2 ocak 2021 galatasaray antalyaspor maçındaki sonuçtan bağımsız olarak yazıyorum. kendisini aldığı 1 puan için tebrik ederim. kazara 2-0 kazanabilir veya ilk yarının sonunda ya da 80. dakikada buldukları pozisyonlardan biri gol olup 0-1 kaybedebilirdik de. olabilir, olacak. fakat bu kadar özünden uzaklaşması gerçekten de çok acınası olan teknik adam. oynattığı futbolun 2002-03 sezonu gençlerbirliği dışında bir numarasını görmedim. kendisinin gerek zihin yapısı gerek futbol tarzı benim anlayışıma çok uzak; ama yine de yıllardır piyasada olan, belli bir saygınlığı olan biriydi.
takımı geçen hafta
* hatayspor'a evinde 6 golle kaybedince ciddi anlamda travmatize oldu. sempatiyle yaklaşıp, bir miktar ürkek olmasını anlayabiliriz. ama sen antalyaspor'sun. 20-30 milyon taraftarın yok, 100 milyon euro bütçen yok, arkandaki beklenti belli. ilk 10'a girsen kralsın zaten. yenildin bitti gitti. hataylı forvet madeni buldu yarım saatte fişini çekti gitti. olur böyle şeyler. ama görüyoruz ki son fenerbahçe deneyimi kendisine hiç iyi gelmemiş. o psikolojiden çıkamamış. bir de hatay hezimeti yaşayınca adamın tüm dna'ları tek tek ultraviyole ışınına maruz kalmış adeta. korner (iyi çalıştıysan çeyrek penaltı sayılır) atarken zaman geçiren bir takım, hayatımda ilk kez gördüm. hele veysel'in biz son dakikalarda yarı sahadan frikik atarken kaka çuvalı gibi yere yığılışını ve sonra top hareketlendiğinde zıpkın gibi geri kalkışını (çabuk kalktı dikkat edersen) görünce, başkası adına utanmakla kahkahalarla gülmek arasında teke zortlatması oynadım 1-2 saniye. kırk haftalık lig hocam, yenil, telafi edersin. zaten kafadan 0 yazmadın mı antalya'dan gelirken. bunlara ne gerek vardı.