resim
Franklin Edmundo Rijkaard
Görev:Teknik Direktör
Takım:Kariyer Sonu
Yaş:63
Uyruk:Hollanda
  • 3875
    kendisi dönemindeki kadronun çok kaliteli olduğu söylenen eski galatasaray teknik direktörü. kaliteli olarak sayılan iki üç topçu dışında mustafa sarp, barış özbek, servet çetin, sabri sarıoğlu gibi first class futbolcular ile çalışmak zorunda kalmış, haliyle büyük çoğunluğu çöp topçulardan oluşan bir kadroyla başarısız olduğu için itin bi tarafına sokulmuştur. kalesinde doğru dürüst kaleci olmayan, savunması ve orta sahası evlere şenlik olan bir takıma dünya'nın en iyi antrenörlerinden oluşan bir kurul da getirseniz başarısızlık kaçınılmaz olur. rijkaard dönemi galatasaray kadrosundaki yıldız hücum oyuncularını sayarken ilk anda 'hakkaten yahu ne kadro varmış bizde" dense de acı gerçek olan futbolun bir takım oyunu olduğu gerçeği unutulmamalıdır.
  • 589
    kapalıdan da büyük bir pankartla destek verilmeye çalışılmış ama tam olarak açılmadığı için diğer tribünlerce anlaşılmamıştır. * kendisi tünelden çıkar çıkmaz bütün tribünler adını haykırmış oda alkışlarıyla bize teşekkür etmiştir... asıl biz sana teşekkür ederiz .
    ayrıca bugun yine cok karizmaydın cuval giysen yakışır diyorum...
  • 1230
    at.madrid maçında eleştiri alacak bir gram hatası olmamıştır. ya da benim izleyip zihnimin algıladığı kadarı ile ortada bir hata göremedim. caner erkin oyunda bireysel anlamda iyi lakin boş alanda etkisiz kalıyor kanaatindeyim. pek fazla kovalamıyor rakip oyuncuyu. g. dos santos ise bireysel olarak top ile birlikte pek fazla katkı sağlamasa da topsuz alanda hem adam kovalayan, hem de rakibi üzerine çeken bir futbolcu. ilerleyen günlerde bunu kanıtlayan maçları hep birlikte görebiliriz.
  • 649
    evim dedigin yerde seni bekleyen nice galibiyetler var aslanım sen bir fenerbahce macını kaybettigin icin bizim gibi kapıp koyverme kendini. bakma bize elestirsekte üzülsekte bagırıp cagırsakta kalbimizin attıgı renkler bellidir. nice maglubiyetler galibiyetler gören taraftarın her daim arkanda sakın unutma ne demistik basarılar gelir geçer asaletin bize yeter.
  • 260
    eğer kendi çocuğumuz aile bireylerini ayırt edip, birini diğerinden üstün tutarsa, dengesizlik yaratıp emekleri boşa sayarsa bir aile psikologuna ihtiyaç duymak kaçınılmazdır. zaten psikolojik olarak yıpranmış aile bireyleri ile ne kültür düzeyi korunur ne de ekonomik birlik sağlanır. aileye yararlı olacak kararlar almak, ailenin hayatını devam ettirebilmesi gibi meziyetler eğer komşunun oğlunda var ise ya da var olduğuna inanılıyorsa tutup kolundan getirilip sabır gösterilir. bu olağan ve doğaldır.

    edit: galatasarayın yaralarına ilaç olacak teknik direktördür.
  • 220
    kendisine kesinlikle ses tonu etkili bir tercümanın tayin edilmesi gereken teknik adam. zira motivasyonu sözler, yerinde söylenmiş ve gereken tonlamayla desteklenmiş ifadeler temin eder. bir çoluk çocuğun çevirisi/tercümanlığı asla beklenen etkiyi göstermez. daha görmüş geçirmiş, yaşını başını almış bir tercüman lazım. bunun ciddi biçimde ele alınması gerektiğini düşünüyorum.
  • 1581
    çok uçta hisler yaşattıran teknik direktör.

    kendisiyle alıp veremediğim konular belli. belki fevri bir çıkış yapmış olabilirim derbi ertesinde. bu yaptığım çıkıştan ne utanırım, ne gocunurum. o entrylerin hepsi aslanlar gibi yerlerinde kalacak. silmece yok bizde.

    sezon başından bu yana takım oyunundan hiçbir emare göremediğim için fazlasıyla huzursuzdum.kaybedilen puanların kümülatif toplamı değil, maçlardaki passızlık ve pozisyonsuzluk, futbolculardaki yılgınlık; mehmet topal,mustafa sarp, ayhan akman, kader keita, elano gibi atsan atılmaz, satsan satılmaz isimlerdeki kırılmışlık tabloları çok fazla göze batıyordu.

    hiçbir futbolcusunu sahipsiz bırakmayan galatasaray taraftarının, rijkaard aleyhine olan eleştirileri bertaraf etmek adına bu isimlerden bazılarını yem etmeye kalkışması da ilaveten rahatsız ediciydi. sağduyulu her galatasaray taraftarı er geç bunu fark edecektir. nasıl ki, rijkaard hakkındaki eleştirilerden sığlık ve fevrilik boyutunda rahatsız olunabiliyorsa, arma için ter döken ve şu ana kadar müspet katkılarda bulunmuş oyuncuların harcanmaya kalkışılması da eşdeğer biçimde rahatsız edicidir. hiç kimse bu konuda tutarsız davranamaz, davranmamalı. o zaman olay rijkaard tartışmasından çıkar, "rijkaard mı, futbolcular mı?" tartışmasına döner.
    rijkaard uğruna 4-5 kıymetli oyuncusunu harcamak da galatasaray taraftarına "en azından rijkaard'a sahip çıktık" şeklinde bir rahatlama (belki) sağlayabilir. ama tam anlamıyla içe sinecek bir değerlendirme olmadığı da, malum "hurmalar" gibi eninde sonunda tırmalaya tırmalaya ortaya çıkar.
    ben rijkaard hakkındaki düşüncelerimi sözlüğe anlatamadım. fevri çıkışımın da bunda etkisi büyük, kabul ediyorum. ancak o çıkışa takılıp daha sonra ne yazıldığını , ne ifade edilmeye çalışıldığını anlamaya çaba göstermeyen ahalinin , ve özellikle ulemanın günahsız olduğunu bana kimse kabul ettiremez.

    öyle veya böyle, rijkaard hakkında "geri dönülemez" değil, huzursuz düşüncelerim var. endişelerim var. kendisini bana karşı küfür pahasına da olsa savunan yazar ne kadar galatasaraylıysa ve ne kadar zekiyse, ben de onun kadar galatasaraylı ve zekiyim. kimse kendini kaf dağının ardında görmesin. o kadar basit değil o işler. övünmek gibi olsun, ben 1986'dan beri galatasaraylıyım ve aklım da 1988'de falan erdi yerine sanırım.
    rijkaard'ı "ölümüne" (!) savunan yazar da şunu iyi bilsin ki, o da (onlar da) kendi tezlerini bana anlatmayı başaramadı. küfür dolu iğrenç entrylere, taraftarlığımı sorgulayan ahmak entrylere ise özellikle girmiyorum bile.
    velhasıl, sözlüğümüzde fikirler hakkında insanların ne kadar "ortodoks" tutumlar alabildiğini görmek üzücüydü. faal oyuncu kadromuzla yeterli kalmayıp, fatih terim, hasan şaş, eric gerets, mircea lucescu, hakan şükür, bülent korkmaz gibi isimlerin bile "kalkan" yapılmaya çalışılması , sanıyorum ki rijkaard'a bile "beni böyle savunmayın evladım" dedirtirdi.

    rijkaard'a geri dönmek istiyorum. çoğu kişinin anlamadığı veya anlamazdan geldiği üzere, sırf bir maçın, bir kupanın kaybedilmesi değil, takımın genel gidişatındaki çarpıklık ve bu çarpıklığa müdahale edilmiyormuş izlenimi beni çileden çıkarmıştır. yanılmış olmayı temenni ederim. yanılmış olmayı can-ı gönülden ister, yana yakıla dualar bile ederim.

    bunun yolu da belli. sivasspor galibiyeti mi ? şampiyonluk mu? hayır canım ben o kadar basit değilim. istekli takım, sahada ne yapması gerektiğini bilen futbolcu, kenarda isminden daha fazla olarak cismiyle ve kattıklarıyla güven veren teknik kadro, azıcık da organize oynayan ve pozisyonlara girebilen bir anlayış, ve şişirme futbolundan sert ve net biçimde, geri dönülemez biçimde kopulması.

    bunlar beni paklar. ben bunları göreyim de yenilsek bile şikayet edersem fenerli olayım. çok büyük ant verdim bak. bu sezon iki satır top oynadığımızı görelim be hocam gözünü seveyim. yine yenilelim fark etmez. azıcık ya azıcık. azıcık olsa zaten gerisi gelir. bu sene olmazsa seneye gelir. önümüzdeki seneleri balon sloganlarla değil, içimize sine sine bekleyelim be hocam. yap bir kıyak bize. an itibarıyle rijkaard hakkındaki eleştirilerimi askıya alıyorum. askının yanında da çöp kovası var, atmayı dilerim.
  • 3738
    kendisi loser'sa, winner bir türk hoca yoktur. imparator dahil. kazanmak ve kaybetmek çünkü, biraz şampiyonluklarla alakalı ya arkadaşlar... hani rijkaard'ın da şampiyonlar ligi şampiyonluğu falan var...

    bazı arkadaşlarda öyle fetişler var ki, at gözlüğüyle bakıyorlar dünyaya. biz de tarafız, galatasaray'dan tarafız ancak burak yılmaz'ın falcao'nun seviyesinde olmadığını, selçuk inan'ın bir xavi hernandez olmadığını söyleyebiliyoruz. fatih terim de en büyük faal hoca değil, bunu da biliyoruz. biz bunlara rağmen, selçuk inan'ı xavi'ye tercih ettiğimiz, fatih terim'i alex ferguson'a değişmeyeceğimiz için "galatasaray'dan tarafız" diyoruz. fakat bazı arkadaşlar, gheorghe hagi başarısız olurken burada ona sövdüler. bazıları bülent korkmaz'a küfürler ettiler. ben o zaman da çıktım dedim, hagi'yi kimseye değişmem dedim. çünkü, tekrar söylüyorum, biz ne kupalardan ne de istatistiklerden tarafız. bizim tarafımız, sarı kırmızıdır.

    ancak arkadaşlar, işte bazı arkadaşlar bu taraf olma ile bir şeyleri yorumlamayı çok fena karıştırıyorlar. bu gün hemen hiç birimiz, kim gelirse gelsin fatih terim'in takımın başından ayrılmasına razı gelmeyiz. içimiz elvermez. ancak bu fatih terim'i alex ferguson'dan büyük yapmaz. frank rijkaard'ı loser, kendisini winner hiç yapmaz. zira kupa kazanma meselesine gelirsek, rijkaard'ın kazandığı kupaların değeri belki bizim için değil ama uluslararası arenada fatih terim'inkilere göre daha yüksektir. ha, bence de fatih terim daha iyi bir teknik adamdır. ancak fatih terim'i putlaştıracağım diye ondan önceki teknik adamlara sallamanın, hem de desteksiz sallamanın adı ya cahillik olur, ya da putperestlik.

    hasılı, frank rijkaard çok önemli bir teknik direktördür. loser değildir, kapı gibi winner'dır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın