2020-2021 sezonu ve 2021-2022 sezonunun başındaki hali ile beni soktuğu psikolojiyi aşağıdaki şiirle anlatmaya çalıştım.
okumaya başlamadan önce arka planda şunu açarak:
https://youtu.be/JSAd3NpDi6Q ve ilber ortaylı’dan daha yavaş okuyarak…
______________________
kara deliksin sen..
içimi sıkıyorsun izlerken
midem, akciğerlerim ve kalbim arasından
içe doğru çöküp yok oluyorum izlerken
daralıyorum
dudaklarım birbirine yapışıyor
ve sadece burnumdan nefes almaya çalışıyorum alamıyorum…
ben içime çöktükçe
burun etlerim yapışıyor birbirine
nefes yolumu kapatıyorsun yan paslarınla
ama öldürüyor musun? hayır hayır…
o kadar yavaşça paslaşıyorsun ki
ağır çekimde çöküyorum içime
acılar içinde yüzüm
ekşi
göz çevremde çıkan kırışıklar şahit
beyzalayan saçım, sakalım…
mengeneyle sıkışıyor kalbim
oksijensizlikten büzüşüyor ciğerlerim
son bir gayret nefes…
çekmeye çalışıyorum…
gırtlağımdan çıkan ıslıkla duyuluyor acım
tüm kemiklerim çatırdıyor, toz oluyor
son bir söz söylemeye çalışıyorum
yarım kalıyor..
senin oynayacağın futbolu..
pilot olmak istemiyorum
o sözümü de yutuyorum
ölüyorum… ölemiyorum…
son bir hatıra geliyor zihnime
melo ısırıyor rakibi…
eboue bindiriyor sağ kanattan..
elmander’ın kaşı yarılmış…
kan revan…
kaptan bülent’in omzu sarılı..
hagi petit’ye yumruk atıyor…
yine melo geliyor, bücüre siktiri çekiyor
engin baytar, yapışmış eyyamcının yakasına…
popescu iki elini açmış korner bayrağına koşuyor
selçuk korner’i kullanırken
tribünler haykırıyor: “bizim için mençıstıra koy”
burak kafa…
başı döndü real madrid’lilerin
jardeeeeeeel
hasan şaş kafa vuruyor, saçını yeni kazıtmış…
uğultu…
bulanık…
kararıyor…
ölüyorum…
ölüyor…
ölü..
….