• 70
    boyle bir tanim olabilir mi ya? var mi boyle birsey gercekten? rakiplerimiz ucuyor kaciyor ya hani, her mac 3-5 tane salliyorlar ve yedigimiz puan farki aslinda 5-6 degil de 150. yani 10 yilda kapanacak farki 33 macta yemisiz ve geriye dusmusuz ama laf olsun diye ligi oynuyoruz iste. o yuzden de istikrarli sekilde senden alinan 20-30 puanin lafi mi olur canim. hakemi de yenersin puan farkini 120’ye dusurursun gul gibi gecinip gidersin. hakemi yenmek onemli degil yani.

    bu topraklarda maalesef var olan durumdur. muhur onlarin ellerindeyken saha icinde bu adaletsizlikle savasamazsin. adalet savasini, ayricalik istemediginin vurgusunu guclu sesle dile getireceksin ki yeri gelecek kotu oyunla da kazanacagin ananin ak sutu gibi helal puanlardan olma.
  • 71
    şimdi yolda yürüyorsun, hırsızın biri çekti bıcağı veya silahı çaldı cüzdanını. polis bunu yakalıyor ve hakim önüne çıkarıyor. hakim de diyor ki hırsızlık yok. şimdi ne yapacaksın sen bu durumda? hırsız elini kolunu sallaya sallaya çıktı mahkemeden, senin paraları ezmeye gitti. ne yapacaksın? gerekirse hakimi de mi yeneceksin diyeceksin? yoksa cüzdanında para taşımayacaktı veya o sokaktan geçmeyecekti veya o saatte sokağa çıkmamalıydı mı diyeceksin? ilk önce bunları yap, sonra mı hakimi eleştir diyeceksin. işte hakemi yenmek de böyle bir şey.
  • 76
    hakemi de yenmek gibi bir zorunluluğumuz yok. bundan kastedilen hakemin yaptığı bir iki hataya takılıp kalmadan güzel oyunla galip gelmekse evet bu olabilir. ancak hakem ve tüm hakem camiası size karşı bir tavır alıp sistematik bir davranış içerisinde ise bunun olmasının mümkünatının olmadığını söylemeye bile gerek yok. bu söylemde bulunan renktaşlarımın kastettiği sen önce güzel ve kaliteli bir oyun oyna hakem hatası olsa bile bir iki şansızlıktan sonra yine de hak ettiğini alırsın demek sanırım. şu an ki galatasaray çok çok kötü oynadığı hatta ne oynadığını kimsenin bilmediği bir oyun oynadığı için bırak hakemi yenmeyi rakibe gol bile atamıyor adam akıllı. gelen geçen üç dört tane atıp gidiyor. ne evimiz ne deplasman farkı kaldı. her yerde rezil oyun oynanıyor ve dolayısıyla ilk fırsatta hakemi öne çıkarmak da bahane bulmaktan öteye geçmiyor. her halükarda önce terim diyenlerin sığındığı bahane de hakem bizi doğrarken nasıl yenelim oluyor. ben dahil bir çok aklı selim taraftar sana hakemi de yen demiyor aksine güzel ve baskılı bir oyun oynayalım ona rağmen hakem hatasıyla yeniliyorsan evet o zaman hakemi ileri sürmende sonuna kadar haklısın diyoruz. durduk yere hakemi de yen demek mantıksız zaten.
    bu başlık aracılığıyla kötü oyunu ön plana çıkaran taraftarları eleştiren renktaşlarımın önce kötü oyunu eleştirip sonra hakemi eleştirmeleri gerektiğini düşünüyorum. aksi halde hep önce hakemi eleştirmek kolaycılığa kaçmak oluyor ve sorunları görüp çözmeyi erteliyor. hocaya bakarsak zaten kötü oyunun nedenini hiç konuştuğunu görmedik ve hep başka etkenler söz konusu ona göre. ee o zaman kötü oyunu da ilk önce konuşmayacaksak ve hep hakem konuşacaksak biz nasıl düzeleceğiz? kötü oyunla bile galip gelebiliriz hakem hataları olmasa deniyor. eyvallah, bu fikre de katılıyorum. ancak kötü oyunla bir maç kazanıp sonra yine o kötü oyunla yenildiğimiz de yine kötü oyunu değil de hakemi konuşacaksak bunun da bir anlamı kalmıyor. velhasıl ben kötü oyunu da skandal hakem hatalarını da eşit oranda ve önemde konuşmak gerektiğini düşünüyorum. aksi halde bu eleştiriler birileri için bahane oluyor başka da bir şeye yaramıyor.
  • 79
    süper lig için boş bir söylemdir. tamam biz hakemi yenmeyelim hakemler bizi doğrasın da rakipler bari her kritik maçta hakemle yenmesin. bakalım o zaman puan durumu nasıl oluyor ben söyleyeyim 62 puanımızla en yakın rakibimize 5 puan fark atmış halde olurduk.

    son olarak dünyada hiçbir takımın zorunda olmadığı gibi galatasaray futbol takımının da başarıya ulaşması için hakemi de yenmesine gerek yoktur. hele geçmiş örneklerde galatasaray futbol takımı hakemi de yenerek başarılı olduysa her sezon bunu tekrarlama zorunluluğu hiç ama hiç yoktur.
  • 80
    teknik olarak hakemi yenemezsin. ankaragücü maçından yola çıkalım. bir penaltı bir kırmızı kart hop eksik kaldın, en iyi adamın 2 maç gitti. bir sonraki macida etkiledi. bir sonraki maç sivas maçı, sivas'in 10 kişi kalması lazım ama kalmadı. karagümrük maçı, 70 dakika 10 kişi oynayacak takım rakibim olacakken, maçın 76. dakikasında gol atmam gerekirken olmayan pozisyondan ben 10 kişi kaldım. stoperim.yine 2 maç gitti. istediğin kadar iyi oyna, rakibine çıkması gereken kartlar çıkmazsa, rakibin hakemin ne yaptığını anlar ve daha da sertleşir. sende anlarsın bu seferde sen mucadeleden kaçarsın. karagümrük maçında mohammed'in ilk hava topuna sarı kart çıktı, bir daha ciddi bir şekilde hava topuna çıkamadı. sahada art niyetli bir hakem varsa, san marino bile ispanya'yi yenebilir.
  • 81
    açık ve net bir şekilde anlaşılması gerektiğini düşündüğüm bir konunun mevzubahis olduğu başlık.

    öncelikle hakemlerden rahatsız olan da oyundan rahatsız olan da haklı. yani haklı yanları var ama kusurlu iletişim genelde bu iki grup arasında tartışmaya yol açıyor.

    soru:
    hakemi de yeneceksin doğru bir söylem mi?

    cevap:
    evet ve hayır

    nasıl yani ????
    çünkü yetersiz bir söylem. çünkü oyuna olan şikayetini vurgulamak isteyeni hakem hiç önemli değilmiş gibi gösterir. yani niyet iyi olabilir (evet) ama hakem rahatsızlığını daha yoğun hissedeni de irrite eder (hayır).

    peki nedir doğru yaklaşım ? maalesef ülkemizde ağlamayana meme yok. yani haklı olmanız yetmez ve hatta bir çok sefer etkisiz eleman olarak da kalabilir mühim olan sesinizin ne kadar gür çıktığıdır. tekrar maalesef. durum bu iken haksızlığa uğrandığında öncelikle hakeme vurgu yapmak önemli, cümlenin devamında da virgülden sonra oyuna yönelik eleştiri yapılır ama haksızlık konusunda sesinizin gür çıkması lazım. demiyorum ki olmadık pozisyon için ortalığı ateşe verelim kötü niyetli bir şekilde hakemi baskı altına alalım. hayır, tabii ki seviyeyi koruyalım ama bu sene defalarca yaşadığımız gibi çifte standartlara, kör göze parmak yanlışlara maruz kalınca da bir zahmet ses çıkaralım.

    ben hakemi de yeneceksin anlayışına temsil eden taraftarı anlıyorum. mevcut oyun seviyesi, hocanın tercihleri, yapabilecekken yapamadığımız (bu sezon zaman zaman yapılabildiğini gördüğümüz) şeyler insanları üzüyor ve biz üstümüze düşeni yapmıyoruz diyorlar. haklılar. bizim oyunumuz yetersiz.

    ama şunu da atlamamak lazım.kart görürsün eksik kalırsın puan kaybetme olasılığın artar. o oyuncu bir veya daha fazla maç oynayamaz oyun kaliten doğal olarak etkilenir puan kaybına daha yatkın olursun.(uçan kaçan bjk, paşa ve erzurum maçlarında etkisiz bir oyun oynadı ve bunda bir çok kişiye göre iki oyuncusunun eksik olmasının önemi büyüktü) bu bir yerlerde puan kaybetmene yol açar, hızını keser, moralini ve momentumunu kaybedersin bu da takımın oyununa olumsuz etki eder. mevcut kötü oyunun tek sebebi hakemler falan demiyorum yanlış anlaşılmasın. ama bu bir faktör !!! hem hatanın yapıldığı maçtaki puan kayıplarıyla hem de puan kayıplarıyla birlikte gelen ligdeki düşmüş konumunun psikolojik olarak takımı yıpratmasıyla bir etken. evet keşke 2011-2012 sezonundaki futbolu oynasak ve hakemi de yensek. o futbolla yenerdik de, yani mevcut hakem performansına rağmen muhtemelen şampiyon da olurduk ama peki yakın geçen yarışlar ? sadece çok önde olduğumuz yarışları mı kazanalım ? bunu kabul edebilecek var mı aramızda ? işte yakın geçen yarışlarda da 1 puanın bile çok önemi oluyor ve hakem faktörü bir anda majör bir faktöre dönüşebiliyor. yani hakemi geçelim biz kendi oyunumuza bakalım deme lüksümüz yok ikisine de bakmalıyız.

    bu arada bitirmeden şunu da ekleyeyim. herkes üstümüze geliyor, mağduruz da mağduruz demenin de manası yok. yeri geldiğinde şikayet etmek lazım. kalkıp rakip takıma gol kaçıran forvet görünce, kolay gol yiyen kaleci görünce hemen şike diye ortaya atlamak da doğru değil. her zaman çok absürt hatalar yapılıyor buna galatasarayın oyucuları da dahil. öyle her kazmalığa şike damgası vurulmaz. şike şüphesinden bahsedilecekse bile ek bir dayanak noktası lazım ki sürekli insanların birbirini suçladığı toksik bir ortama maruz kalmak zorunda olmayalım.
  • 82
    aslında yapılan haksızlıklara karşı daha fazla mücadele etmek anlamındadır. özellikle bu seneki galatasaray maçlarında gördüğümüz gibi aleyhimize bariz hakem hataları olduğunda, öncelikle sahadaki topçularımız mücadeleyi bırakmayıp aksine daha fazla mücadele edecekler. teknik heyetimiz ise kenarda hakaret etmeden hakemin üzerinde daha çok baskı kurup, içeride de modu düşmüş oyuncuların modunu yükseltmek için daha fazla iletişime geçecek. sonrası çorap söküğü.
App Store'dan indirin Google Play'den alın