33
girona fc, katalonya’nın huzurlu ama derinlikli şehirlerinden birinin futbol yansıması… bir dönem yaşadığım girona’da, onyar nehri’nin üzerindeki renkli evlerin sabah ışığıyla birleştiği o atmosfer, insana sakin bir düzen hissi verir. fakat bu düzenin ortasında gelişen futbol hikâyesi, bu sezon hiç de sakin değil.
girona bu yıl küme düşme hattında. geçtiğimiz sezonların akıcı, planlı ve modern oyunu yer yer devam etse de sonuçlar bunu desteklemiyor. savunmada kırılganlık, hücumda istikrarsızlık ve kritik maçlardaki basit hatalar girona’yı 18. sıra çevresine sabitledi. yani kısa süre önce avrupa hesapları yapan takım, bu sezon hayatta kalma mücadelesi veriyor.
ama benim girona’yla ilişkim “takımı tutmak” üzerinden değildi zaten. aksine, orada yaşadığım dönemde çevremdekilere galatasaray’ı tanıtmış, birçok kişiyi özellikle büyük maçlarda ekran başına çekmiştim. girona’daki insanlar genelde futbolu sakin ve analitik takip eder, galatasaray’ın temposu ve enerjisi ise onlara farklı bir dünya gibi geliyordu. dolayısıyla şehri biliyor olmam, girona’ya bir sempatiden çok, oranın futbol kültürünü dışarıdan gözlemleme şansı verdi.
bugünkü girona da tam bu kültürün ortasında sıkışmış gibi: akıllı planlamaya dayalı bir yapı ama sonuçsuz bir sezon… şehirde yaşayınca bunu daha iyi anlıyorsun; geceleri dingin, ama tribünleri sonuçtan bağımsız kendi ritmini yaşayan bir yer.
sonuç olarak girona, bu sezon ligde kalma mücadelesi verirken, benim hikâyemde galatasaray’ın etkisini girona’ya taşıyan bir fon olarak yer alıyor. takımın durumu kötü olabilir ama şehir hala futbolun sade ama samimi tarafını hissettiren özel bir yer.
girona bu yıl küme düşme hattında. geçtiğimiz sezonların akıcı, planlı ve modern oyunu yer yer devam etse de sonuçlar bunu desteklemiyor. savunmada kırılganlık, hücumda istikrarsızlık ve kritik maçlardaki basit hatalar girona’yı 18. sıra çevresine sabitledi. yani kısa süre önce avrupa hesapları yapan takım, bu sezon hayatta kalma mücadelesi veriyor.
ama benim girona’yla ilişkim “takımı tutmak” üzerinden değildi zaten. aksine, orada yaşadığım dönemde çevremdekilere galatasaray’ı tanıtmış, birçok kişiyi özellikle büyük maçlarda ekran başına çekmiştim. girona’daki insanlar genelde futbolu sakin ve analitik takip eder, galatasaray’ın temposu ve enerjisi ise onlara farklı bir dünya gibi geliyordu. dolayısıyla şehri biliyor olmam, girona’ya bir sempatiden çok, oranın futbol kültürünü dışarıdan gözlemleme şansı verdi.
bugünkü girona da tam bu kültürün ortasında sıkışmış gibi: akıllı planlamaya dayalı bir yapı ama sonuçsuz bir sezon… şehirde yaşayınca bunu daha iyi anlıyorsun; geceleri dingin, ama tribünleri sonuçtan bağımsız kendi ritmini yaşayan bir yer.
sonuç olarak girona, bu sezon ligde kalma mücadelesi verirken, benim hikâyemde galatasaray’ın etkisini girona’ya taşıyan bir fon olarak yer alıyor. takımın durumu kötü olabilir ama şehir hala futbolun sade ama samimi tarafını hissettiren özel bir yer.

