• 12
    maalesef ki yoktur.

    internet yaygınlaşmadan önce televizyonlarda bizim hakkımızı savunan kişiler yok denecek kadar azdı. savunanlarda zaten bir süre sonra tabir-i caizse sürgün edilirlerdi. fatih terim'in yıldırım demirören ve avareleriyle kavgasından öncede fatih terim'li dönemlerimizde nispeten diğer zamanlara göre daha rahattık. şimdi hem internet'in yaygınlaşması, hem de galatasaray-fatih terim-başarı üçlüsünün sevilmemesi; özellikle fb, bjk ve ts'nin başta olmak üzere diğer takımların bize karşı topyekün savaşa girmesini sağladı.

    özellikle son 1 yılı hesaba katalım;

    2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçının 60.dakikasında inanılmaz bir baskıyla 2-0 önde girmiştik. maçın hakemi de tipik fenerli fırat aydınustu. e madem hakemin ismini verdik, skandallarını yazmadan olmaz. her neyse maçın 66. dakikasında isla ortasını yapıyor ve o sırada topa dokunmak için gelen muslera'ya çarpıyor... hoooppp var kararıyla penaltı çalınıyor ve durum 2-1 oluyor. 71. dakikada korner bayrağının hemen yakınında top valbuena'ya çarpıp taca gitti ama taç kararı fenerbahçe lehine verildi. 5 saniye sonra da golü buldular. bir sezon öncesinde de orta saha civarında "tacımızzz verilmedi" diye olay çıkartan fenerbahçeli taraftar ve medya kuruluşları, bizim haklı sebeplerle itiraz ettiğimiz pozisyona güldüler... neyse devam ediyorum; maçın duraklama anlarında soldado, belhanda'nın boğazını sıkıp itiyor. jailson araya girip herkese vuruyor ve sonra kaçıyor falan filan derken 1 hafta sonra açıklanan kararlarda fatih terim'e 7 maç, hasan şaş'a 8 maç, ryan donk'a 6 maç, ndiaye'ye 5 maç, rodrigues'e 3 maç ceza verildi. tribünlerimizin ise bir bölümü ceza aldı. rakip takımda ise sadece jailson ve soldado ceza aldı. 1 hafta boyunca aleyhimize yapılan onca haberlerden sonra olacağı da buydu. nitekim haksız gene biz olduk

    23 kasım 2018 galatasaray konyaspor maçının son anlarında bizim aleyhimize verilen skandal penaltıdan sonra 2 puan kaybetmiştik. o maçtan sonra maçın hakemi hüseyin göçek ve var hakemi halis özkahya'ya haklı olarak tepki göstermiştik. o tepkilerimiz çığ gibi büyüdükten sonra her 2 hakemde mhk tarafından dinlendirilmeye alınmıştı. bu haklı kararları yediremeyen başta fikret orman, ali koç ve göksel gümüşdağ olmak üzere geri kalan tüm takımlar "adalet değil, ayrıcalık istiyorlar" adı altında bir bildiri yayınladılar. "ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata da işin bir parçasıdır" demekten de çekinmediler. medyadaki paralı trollerde işin içine girince o 2 hakem müsveddesi tekrardan düdük çalmaya başladı. haksız gene biz olduk

    2 aralık 2018 beşiktaş galatasaray maçında beşiktaş'a verilen olmayan frikikten sonra gelen penaltı; vida'nın gerek ceza alanı içerisinde eren'in ayağına sert müdahalesine; gerekse'de ceza alanı içerisinde elle oynadığı pozisyona penaltı verilmedi. sadece bu da değil. ceza alanı içerisinde gökhan gönül'ün onyekuru'yu indirmesiyle verilen penaltı var kararıyla iptal edildi. gerekçesi de gökhan'ın onyekuru'yu düşürmeden önce onyekuru'nun elle oynamasıydı. halbuki görüntüler açıkça gösteriyordu ki onyekuru'ya yapılan müdahaleden sonra refleks olarak top ele değmişti. konu beşiktaş olunca, galatasaray'ın mağduriyeti hiç konuşulmadı. nitekim haksız gene biz olduk

    10 şubat 2019 galatasaray trabzonspor maçının ilk yarısını 2-1 önde kapatmıştık. ikinci yarıda ise skoru erkenden 3-1 yaptık. görece çok güzel bir oyunla dakikalar ilerlerken trabzonspor lehine açık bir penaltı verilmedi. verilse bile güle oynaya kazacağımız bu maçta, sırf o penaltıdan dolayı o çok yalakacı medya mensupları ve yöneticiler galatasaray'ın galibiyetine gölge düşürdü. beyaz tv, ümit öztürk'ün çocuğunun fatih terim'le fotoğraf çekmesini göstererek algının kralını yaptı. bu görüntüler tüm medyada haftalar boyu işlendi. aynı medya, kadıköyde fenerin bir maçını yöneten fırat aydınus'un, tribüne gelen fenerbahçe forması giymiş kızına ve eşine ısınma esnasında elle kalp işaretleri yapmasını 1 saniye bile işlemedi. "ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata da işin bir parçasıdır." diyenler ise hakeme dört koldan saldırarak söylediklerine ters düştüler. ümit öztürk ise sezonun geri kalanında düdük çalamadı. nitekim haksız gene biz olduk

    gelelim en karanlık geceye yani 14 nisan 2019 fenerbahçe galatasaray maçına... maçın daha ilk dakikalarında tescilli fenerbahçeli ali palabıyık, belhanda'ya saçma sapan bir şekilde sarı kart gösterdi. erkenden kart gösterdi ki, kırmızı'yı da rahat verebilsin. maçın 45.dakikasında son adamı düşüren hasan ali'ye kırmızı kart göstermek yerine sarı kart göstermiş, sonradan yapılan uyarılarla istemeden de olsa kırmızıya çevirmişti. neyse maç 0-0 giderken sarı kartlı mehmet topal'ın, linnes'in karnına attığı tekmeye direkt kırmızı kart vermek bir tarafa, sarısı olduğu için kart bile göstermedi. sonuçta 45. dakikada o çok sevdiği takımdan bir ismi oyundan atmıştı ya içi kan ağlıyordu kan. her neyse onyekuru'nun attığı golle 1-0 öne geçtikten sonra fenerbahçe birden kontrolsüz bir şekilde saldırmaya başladı. fenerin cılız atakların birinde feghouli topu kapmış ve çalım atacağı sırada ayağına sertçe basılmıştı sadece o da değil, ondan önce başka bir galatasaraylı oyuncuya da faul yapılmıştı. o faulden yalnızca 5-10 saniye sonra da golü buldular. var'a baksa net bir şekilde göreceği faul'ü es geçmiş ve golü vermişti. maçın son dakikalarında diagne'ye ceza alanı içerisinde yapılan net faule de penaltı çalmamış ve görevini layıkıyla tamamlamıştı. işte o çok satılmış medya kuruluşları, ali palabıyık'ı 1 dakika bile konuşmadı. konu galatasaray'ın doğranması olduğu için ali palabıyık'a ödül bile verilecekti. nitekim 3-4 günlük bir tatilden sonra maç yönetmeye devam etti. haksız gene biz olduk

    5 mayıs 2019 galatasaray beşiktaş maçı ise tam komedi. mariano ve caner arasında geçen top kapma taçla sonuçlanmıştı. beşiktaşlı oyuncular tümü taç atışının kendilerinde olduğunu sanarak durdular, galatasaray'lı oyuncular ise tacı hemen kullanıp kontra atakta golü buldular. görüntülerde topun caner'in ayağından çıktığı açık bir şekilde görülüyordu... her neyse, maçın ikinci yarısında beşiktaş, oyuncu değişikliği yaptı. giren adamdan birkaç saniye sonra taç atışını kullandık. burada beşiktaşlı oyuncular yerleşim problemi yaşamış ve fernando ile gol bulmuştuk. bu pozisyonda bile hakeme itiraz ettiler. ulan sizin keyfinizi bekleyip, yerleşmenize mi bakalım? bizim veya hakemin ne suçu var? maçın ilerleyen dakikalarında diagne'ye ceza alanı içerisinde yapılan müdahaleye penaltı çalınmış ama var kararıyla iptal edilmiş, maçta 2-0 bitmişti. 2 kasım 2018 galatasaray fenerbahçe maçında taç pozisyonunda yaşadığımız mağduriyete haftalarca gülenler; bu sefer aylarca kendi lehlerine verilmeyen taç atışını konuştular. hayır, top bizden çıksa haklı diyeceğim ama kör müsünüz be adam? gerçi unutmuşum ya, bunların işi gücü mağduriyet. neyse maç bittikten galatasaray aleyhine sürekli konuşuldu. yine bu maçtan sonra "ligimizde her daim hakem hataları olmuştur ve olacaktır. çünkü insanın var olduğu her yerde hata da işin bir parçasıdır" diyenler hakemi yine ve yeniden uçuruma sürükledi. ve hepinizin bildiği gibi, hata yapmamasına rağmen sırf galatasaray'ın kazandığı bir maçtan sonra, bülent yıldırım hakemlikten aforoz edildi. haksız gene biz olduk

    bu maçtan tam 6 gün sonra 11 kasım 2019 çaykur rizespor galatasaray maçı çok daha komik olaylara sahne oldu. maç 1-0 lehimize devam ederken, korner kullandığımız bir pozisyonda marcao'ya topsuz alanda faul yapıldı. var görüntülerine bakılarak doğru bir kararla penaltı verildi ama diagne ile yararlanamamıştık. ilk yarı 1-1 bittikten sonra samudio ile emre akbaba arasında geçen bir pozisyonda samudio tam şut çekecekken emre akbaba araya girmiş ve emre'nin ayağı 2-3 yerden kırılmıştı. var'a bakılarak yine doğru bir şekilde samudio'ya kırmızı kart gösterildi. hatta samudio bile kartın doğru olduğunu gerek maç içinde emre akbaba için döktüğü gözyaşlarıyla; gerekse de maçtan günler sonra yapmış olduğu açıklamalarla doğrulamıştı. bu karttan birkaç dakika sonra rize 2-1 öne geçti. maçın uzatma dakikalarında ceza alanı içerisinde onyekuru'nun ayağına sert bir şekilde vurulmuş ve yine var kararıyla penaltı verilmişti. maçı zar zorda olsa 3-2 kazanarak şampiyonluğun fitilini yakmıştık ama başkalarına dokunmaz mı bu? dokundu tabi ki de. görüntüler açıkça göstermesine rağmen herkes galatasaray'ın kollandığını iddia etti. rizespor başkanı hasan kartal ise, morarmış yüzüyle algıya devam ediyordu. hatta ve hatta katıldığı bir televizyon programında "silahım olsa hakemi vururdum" diyecek kadar da gözü dönmüştü. medya denen oluşum ise elleri çatlayana kadar alkış tuttular o şahsa. ha bu arada belirteyim, fenerbahçe'ye yenildikleri bir maçtan sonra güle oynaya stattan çıkan ve aylar sonra da "bize en yakın takım fenerbahçe'dir" diyen bu şahsa ceza bile verilmedi. neyse... hiçbir hata yapmamış olmasına rağmen serkan çınar'da, sırf galatasaray'ın galip geldiği bir maçı yönetti diye hakemlikten aforoz edildi. galatasaray ise yine ve yeniden alçakça iftiralara maruz kaldı. sonucunda haksız gene biz olduk

    bizim aleyhimize hata yapıp diğer sözde büyük takımları kollayan ali palabıyık, hüseyin göçek, fırat aydınus, halis özkahya gibi hakemlerin sırtı sıvazlanmış ve yanaklarından öpücük alınmış; ne lehimize ne de aleyhimize hata yapan bülent yıldırım ve serkan çınar gibi hakemler ise kritik maçlarda galatasaray'ın galip geldiği maçları yönettiği için hakemlikten atıldılar. yine galip geldiğimiz bir maçın hakemi olan ümit öztürk ise yarım sezon boyunca maç alamamıştı... kelimelerin kifayetsiz kaldığı zamanlardır bu zamanlar.

    gel zaman git zaman derken bir dönem fenerbahçe'nin asbaşkanı ve kongre üyesi olan nihat özdemir tff başkanı seçildi. medya ise abdurrahim albayrak ile yemek yiyen tff yöneticisi ali dürüst'ü konuşuyordu. çok komik değil mi? ama işte bizim medya böyle parayla çalışır. koç holding çarpar ha aman diyeyim.

    mhk başkanı zekeriya alp'in kişisel fabrika sponsorları fenerbahçe'nin başkanı olan ali koç'un şirketleridir. aynı zamanda zekeriya alp, beşiktaş üyesidir. fb ve bjk gibi iki takımla gönül bağı bulunan bu şahıs, sizce galatasaray'a adaletli davranır mı? zerre acımaz, acımadı da. medya ise yine üç maymunu oynuyordu. sonuçta ipler koç'un elinde.

    öyle böyle zorda olsa, söke söke şampiyon olduk ve herkesi acıdan inlettik.

    geçen sezonun acısını sürdürmeye kararlı olan orman, koç ikilisi ve medya yeni sezonda da durmadı.

    19 ağustos 2019 fenerbahçe gazişehir gaziantep maçında fenerbahçe lehine ilk 25 dakikada verilen saçma sapan 3 penaltı 1 saniye bile konuşulmadı ama 16 ağustos 2019 denizlispor galatasaray maçında galatasaray lehine verilmiş doğru bir penaltıyı 1 hafta konuştular.

    30 ağustos 2019 kayserispor galatasaray maçında, tüm medya kayserispor'a çıkan 3 kırmızı kartı konuşup algı yapıyor ama bize karşı verilen 2 kırmızı kartı ve verilmeyen buz gibi 2 golümüzü hiç konuşmuyorlar. düşünün daha sezonun 3. haftası...

    bizim medya'da lobimiz yok ama artık taraftar olarak sosyal medya'da lobi yaratmalıyız. lafa gelince 30 milyon taraftarız ama iş birlik- beraberliğe geldi mi de suspus oluyoruz. şu ana kadar sosyal medya'da konuşulup da, televizyonlarda konuşulmayan hiçbir olay görmedim. ekşi sözlük troll yuvası diyoruz ama gündemi belirleyebiliyorlar. yine aynı zihniyetteki adamlar twitter da açtıkları hashtagler ile çamur atmaya devam ediyorlar. ali koç ve fikret orman gibi adamlar artık bu alana yönelmiş durumda. yani algı yapmak için çoğunluğu elde tutacak bir kitleyi hedeflediler. o da sosyal medyadır ve onların tuttuğu paralı trollerdir. biz ise mutlaka kulübün yapamadığını yapmalıyız. sonuçta artık bir savaşın saflarında yer alıyoruz. rakiplerimiz alçakça ve hileyle saldırıyor. biz ise önce püskürteceğiz, sonra saldıracağız. aksi takdirde masada değil, sosyal medyada yenileceğiz. en kötüsü de bu ya...
  • 14
    medyada galatasaray lobisi var, galatasaray'lı da çok var. ama aradaki fark bizimkilerin algı oyunlarına pek girmemesi, pisleşmemesi. diğer takımlardan çok kendi takımıyla uğraşması. bu aynı zamanda galatasaray taraftar profili. biz hep kendimize bakarız, deli gibi kendimizi eleştiririz, hakem 2 penaltımızı vermese e zaten biz çok kötü oynadık haketmedik deriz.

    fbjk medya elemanları da tıpkı kendi taraftar profili gibidir. 10 maç kollansalar 11. maç ortada olan karar için, hatta doğru karar için bile ortalığı ayağa kaldırırlar, sürekli içlerinde galatasaray kompleksi vardır. takımları için değil galatasaray'a çelme takmak için uğraşırlar. x bir oyuncu galatasaray'ın elinden alındıysa onlar için en mutlu gündür. oyuncunun kalitesi önemli değil. aynı şey galatasaray için söz konusu olursa biz bu adamı mı aldık yaa der yine kendimizi eleştiririz.

    medyada 100 galatasaray'lı olsa çığırtkanlık, amigoluk yapmaz, yapamaz. 5 tane fenerli ortalığı yok yere ayağa kaldırır. camiaları, taraftar profilleri böyledir. bu yüzden sesleri çok çıkar. çok değildirler sesleri çok çıkar.
  • 17
    son yıllarda giderek artan ve önlem alınmazsa tahmin bile edilemeyecek tehlikeler doğuracak konudur.

    herhangi bir galatasaray maçından sonra televizyonlara baktığınızda, yorum yapan kişilerin genellikle fenerbahçe veya beşiktaşlı olduğunu rahatlıkla görebilirsiniz.
    galatasaray galibiyetiyle biten bir maçtan sonra twitter'da hakemden tutun, olmayan pozisyonlara kadar bütün her şey hashtag ile türkiye'nin gündemine girer. yine aynı şekilde ekşi sözlükte hakemin başlığında 300-400'den fazla entry girilir ve saçma sapan bir pozisyonun başlığı açılarak, ona da 200-300 entry girilir. yani gün boyu, hatta bazen haftalar bile sürebilecek "galatasaray korunuyor" algısı oluşuyor. bu algı sayesinde de aleyhimize her türlü yanlış kararların çıkacağı bir kısır döngüye giriyoruz.

    fenerbahçe ve beşiktaş maçlarından sonra ise bütün her yerde "fenerbahçe süper oynadı" veya "kartal yüksek uçtu" şeklinde konuşmalar ve haberler yapılır. bu takımların lehine yapılan hakem hataları sürekli saman altı edilir ve gün boyu, hatta bazen haftalar bile sürebilecek güzellemeler yapılır.

    13 ağustos 2022 galatasaray giresunspor maçında verilmeyen 2 net penaltımızı konuşan kimse olmadı. ben dahil herkes, yenilginin verdiği gazla ona buna saldırırken, koç güdümündeki medya bıyık altından gülmenin yanında, altımıza dinamit koyuyordu. işte okan buruk şöyle kötü, kerem çok şımarık...
    şimdi dönelim 22 ağustos 2022 fenerbahçe adana demirspor maçına;

    maçın hakemi abdulkadir bitigen ve var hakemi hakan ceylan, fenerbahçe lehine o kadar çok hata yaptı ki, bir ara siyah formasının altında sarı-lacivert alex forması var sandım. fenerbahçe lehine verilen penaltı, fenere verilmeyen kırmızı kartlar, ofsayt çizimleri falan... yani fiyasko bir yönetim vardı. neyse, maçtan sonra televizyonlara bakayım dedim, işte fenerbahçe'nin 3 maç sonunda 13 gol atmasını ve çok biliyorlarmış gibi jesus'un oyun tarzını konuşuyorlar. hatta analizli bir şekilde zajc'ın attığı golün öncesine bakıyorlar, işte şöyle oldu böyle oldu müthiş oldu...
    twitter'da alioski'nin golü türkiye gündemi girmiş. emre mor'un oyunu vs.
    ekşi sözlükte ise en tepelerde onyekuru başlığı var ve 250'den fazla entry girilmiş.
    peki abdulkadir bitigen? evet, hiçbir yerde konuşulmuyor.

    bakın önemsiz gibi görünebilir ama buraları çok boş bırakıyoruz. erden timur'un dediği ne kadar doğru bilmiyorum ama artık her masada olmalıyız. 5 yıldız meselesini bile medya yoluyla halletmeye çalışıyorlar çünkü burada aşırı derecede güçlüler. eğer boş bırakmaya devam edersek, bugün 5 yıldızı alırlar, yarın 10 yıldızı takarlar!
  • 13
    bayadır açık kanaldan yayınlanan maçlar dışında tv izlemiyordum, içinde bulunduğum durumdan dolayı son üç-dört gündür internetim de biraz sıkıntılı olduğu için tv izlemeye çalışıyorum, daha doğrusu mahkûmum. sporu geçtim, gerçekten izlenecek birşeyler bulmak çok zor, spor tutkumuzdan bari spor kanallarına göz atayım diyorum, mümkün değil sabredip izleyebilmek, ne kadar futboldan anlamayan gereksiz var toplanmış, bu adamlar bunun için para alıyor üstüne, galatasaray kompleksi olmayan da programlara çıkamıyor sanırım.

    bu sezon bari güçlü, güzel bir oyun oynayalım da bunların hepsini üst üste koyalım, salt şampiyonluk demiyorum, güzel ve güçlü bir oyun ile ezelim. o zaman hepsinin dili oturma organlarına kaçıyor, daha önce yaptığımızdan biliyorum.
  • 25
    medyada galatasaray lobisi olabilecek nitelikli hatta niteliksiz tüm personelin galatasaray'ın içindeki lobilerde istihdam edilmesinden kaynaklanan hadise.

    neyse ki galatasaray kendi dinamikleri gereği 2-3 sene şampiyonluk gelmeyince "ne oluyor yahu" diye bir silkelenip bir araya gelip bir şampiyonluk koparıp sonra kendi kısır savaşlarına geri dönmesini biliyor da diğerleri gibi yok ibrik yok güğüm yok futbola hakim olan paralel yapı diye kafayı sıyırıp durmuyoruz...
  • 23
    inanımaz bir olay ama gerçekten medyada gücümüz hiç yok. ne algı yapabiliyoruz ne de üzerimizden algı yapılmasına engel olabiliyoruz. bakıyoruz bir tarafta s. saran, diğer tarafta a. ılıcalı, hükümetin kanalında saçma sapan fenerbahçe holiganları, bir başka kanalda fonlanan yorumcular. hiç yer edinememişiz bu kirli düzende, ki bu kirli düzende yer edinememek de ayrıca çok güzel.

    saçma sapan insanların programlarını izleyeceğimize galatasaraylı youtube kanallarını izleyip, harcadıkları emeğe destek olmak çok daha iyi olacaktır. en azından dikkati maçlarımızı yorumlayan ve taraftarımız olan insanlara çekmiş oluruz. devir sosyal medya devri, kanallar dahi sosyal medyada konuşulmak için binbir takla atıyor. biz sosyal medyada emek veren ve içeri çıkaran kendi taraftarımıza destek olmalıyız.
  • 18
    medya her yönüyle fenerbahçe odaklıdır. koç holding örümcek misali her yana sponsor olmaya devam etmektedirler ve ayrıca medya mafya çaplı çalışmaktadır. youtube vb. platformlar olmasa zihnen nefes bile alamaz halde olurduk diyeceğim de, sosyal medyada bile yine bu kirli, mafya düzenine benzer ilişkileri devam ettirenler vardır.

    ingilizler'in avam kamarasından, günümüzde zübük düzenine varan bir sistem modeli. çok yaşayın!
  • 15
    yazılı ve görsel medya yayınlarında malesef sadece bizimkilerin tarafsız geçiniyor olmasından kaynaklı durum. diğer takımların yazarları ve yorumcuları ortalığı her zaman yangın yerine çevirirken bizimkiler sürekli eleştiri yapıyor. bizi en cok savunan kisi olarak levent tüzemen'i görüyorum fakat o bile tarafsız. bu maçtan * sonra tüm kanallarda bu senede hakemlerin bizi şampiyon yapmayacağı belli oldu gibi yorumlar dönmeye başladı. bu holiganist yorumcular bizi savunsa gecen sene kesin şampiyon olmuştuk. * dominant spor kanallarında gündüz kuşakları bile yorumcu diye muhabirleri çıkararak tartışma ortamı adı altında algı yayınları yapıyor. düzeleceğini de sanmam, kimlerin olduğu iyi bilinen medyanın patronları buna izin vermez.
  • 21
    biraz medya patronlarının tasarrufu, biraz galatasaray taraftarının vasata tahammülsüzlüğünden, biraz da camianın ileri gelenlerinin kendi iç kavgalarından kaynaklanan hadise.

    bugün medya patronlarının özellikle fenerbahçe'nin zengin başkanı ile içli dışlı ilişkileri malum. bir iki nesil öncenin muhabiri şimdinin "müdür" gazetecilerinin ağırlıklı olarak fenerbahçe ya da beşiktaş'lı olması da bir gerçek. bu ikisinin karışımından galatasaray lobisini bırak objektif olarak galatasaray değerlendirmesi beklemek bile hayalcilik olur.

    buna ek olarak galatasaray taraftarı, bugün fenerbahçe lobisinin vitrin yüzleri olarak medyada boy gösteren tiplemeler gibi şaklabanların peşinden gitmeyi bırak taşlarla sopalarla kovalayacaktır. kazandığı hatta işlerin iyi gittiği dönemde bile birilerini idam sehpasına çıkarmaktan beis görmeyen galatasaray taraftarının ipiyle kuyuya inip medyada galatasaray holiganlığı yapacak bir medya mensubunun iki hafta sonra hakaret üstü hain damgasıyla başına bela almayacağının garantisi yoktur.

    bir de galatasaray'ın son yıllarda kangren haline gelen "ibra tehdidi" etrafında şekillenen iç kavgalarını, camianın ileri gelenlerinin youtuber/twitter ünlüsü tayfa ile çevirdiği işleri geleneksel medya ölçeğine getirince olası bir galatasaray lobisine omuz atması gereken insanların sadece kendi çıkarları doğrultusunda yönlendirmeler yapacaklarını öngörmek için de kahin olmaya gerek yoktur...
  • 10
    kesinlikle varolan durum ancak belki de bu durum kulübün stratejik bir tavrıdır bundan da emin değilim. çünkü medya önünde federasyon önünde devamlı haksızlığa uğrayan, ezilen bir kulüp imajı vermek işimize geliyor olabilir. baktığımız vakit 2007-2008 sezonundan bu yana medya *+federasyon * hep fenerbahçeli-beşiktaşlı koalisyonlar ittifaklar tarafından kontrol ediliyor ancak 2007-2008'den bu yana geçen 12 sezonda;

    6 galatasaray
    3 beşiktaş
    2 fenerbahçe
    1 bursaspor

    şampiyonlukları var. parsanın %50'sini toplamışız yani. diğerlerini toplayınca anca bir galatasaray ediyor. bazı ufak istisnalar dışında neredeyse her zaman önemli olan nihai neticedir. demek ki medya'yı veya federasyon'u kontrol etmenin sportif başarıya o kadar da etkisi yok. eğer olsaydı galatasaray oralarda da güçlü olurdu. bu durumun kesinlikle kulübün gücünün yetmediğinden, yettiremediğinden kaynaklı olduğunu düşünmüyorum.
  • 27
    lobi dediğimiz olaydaki kahramanlar, güntekin onay, rıdvan dilmen, ahmet ercanlar, bülent uslu, mehmet demirkol, serdar ali çeliker, ercan saatçi ve türevleri ise ben zaten istemiyorum. konuşurken ağzından tükürükler saçan insanlar zaten bizim hakkımızı savunmasınlar. bizim hakkımızı savunacak adam düzgün düzgün, tane tane anlatmalı derdini yanlış bize yapıldığında söyleyebildiği gibi başkasına yapıldığında da söyleyebilmeli. şöyle baktığımız zaman ekrana bir kaç isim var ama onlarda objektif olacağım adına iyice yoldan çıkıyor.

    ayrıca bizimkilerin hamurunda böyle şekillere bürünmek olmadığı düşünüyorum.

    bir lobimiz olacaksa o lobi medya üsüt olsun medyaya yön veren isim olsun, ama bizde oda yok.*
  • 16
    galatasaray camiasının vasatlığa tahammülsüzlüğünden ve öz eleştiri yapabilme özelliğinden kaynaklanan hadise. galatasaray camiası bülent uslu gibi, ahmet ercanlar gibi, yağız sabuncuoğlu gibi tiplemeleri kanaat önderi yapmak şöyle dursun dar ağacına çıkarır. medyada lobi diye bahsedilen hadise bu şaklabanların ve bunlara verilen finansmanla kurulan it sürülerinin aynı şeyi biner biner yazmasından ibaret.

    bugün medyadaki en "lobi" galatasaray muhabiri olan, bizzat damat kontenjanıyla camianın ağır topları tarafından bir yerlere itilen emre kaplan bu soytarıların yaptığının yüzde birini yaptığında galatasaraylılar tarafından üç tur bok ile yıkanıyor. maç boyu dayak yediğimiz maçtan* sonra hakem algısı yapan bülent uslu galatasaraylı olsaydı önce bizim taraftar topa tutardı etkileşim verip dediklerini tekrarlamak yerine...

    8 sene şampiyonluk göremeyip deplasman derbisini ezilerek kaybettikten sonra "hakem bizim futbolcuya suratı asık kart gösterdi, vay anam büyük oyun var. hepinizi havaalanına bekliyorum" diyecek bir galatasaray başkanının göreceği muamelenin ne olacağı kestirmek bile mümkün değil.

    jupp derwall'ı taşlarsa sopalarla kovaladı bu taraftar. böyle palyaçolara tamah edip de medya lobisi falan kurmaya çalışmaz...
App Store'dan indirin Google Play'den alın