27
18 eylül 1976'da, bento ribeiro'da doğdu. oldukça fakir bir rio de janeiro mahallesi olan bu yerde ronaldo'nun yetenekleri 14 yaşında kendisini izleyen ünlü eski milli oyuncu jairzinho tarfından keşfedildi ve cruzeiro alt yapısına kazandırıldı. ronaldo genç yaşında minas gerais state championship te 14 maçta attığı 12 golle herkesin dikkatini çekti.
kariyerinin uçmaya başladığını daha dün gibi hatırlıyorum.barça'nın belki de hayallerde görülebilecek ütopiklikteki santraforuydu.
20li yaşlarının başında olmasına rağmen sanki futbolun yaratıcısı kendisi idi. arkasında figo,luis enrique,rivaldo,guardiola gibi hayvani yetenekler olması onun için çok da büyük bir avantaj anlamına gelmiyordu.çünkü topu sahanın neresinden alırsa alsın, o akıl almaz dripling yeteneği ile ortalığın tozunu atıyordu. gerekirse golünü atıyor, gerekirse asistini yapıyor. uzaktan atıyor, çaprazdan,kafayla,voleyle,ayağının dışıyla,içiyle her türlü muazzam işler yapıyordu. onun için fiziksel olarak imkan el veren her mesafe gol atmak için uygundu. uygun değilse bile uydururdu. 1976-77 doğumlu golcülerin dünya futboluna damgasını vuracağını o zamanlar ön görüyordum. fakat ronaldo'nun eşsiz yeteneği bu kervanın en dışında ve açık ara önde duruyordu.
o kervanda ingiltere'de henry ve anelka, italya'da shevchenko ve christian vieri, hollanda'da nistelrooy,ispanya'da raul gonzalez gibi santraforlar bulunuyordu. eidur gudjohnsen ile beraber psv forması giydiği yıllarda 45 maçta 42 gol kimi saçma sapan bir ortalama yakalayınca kendisini ispanya'da bulmuştu.
80'lerde doğan futbol severleri çok heyecanlandıran isimlerdi bunlar ama ronaldo'ydu o bambaşkaydı.
akıl almaz çalımları, bacak hareketlerindeki sürati ile gözleri bozuyordu. zaten fizik kurallarını alt üst etmesine sonunda kader izin vermedi.dizinden yaşadığı sakatlık bir türlü yakasını bırakmadı. inter'e gitti, iyileşip oynadığı zaman o eski performansının çeyreğiyle bile gol kralı oldu. fakat yine azılı sakatlık peşini bırakmadı. dizinden sayısız ameliyat oldu. real'e gitti iyileşti ve yine yarım performans ile ispanya'yı salladı, gol krallığına ulaştı.brezilya milli takımıyla katıldığı her turnuvada gol kralı olmayı başardı. fransa 98'in son maçında kendisine neler yapıldığı hala bilinmez. zira o maç ronaldo kendi oyununu oynasa ne fransa kalırdı ne zidane...
dizinden yaşadığı sakatlık son 3 senedir onun futbol oynamasına müsade etmiyor ama geçenlerde corinthians' formasıyla tekrardan sahala döndüğüne şahit olduk. ve evet ronaldo hala atıyor, çeyreğiyle bile oynasa,hala eşi bulunmaz bir maden. hala futbolun en önemli safiri.
ronaldo markasının sahibidir.
kariyerinin uçmaya başladığını daha dün gibi hatırlıyorum.barça'nın belki de hayallerde görülebilecek ütopiklikteki santraforuydu.
20li yaşlarının başında olmasına rağmen sanki futbolun yaratıcısı kendisi idi. arkasında figo,luis enrique,rivaldo,guardiola gibi hayvani yetenekler olması onun için çok da büyük bir avantaj anlamına gelmiyordu.çünkü topu sahanın neresinden alırsa alsın, o akıl almaz dripling yeteneği ile ortalığın tozunu atıyordu. gerekirse golünü atıyor, gerekirse asistini yapıyor. uzaktan atıyor, çaprazdan,kafayla,voleyle,ayağının dışıyla,içiyle her türlü muazzam işler yapıyordu. onun için fiziksel olarak imkan el veren her mesafe gol atmak için uygundu. uygun değilse bile uydururdu. 1976-77 doğumlu golcülerin dünya futboluna damgasını vuracağını o zamanlar ön görüyordum. fakat ronaldo'nun eşsiz yeteneği bu kervanın en dışında ve açık ara önde duruyordu.
o kervanda ingiltere'de henry ve anelka, italya'da shevchenko ve christian vieri, hollanda'da nistelrooy,ispanya'da raul gonzalez gibi santraforlar bulunuyordu. eidur gudjohnsen ile beraber psv forması giydiği yıllarda 45 maçta 42 gol kimi saçma sapan bir ortalama yakalayınca kendisini ispanya'da bulmuştu.
80'lerde doğan futbol severleri çok heyecanlandıran isimlerdi bunlar ama ronaldo'ydu o bambaşkaydı.
akıl almaz çalımları, bacak hareketlerindeki sürati ile gözleri bozuyordu. zaten fizik kurallarını alt üst etmesine sonunda kader izin vermedi.dizinden yaşadığı sakatlık bir türlü yakasını bırakmadı. inter'e gitti, iyileşip oynadığı zaman o eski performansının çeyreğiyle bile gol kralı oldu. fakat yine azılı sakatlık peşini bırakmadı. dizinden sayısız ameliyat oldu. real'e gitti iyileşti ve yine yarım performans ile ispanya'yı salladı, gol krallığına ulaştı.brezilya milli takımıyla katıldığı her turnuvada gol kralı olmayı başardı. fransa 98'in son maçında kendisine neler yapıldığı hala bilinmez. zira o maç ronaldo kendi oyununu oynasa ne fransa kalırdı ne zidane...
dizinden yaşadığı sakatlık son 3 senedir onun futbol oynamasına müsade etmiyor ama geçenlerde corinthians' formasıyla tekrardan sahala döndüğüne şahit olduk. ve evet ronaldo hala atıyor, çeyreğiyle bile oynasa,hala eşi bulunmaz bir maden. hala futbolun en önemli safiri.
ronaldo markasının sahibidir.