resim
Karl-Heinz Feldkamp
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:89
Uyruk:Almanya
  • 467
    karl heinz feldkamp, 1992 yazında yani 1992/93 sezonunun başında gelmişti galatasaray’a. tavsiye eden ve türkiye’ye gelmesi için ikna eden de j. derwall idi. (bu vesileyle derwall’i rahmetle anıyorum.)

    şimdi nerden geldi aklına feldkamp diye düşünenler olabilir. arzedeyim efendim;

    feldkamp’ı ilk kez ali sami yen’de yapılan açılışta tanıdım. resmi seremoninin ardından takıma tam sahada çift kale antreman yaptırmıştı. daha ilk antremanını izliyordum ama maç sırasında yaptırdıklarını ve futbolculardan istediklerini görünce kendisine hayran kalmıştım. daha çocuk yaşta olmama rağmen o sezon şampiyon olacağımıza o kadar inanmıştım ki zevkten dört köşeydim. (nitekim şampiyon olduk hem de bjk’nin tüm ayak oyunlarına rağmen. yani galatasaray’ın en şerefli şampiyonluklarından biridir) o sezon kalli’nin florya’daki hemen tüm antremanlarını canlı izledim diyebilirim.

    florya’daki ilk idmanda en çok boliç’e ve şimdi ismini hatırlayamadığım bosnalı başka bir futbolcuya bağırmıştı. halbuki boliç yönetim tarafından bosna savaşının ortasından çekip alınmış yıldız adayıydı. ben daha ilk antremanda o bosnalı’nın ve boliç’in bu takımda kalamayacağını anlamıştım. çünkü kalli’nin tek ilkesi vardı, o da pres, pres, presti. bosnalı futbolcu muhteşem paslar atıyordu ama koşmuyor pres yapmıyordu. boliç ise mükemmel goller atıyordu ama o da pres yapmıyor, rakip defansı rahatsız etmiyordu. nitekim o ismini hatırlayamadığım futbolcuyu bir hafta sonra gönderdi (transfer edilmemişti henüz) boliç’i ise dört ay sonra gaziantep’e postaladı.

    takıma alt yapıdan tam yedi futbolcu almıştı kalli. bazıları zaten çıkıyorlardı antremana ama as kadroya kalli tarafından dahil edilmişlerdi. tugay, hakan, arif, okan, bülent, mert, uğur tütüneker, mustafa kocabey tam bir canavara dönmüşlerdi. bunların içine defansa iki stoper (stumpf ve götz) ve santrafora gütshow’u almıştı. defansımız çok güçlüydü. yusuf altıntaş ve bülent korkmaz yedek beklerdi düşünün.

    kalli, o güne kadar türkiye’de hiçbir td’nin uygulamadığı bir sistem uyguluyordu. durarark top istemek yasaktı ve top rakipteyken herkes rakibine pres yapmak zorundaydı, top kapıldıktan sonra ise her futbolcudan sürekli deplase (yer değiştirme, boşa çıkma vs.) istiyordu. çok mükemmel goller atmasına rağmen boliç durarak top istiyordu bu nedenle de onu devre arasında gönderip yerine alman gütshow’u almıştı. koşan adam istiyordu kalli.

    bugünkü takım kalli’nin elinde olsaydı en az yedisini gönderirdi takımdan bundan eminim. belhanda, babel, ömer, seri hatta feghouli ve falcao’yu bile gönderirdi.

    söylemek istediğim şu;

    fatih hocam da 1996/2000 arası takımdan aynı şeyi istiyordu ve koşmayan, pres yapmayan tek oyuncusu hagi idi. onun da nedeni belliydi ve takımdaki herkes bunu kabul etmişti. herkes hagi için biraz daha fazla koşuyordu. çünkü hagi son noktayı koymak konusunda muhteşemdi.

    şimdiki takıma bakıyorum da orta sahamızda ömer bayram’ı oynatmak zorunda kalıyoruz. kanatlarımız yeterince çalışmadı ve santrafor mevkimiz hemen hiç pres yapmamıştı/yapamıyordu.

    hocam sana ne oldu? koşmayan futbolculara nasıl tahammül ediyorsun. ilk yarılarda sanki uyuyordu takım. (tabi bizde can sıkıntısından uyuyorduk) ikinci yarılarda biraz uyanır gibi oluyorduk ama çoğunlukla yeterli olmuyordu. hocam lütfen titre ve kendine gel. orta sahaya iki tane atom karınca getir. emre akbaba ve emre kılınç’ı koştur, ileride presi sık sık uygulat. altyapıdan gelen ve transfer edilen genç futbolcuların ikisini-üçünü ayuna al ve son yarım saatte tam saha pres yaptır. genç adamlar bırak koşsunlar patlamazlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın