792
bugun yabanci siniri konusunda sacmalamis oyuncu. turkce bile konusamiyorlarmismis. sabahlari good morning falan. sinir olursa yerli kardesleri daha cok oynarmis. saniyorlar ki yabanci diye oynuyorlar. onlar yabanci diye degil, sizden iyi olduklari icin oynuyorlar. senin yerli kardeslerin de calisirsa, yusuf yazici gibi abdulkadir gibi oynuyor.
793
yabancı oyuncu sınırı gelmeli diyen bir diğer düzenbaz. sen önce git türk olup da kupanı çalanlardan ve o hırsızlara yol verenlerden hesap sor. türkçe hesap sormana mani yok!..
794
yabancı futbolcuların türkçe konuşamaması halihazırda ahmakça bir eleştiri. trabzonspor gibi kötü yönetimler tarihine altın harflerle geçmiş olan bir kulüp de dahil olmak üzere hiçbir kulüp yabancı oyuncuları güzel türkçeleri yüzünden transfer etmiyor. sözleşmelerine zorunlu türkçe dersi de koymadıklarına gore böyle bir dertleri yok.
bu arada onur kıvrak'ın "yerli kardeşleri"nin tamamına yakını, annelerinin dili olan, hayatları boyunca okudukları okullarda eğitim-öğretim dili olarak kullandıkları türk dilini kullanarak 3 sayfa yazıyı imlâ hatası yapmaksızın yazamayan birileri. lümpenlikte bir sınırı olmadan kıvrakça konuşan bu beyefendi de onlardan farklı değil elbette.
795
sabah ingilizce günaydın demek rahatsız ediyor ama maaşı euro olarak almak rahatsız etmiyor. böyle gözümüzün içine baka baka bizi aptal yerine koyuyorlar ya, çıldırıyorum.
796
aslına bakarsak türkiye'ye gelen yabancıların türkçe öğrenmesi gerektiğini düşünüyorum. gerek teknik direktörlerin gerek futbolcuların. benim çekya ligi'ne gidip adamların dilini öğrenmem gerektiği gibi onlar da para kazanmaya geldikleri ülkenin dilini öğrenmeli. dolayısıyla yabancı dil konuşmak zorunda kalınmamalı. ha bu demek değil ki türk futbolcular ingilizce bilmemeli.
dolayısıyla yabancı sınırının getirilmesi konusunda boş boş konuşacağına arkadaşlarına türkçe öğretebilir. bu konuda yardımcı olabilir.
ayrıca bir kardeşimiz çok güzel bir noktaya dokunmuş. good morning demekten gocunuyor ise maaşını da euro üzerinden almamalı. gerçi ben zaten yerli yabancı bütün futbolcuların kendi ülkemizin para birimiyle maaş alması gerektiğini düşünüyorum.
797
yabanci siniri 5'ken muslera'yı satalım onur'u alalım diyenler vardı.
aetik kimse demez cunku yabanci siniri yok ve fark gorundu. kimse vasata talip olmaz artik.
bunlarin da piyasası dustu tabi. konustugu laflar hikaye.
798
"milli formanı da mı yabancıya kaptırdın?" diye sorulması gereken kişi.
799
bu angut şimdi yabancıların türkçe konuşamamasına ve sabahları good morning demesine takmış ya hani, olmaz da, real madrid bunu istese "ben ispanyolca bile bilmiyorum" diyerek böyle bir teklifi reddeder mi acaba?
800
futbolun ortak dili de ingilizce değil mi? kendileri neden ingilizce öğrenmeye çalışmıyorlar.
801
tartismasiz ırkçıdır. irkçılik sadece siyahi insanlara maymun demekten ibaret değil.
802
yabancı sınırı sayesinde muslera'nın yerine düşünülebilmiştir. daha doğrusu yabancı sınırı insanları buna zorlamıştır. kariyerinde ulaşabileceği en yüksek nokta da muslera kalitesindeki bir kalecinin karaborsa nedeniyle kötü bir ikamesi olabilme durumudur. yani başarısı yine bir yabancı futbolcunun performansı üzerine kuruludur.
803
futbolun evrensel bir dil olduğunu anlayamayacak kadar kıt zekalı bir insan işte. türk futbolcuların da çoğu türkçe'yi doğru düzgün konuşamıyor, yazamıyor. onu ne yapalım?
804
bu kadar yerli ve milliseniz ingilizlerin bulduğu oyunu oynamayın. gidin çelik çomak oynayın, at üstünde cirit atın.
805
bu kabzımala dilenenler vardı bi’ de zamanında. bir oyuncu ne kadar iyi oyuncu olursa olsun, kalitesiz bir insansa galatasaray camiasına katılmamalı. bildiğin dağ ayısı bu herif.
806
tıpkı kendisi gibi ümit vaat eden genç bir topçu iken mesleğine gerekli saygıyı göstermediği için beklenen yerlere gelemeyen, gün gelip eşit şartlarda mücadele etmek zorunda kaldığında rekabet etmeyi sevmediğinden “kayrılmak” isteyen klasik türk futbolcusudur.
yabancı sınırlı iken -bir başka ifade ile yoklukta- göz önündeydi ve ligin en iyi kalecilerinden biri olarak görülüyordu. saçma sapan goller yese de, 4 büyüklerde oynar deniyordu. şimdi, muslera’yı bir kenara koyuyorum, kameni, fabri, boffin, riou, fornezzi, karce, beto gibi kaleciler var ki bu adamların hemen hepsi farklı takımda oynuyor ve bu takımların taraftarı onur’u bu adamlara tercih etmez.
özetle, yabancı sınırı varken önceliği daha önemli yerlere veren takımlar olduğundan ligin en iyi 3-4 kalecisinden biri denen adam eşit şartlarda ilk 10’u anca zorluyor. bu da gücüne gidiyor elbette; ha çalışabilir ama neden çalışsın yattığı yerde kral olmak varken.
trabzon’da çağımızın vebası suriyelileri saymazsak yaşayan yabancılar sadece sporcular. işin ilginç tarafı bu adamların sayısı max. 30; hadi alt ligleri topla 50. bilmem kaç yüz bin nüfusu, 30 kişi yüzünden ingilizce konuşacak kıvama geldi ise, demek trabzona 50 tane misyoner salsak 3 senede hristiyan olacaklar. işin daha saçma tarafı ise trabzon’da ingilizce konuşulmasına vesile olan bu art niyetli adamların tamamı senin takım (basket dahil) arkadaşın; sen de onların kaptanısın. şehrine, işine saygın yok bari arkadaşına saygın olsun.