anılarımı gözümün önüne tekrar getiren müthiş hareket. kardeşimle sırayla şu çekişirdik, plastik top ses çıkardığı için top şeklinde yastık benzeri bir şey yaptırmıştım anneme.
2
kardeşimle halen yaptığımız harikulade olay. halı sahadan bile zevklidir. (ben 20, o 17 yaşında) plastik top kullanmıyoruz ama biz. sünger topumuz var ufak, onu kullanıyoruz... en son saksı devirdik, bir kere de nargilemi devirdim, onun dışında şimdiye dek sağlıklı bir şekilde gidiyoruz. *
3
1986-1991 arasi mütemadiyen karde$imle dönü$ümlü olarak gerçekle$tirdigimiz hadise idi. orta okul ilke birlikte kazik kadar adam olunca, solugu atari salonlarinda almi$tim
ulan ne günlerdi. babam şut çekerdi. çoğu zaman koltukta oturduğu yerden. bazen yere minderleri koyardım uçardım sağdan sola.
5
bence yaş sınırı koymayalım. ben hala oynuyorum mesela, yarın bizim aslan koşmaya başlasın onunla da oynayacağıma eminim.
6
çocukluğun temel taşlarından. sol framede başlığı görmem bile yüzümde bir tebessüm oluşturmaya yetti. ben kuzenimle yapardım bu efsane hareketi. ben de tek çocuktum, o da. evlerimiz çok yakındı, kardeş gibi büyüdük. o kanepenin önünde plonjonlar mı yapılmadı, ters köşeye yatıldığında ayaklarla top mu çıkarılmadı, bacak arasından gol mü yenmedi... tabi ben hep taffarel olurdum kaledeyken, her kurtardığım şut sonrası ercan taner gibi 'taffarel, taffarel..' diye inletirdim evi. hala büyük özlemle anarım o günleri.
tabi top niyetine yumoş ayısını kullandığımız zamanlar da oldu, top bulamazdık her zaman, napalım..
7
bu oyunun suresi evdeki cami cerceveyi indirene kadar.
sayet biz ne zaman oynasak hep bisey kirilinca bitti :( 90 da gelen aci hakem dudugu gibi sangir diye bisey iniyodu ve bitiriyoduk.
8
halısaha kaleciğinin ilk basamağı olan eylemdir. hayır yaptım, ordan biliyorum. :)
9
cocuklugumda genzo wakabayashi'nin muthis karizmasinin verdigi etkiyle kalecilige gonul vermistim. taffarel'in formasini zar zor rahmetli dedeme buldurup aldirmistim. hami su 90'lardan kalma garip renkteki kaleci formalarindan. arkadas bulamadigimda takardim kasketimi wakabayashi karizmasina sahip olmak icin, bahce kapisinin platformuna yerden sert vururdum topa. top ince platforma carpip genelde dumduz gelmek yerine havalanir ve ongoremedigim yerlere firlardi. ben de keyifle plonjon yapip kurtarmaya calisirdim.
gol yersem de agir cekim yerde karizma karizma uzulurdum. maksat genzo wakabayashi olmak.
zaman zaman hâlâ yaptığım eylem. ama işte burada kaleciysen higuita, neuer falan olamıyorsun. çizgi kaleciliği mühim oluyor.
12
tek basıma gerçekleştirdiğim eylem. :( abimin futbol oynamaya hiç merakı olmadı aq. daha doğrusu ev içinde oynamaya olmadı. ben de duruma göre golcü veya kaleci oluyodum. kanepenin bitişik olduğu duvara topu atıp gelişine vurunca forvet, kanepenin karşısındaki duvara topu atıp gelen topu panter misali tutunca kaleci oluyodum :(
13
topunuz çorap yumağından ise tadından yenmez... tabi bir de kardeşi kaleci yapıp çorap yumağıyla kanepe kaleye şut çekmek vardır ki...
küçük parmağın kanepeye vurmasıyla bir kaç dakila ara verilen oyun.
16
ben de tek basina oynamaya calisanlardandim. duvara topu elimle acili firlatir, diger koseye giden topu ucarak tutmaya calisirdim. bir kis gunu o zamanlar gaz sobasiyla isinan salonda annemden gizli coraptan yaptigim topla oynuyordum. annem sobanin deposunu balkondaki varilden doldurmaya gittiginde firsati degerlendirip oyuna devam ettim. attigim top duvardan sekip varilin ciktigi gazli alana gelmisti. cocuk aklimla hemen topu(corabi) alip arka odaya corap kutusuna attim.
aradan bi saat gecti. ev derin bir gaz kokusuyla tamamen sarildiginda kucuk bi panik yasandi evde. bu koku nerden geliyo kacak mi var diye. ben tabi hic caktirmiyorum. sonrasinda annemler iyice telaslaninca buyuk bisey olcak diye korkup aciklamistim durumu.
o gun uzaklastirildim futboldan:(
17
kağıttan topla birlikte kuzenimi panterleştirdiğim olay.
tek başına oynuyorsan iki bacağı ortadan birleştiren bir iskemle bulunur ve o orta kısma gol atmak için uğraşılır. top tabii ki kağıttan ve selobantla sarılmış olmalı...
çocukken tek başıma gerçekleştirdiğim eylem. 1 metreden az mesafede eşyaların köşelerinden plastik topu hızlı bir şekilde sektirip yakalamaya çalışırdım saatlerce. refleks geliştirmek için muazzam bir antrenmandı.
kalede muslera forvette burak hepsi tek yürek olur.*
20
kendinden küçük kardeşine top atarak kaleye geçmeyle başlayan futbol müsabakası.*
21
9 yaşındaki kardeşimle hala yaptığım aktivitedir.* hala ilk günkü zevki alıyorum desem abartmış olmam, fazla halısaha deneyimi olmayan biri için iyi şutlarım vardır hep bu oyun sayesinde*
22
zamanında kardeşimi bu şekilde eğitip küçük yaşta efsane bir kaleci yapmışlığım vardır. sonra güngören belediye altyapısında oynadı. as takımın maçında tribünden düşüp kolunu kırınca daha da gitmedi kulübe. bu da böyle bir anımızdır.
23
kendimden iki yaş küçük kuzenimi ''gel seni kaleciliğe çalıştırayım belki aynı takımda oynarız'' diye kandırır kaleye geçirirdim. adı berkay, gaza gelsin diye adı berkayel olurdu. yandan taffarel anlayacağınız. ev de 6. katta olunca, her şuttan sonra o kaleci anrenmanı ben ise yüksek tempoda düz koşu antrenmanı yapmış olurdum.*
24
türk insanının metaforik güçlerini gösteren eylem.
25
hiç bir zaman yapmadığım eylemdir. her zaman şutu atan taraf olurdum. bizim kanepe biraz küçük olduğundan teknik vuruşlar yapmamız gerekirdi. eğer kaleci de iyi olursa ''ki genelde kuzenim geçerdi ve kaleciliği iyiydi'' gol atmak baya zorlaşırdı. toplara iyi vurmayı böyle öğrendim ben. bugün halı saha maçlarında defans oynadığım halde uzaklardan bol bol şutlar atıp, penaltıları da ben kullanıyorsam sebebi budur. kalecilik yapmayı oldum olası sevmem. beceremem de. bunun sebebi mahalle maçlarında çok üstün oynamamızdı. kaleye geçen oturup rakip kalenin önünde oynanan maçı izlerdi. nasıl seveyim şimdi ben kaleciliği :(