırırım: istek, konsantrasyon ve aboubakar.

    evet o kadar kaliteli bir kadrosu yok. sadece doğru mevkilerde doğru adamları var. ama bu yıl lig kalite gerektiren yıl değil zaten. bu kadar sıkışık bir fikstürde, ne kadar kaliteli kadronuz olursa olsun, asıl mevzu konsantrasyonu üst seviyede tutmak. çünkü her takım ciddi yoruluyor. konsantrasyon kaybı yaşıyor. sergen’in başarılı yaptığı iş bu.

    bizim futbolumuzu özetlerseniz de iki kelime lazım, şanssızlık ve adaletsizlik. bakın şanssızlık tarafı gerçekten bir bahane değil. bizim sivas maçımızda bir pozisyon var mesela, top altıpasta 15 saniye dolanıp iki direğe de çarpıp kornere gidiyor. ama beşiktaş’ta aynı hafta top larin’in ayağına bildiğin çarpıp, yükselip kaleciyi aşıp ağlara gidiyor. garip.

    biz beşiktaş’ın oynadığı futbolu oynayabilir miydik? işte bu kısım işin adaletsizlik kısmı. beşiktaş’ın rakipleri hızlı hücum yapamıyor. istatistiklere bakmadım, fakat muhtemelen beşiktaş ligin topu en hızlı geri kazanan takımıdır. bunun sebebi çok net, beşiktaş ya hızlı bir şekilde sert pres yapıyor, ya da faul. faul yaparsa kart görmüyor. sert pres yaparsa faul düdüğü çalmıyor. bizde ise bu böyle değil, tam tersi. ve işin acı ve beklenen boyutu, bizim futbolcularımız artık nasıl müdahale edeceğini bilemiyor, çünkü endişeliler. hakemlere güvenleri yok. bunu sahada çekinerek yaptıkları müdahalelerden çok net hissedebilirsiniz. bu işin ciddi psikolojik boyutu. kart yerim, hata yaparım korkusu istisnasız her futbolcumuzda ağır hissediliyor.

    bu psikolojik çöküntüyü fatih terim’in çözmesini beklerdim, ama kolay olmadığını anlayabiliyorum. ama burdan bu süreci sergen iyi yönetti demek çok büyük haksızlık gözümde. zira sergen aslında yaptığı açıklamalara falan bakarsanız, daha inanılmaz çiğ. hakkı bile yenmeyen bir maçtan sonra çıkıp “bu hakemi bir daha maçlarımıza istemiyoruz” diyebiliyor. şu açıklamayı fatih terim’in, hem de hakkımız yenmemiş olmasına gerek yok, alenen doğrandığımız bir maçtan sonra yaptığını düşünsenize. ne fetöcülüğümüz kalır ne devlet düşmanlığımız. ama sergen bu kadar çiğ açıklamalara rağmen baskı yemiyor, ceza yemiyor. gördüğü maksimum ceza aynı hakemin o maça tekrar atanması. ki o baskı altında o hakemin o maça atanması beşiktaş lehine mi aleyhine mi tartışılır.

    velhasıl, şartlar aynı değil. sergen’in fatih terim’den daha iyi olduğu tezi hocaya çok çok büyük haksızlık. fenerbahçe biraz daha iyi futbol oynasaydı, beşiktaş’a da bu denli haksızlık yapılsaydı o zaman tartışabilirdik.

    terimli veya terimsiz, diliyorum ülkedeki futbol ortamı pisliklerini temizler, adaleti hatırlarız. yoksa terim gitsin, kalsın, çok bi değişiklik olmadan kendi bokumuzda boğulmaya devam ederiz.
  • 1901
    aynen abi aynen. takimini super oynatan uber taktiysen hoca.

    -oyunculari tendona basar, kart gormez.
    -rakip ataga cikar tekme tokat sindirilir, kart gormez.
    -aleyhine olan penaltilar gorulmez, verilmez.
    -lehine olan en ufak pozisyon atlanmaz.

    neymis rakiplerini sindiriyormus, oyununu kabul ettiriyormus. acaba hakemi arkasina alarak rakiplerini dovdugu ve buna ragmen kart gormedigi icin olabilir mi acaba?

    kaldi ki uber top oynattigi iddaa edilen su sezonda bile kendisi lehine yapilan kiyaklari geciyorum, bizi yaka paca asagi cekmeseler yine takimini altimiza almistik. size ovmeyin demiyorum, hobi olarak yine ovun ama abartmayin.
App Store'dan indirin Google Play'den alın