türk futbolcular ile döviz üzerinden anlaşma yapma devri kesin olarak bitmelidir.
54
az önce 5,80 ile sanırım tüm zamanların rekorunu kırdı. bu şekilde kur varken nasıl transfer yaparız, yaptık diyelim nasıl öderiz bilmiyorum. gelirlerin büyük kısmı tl giderlerin büyük kısmı euro. yakında tüm kulüplerin kapısına kilit vururuz gibi.
55
futbol piyasası euro ile yürürken, euro bu seviyelere çıkıyor ve çıkmaya da devam ediyorsa sözün bittiği yerdeyiz.
56
ülkenin yarısından fazlası bu euro kuru'ndan memnun olduğuna göre umurumda olmayandır. yeterince başkaları daha iyi yaşasın diye üzdüm zamanında kendimi. en kötü bağ bahçeye domates biber eker karnımı doyururum bu saatten sonra lüks beklentim yok. emekli, işçi, asgari ücretli halinden memnunsa bana susmak düşer.
57
ülkenin yarısı bu kurdan memnun filan değildir. seçim gecesi dönen pazarlıkları, muhalefet kanadından verilen tavizleri çok değil 2-3 seneye öğreniriz.
yalnız akp cidden çok akıllı bir parti. muharrem'e bir "adam kazandı" bir de "çalmışlardır ama o kadar da değildir" dedirtti, herkes dahil olduğu ekonomik sınıfa ve kendi halkına yabancılaştı. herkes yöneticileri değil birbirini suçluyor.
şimdi döviz uçsa, devalüasyon olsa, ülke batsa alt sınıf örgütsüzlüğünden ses çıkartamıyor, orta sınıf "bana ne yea mustahak" diyor (çünkü kendisinin krizden etkilenmeyeceğini sanıyor), üst sınıfın ise keyfi tıkırında. çünkü devlet aygıtı komple özel sektöre peşkeş çekilerek ortadan kaldırılmış, devletin jandarmalık görevinden başka hiçbir işlevi kalmamış durumda. tam bir islam soslu liberalizm yaşıyoruz.
58
görünen o ki beceriksiz başkanlardan, galatasaray'ın çıkarlarını savunmayan yöneticilerden, sırtımızdan para kazanan menejerlerden sonra düşen galatasaray'a bir tekme de ülke ekonomisi vuracak.
galatasaray'ın geleceği çalınıyor. bizim geleceğimiz çalınıyor.
59
ülke batıyor.
ekonomik krizde birçok şirket iflas edecek. trezeguet'e 5.8 milyon vermek (35 milyon tl) çılgınlık olur.
hatta kulübünü seven herkes birkaç oyuncunun iyi bir fiyata satılmasına ve altyapı/ucuz oyuncularla yola devam edilmesini ister.
krizi fırsata çevirmek buna deniyor. umarım -50 milyon euro ile daha kapattığımız bir sezon daha olmaz.
bunun telafisi olmaz zira. euro eskisi ibi 2.4 tl değil.
transfer politikasını doğrudan etkileyecek kur. tek seçenek kaliteli yabancı futbolcuları kiralamak ve bonservisi elinde isimlere yönelmek.
çöp yerlilere mobing uygulayarak tl ile maaş almalarını sağlamak da mühim. bana kalsa hepsine toprak sahada antreman yaptırıp yıldırırdım.
61
ilgi alanımız içerisinde bakarsak türk lirası karşısında yükseldikçe şampiyonlar liginin önemini arttırmaya devam eden kur. aynı durum yurtdışı merkezli firmalarla yapılabilecek sponsorluk anlaşmaları için de geçerli. onun için de prezentable bir yapı oluşturup dışarıya karşı iyi sunumlar yapabilmek gerek. tabi pazar olarak ülkenin durumunu da aynı şekilde iyi sunabilmek gerek...
62
mevcut durum devam ederse -ki edeceği aşikar- avrupa kupalarından elde edilecek gelir hem avrupaya tutunup devamlılığımız açısından önemli hem de ligde bir fark açma durumu için önemli. ligde euro geliri olarak diğer takımlardan üstün kaldığımızda rekabet edebilmeleri çok zor hale gelecektir. bu sezon (bkz: 2018-2019 sezonu) avrupada ve ligde hiç olmadığı kadar sıkı mücadele etmemiz lazım. telafisi olmayan bir yıl olacak.
63
transfer politikamizi tamamen degistirebilecek seviyelere gelmis turk lirasinin degerinin yerlere dustugunu gosteren doviz kuru.
arkadaslar, euro yukselmiyor, turk lirasi dusuyor malesef.
64
üretmeyen bir ülke olduğumuz için mevcut 5.80 seviyesi an itibarıyla tarihin en yüksek eu kuru olsa da rahatlıkla söyleyebilirim ki bu daha iyi günleri.
peki ne etkili bu döviz kurlarının tavan yapmasında? devletin tüm gelir getiren kurumları özelleştirildi. çoğu yabancılara. evet vergi alıyosun bu doğru. ama her ay ödediğin telefon faturası, digitürk, dsmart faturası, banka kredilerin yurt dışı yatırımcıya gidiyor. yani ülkeden sürekli bir tl çıkışı var. paranı içeride tutamıyorsun.
paranın yurtdışına çıkması iyi midir? üreten bir ülkeysen iyidir. çünkü karşılığında döviz girer ülkene. ama biz çiftçiye tütün ve şekerpancarı ekmeyi yasaklamakla başlayan süreçte, zaten yetersiz olan üretimimizi komple yok ettik. malesef türkiye şu anda tam anlamıyla dışa bağımlı bir ülke haline gelmiştir.
bu nedenle yabancıların memleketteki tl'yi komple çekmek gibi bir lükse sahip olmalarının yanısıra dövizi de ülkenden çekebilirler. peki ne kadar dayanabilirsin? işte tüm rezervlerin kaç ay yeterse. dolayısıyla artık stratejik ülke çıkarlarını koruman da mümkün değil.
üretim ekonomisine geçmek? malesef o da mümkün değil. en azından vatandaşa büyük yokluk yaşatmadan. çünkü kimse elindeki balığı kaçırmak istemez. üretmeye başladığın anda ekonomine müdahale ederler.
velhasıl şu saatten sonra demokrasi, laiklik gibi kaygılar bir yana sanıyorum artık özgür bir ülke değiliz.
tabi bu zihniyetin senelerdir süren futbola yansıması da kulüpleri ne hale getiriyor gördük. içeride anlamsız dayatma ve yasaklar ile saçma bir karaborsa ekonomisi, olmayacak malların fiyatının olmayacak rakamlara çıkması... sadece isteyen, başarı anlamında fedakarlığa hiç hazır olmayan bir taraftar... tamamıyla bir tüketim çılgınlığı. sonuç ortada. bir ülkede mesela dordmund batıyorsa bu kötü yönetildiği anlamına gelir. ama o ülkede tüm lokomatif kulüpler batıyorsa kötü yönetimden değil, işlemeyen bir sistemden bahsedebiliriz. nitekim dordmund battı. peki nooldu? sistem işlediği için 4-5 senede toparlandı adamlar.
inşaat sektörü krizde diyorlar. ben söyliyim nah krizde. inşaat sektörü krizde olsa sistem işler, 3-4 senede çıkarır o krizden inşaat sektörünü. bizde sistem çöktü. ülke komada ve malesef acil müdahale gibi bir kaygımız da yok.
65
gelinen şartlarda yabancı futbolcularla tl üzeri anlaşma yapmak çok zor. kabul ettiremezsin. adam tüm harcama ve yatırımlarını yurtdışına endeksliyor. yani iki sene oynayıp gidecek adam, daha gelişmiş ülkelere nazaran değersiz bir para birimiyle anlaşma yapmaz.
euro üzeri maaş isteyen yerli futbolcularla da, anlaşma tarihine sabitlenmiş döviz kuru ile tl üzerinden mutabakat sağlanmalı. daha önce olmuştu diye hatırlıyorum.
66
yükselmesi, kulüp bazında giderlerimizin arttığı , gelirlerimizin de azaldığı anlamına gelen ekonomik gösterge. kulüplerimizin uzun yıllardır uyguladıkları yanlış transfer politikalarının sonucu olarak en büyük gelir kapısı taraftarken, taraftarın da geçim derdine düşmesiyle birlikte, içinde bulunulan sıkıntılı durum iyice sarpa saracaktır. bozulan ve telafisi için hiçbir üretim mekanizmasının geliştirilmedigi - bu konuda en ufak bir kaygı bile yok - ülke ekonomisi , futbol olarak da zaten zor zamanlar yaşadığımız dönemde daha da zor zamanlar yaşayacağımızın habercisi. amacım felaket tellallığı yapmak değil ama görünen köy de uzakta değil.
67
uefa'nın bize koyduğu 50 milyon €'dan fazla zarar edemezsin kriterinden sonra yükselmesi lehimize bile olabilir. **