• 13309
    17 aralık 2019 tuzlaspor galatasaray maçından beri sözlükte homofobi üzerine bir tartışma olduğu doğru. bir tanesini ben ihbarladım. oraya da yazdım, her ne kadar bahsettiğim entry benim nazarımda homofobi olsa da kağıt üstünde yazılabilir olabilir. kontrol edilip bir kaç kişinin fikri gerek. bunun dışında kafamı toplayabilsem ben de uzuncana bir yazı yazıp bu tartışmanın bir parçası olmak istiyorum. şuan "sporda homofobi" başlığına yazacak kafa açıklığına ve zamana sahip olmadığım için burada "hırsızın hiç mi suçu yok?" cümlesini tartışalım.

    gerçekten bir hırsızlık mizanseni çizelim. bir hırsız siz yolda yürürken çantanızı çaldı. hırsız da kürtçe konuşmaya başladı. siz de dudunuz ve hırsızın bir kürt olduğuna karar verdiniz. arkasından da siz bağırdınız a... kürdü yada pis kürtler diye bağırdınız. soru çok basit. irkçı mısınız? istediğiniz kadar kendinizi savunun, ırkçısınız. siz karşınızdakinin canını yakmaya çalıştınız ve tamamen konteks dışı bir şekilde karşınızı ırkından vurmaya çalıştınız. peki konuyla alakasız civan'ın suçu ne. hatta hırsızın suçu ırkçılıkla karşılaşmasına nasıl sebebiyet verebilir? bir azınlığa mensup olmanız nasıl uhrevi bir şekilde sizin mükemmel biri olmanıza ihtiyaç duyar? sizin ırkçılığınız, hırsızın kötülüğünden ve hırsızlığından bir gram götürmüyor merak etmeyin. ama çantanızın çalınması da kalbinizdeki kötülüğü bir gram azaltmıyor.

    buradaki ırkçılık yerine istediğiniz bir ayrımcılığı koyabilirsiniz. denemek bedava. yani ırkçılığınızda, homofobinizde veya her nasıl insanları ayrıştrıyorsanız onda hırsızın hiç bir suçu yok. bu tamamen sizin kim olduğunuzla alakalı bir durum. bu arada dün akşamdan beri olan homofobinin eleştriyle bir alakası yok. dün akşamdan beri gökhan çıraya hakaret edilmek isteniyor. (hakareti hak edip hak etmediği konumun dışında.) ibne diyemediği için de hakaretini 1 paragrafa sığdırıyor. böylece homofobik hakaretler edip karşısındakinin canını yakmaya çalışıyor.

    buna olur veriyorsak yarın bir gün bir aspergerli sağ bek bizim sol kanat oyuncumuzla kavga ettiğinde de otizm ile dalga geçerek o sağ beki eleştirelim isterseniz. hiç hoşuma gitmeyen bir yaklaşım olacak sıradaki cümle ama... herkesin en az 1 özelliği dünyanı 1 veya daha fazla bölgesinde farklılıktır. dikkat edin de kimse sizin farklılığınızla dalga geçerek sizi eleştirmesin.

    normalde uzunca yazmayı planladığım hatta zaman bulursam bir iki makale karıştırmayı da planladığım (google scholar candır.) konu vardı ya. bir iki cahilce şey gördüm. dediğim gibi her ne kadar daha sonra üzerine yazmak istesem de kısaca üzerinden geçmezsem dayanamayacağım.

    cinsiyet ile cinsel yönelimleri bir değildir. 3 tane bu konuda örnek vereyim. bir transseksüel yanlış bedende doğmuş bir insandır. yani trans bir kadın karşımıza çıktığında karşımızda ne yazık ki erkek bedeninde doğmuş bir kadın vardır. bir kadın gibi düşünür, yaşar ve şanslıysa bedenini bir kadın bedenine çevirir. karşımızdaki bir kadındır artık. bir transseksüel kadınla beraber olmak sizi homoseksüel yapmaz. yada bir erkek kadın olduğu için homoseksüel olmaz. erkek vücudunda sıkışmış bir kadın erkeklerden hoşlanıyorsa aslında bir heteroseksüeldir. yada bir erkek vücudunda sıkışmış bir kadın kadınlardan hoşlanıyorsa transseksüel kadın olan bir lezbiyendir. bahsettiğim yazıyı yazabilirsem daha güzel örneklendiririm.

    aynı zamanda cinsel yönelimlerimizi de 2'ye bölebiliriz. biri fantezilerimizdir. herkesin de fantezileri vardır. diyelim karşı cinsin kıyafetlerini giyerek seks yapmayı merak ettiniz ve denediniz. bu bir fantezidir. bunun bdsmden veya ray charles eşliğinde sevişmekten bir farkı yok. ancak cinsel yönelimlerde estetik bir kaygı vardır. her insan bir miktar homoseksüel bir miktar heteroseksüeldir. çünkü her insan için bizim kafamızda estetik bir kod var. yani bir heteroseksüel erkek olarak kafamda becham'ın estetik bir karşılığı var. ancak bunun heteroseksüellik dışı bir yönelim olarak adlandırılması için başka bir şart var. bu estetik karşılık benim için kadınlardan çok daha fazla, yoğun ve bende yaratacağı libido karşılığı karşılık koymak istemeyeceğim ölçüdeyse ben artık bir heteroseksüel değilim. bitti, bu kadar basit. dediğim gibi bu konuda da daha ayrıntılı yazmayı planlıyorum ama şuanlık yeter zannediyorum.

    gelelim cahilce olduğunu düşündüğüm ve değinmek istediğim son şeye. bu hadiseler sapkınlık falan değildir. lütfen iki tane kendini bilen, oturmuş zihinlerin keyiflerini yaşamalarına sapkınlık demeyin. bu ayıp bir şey. insanlar senin benim galatasaray sevgimize sapkınlık diyor mu? deseler haklı olacaklar mı? bunlar insanların bireysel doğalarından, içlerinden gelen şeyler. seni düz bir heteroseksüel yapan sesin aynısı.
    bu tarz olgular çok eski hadiseler. 20. yüzyılda medyanın ve iletişimin artmasıyla bir birimizi daha çok görüyoruz o kadar. bir zaman tabulaşmış bu hadiselerinde kırılması da daha kolay oldu. oysa eskiden bu tarz konular da tabu falan değildi. özellikle bir yere yerleşmiş, ekonomik rahatlığını bulmuş toplumlarda özellikle homoseksüellik gayet makbul ve meşru bir şeydi. eski edebiyat hocam "edebiyatta güzel olan erkektir." demişti. bunun türkçe'si eski edebiyatta güzel olarak tasvir edilenin erkek olduğudur. hatta yanlış hatırlamıyorsam (bunu daha sonra kontrol edeceğim.) bu bahsettiğim toplumlar kadına dokunmayı sadece çocuk için mantıklı olduğunu, erkeklerle beraber olmanın çok daha makbul olduğunu düşünmüşlerdir. özetle bir başka deyişle kırılan tabuların oluşması da yeni bir durum. bu topraklarda dahi...

    edit: bir örnek daha vermek istiyorum. kimse siyahilere "sen siyahisin git top oynama." demiyor. sadece topu her aldıkların maymun sesi çıkartıyorlar. siyahiler de bununla yaşamayı öğrensin canım.
App Store'dan indirin Google Play'den alın