• 927
    hocam, 3. dönem ve 4. dönem şampiyonlukları arasında öne çıkan oyuncular açısından fark var. 3. dönemin en önemli parçası orta saha oyuncuları iken (selçuk - melo) 4. dönemdeki şampiyonluklarda farkı yaratan hızlı kanat oyuncuları oldu. (rodriguez - onyekuru)

    4. dönemdeki bu durum normal değildi. takım da çok iyi değildi zaten. orta sahamız daha iyi olmalıydı. 4 senedir belhanda, n'diaye, seri veya n'zonzi iyi mi kötü mü diye tartışıyoruz.

    nitekim son bir ayda taylan - emre kılınç - feghouli orta sahası oynamaya başlayınca taraftarımız takımın en önemli parçası olarak tekrar orta sahaları görmeye başladı.

    https://anketinho.com/2147
    https://anketinho.com/2035
    https://anketinho.com/2068
  • 928
    hocam artık 2020-2021 sezonu için vurup geçme zamanı geldi. uzun zamandır şöyle rahat şampiyonluk yaşamıyoruz. ama bu sene bu şans ayağımıza geldi. dün 18 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçını kazanabilsek fener ile aramızdaki fark eksik maçı ekleyince 6 olmuştu ve haftaya başakşehir ile oynayacaklar.

    ama biz yine rehavete kapılıp tam vurup geçecekken yenildik. yine de maçın son dönemindeki reaksiyon umut vericiydi. bu yüzden bu maçı şanssız maçlar listesine ekleyelim.

    ama ligi koparma şansı tekrar elimize geçti. şöyle güzel bir seri yakalayalım. böylece mart'tan sonraki maçları hem sistemini tam olarak oturtmak için test maçları hem de genç oyuncuları takıma adapte etme maçları olarak kullanırsın. seneye avrupa'da daha iyi olmak için bulunmaz fırsat olur. artık konsantrasyon vakti.

    saygılar.
  • 929
    her daim yanındayız imparator. siz hepiniz biz fatih terim!

    "galatasaray benim için takımdan çok öte bir duygu, öte bir şey. yani bu sadece bir takım geldi size teklif etti ben de düşündüm durum iyi değil devre arası, diyecek bir şey değil. galatasaray benden görev istediği zaman ben hiç bir zaman kaçmadım, kaçamam da. diyorum yani, kariyerimi riske attım, bence çok fazla bir şey yapmadım çünkü kariyerimi zaten galatasaray'da yapmıştım. kazandığım yerde kaybetmek de beni çok fazla üzmez."

    "son sözüm; beni ben yapan, fatih terim'i imparator diye bağrına basan, iyi günümüzde de kötü günümüzde de daima yanımızda olan muhteşem galatasaray taraftarına."

    sevgili renktaş; moralin mi bozuk, canın mı sıkkın, endişelerin mi var, bu videoyu izle, imparator'un sözlerine kulak ver: https://www.youtube.com/watch?v=hutVGdwkLT4
  • 930
    sevgili çok saygıdeğer hocam,

    22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçında sahaya sürdüğün 11 ile benim gibi birçok galatasaray taraftarını çok üzdüğünü bilmeni isterim. çünkü her şey iyi gidecek gibiyken yine eski alışkanlıklarına döndün, iyi oynayan feghouliyi kanada, hiçbir şey yapmayan arda'yı 11e koydun. öyle bir kadro ki bu taraftar ne hissedeceğini şaşırdı. bu kadronun bir geleceği yok biliyoruz. bugün kazansak önümüzdeki üç hafta kaybedecek bunu da biliyoruz. işte bu yüzden bu takımı desteklemek isterken geleceği çöpe atıyor olduğumuz hissiyle kararsız kalıyoruz. evet biz destekleyeceğiz ama bu takımı garip hislerle destekleyeceğiz. gençlerden oluşan koşan takımını ne kadar severek, tüm enerjimizle desteklemişsek de bu takımı ise aynı oradan şüpheyle destekleyeceğiz.

    hocam lafın kısası bazen öyle bir kadro kuruyorsun ki tüm taraftarın modu düşüyor. iki gün önce twit atıp mesajı veriyorsun gaza geliyor herkes, bugüne gelince yüzümüzü düşüren kadroyu 11e koyuyorsun.
  • 931
    sayın hocam, "kazanan kadro bozulmaz" ile "kaybeden kadro sil baştan yapılır" arasında gidip gelmek dışında bir alternatif yok mu? mesela; rakibe göre kadro ve oyun planında kısmi değişiklikler yapılarak belli bir oyun düzeninde istikrar sağlamaya çalışmak gibi bir stratejimiz olamaz mı? kanatlarda daha dinamik ve içe kat eden oyuncular, merkezde ise daha yaratıcı oyuncular kullanınca hepimizi umutlandıran bir oyunun örneklerini görmüştük. 18 haziran 2020 fatih karagümrük galatasaray maçında bu oyun düzeni, emre akbaba ile arkasında oynayan ve sakatlıktan yeni dönmüş saracchi'nin yetersizliği nedeniyle aksamıştı. maç içinde bile buna çözüm bulmak mümkündü ama olmadı ve kaybettik. bir iki ufak değişiklikle bu oyun düzeninde istikrar kazanmak çok mu zor ya da anlamsız? görüyorum ki 22 aralık 2020 galatasaray göztepe maçı ile kanatlarda arda ve feghouli'nin olduğu eski düzene dönüvermişiz. umarım her konuda olduğu gibi bu konuda da bir bildiğiniz vardır.
  • 932
    saygıdeğer hocam,

    senin ağzından avrupa ile makas açıldı, daha da açılacak gibi söylemleri duymak beni ve bu takıma gönül vermiş milyonları hem üzüyor hem de hayal kırıklığına uğratıyor. sen değil miydin euro 96 elemelerine son torbadan girip milli takımı avrupa şampiyonasına götüren? sen değil miydin bir elin parmaklarını geçmeyen yabancı oyuncuyla futbolda ilk ve tek avrupa kupasını getiren? o zamanlar makas daha mı az açıktı mesela? uefa kupası için kimse şans vermezken final maçından önce soyunma odasında çıkıp topunuzu oynayacaksınız ve kazanacaksınız diyen de mi sen değildin? bunun gibi bir sürü örnek varken ve bu başarılara en yakından şahitlik ederken, hocam senin avrupa’yla makas çok açıldı kabullenişini ben kabullenemiyorum. her ne sebeple olursa olsun senin takımının şampiyonlar liginin en az koşan 3-5 takımından biri olmasını da kabul etmiyorum. rakip kadar mücadele etmeden makas çok açıldı demek sorunu farklı yerlerde aramaktan başka bir şey değil maalesef. evet belki günün sonunda her şeye rağmen başarısız olacağız, evet makas gerçekten açılmış da olabilir ama en azından denemeden koşullanmış başarısızlığı kabul etmeyeceğiz.
  • 933
    sayın hocam, sana haksız verilen o 5 maçlık cezaya karşı göstereceğimiz en büyük yanıt bu mevcut erkin rüzgarını arkasına almış camiaları sahada eze eze yenmek olacaktır.

    taraftar olarak arkandayız imparator hocam.
    oyuncularımızı gerektiği gibi motive edeceğinden ve bu gece zaferlerimize bir yenisini daha katacağımızdan zerre şüphem yok.

    (bkz: 26 aralık 2020 trabzonspor galatasaray maçı)
  • 934
    efsanemizsin hocam, başımızın üstünde yerin var, kadromuz eksik, seyirci yok vs. hepsine tamam da;

    - bu takım duran toplarda yıllardır çok kötü,

    - bu takımda neredeyse kimse uzaktan şut çekmiyor,

    - bu takım kapalı savunmaları aşamıyor,

    - bu takım b planı yokmuş gibi oynuyor,

    - bu takım statik oynuyor,

    - bu takım her rakibe karşı aynı anlayışla çıkıyor,

    - bu takımda yaratıcılık yok,

    ... ve daha da önemlisi...

    - bu takım daha sadece 15 gün önce oynadığı 20 aralık 2020 fatih karagümrük galatasaray maçında yaptığı onca hatadan zerre ders çıkarmamış gibi oynadı bugün. o maçta yapılan o kadar hata hiç mi önemli değildi?

    bunların suçlusu kim hocam? biz miyiz?

    (bkz: 5 ocak 2021 konyaspor galatasaray maçı)
  • 935
    değerli hocam,
    biliyorum yalnızsın, seni korumakla, konfor alanı yaratıp daha rahat çalışmanı sağlayacak bir yönetimimiz yok. ama senden rica ediyorum, maçlarda kendini attırma. ceza almaya yönelik davranışlarda bulunma lütfen.
    sen kenarda olmayınca olmuyor hocam, yeneriz yeniliriz ama sinirlerine hakim ol hocam, kafanı futbola verdiğinde neler başardığını herkes çok iyi biliyor.
    kendine iyi bak hocam, seni seviyoruz.
    saygılar.
  • 936
    hocam saygılar;
    ligin en pahalı kadrosuna sahip olunmasına rağmen, yetmezmiş gibi 3 senedir takımın başında olup en oturmuş teknik ve oyuncu kadrosuna sahip olunmasına, yani hakkaten bir oyun aklı oturtulmaya çalışılsa en kalas oyunculardan bile sağlam bir takım çıkartabilecek zaman geçmiş olmasına rağmen, öyle şampiyonlar ligi maçları filan da değil, ligin tamamı senden ucuz kurulmuş takımlarından hem de yeni kadro ve teknik heyet kurmuş ekiplerine karşı bile varlık gösteremediğin maçlardan sonra; nasıl oluyor da “bu kadro ile bu kadar” goygoyu çevirilebiliyor? bu kadarı senin talebin olamaz sanırım...
  • 937
    sayın hocam;

    -bugün şu kadar yerli futbolcu oynattık, artık yabancı mevzuu da kalkar ortadan
    -avrupa ile makas çok açıldı
    -şapkadan tavşan çıkardık

    bunları bırak hocam. senin şanına yakışmıyor bu cümleler. makas açılsa da sen söylememelisin. o makaslar 2000’de de açıktı ama bir kez bile dillendirdiğini hatırlamıyorum. yerli yabancı oyuncu mevzusunu da fazla dillendirme bence. kim ne karar alırsa alsın sen sahaya odaklan. şapkadan tavşan çıkardık gibi kendini övücü cümleler değerini düşürüyor. bırak onu başkaları söylesin.

    kendini motive etmek istiyorsan bir avrupa kupasına odaklan. ama onu da dillendirme. sessiz ve derinden yürü.
  • 938
    sayın hocam;

    futbolun tıpkı para gibi iki yüzü vardır. hücum ve savunma. hücum ve savunma dengesi bozuk takım, asit-baz dengesi bozuk vücut gibidir ve arızaya yol açar.

    takım kurarken bu dengeye çok dikkat etmek gerekir. tabii ki rakibin gücüne göre hareket edeceksin bu dengenin dozunu rakibe göre oluşturacaksın ama takımın da genel bir dengesi olacak.

    dünkü maçta (bkz: 9 ocak 2021 galatasaray gençlerbirliği maçı) denge hücum lehine aşırı bozulmuştu. belki gençlerbirliği hücumda yetersiz boşver demiş olabilirsin ama bu diğer maçlarda aleyhimize sonuç verebilir. çünkü takımın oyun ezberi çok önemlidir. hücum-savunma (önce hücum diyorum çünkü denge hücum lehine olmalı kanaatindeyim) ezberini ve dengesini bozmak da diğer maçlarda aleyhimize olabilir. (örneğin haftaya oynayacağımız beşiktaş maçında aleyhimize sonuç verebilir.)

    sporcuların vücutlarındaki asit-baz dengesini (bilimsel olarak denge 7,35-7,45) asit lehine bozarsan erken yorulurlar, hatta sahada yürürler. çünkü laktik asit bırakmaz ki koşsunlar. baz lehine bozarsan oyun disiplini bozulur laubalilik artar. işte takımdaki hücum-savunma dengesi de böyledir. denge hücum lehine aşırı bozulursa rakip pozisyonlar ve goller bulabilir, savunma lehine bozulursa gol bulmakta zorlanırsın. bilimsel araştırmalar, sporculara son dört günde (yani maça dört gün kala) bazik beslenmeyi öneriyor ki bu çok doğrudur.

    işte bu nedenle, takımdaki oyuncuların hem teker teker hücum-savunma özellikleri hem de takım olarak hücum savunma dengesi çok iyi hesaplanmalı. rakip zayıfsa bu denge 60-40 bile olabilir ama rakip güçlüyse bu denge 55-45 aralığında olmalı. hatta rakip avrupa’nın ikinci kategorisinden bir takımsa bu denge 50-50 olmalı. birinci kategorileri için 45-55 uygundur.

    bu ne demek şimdi diyen olacaktır. bu şu demek: her oyuncuya 100 üzerinden hücum ve savunma özelliği puanlaması yaparsın. örneğin arda’nın hücum özelliği 80, savunma özelliği 20’dir. taylan’ın hücum özelliği 50, savunma özelliği 50’dir. belhanda’nın hücum özelliği 80, savunma özelliği 20’dir. tabi bu puanlamayı tamamen o futbolcunun mental, fiziki ve teknik özelliklerine göre teknik ekip yapacak. benim görüşüm bu ama bir başkası çıkıp farklı puanlamalar yapabilir.

    şimdi bu puanlamaya bakarsak dünkü maçta; şener 35-65, donk 30-70, marcao 35-65, emre taşdemir 40-60, taylan 50-50, emre akbaba 80-20, belhanda 80-20, arda 80-20, oğulcan 75-25, diagne 90-10 sonuç hücum 595 savunma 405. yani yüz üzerinden denge 60-40 hücum yönünde. bu durumda etkili forvetleri olan her takım kolay goller ve pozisyonlar bulabilir. eğer emre akbaba, şener, arda ve belhanda %10 daha savunma özellikleri yüksek oyuncular olsaydı çok ideal bir kadro olurdu. (bu futbolculara gerektiğinde %10 daha fazla savunma oynamayı öğretmek mümkün ve bu antremanla sağlanabilir)

    bizim ülkemizdeki takımlara karşı denge, bence birinci kategori takımlar için 53-47 hücum lehinde, ikinci kategori takımlar için denge 57-43 yine hücum lehinde olmalı. 60-40 ile 57-43 arasında ne fark var diye sorulabilir. birinde 20 puan diğerinde 14 puan fark var. ikisi arasında da 6 puan fark var. altı puan da savunma güvenliği için çok önemlidir. dünkü maçta 30. dk’ya kadar verdiğimiz üç pozisyondan birisi gol olsa gençlerbirliği belki de direnç kazanacaktı.

    ayrıca bu dengenin defans, orta saha ve forvet bölgelerinde de kendine has özellikleri vardır. hatta rakip takımın özelliklerine göre mevki mevki dengeleri vardır. örneğin sağ beki ve sağ açığı güçlü olan bir takıma karşı dengeler farklı oluşturulmalıdır. yine savunma ve hücum kaliteleri vardır. örneğin bir futbolcu hücum özellikli olabilir ama dağınık olabilir. bu da hücum kalitesini düşürür. savunma özellikli olabilir ama kontrolsüz olabilir. (örn, serdar aziz) bu da savunma kalitesini düşürür.

    bu iş böyle uzar gider ve içinden de ancak kuantum bilgisayarı ile çıkılabilir. yani bu hesaplamaları ancak bilgisayarlarla yapabilirsiniz. ben işi bu kadar karmaşık hale getirmeden diyorum ki hücum-savunma dengesini oluştururken futbolcuların özelliklerini iyi analiz etmek gerek. hatta futbolcu transfer ederken bile bu açıdan değerlendirme yapmak gerek.

    son olarak, rakibe göre futbolcundan, o maça özel olmak üzere hücum-savunma dengesinde biraz oynama yapmasını, örneğin savunmayı ya da hücumu biraz artırmasını da isteyebilirsin. hatta antremanlarda bunu öğretebilirsin. örneğin emre taşdemir’e savunmada daha dikkatli olması için, rakibi döndürmeden nasıl baskı yapacağını, ceza alanı içinde ve yakınlarında, el-kol-ayak kontrolü ile nasıl hareket edeceğini özel antremanlarla öğretebilirsin. çünkü emre taşdemir belli ki hücum yönünde bayağı gelişmiş, aynı gelişmeyi savunmada da yapabilir. diğer futbolcular için de geçerli bunlar.

    not:puanlama sistemi tamamen benim düşündüğüm bir sistem. herhangi bir bilimsel araştırmaya dayanmıyor ama belki araştırılsa faydalı olur. nasıl ki elon musk, kuantum bilgisayarı sayesinde roketlerini sorunsuz dünya’ya döndürmeyi başardı (böylece falcon-9 roketini defalarca kullanma imkanı elde etti) futbolda da belki bu yöntemle rakibe göre nasıl bir takım kuracağını, hangi futbolcularını tercih edeceğini daha kolay tespit edebilirsin. yani diyorum ki en kısa zamanda bir kuantum bilgisayar edinmeli galatasaray. 20 qbit’lik olsun yeter.
  • 939
    hocam röportajında açık açık irfancan kahveci'yi istiyorum, hatta edin visca'yı istiyorum dedin.

    al bak çıkan haberlere.
    https://twitter.com/...007763704324098?s=19

    --- alıntı ---
    başakşehir, irfan can kahveci için galatasaray'dan 14 milyon euro bonservis istedi. (dha)
    --- alıntı ---

    yani hocam öyle istiyorum deyince ne bekliyordun, ellerinde güllerle bizi kapılarında mı bekleyeceklerdi?
    adamlar bizimle dalga geçmek için fincanlı, kahveli tweet atıyorlar.

    yıllardır bu ülkede yaşayan, çalışan futbol adamısın; sanki ülkenin dinamiklerini bilmeyen yabancı bir teknik adam gibi medyaya demeç verip ite köpeğe malzeme veriyorsun.

    amacın yönetime gözdağı vermek ise eğer bunun başka usulü de vardır, sen bizden daha iyi bilirsin elbette.
    yok gerçekten de bu 2 oyuncuyu istiyorsan da çıkart cebinden 3-5 milyon euro da alsın yönetim.

    sanki 5+3 yabancı sınırlaması varmış gibi bir tutturdun irfancan da irfancan.
    dünyada başka orta saha oyuncusu mu kalmadı güzel hocam?

    tüm bunları mustafa cengiz yönetimi'nin misyonunu doldurduğuna inanan bir taraftar olarak, senin yanında duran bir galatasaray aşığı olarak söylüyorum hocam.

    gel vazgeç şu irfancan isminden, hele hele o kahve fincanı tweetinden sonra şu devlet destekli belediye kulübüne para kazandırma konusuna benim gönlüm asla razı gelmiyor.
  • 941
    içimdekileri anlatabileceğimi bilsem uzun uzun yazma yolunu tercih edicem ama biliyorum ki anlatmama yetecek kelimelere sahip değilim. dediğin gibi biz bize kaldık. yine biz bize yürürüz bu yolda. ne yönetimler ne de kulübü kendi malı sanan oluşumlar. hep söylediğin gibi bu sefer sen koy elini kalbine ve bu saatte bile seni düşünen milyonları hisset. senin canın sağ olsun ama bizimle olsun hocam. sözümüz ömürlük olsun hocam. ellerinden öperim.
  • 944
    canım hocam,

    herkes gider biz kalırız. biz galatasaray’ız. galatasaray biziz, sizsiniz. elini hiçbir taşın altına koymayanlardan ne yoldaş olur ne de beraber yol alınır. bizim, galatasaray’ın yolu uzun. yalnızlık yok hocam, daha kalabalık bir biz olacağız. halatı yine hep beraber tutacağız. sizi çok seviyoruz, gönlünüzü ferah tutun. her şey güzel olacak!
App Store'dan indirin Google Play'den alın