geldiğinde sezon lise 3'e başlamıştım, kendi aramızda ulan ne iyi kaleci bulmuşuz diye konuşurduk. o zamanlar aklımın ucundan geçmezdi
mondragon sonrası muslera öncesi karanlık dönem diye bir tabir kullanacağımız, 2-3 sene takılır sonra bir üst basamağa atlar diye düşünürdük. şimdi bakıyorum, tam 14 yıl geçmiş bu düşüncelerin, konuşmaların üstünden. bize geldiğinde gencecik olan çocuk 40'a merdiven dayamış, "kiz arkadasim yok..bekar gayet mutluyum.." diyen adam 3 çocuklu mutlu bir ailenin babası olmuş. 14 yıla, 8 şampiyonluk ve tam 19 kupa sığdırmış. göklere çıkarılmış, çok başarılı olmuş, kaptan olmuş, ağır sakatlıklar geçirmiş, ıslıklanmış, hemen her şeyi yaşamış. en az 150 farklı oyuncuyla beraber parçalıyı giymiş, herkes gitmiş ama o kalmış. ne hikaye ama !
başarıların da başarısızlıkların da, formun da formsuzluğun da, iyi günlerin de kötü günlerin de başımızın tacıdır. sana en çok kızdığım, en çok sitem ettiğim dönemlerde bile içten içe seni çok seviyordum. sen olmasan, son 14 yıllık dominasyonumuz belki yine olurdu ama böylesine kuvvetli, bu denli istikrarlı olamazdı. galatasaray'dan bir muslera geçti, seni çok özleyeceğiz el capitán.