1
kimi forvetlerde baş gösteren bir durumdur. şöyle açıklayabiliriz sanırım; kaleciler yaşlandıkça tecrübe kazanır. defans oyuncusunun da tecrübelisi pekala olur, en kötü ihtimalle sağ-sol bek ise yavaşladığını anladığı vakit stopere kayar olur biter. orta saha oyuncuları için otuzlu yaş çok da önemli bir kriter değildir, mevkisine göre oynayarak durumu kurtarma ihtimali var ama bir forvet için 30'lu yaşlarda olmak en zor şeydir. fiziksel olarak iyi olsa bile medyanın da etkisi ile bazı futbolcularda dönemsel bir psikolojik yaşlanma hissi ve konsantrasyon kaybı görülür. bir süre yokları oynar, yapayalnız kalırlar.
işin ilginç tarafı ise otuzlu yaşlarla beraber gol atamamaya başlayıp geçen yıllarla beraber kayıp gitmeleri değil, kimi zaman koca bir sezon boyunca bile sürebilecek bu buhranı atlatıp yeniden bir şekilde kendilerini bulmalarıdır.
muhtemelen en başta ağır geliyor bununla beraber yaşamak, altından kalkamıyorlar bu yaşlılık veya "eski günlerdeki gibi değilim" hissinin, ama sonraları toparlıyorlar kendilerini. taraftar/teknik direktör/takım arkadaşlarının desteği ile, maçlara çıkmaya devam ederek, belki de psikolojik yardım alarak, kim bilir...
ben bu durumun oluşmasını "forvetlerin otuzlu yaşlarla beraber artık yaşlı bir oyuncu olması"nı bir futbol klişesi haline getiren medya baskısına bağlıyorum.
galatasaray'da oynamış futbolcular ile örnekleyecek olursak;
mesela ümit karan; 2007-2008 sezonunda 31 yaşındayken tüm kulvarlarda attığı 17 gol ile takımın en golcü ismiydi. ne olduysa geçen sezon oldu. ligde 18 maçta bir gol bile atamazken kupada 2*, avrupa'da ise 1 gol* atarak koca bir sezonu 3 golle tamamladı. fakat sezon başında gittiği eskişehirspor'da kendisini kaptanlığın ve penaltıların da yardımıyla yeniden buldu. tarih itibariyle ligde 6 golü var. ben 10'u bulur diye tahmin ediyorum.
mesela shabani nonda; 2007/2008 sezonunda ümit karan'ın arkasında 15 golle takımın en golcü ikinci ismiyken o da 31 yaşındaydı. geçen sezon yaramadı kendisine. sezona avrupa'da* ve ligde* ikişer golle başladı ama sonra sözleşmesi yenilendiğinden midir, milan baros'tan mıdır bilinmez, uzun bir gol orucuna girdi. devre arasından sonra ligde iki gol daha buldu, özellikle denizlispor'a attığı hayvani gol ve kayserispor'a karşı zor bir pozisyonda mücadeleyi bırakmayarak attığı golden sonra umutlanmıştım lakin son haftada arda turan'ın sivasspor'a attığı golde topun kendisine usulca değdiğini saymazsak ligde 4, avrupa'da ise 2 golle tamamladı sezonu. bu sezon hem de bir devrede üç kulvarda attığı golleri hepimiz biliyoruz. devamını getirebilirdi veya bir ihtimal takımda kalabilirdi ama yönetimin kararı ile sözleşmesi tek taraflı fesh edildi. gollerine fransa'da devam edeceğini düşünüyorum.
mesela hakan şükür; kral yine iyi direndi 35'ine kadar ama o sezon* ne oldu ise ligde tümü kafayla olmak üzere 4, avrupa'da 1* olmak üzere 5 golle tamamladı sezonu. istikrarsız ve verimsiz bir sezon geçirdi. sadece oyuna girer girmez hasan şaş'ın ortasında gençlerbirliği'ne karşı attığı golle dikkat çekti. bu sezon kral'ın galatasaray formasıyla 10 gol barajının altında kaldığı tek sezondu. 2007/2008 sezonunda eleştirilerin dozu değişmedi ama daha güçlü ve ikinci baharını yaşayan bir kral gördük. teknik direktörsüz kaldığımızda takıma liderlik ettiği gibi attığı gollerle şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu ve zirvede bıraktı 9 numaralı formasını. son sezonunda ligde 11, kupada 1, avrupa'da ise 2 olmak üzere 14 gol attı. şampiyonluk maçımızı* da boş geçmedi.
örnekler çoğaltılabilir ama görünen odur ki birçok forvet oyuncusu seneler geçtikçe kağıt üzerinde yaşlanmaya alışma sürecinde zorlu sezonlar yaşamışlardır. bunlardan bir kısmı kefeni yırtarken bir kısmı etkisinden kurtulamayıp profesyonel futbol kariyerlerinin son yıllarını gençliklerine göre sönük ve mutsuz bir şekilde geçirmişlerdir.
işin ilginç tarafı ise otuzlu yaşlarla beraber gol atamamaya başlayıp geçen yıllarla beraber kayıp gitmeleri değil, kimi zaman koca bir sezon boyunca bile sürebilecek bu buhranı atlatıp yeniden bir şekilde kendilerini bulmalarıdır.
muhtemelen en başta ağır geliyor bununla beraber yaşamak, altından kalkamıyorlar bu yaşlılık veya "eski günlerdeki gibi değilim" hissinin, ama sonraları toparlıyorlar kendilerini. taraftar/teknik direktör/takım arkadaşlarının desteği ile, maçlara çıkmaya devam ederek, belki de psikolojik yardım alarak, kim bilir...
ben bu durumun oluşmasını "forvetlerin otuzlu yaşlarla beraber artık yaşlı bir oyuncu olması"nı bir futbol klişesi haline getiren medya baskısına bağlıyorum.
galatasaray'da oynamış futbolcular ile örnekleyecek olursak;
mesela ümit karan; 2007-2008 sezonunda 31 yaşındayken tüm kulvarlarda attığı 17 gol ile takımın en golcü ismiydi. ne olduysa geçen sezon oldu. ligde 18 maçta bir gol bile atamazken kupada 2*, avrupa'da ise 1 gol* atarak koca bir sezonu 3 golle tamamladı. fakat sezon başında gittiği eskişehirspor'da kendisini kaptanlığın ve penaltıların da yardımıyla yeniden buldu. tarih itibariyle ligde 6 golü var. ben 10'u bulur diye tahmin ediyorum.
mesela shabani nonda; 2007/2008 sezonunda ümit karan'ın arkasında 15 golle takımın en golcü ikinci ismiyken o da 31 yaşındaydı. geçen sezon yaramadı kendisine. sezona avrupa'da* ve ligde* ikişer golle başladı ama sonra sözleşmesi yenilendiğinden midir, milan baros'tan mıdır bilinmez, uzun bir gol orucuna girdi. devre arasından sonra ligde iki gol daha buldu, özellikle denizlispor'a attığı hayvani gol ve kayserispor'a karşı zor bir pozisyonda mücadeleyi bırakmayarak attığı golden sonra umutlanmıştım lakin son haftada arda turan'ın sivasspor'a attığı golde topun kendisine usulca değdiğini saymazsak ligde 4, avrupa'da ise 2 golle tamamladı sezonu. bu sezon hem de bir devrede üç kulvarda attığı golleri hepimiz biliyoruz. devamını getirebilirdi veya bir ihtimal takımda kalabilirdi ama yönetimin kararı ile sözleşmesi tek taraflı fesh edildi. gollerine fransa'da devam edeceğini düşünüyorum.
mesela hakan şükür; kral yine iyi direndi 35'ine kadar ama o sezon* ne oldu ise ligde tümü kafayla olmak üzere 4, avrupa'da 1* olmak üzere 5 golle tamamladı sezonu. istikrarsız ve verimsiz bir sezon geçirdi. sadece oyuna girer girmez hasan şaş'ın ortasında gençlerbirliği'ne karşı attığı golle dikkat çekti. bu sezon kral'ın galatasaray formasıyla 10 gol barajının altında kaldığı tek sezondu. 2007/2008 sezonunda eleştirilerin dozu değişmedi ama daha güçlü ve ikinci baharını yaşayan bir kral gördük. teknik direktörsüz kaldığımızda takıma liderlik ettiği gibi attığı gollerle şampiyonlukta büyük pay sahibi oldu ve zirvede bıraktı 9 numaralı formasını. son sezonunda ligde 11, kupada 1, avrupa'da ise 2 olmak üzere 14 gol attı. şampiyonluk maçımızı* da boş geçmedi.
örnekler çoğaltılabilir ama görünen odur ki birçok forvet oyuncusu seneler geçtikçe kağıt üzerinde yaşlanmaya alışma sürecinde zorlu sezonlar yaşamışlardır. bunlardan bir kısmı kefeni yırtarken bir kısmı etkisinden kurtulamayıp profesyonel futbol kariyerlerinin son yıllarını gençliklerine göre sönük ve mutsuz bir şekilde geçirmişlerdir.