337
o gün okula galatasaray atkısıyla gitmiştim. ilkokul 4tüm. sadece ve sadece 10 yaşında olan bi çocuğun kalbi yerinde değil taşacaktı resmen. derken dersler bitti ve babamın iş yerine gittim. para istedim, akşama kadar arkadaşlarla oturup maçı konuşacaktık, kafeye gidip tüm gazeteleri okuyacaktık. saatler geçmiyordu, akreple yelkovanın hareketi sanki durmuştu. maç saati sanki kıyamet anıydı. dünya duracak ömür bitecek gibiydi. 10 yaşında bir çocuğa bile bu kadar hissettirebiliyorsa sevgisini, varın siz düşünün bu takımın büyüklüğünü. akşam oldu. her avrupa maçını izlediğimiz aile dostumuzun evine gittik. hanımlar sofrayı hazırlarken erkekler maç muhabbetine daldı. o zaman kimselerde forma bulunmuyor kolay kolay ama evde bir çok atkı ve forma var. ben televizyonun önünde ezbere bildiğim 11'imizin acaba bugün nasıl oynayacağını hayal ediyordum. maç başladı. arif kaçırdı hakan şükür kaçırdı ben kahroldum.adams topu dışarı vurdu yüreğim pır pır etti. "baba" dedim "baba alacağız değil mi?bugün ağlamamız sevinçten olsun lütfen baba" dedim. 2 gün öncesi doğum günümdü ve ben o çocuk aklımla doğum günümde belki gelirler diye futbolculara davetiye yazmıştım ama annem içimdeki o hevesi "oğlum danimarkaya gidecekler gelemezler yanına" diye köreltmişti. içimden olsun bugün kupayı kazanın da doğum günü umrumda değil isterseniz bir ömür görmeyeyim yeter ki kazanalım diyordum.o 120 dakikada sanki 5 10 yaş daha olgunlaşmıştım artık bana bakıp çocuk ne kadar üzülüyor demesinler diye poker face triplerine girmiştim ama boynumdaki atkıda dişlenmedik yer bırakmamıştım. maç bitti ve penaltılara geçildi.sadece penaltı mı? çocukluk kahramanlarım belki de gördüğüm en önemli müsabakada ülkemi temsil ediyorlardı ve ben yerimde duramazdım. izleyemedim ilk penaltıları. odadan gelen seslerle yetindim. popescu topa gelirken gözümün önünden tüm sene geçti. emeklerimizin karşılığını alma zamanıydı, 4 yılın ekininini biçilme zamanıydı. vurdu ve gol oldu. inanılmaz yok böyle sevinç. her birimiz ateş topuyduk evde.dışarı ne ara çıktık ne ara hepimiz konvoya katıldık ne ara eve geldik. şu an bile hiç bir şey hatırlayamıyorum. 12 sene deil 12 asır geçsin bu mutluluğu içimizden atmaya yeter mi? hatıralar hafızalardan silinir mi? öyle şeyler yaşadık ki o gece uğrunda ölmeye değer...