resim
Mustafa Cengiz
Görev:Başkan
Doğum:25.12.1949
Ölüm:28.11.2021 (71)
Uyruk:Türkiye
  • 486
    şubat ayı olağan divan kurulu toplantısını izlemiştim. mustafa cengiz başkan olduktan sonraki ilk toplantıydı sanırım. orda çok net birşeyin farkına vardım, o da şu: mustafa cengiz ağzıyla kuş tutsa bu liseli dedelere yaranamaz. ya da tam tersi dursun özbek galatasaray'a ne kötülük yaparsa yapsın kürsüye çıktığında hep alkışlanacak.

    o salonda dursun özbek'e eski başkan gibi değil de kulübün sahibi gibi davranıldığına hepimiz şahit olduk, çok enteresan... 4s kuralı aklıma geldi. bir yanım size 'aslında size dursun özbek gibi adamlar lazım' diyor ama işte olan taraftara oluyor yine. adam tarihin en kötü başkanı olmasının yanında taraftarın nefret ettiği bir profilde olmasına rağmen liseliler toz kondurmuyor. kürsüde 2 saat kalıp hiçbirşey anlatmadığı halde en çok alkışı kendisi alıyor. o alkışlayanlardan bir tanesi neden alkışladığını çıkıp açıklasa keşke, biz de anlasak.

    mustafa cengiz'e gelince dursun özbek'i devirmesi ile gözümdeki değerini katlamıştı zaten. şu zamana kadar da bir falsosuna şahit olmadım. karşısına kim çıkarsa çıksın destekleyeceğim kişi kendisidir. efsane başkan faruk süren bile aday olsa bu değişmeyecek. son arda turan açıklamalarından sonra faruk süren'den de umudu kestim.

    liselilerin adayı ali fatinoğlu sanırım, liseliler ne diyorsa tersini yapmak en doğrusudur.
  • 487
    başkanlığa seçildiği 2 aylık dönemde gördüğüm kadarıyla müthiş bir karaktere sahip, özveriyle çalışan ve galatasaray'ı çok seven bir insan. bir ünal aysal veya ali koç gibi zengin değil belki ama galatasaray'ın kaynakları akıllıca kullanıldığında başkanların finansal yardımına ihtiyaç duyacağını düşünmüyorum. -keza doğru bir yönetimle sponsorluk gelirleri de uzun vadede çok daha fazla olacaktır-
    umarım yalnızca cebinde biraz parası var diye ali fatinoğlu gibi vizyonu beyaz futbol'a sponsor olmakla kısıtlı şahıslar kongrede öne çıkıp seçilmezler.
    ben mustafa cengiz'in felsefesini faruk süren'e benzetiyorum, dilerim mayıs ayında şampiyon oluruz ve kendisi başkanlığa devam eder.
  • 488
    bakın yalman, beyazıt, süren gibi başkanlar efsanedir. yerleri ayrıdır. ama mustafa başkan resmen bizi uçurumun köşesinden almıştır. hiç abartmıyorum gençliğe hitabedeki gibi bütün kalelerimiz cebrem ve hile zaptedilmiş bütün ordularımız dağıtılmış ve iktidara sahip olanlar dalalet ve hıyanet içindeydi. hatta bu iktidar şahsi menfaatlerini müstevlilerin siyasi emelleriyle tevhit ediyorlardı. millet fakrü zaruret içinde harap ve bitap düşmüştü.

    işte kendisi bizi bu durumdan kurtarmıştır. sırça köşklerde yaşamayacağız, bir süre çok çalışmamız ve idareli olmamız lazım. ama kendi hırsları peşinde koşmayan ve galatasaray için gecesini gündüzüne katan ve hırsızlığa dur diyen bu adamı ben sırtımda taşırım.

    inşallah başarılı olur. hem sportif hem idari olarak. hak ediyor çünkü.
  • 490
    sayın başkan tudor’un geliş hikayesini tasvip etmediğini söylemiş. ve dava konusunda da sanki ortada bir ahlaksızlık varmışçasına sözler etmiş.

    çok uzatmaya gerek yok. sayın başkan muhteşem işler yaptı bugüne kadar dolayısıyla güzel niyetinden ve emeklerinden dolayı çok keskinleştirmeden eleştireyim.

    şimdi tudor’un geliş hikayesi yanlıştı diyorsan başkan, senin a spor’daki veyahut fanatik’teki paralı kalemlerden paralı medya organlarından ne farkın kalıyor? galatasaray’ı kızıştırmak adına şeytanın aklına gelmeyecek teoriler ortaya atan ve olmadık haberler yapan bu insanlara çanak tutmuş olmuyor musun? hepsini geç, tudor konusundaki tamamen hukuki sürecimizi bir ahlaksızlık olarak göstermeye çalışanların iddiasını kabul etmiş oluyorsun bu sözlerle. ki benim esas takıldığım da bu değil. geldiği günden gittiği güne kadar neredeyse hiç para almamış adama (hani çoğunu alır da bir kısmı kalır tamam dersin, adam kuruş para almamış neredeyse) “dava açtı, işte ahlaki değil...” vb şekilde fişleme yaparsan millet bir taraflarıyla güler buna. adama sen kuruş para verme, sonra dava açtı diye söv.

    ünal aysal’ın en iyi yaptığı şeylerden biri kulübün itibarını gözetmesiydi. hiçbir hak edişin ardından da itibar zedeleyici sözler söylemedi ki bazı yerlerde söylenmesi bile gerekiyordu. mustafa başkan’sa yaptığı son açıklamalarla kulübün itibarına bir kayıp verdirdi ne yazık ki.

    elin avrupalı insanına bu açıklamayı okutturursan ah vah çekip üstüne de güler. galatasaray dediğiniz bu muydu der. düşünsenize, x takım teknik direktörüne kuruş maaş vermiyor, aradan aylar geçtikten sonra dava açınca da bu teknik direktör hakkında ahlak üzerinden açıklama ve fişleme yapıyorlar. ben gülerdim mesela.

    ne var ki söz konusu galatasaray olunca sadece üzülüyoruz böyle durumlarda.
  • 491
    öncesi:

    dursun özbek'e

    "siz markaya zarar vereceksiniz, sonra marka değerini korumak için susun diyeceksiniz."

    mustafa cengiz

    sonrası:

    "sayın tudor bizi şaşırttı ve geçen hafta yardımcıları ile birlikte 1 milyon 500 bin euro, tl cinsinden 7.5 milyon tl alacak davası açtı. ben isterdim ki sayın tudor ile bu şekilde ayrılınmasaydı. geliş şeklini de ben ve galatasaray camiasının çoğunluğu onaylamamıştı. biz bu şekilde gidişini de onaylamadık. türkiye’de bir söz var ‘gelişi kötü olanın gidişi berbat olur’ diye. öyle bir şey oldu. keşke dava yoluna gitmeseydi ama onu da çözeceğimize inanıyorum."

    mustafa cengiz

    sayın başkan şimdi sen kendin marka değerine zarar vermiş oldun. dursun özbek'e -sonuna kadar haklı olarak- dediğinin aynısını yaptın. marka değerine zarar verdin. bunu da yapmana sebep bir kısım taraftara oynamak ve eski yönetime laf çakmak. biz dursun özbek'e kızmıyor muyuz taraftara şirin gözükmek için söylediklerinden dolayı.(u: "çocuklarıma vasiyetimdir ben öldükten sonra da galatasaray'a hizmet edin." gibi.) kameralar önünde eski yönetime tudor üzerinden laf çakıp marka değerine zarar vermemeliydi başkan. kaldı ki tudor'un ne gelişinde ne de hak edişi için dava açmasında ahlaksızlık var. ikisi de gayet hukuki ve kurallara uygun.

    ayrıca bunu kendisi ilk defa da yapmıyor. ilk seçildiği zaman da sayın mustafa cengiz taraftara oynamak için tudor'a laf çakmıştı, sonrasında düzeltme yapmak zorunda kalmıştı.

    --- alıntı ---

    bir başkan olarak tudor ile ilgili söyledikleri çoğu taraftarın beğeneceği sözler olsa da hiç hoş değil. "tudor çok iyi bir jimnastikçiydi, kondisyonerdi. onu da beceremedi.", bu nasıl bir laf. ne zamandır eski çalışanlarının arkasından sallıyor galatasaray yönetimindekiler. suyun karşı tarafındaki kulübün geleneği o. aziz yıldırım'ın alışkanlığı o, aykut kocaman ve ali yıldırım'ın arkasından ''ikisini de ben kovdum.'' dedi, ersun yanal'ın arkasından da ''antrenman saatlerini kadınlara göre ayarlıyordu.'' dedi.

    --- alıntı ---

    bundan sonraki bir konuşmasında "bize hizmetleri oldu, emeği var, yolu açık olsun." falan dedi.

    sayın başkan uefa tarafından mali olarak incelemede olduğumuz bir dönemde tudor'un dava açmasına öfkelenmiş olabilir ancak yine de sanki adam ahlaksızlık yapmış gibi konuşup hedef göstermemesi ve tudor üzerinden eski yönetime çakacağım diye marka değerine zarar vermemesi gerekirdi. tudor ile oturup konuşarak bu alacak sorununu en kısa zamanda çözer umarım. çözeceğine de inanıyorum.
App Store'dan indirin Google Play'den alın