• 8639
    sütten ağzı yandığı için yoğurdu üfleyerek yiyen gruptur.

    biz anadolu'dan gelen nice yerli stoperler gördük, istanbul'da darmadağın olan. sadece galatasaray olarak bakmayın. bu ülke futbol tarihinde hiçbir takımın hafızalara kazınmış yerli stoper tandemi yok. hatta çoğunlukla da yabancı ikililer efsaneleşmiş durumda.

    abdülkerim bundan tam 1 sene önce konyaspor'un acaba merinosspor'a mı kiralasak dediği rotasyon oyuncusu olarak bile değerlendirmek istemediği bir oyuncu idi. hasbelkader kadroda kaldı ve şartlar onu lig 3.sünün sol stoperi olarak karşımıza çıkardı. mehmet polat, ali turan, ibrahim yavuz, ömer erdoğan, emre güngör, tolga seyhan, rahmetli ahmet çalık ve hatta gökhan zan bir çırpıda akla gelen örnekler. bu saydıklarımın hepsi abdülkerim'den daha yetenekli ve üst seviyede sürekliliği daha uzun olan oyunculardı. çoğu ilk sezon sonunda gönderildi. diğerleri de rotasyondan öte gidemedi.

    dolayısıyla mevzu parası falan değil. ama abdülkerim soru işareti kardeşim. ne vereceğini bilmiyoruz. marcao'yu çek abdülkerim'i koy. böyle bir risk alınmamalıydı diye düşünüyoruz. hepsi bu yahu.
  • 8696
    bilgiye ulaşmanın en doruk noktasında yaşadığımız şu dönemde kuşak çatışması yaşaması muhtemel olan taraftar topluluğu, ulusun en büyüğü, dünyanın en'i.

    dayatılan değer yargıları, dayatılan kırmızı çizgileri, eleştirilemez zatları, nedenselliği sorgulamayan taraftarları, dogmalara inanıp başkalarının düşünce özgürlüğünü elinden alan yozları, orta yolcu taraftarları aşmaya geldik. böylelikle taraftarlık anlam kazanıcak derinleri incitip daha da derine kazdıkça. çünkü asıl olan galatasaray'dır, kariyeri galatasaray sayesinde olan faniler değil.

    hitabetim sözlük, kendime maksat aldım ebu leheb'in tavrını.
  • 3881
    birçoğunun vefadan haberi yoktur. işte budur canımı acıtan.

    avrupanın en büyük kupasını, senin en büyük rakibinin elinden almış takımını desteklemeye ilk maçına 1700 kişi gidiyor. bu mudur vefa? sadece sneijder, drogba, lincoln, kewell transferlerinde dış hatlardaki kafelerde oturanların sayısı bile bundan fazladır. yazıktır.

    94-95 sezonundan sonra ilk kupasını 2012 eylülünde oktay mahmudi ile kazanmıştır. ancak gitmesine müteakip hakaretlerin ardı arkası kesilmemiştir. tamam sevme ama saygı duy. 17 sene sonra kupayla tanıştırdı seni. eşşeğin hatrı yoksa semerin hatrı var be güzel kardeşim.

    tekerlekli basketbol takımı her yıl dünya kupasını alır, maçını izlemeye gidenlerin sayısı sıradan bir bardaki yakışıklı kardeşlerimizin, güzel kızlarımızın sayısından azdır.

    avrupa' nın en büyük kupasını kazandırmış teknik direktör resmen vatan haini oldu. kendisi size göre bir yanlış yaptıysa bunu fırsata çevirip küfretmek resmen ayıptır. madem o göremedi bazı şeyleri, sen gördün, büyüklük sende kalsın. kazandırdığı kupalara, şampiyonluklara teşekkür et, adını anma bir daha.

    hakan şükür cemaatçi, bülent korkmaz yeniçeri, arda turan satıcı, selçuk inan hain, hasan şaş arsız. zaten biz bu etiketleri yapıştırınca o avrupa kupalarındaki maçlarda, herhangi bir kahvede, atılan golün yaşandığı sırada yere düşüp kırılan bir çay bardağı anlatmıyor onların bize yaşattıklarını. kopenhagla eşleşince "ehehhe kopenhag bizi iyi bilir", arsenalle eşleşince "ehehhe herkese benden bir kupa ama arsenale yok" demesini bildiğimiz gibi, bazı değerlerimize yaşarlarken sahip çıksak.

    yarın çok geç olunca, ya pişman olmak boşuna olursa?
  • 4476
    tuttugu takimin yakin-uzak tarihinde basarili oldugu donemlerin hepsinde takim oldugu icin basarili oldugunu unutan ve sezon oncesi transfer cilginligina kapilan taraftar, yani biz. futbolundan, basketboluna durum bu. transfer cok basit istir oysa. paran varsa verirsin, transferi yaparsin. paran yoksa da yapamazsin. disariya transfer calismalarindan haber sizmamasi gerçekten bir transfer calismasi yapilmadigini da gostermez. daha sezon acilmadi, neyin ne oldugu belli degil. simdiden bu kadar sallanmasini anlayamiyorum. yahu daha sampiyon olali 3 hafta oldu, oturup sampiyonlugun keyfine varin arkadaslar. bu sinir, stres nedir? sampiyon olduk, yetmedi gittik turkiye kupasini da aldik. kutlayin iste. guzel gunler bunlar.

    bu arada basketbol demisken: basketbolda salonu yillik ortalamada yari yariya bile dolduramiyoruz ama 10 milyon euroluk butceyi azimsiyoruz. 2,5 milyonluk karsiyaka ise playoff çeyrek finalinde banvit'i, yari finalinde fenerbahçe'yi eliyor ve final serisinde de 3-1 onde efes onunde.
  • 3620
    bir kısmına göre 6+0+4 ya da potansiyel 5+0+3 yabancı sınırlaması varken ve halihazırda elimizde ilk on birde banko oynayacak kaliteli yabancı oyuncular bulunmaktayken yabancı oyuncu transferi yapmak mantıksızdır.

    hatta yabancı oyuncu transferi yapmak bir yönetim başarısızlığıdır, yönetime sallama nedenidir.

    ************

    güzel kardeşim, sevgili sözlük yazarı iyi insan. farkında olmayabilirsin ama galatasaray büyük bir kulüp. elinde dört ya da üç yabancıyı tribünde oturtma hakkı varken bunu kullanabilecek mali olanaklara sahip. ayrıca yabancı sınırlamasını en son isteyen kulübün galatasaray olduğu aşikar.

    senin mantığına göre ilk on sekize altı yabancıdan fazlasını koyamıyorsak altı yabancıdan fazlasını kadroda barındırmak da anlamsız oluyor. bu nasıl bir mantıktır? size göre tribünde yabancı oturtmak mantıksızsa altı yabancıdan fazlasını kovalım be birader o zaman. bu mantık şuna benziyor. maç listelerine on sekiz oyuncudan fazlasını yazamıyorsak geniş kadroda da on sekiz oyuncudan fazlasını barındırmak mantıksız!?!?!

    bir de yetenekli, gelecek vaadeden genç yabancıların alınmasına neden bu kadar mesafelisiniz? burada da mantık şu. bu çömezler kendisini kanıtlamış yabancıları mevcut yabancı sınırlamasında nasıl geçecekler? sen al önce bi' adamı, koy kadroya, çalışsın geçsin. futbol stabil değil. oyuncular sürekli gelişiyor. drogba 22 yaşındayken bugün yüzüne bakmayacağın le mans'da oynuyordu. şimdi bu adam geçmişe dönüp 22 yaşında olsa, le mans'da oynasa ve transfer etmeye kalksak vallahi billahi istemezsiniz, ''nereden çıktı bu drogba? bu adam nasıl kadroya girecek?'' diyerek.

    bir de şu tribünde çürüme mevzusu var. mapushane sanki koduğumun triübünü.

    ************

    takımımız başında rotasyonu seven, gerektiğinde drogba, sneijder ya da muslera'yı bile dinlendirebilecek bir teknik adam var. bu biiirr...

    galatasaray büyük bir spor kulübüdür, elindeki olanakları maksimum düzeyde kullanabilir ve rekabet edebilmek için her olanağını kullanmak zorundadır da. elinde üç ya da dört yabancıyı tribünde oturtma hakkı varsa eğer verir parasını oturtur adamı. kimseyi silah zoruyla tutmuyoruz burada. işine gelmeyen gider. bu ikiiii...

    bu hastalıklı yabancı sınırı sistemini getirip onaylayanlar, destekleyenler ve onların kader ortakları kabak gibi ortadadır ve aralarında galatasaray camiasından kimse bulunmamaktadır. bu vesileyle yönetime sallamak abesle iştigaldir. bu üüüççç...

    galatasaray futbol takımı yerli ya da yabancı genç futbolcuları, gittikçe yaşlanan kadrosuna monte etmelidir; etmeye de başlamıştır. yerli ya da yabancı sınırlaması buna engel olmamalıdır. bu gelişime açık gençler tribünde de oturabilir, antrenmanlarda göz doldurup maçlarda vasat performans da gösterebilir, eşiyle instagram ya da twitter qeyfi de yapabilir; ama bugün var dediklerimiz yarın olmayacak ve yerlerini bu gençler alacak. bu dööörttt...

    hiç şans bulamıyor dediğiniz 19 yaşındaki bruma, yarım sezonda galatasaray formasını 14 resmi maçta giydi, 1 gol attı 6 da asist yaptı. bruma bize gelene kadar eski kulübüyle a takımı tecrübesini fazla yaşayamamıştı. izet hajrovic'in bu konuda sıkıntısı yok ve en az ''hiç şans bulamıyor'' denilen bruma kadar forma şansı bulacaktır. bu beeeşşş...

    galatasaray'da transfer bitmez. bu da altıııı...

    *
  • 372
    galatasaray sözlükte yazan herkesin içine dahil olduğu gruptur. rijkaardı eleştiren zizonkovacda galatasaraylıdır, rijkaardı deliler gibi savunan gasol da galatasaraylıdır, sabriyi çok beğenen takımda bulunmasını isteyen alben10 da galatasaraylıdır, sabri gitse de kurtulsak diyen vangobbel de galatasaraylıdır. bu entry kesinlikle polemik için yazılmamıştır, lütfen bunun altına cevap yazmayın beğenmiyorsanız basın ofsayta ama sizden bir ricam olacak. rijkaardı çok sevebilirisiniz ki bende seviyorum, kalmasını istiyor olabilirisiniz ki, bende istiyorum, süper bir teknik direktör olduğuna inanıyor olabilirsiniz veya elanonun süper bir transfer hamlesi olduğuna da inanabilirisiniz ki, bende inanıyorum yani haldun üstünele neden elano diyecek halimiz yok, giderek daha iyi oynayacağına da inanabilirsiniz umarım haklısınızdır ancak lütfen ama lütfen rijkaardı veya elanoyu savunmak için galatasaray tarihinin efsanelerine sallamayın. rijkaard iyi bir hoca demek için fatih hocaya sallamayın veya sırf elanoyu eleştirdi diye hakan şüküre de sallamayın. eminim hala birçoğumuzda 17 mayıs temalı formalar, bayraklar falan var, eminim birçoğumuzun facebook gruplarında 17 mayıs yazıyor. unutmayın bunların hepsinde bu adamların payı var.
    edit: zizonkovac uyardı, kendisinden özür diliyorum rijkaard gönderilsin dememiş. kesinlikle kendisine yönelik kötü bir niyetim yoktur.
  • 9738
    (bkz: #3797560)

    bir kısmı hakkında şöyle bir şey yazmıştım geçen gün. aklıma gelmişken biraz detaylandırayım.

    bir kısım genç taraftarın hayallerini yıkmak gibi olacak ama türkiye'de kulübün yönetimi üzerinde en az etki sahibi olan taraftar galatasaray taraftarıdır. kulüp dinamiklerini içeriden bilen, pek çok olaya bizzat şahit olmuş biri olarak söylüyorum. bizim yapımız diğerlerine göre bayağı farklı beyler. ali koç twitter'daki ergenlerden korkup ona göre aksiyon alabilir, beşiktaş başkanları twitter tribünlerine oynamak için bizim transferlere salça olma uğruna kulübü batırabilir. bizim kongrede sosyal medyanın ne olduğunu bilen üye sayısı bile kısıtlı. aralarında katıldıkları kulüp organizasyonunun ne için düzenlendiğini oradaki gazeteciye sorup öğrenen var yahu, açıp senin sosyal medyada ne yazdığına mı bakacak. *

    taraftarın kulüp üzerinde çok etkisi olduğunu düşünmesi, başkan değiştirme, transfer yaptırma, oyuncu yollatma gibi konularda kendisine çok ciddi payeler biçmesi egoları için çok doyurucu, biliyorum. ama galatasaray'da işleyiş buna hiç müsait değil. evet galatasaray bu konularda farklı ama taraftar bakımından değil. kongre yapısı yol açıyor bu farka. iyi ki de öyle. ali koç'un tepkilerden korkup bir anda montella yerine ismail'de karar kılması gibi saçmalıklardan korunuyoruz. burak elmas gibilerini 7-8 ayda gönderen sen değilsin, twitter'da yazdıkların değil. çılgın atan galatasaray kulisleri. daha önce de dediğim gibi, bu kulisler başarılı olduğumuz zaman paçamızdan aşağı da çekiyor ama başarısız olduğumuz zaman da kısa sürede ayaklanmamızı sağlıyor. orası kaynıyor beyler ve sosyal medya yorumları hiçbirinin zerre umurunda değil. olsaydı dursun özbek'in birinci dönemine taraftar son verirdi, kendi yaptığı baskın seçimde gandalf gibi ortaya çıkan mustafa cengiz değil. taraftarın bir gücü olsaydı etobo transferiyle kapattığımız 2021 yazında orta saha transferi yaptırmayı başarırdı. yıkıldı ortalık ama kulisler devreye girinceye kadar yaprak kıpırdamadı. içeride game of thrones gibi ortam var diyorum oğlum ne twitter'ı. *

    "vasata tahammülü olmama" klişesi altında yangınlarını savunan genç kısmın en büyük etki ettiği kısmı da söyleyeyim: okan buruk ve futbolcular üzerindeki baskı artıyor. bu kadar. o da pozitif değil negatif etkiler doğuruyor.

    galatasaray taraftarlığıyla alakalı bir şey değil bu tam olarak. sosyal medya gençleri tek tipleştirdi, tornadan çıkmış gibi birbirine benzetti. dünya üzerindeki her takımın sosyal medya taraftarı aynı şeyleri söyleyip aynı açıklamaları yapıp bir de kendisini özgün sanıyor. kısıtlı karakterle aynı esprileri tekrarlamanın, 30 saniyelik videolarla gün geçirmenin, akımlara dahil olmazsa öleceğini sanmanın, telefona bakmadan yaşayamamanın getirileri bunlar. gençlik böyle şu an genel olarak. bizim zamanımızda başkalarına benzemek çok ciddi bir eleştiri konusuydu. birine "özenti" demek çok büyük bir hakaretti. şimdi benzememek çok büyük suç. sosyal medyadaki herkes birbirine benzemek zorunda. dünya, nesil dinamikleri. yapacak bir şey yok. çok genel bir sıkıntı yani.

    biraz daha aklıselim, yaşını başını almış taraftarların günlerdir galatasaray'ın hiç de kötü durumda olmadığını, takımın ve erden timur'un gayet iyi gittiğini, bazı bariz hataların bu insanları ıskartaya çıkarmak için yeterli olmadığını, eleştiriyle hakaretin ayrı şeyler olduğunu, bu insanlar hatalarından ders alınca daha iyi işler yapabileceğini anlatıp duruyor. sonra bir genç gelip "biz vasata tahammül edemeyiz farkımız bu" diye binbir kere duyduğumuz lafları tekrarlıyor. *(çok bıktım bu laftan evet. * bir de "ona yazar buna yazar" muhabbetinden. ne biçim bir hesap ki her maç değişiyor, ne biçim bir yazma ki kimse dönüp okumuyor sonra. bomboş iki laf. fenerlisi de aynı şeyleri söylüyor galatasaraylısı da rangerslısı da. neyse.)

    geçen gün twitterlaşmadığı sürece galatasaray sözlük'ün kolektif aklının çok güvenilir olduğuna dair bir entry girmiştim. aha burada: (bkz: #3790443) twitterlaşmaktan kastım tam olarak bunlardı işte. klişe, boş, derinliksiz, anlık tepkilerden ibaret, kimliğini yitirmiş kaosların gerçek olmayan gerekçelere dayanarak devasa hale getirilmesinin kimseye bir faydası yok. bundan arındığımız zaman taraftarın ortak aklı çok güçlü. yılların galatasaraylısı olarak o ortak akıldan çok fazla faydalanıyorum hala. mesela ben kopenhag'ı yeneceğimizi düşünüp sözlükteki "çok zor maç" yorumlarına kuruluyordum, herifler haklı çıktı mk. keşke çıkmasalardı. neyse.

    şu sosyal medya gençliğinin cidden biraz durulması lazım. dünyanın dönmesini durdurmaya çalışmak gibi imkansız bir şey istediğimin farkındayım ama cidden sandığınız kadar etkili filan değilsiniz arkadaşlar. farklı da değilsiniz. asıl bu yangına dahil olmayanlar farklı. oyuncuları ve hocayı strese sokmadan, fenerli troll ordusunun algılarına ortak olmadan yaptığınız eleştiriler çok daha sağlıklı olacak. inanın.
  • 1940
    gecen seneyi hatirlamazlar,
    formsuz futbolculara takilmazlar,
    bu sene ilk 11'deki oyuncularinin ortalama 8-9 oyuncusunun gecen sene takim olmadigini unuturlar,
    hocasinin ilk geldigindeki basarilari ile degil de, son istifasindaki olumsuzluklari hatirlatirlar.

    dogaldir, buyuk takimin taraftaridir.
    aninda basari ister, yoksa homurdanmalari baslatirlar.

    daha kapasiteli bir stat isterler peki onu neden doldurmazlar?
  • 8517
    hayırlı mağlubiyet denilen olayda takımın kaybetmesini istemelerine asla dahil olamam ama bu durumu anlayışla karşıladığım taraftardır. uzun vadede takımın düzelmesini umuyordur der geçerim.

    fakat takım tepetakla giderken ve küme düşmeyle puan farkı sadece 3 puanken neyin hayırlı mağlubiyetinden bahsettiklerini anlayamam. rize denilen kuruluş amacı galatasaray düşmanlığı olan bir camiaya karşı kaybedelim diyeni ölsem anlayamam. isterse takımı gelsin emre belözoğlu veya volkan demirel yönetsin bu konu tartışmaya açık değildir benim gözümde. o rize maçı sami yen'in santrasına göktaşı düşse ka-za-nı-la-cak !

    lütfen futbolcuları kötülemekten de yuhalamaktan da vazgeçin ayrıca, bu çocuklar galatasaray'ın geleceği. hem ne oldu kaybedeceksek de gençlerle kaybedelimlere? bunu diyen biz değil miydik? fatih hocanın da dediği gibi artık seyirci değil taraftar olma zamanı. şu rezil küme muhabbetini atlatalım, uefa maceramız iyi kötü bir son bulsun sonra oturur değerlendirmemizi yaparız destek verip vermeme adına.

    tekrar ediyorum lütfen maç esnasında futbolcularımızı yuhalamayın!
  • 5087
    galatasaray yöneticileri öylesine iğrenç bir şekilde galatasaray taraftarına davranmışlardır ki taraftar onların anlayacağı dilden konuşmaya başlamıştır. eğer bir grup kendi çıkarını düşünen adam, kendi isimlerini yapmak adına galatasaray'a gelip yanlış işlere imza atarlarsa tepki görürler. bu dünyanın her yerinde böyledir. ne yazık ki galatasaray yöneticilerinin suratları artık iyice kösele kıvamında. hiçbir tepki adamlarda kızarmaya yol açmıyor. eskiden galatasaray taraftarı bir yönetimi istifaya çağırdığında hemen yeni yönetim için çalışmalara başlanırdı. bu ne yazık ki canaydın döneminde değişti. artık çaresizlikten midir, camianın içinde bulunduğu alternatifsizlikten midir, inan kıraç'ın boşluğuna mı gelmiştir bilemem ama canaydın'a sımsıkı sarıldı dedeler. düşünsenize ribery marsilya'ya bedava gitti. daha büyük bir skandal olabilir mi? üstelik yüzüncü yılda da şampiyon olamamışsınız. ama yönetim değişmemiş. bu eşsiz bir başarısızlık ve eşsiz bir taraftarı sallamama hikayesidir. bence kırılma noktasıdır.

    canaydın döneminden itibaren yönetimler taraftarı sallamamaya başladılar. taraftarın da kendini ifade ediş şekli özellikle store ve kombine olaylarıyla farklılaştı. peki pratikte bunun bir karşılığı var mı? ne yazık ki yok. galatasaray taraftarı müşteri de olsa asla bir boykot işine girmedi. giremedi. çünkü galatsaray taraftarının galatasaray'ı dert eden kısmı galtasaraylıyım diye gezinen kısmından oldukça az. etkili bir boykot kampanyası yapılmadığı sürece de dedelerin canı yanmayacak, taraftarın yüzüne gülünüp aslında özetle şu söylenecektir:

    https://youtu.be/usHuuZKns2s?t=24

    eğer bir gönül bağının kopuşunu konuşuyorsak bunu galatasaray sevgisini sömüren yöneticilere sormak gerekiyor. kaldı ki galatasaray taraftarının gönül bağı galatasaray'la asla kopmaz. galatasaray taraftarı galatasaray'ı kımıl zararlılarından korumak için savaşacaktır. savaşmaktadır da. bunu yaparken kullandığı dil kimi zaman kapitalisttir, bu onun gönül bağının koptuğunu göstermez.

    tribünlerdeki ruha gelince. galatasaray tribünlerindeki birlik dirlik ruhunun bozulmasının baş sorumlusu adıyla sanıyla ultraslandır. ultraslan galactic cumhuriyet'e ihanet eden sözde jedi özde sith tapınağıdır. politik ve ekonomik bağlarına bağlı olarak gösterdikleri ve göstermedikleri tepkiler, özellikle insanların twitter ve facebook gibi çok doğal, kolay ve hızlı bir şekilde bilgi ve görüş paylaşmaları neticesinde iyot gibi açıkta kalmaya başladı.

    yani iş şöyleyken

    http://i.hizliresim.com/VaXgNB.jpg

    artık şöyle oldu:

    http://i.hizliresim.com/4rqZO7.jpg

    galatasaray taraftarı özellikle alparslan abinin ölümünden sonra kendi yarattığı canavarın esaretinden bıkmış durumda. çünkü galatasaraylı gezinenlerin baktıkları otorite bunlar.
App Store'dan indirin Google Play'den alın