serdar ali çelikler başlığını görmem ile uğramayı borç bildiğim; değerli ezeli rakibimize gönül veren değeri muamma olan topluluktur.
öyle ki, tükiye'de iki büyük olduğu herkesin malumudur. biri değerli fenerbahçe iken öbürü canımız ciğerimiz galatasaraydır. diğerleri ise kumda oynar. (bkz:
beşiktaş) (bkz:
trabzonspor)
psikolojilerini anladığım bir garip güruhtur kendileri. lakin psikolojilerini anlamak, anlamsız tepkilere anlam vermek ile çok uzaktır.
bu camiadır ki playstation 2 çıktığı vakit en son şampiyonlar ligi'nde boy göstermiştir. uzun süredir şampiyon olamadıkları doğru olmakla beraber sonrasında şampiyon olmuş olup, uzun uzadıya fikirlerimi yazacağım bir husus nedeniyle bu arenada bulunamamışlardır.
çok sevdiğim, tribün dostumun bir lafı vardır: "fenerbahçelilik hastalıktır" der. ne gariptir ki pek yetkin, pek dolu kimseler de değerli rakibimize gönül vermiştir gerçekten de. fakat kaderin cilvesi olacaktır ki ne vakit futboldan bahis açılsa, çok yetkin, entelektüel açıdan pek dolu tanıdıklarımız fanatikler ise evvela akıllarını kaybetmektedir. sanırsınız ki az evvel aerodinami, insan hakları, siyasette popülizm üzerine konuşup pek çok değerli bilgi elde ettiğiniz kişi gitmiş, yerine rambo okan gelmiştir.
demem odur ki; galatasarayımız allah korusun bu duruma düşse idi, pek çoğumuz böyle olurduk. bu noktaya kadar psikolojilerini anladık ise de tepkilere anlam vermek mümkün değildir. saygı duymak en doğrusudur. saygı duyalım lakin unutmayalım ki değerli fenerbahçe düştüğü durum itibariyle pek çok destekçisini hasta etmiştir. bu yüzden fenerbahçelilik hastalıktır. maalesef öyledir; öyle olmasa idi rakibimizin güçlü olması sayesinde kendimizi geliştirmek zorunda kalırdık.
ezcümle, bu güruha mensup bir kimsenin spor hakkında ortaya koyduklarına gülerek yaklaşmak en doğrusu olacaktır.