48
http://captano.blogspot.com/...enerbahce-agrlg.html
--- alıntı ---
fenerbahçeliler dışında sıklıkla dile getirilen bir durumdur bu ve bir durum tespitidir ayrıca. doğrudur zira.
ancak sadece medyadaki fenerbahçe ağırlığından değil, ülke genelindeki böyle bir izlenimden bahsetmek mümkündür. etkili konumdaki kişilerin genel olarak fenerbahçeli olmaları söylenebilir.
türkiye’deki genel taraftar araştırmalarında galatasaray’ın taraftarının sayıca fazla olduğu gözlemlenmekle birlikte nasıl oluyor da fenerbahçe daha fazla ilgi görebiliyor? hatta sadece medyada değil, mesela ürün satışlarından kazandığı para açısından da nasıl önde olabiliyor fenerbahçe? açıklanması gereken bir soru ve sorunlar bunlar.
ilk galatasaray maçına gideli 36 seneden fazla olmuş biri olarak, ben biliyorum konuyla ilgili bir şeyler.
gazetelerde, tv dünyasında, filmlerde, dizilerde fenerbahçe en çok kullanılar kulüp olma ayrıcalığını sürdürüyor. 70’lerden beri bu böyle.
bunun en büyük sebebi 70’lerdeki fenerbahçe futbol takımının başarısı. 70’lerin başlarından 80’lerin sonlarına kadar, neredeyse 20 yıl ağırlıklı olarak fenerbahçe’nin başarıları, galatasaray ve beşiktaş’ın şampiyon olmadan geçen 14-15 seneleri olduğunu biliyoruz.
çok uzun bir süreden bahsediyoruz, 20 yıl. galatasaray’ın dün gibi hatırladığımız uefa kupası şampiyonluğunun üzerinden 10 yıl geçtiğini göz önünde bulundurursak daha iyi anlaşılır bu süre.
bu dönemde, yani fenerbahçe’nin başarılı olduğu süreçte popüler her şeyin fenerbahçe ile ilişkilendirildiğini görürüz. hababam sınıfı fenerbahçelidir mesela. bununla birlikte aslında galatasaray lisesi mezunu ve galatasaraylı olan ali poyrazoğlu’nun yarattığı ali uyanık tiplemesi bile fenerlidir. yine galatasaray lisesi mezunu ve şimdilerde galatasaray yazarlığı bile yapan aydemir akbaş bile dönemin erotik komedi filmlerinde fenerli futbolcuyu oynamıştır.
bunun uzantıları da devam ediyor. fenerbahçeli cem yılmaz’ın arog filmindeki yengeç dansı, fenerbahçeli gülse birsel’in yazdığı avrupa yakasında galatasaraylı ata demirer’in fenerbahçeli volkan sütçüoğlu’nu canlandırması gibi. (bkz: turk film sektorunun fenerbahce takintisi)
burada en önemli noktalardan bir tanesi de 70'lerde türkiye'nin televizyonla tanışması. türk insanının tvlerden maçları izlemeye başlamasıyla fenerbahçenin şampiyonluklar alması birbiriyle örtüştüğünde kesin popülerlik kazandığını çıkarsamak yanlış olmaz sanırım.
bu dönemde çocuk olanlar şimdilerde 40’lı yaşlardalar. hem çocukluklarında fenerbahçe’nin başarılı olması hem de yine her yerdeki fenerbahçe propogandası, fener taraftarı sayısını çok arttırmıştır. aynı dönemde çocuk olan ben, her yerde azınlıkta kaldığımı çok iyi biliyorum. ilkokuldan liseyi bitirene kadar hep fenerbahçeli ağırlıklı sınıflarda okudum. herkes fenerbahçeliydi be kardeşim. benim gibi doğuştan ve babası da fanatik galatasaraylılar dışında tuttuğu takımı değiştiren çok arkadaşımı biliyorum.
o kadar azdık ki; geçenlerde galatasaray – fenerbahçe basketbol maçında olaylara da karışan fenerli ortaokul arkadaşım, “nasıl oldu da sen galatasaraylı kaldın?” diye sormuştu birkaç ay önce.
şimdilerde ise galatasaray taraftarının fazlalığı da, elbette takımın büyük başarılarıyla ilgili. 1987’den itibaren alınan üst üste şampiyonluklar, avrupa kupalarındaki önemli başarılar ve elbette 4 yıl üst üste şampiyonluk ve uefa kupası, süper kupa.
avrupa kupalarındaki başarılar sebebiyle ben yaşlardaki galatasaraylılar ne kadar mutlu oluyorsa, diğer kulüp taraftarları o kadar üzülüyor. neden? bizler avrupa kupalarında 1 farklı yenilgide bile koltukları kabarık halde ortalıkta dolaşan bir kuşağız da ondan. hele ki galibiyet ! inanılmaz bir gururdu.
dünya futbol camiasında kimsenin adını ha deyince hatırlamadığı bazı takımların bizim kuşak ve bizden önceki kuşaklar tarafından çok iyi hatırlanmasının sebebi budur. gelir bizi yener giderdi, genellikle balkan ülkelerinin bu sıradan takımları.
70’li yılların çocukları şimdi orta yaşa geldiler. artık işlerinde tecrübeli kişiler. kimisi bir yerde yönetici, kimisinin kendi işi var.
işte medyadaki fenerbahçe ağırlığının sebebi de bu. 70’lerin fenerbahçeli çocukları şimdilerde medyada yetkili kişiler. ağırlık fenerbahçelilerde.
şöyle düşünün gazetelerdeki galatasaray muhabirleri bile fenerbahçeli. en net örnek halil özer. şimdilerde habertürk spor müdürü, galatasarayı efendileri kitabını bile yazmış olan halil özer.
galatasaraylı olup da medyada üst düzey yönetici, ağırlığı olan konumdakiler de var elbette. ama onlar da agresif değiller. cool takılıyorlar genellikle. belki de çoğunun galatasaray lisesi çıkışlı olması onları sakin davranmaya yöneltiyordur.
fenerbahçe ürünlerinin satış fazlalığı, kombine kart satışı, taraftar kart satışı da yine aynı kuşağın etkisiyle oluyor. artık bizim kuşağın çocukları var, cebinde parası da var. adam kendisine kombine alırken çoluk çocuğuna da alıyor, alabiliyor. alışveriş yapacağı zaman gidip fenerium’dan alabiliyor. tamamen yaş-statü-sayı ile doğru orantılı bir durum söz konusu burada da.
bundan ilerleyen yıllarda kurtulacağız. bizden sonraki kuşak galatasaraylılar her yerde daha fazla sayıda olacak. o zaman da galatasaraylı medya ortalığı kasıp kavuracak. her şey çok güzel olacak. ben de görebilirim inşallah o günleri.
o güzel günleri sağlamak için : (gbkz: ey galatasaraylılar, en az 3 çocuk yapın !
)
--- alıntı ---
--- alıntı ---
fenerbahçeliler dışında sıklıkla dile getirilen bir durumdur bu ve bir durum tespitidir ayrıca. doğrudur zira.
ancak sadece medyadaki fenerbahçe ağırlığından değil, ülke genelindeki böyle bir izlenimden bahsetmek mümkündür. etkili konumdaki kişilerin genel olarak fenerbahçeli olmaları söylenebilir.
türkiye’deki genel taraftar araştırmalarında galatasaray’ın taraftarının sayıca fazla olduğu gözlemlenmekle birlikte nasıl oluyor da fenerbahçe daha fazla ilgi görebiliyor? hatta sadece medyada değil, mesela ürün satışlarından kazandığı para açısından da nasıl önde olabiliyor fenerbahçe? açıklanması gereken bir soru ve sorunlar bunlar.
ilk galatasaray maçına gideli 36 seneden fazla olmuş biri olarak, ben biliyorum konuyla ilgili bir şeyler.
gazetelerde, tv dünyasında, filmlerde, dizilerde fenerbahçe en çok kullanılar kulüp olma ayrıcalığını sürdürüyor. 70’lerden beri bu böyle.
bunun en büyük sebebi 70’lerdeki fenerbahçe futbol takımının başarısı. 70’lerin başlarından 80’lerin sonlarına kadar, neredeyse 20 yıl ağırlıklı olarak fenerbahçe’nin başarıları, galatasaray ve beşiktaş’ın şampiyon olmadan geçen 14-15 seneleri olduğunu biliyoruz.
çok uzun bir süreden bahsediyoruz, 20 yıl. galatasaray’ın dün gibi hatırladığımız uefa kupası şampiyonluğunun üzerinden 10 yıl geçtiğini göz önünde bulundurursak daha iyi anlaşılır bu süre.
bu dönemde, yani fenerbahçe’nin başarılı olduğu süreçte popüler her şeyin fenerbahçe ile ilişkilendirildiğini görürüz. hababam sınıfı fenerbahçelidir mesela. bununla birlikte aslında galatasaray lisesi mezunu ve galatasaraylı olan ali poyrazoğlu’nun yarattığı ali uyanık tiplemesi bile fenerlidir. yine galatasaray lisesi mezunu ve şimdilerde galatasaray yazarlığı bile yapan aydemir akbaş bile dönemin erotik komedi filmlerinde fenerli futbolcuyu oynamıştır.
bunun uzantıları da devam ediyor. fenerbahçeli cem yılmaz’ın arog filmindeki yengeç dansı, fenerbahçeli gülse birsel’in yazdığı avrupa yakasında galatasaraylı ata demirer’in fenerbahçeli volkan sütçüoğlu’nu canlandırması gibi. (bkz: turk film sektorunun fenerbahce takintisi)
burada en önemli noktalardan bir tanesi de 70'lerde türkiye'nin televizyonla tanışması. türk insanının tvlerden maçları izlemeye başlamasıyla fenerbahçenin şampiyonluklar alması birbiriyle örtüştüğünde kesin popülerlik kazandığını çıkarsamak yanlış olmaz sanırım.
bu dönemde çocuk olanlar şimdilerde 40’lı yaşlardalar. hem çocukluklarında fenerbahçe’nin başarılı olması hem de yine her yerdeki fenerbahçe propogandası, fener taraftarı sayısını çok arttırmıştır. aynı dönemde çocuk olan ben, her yerde azınlıkta kaldığımı çok iyi biliyorum. ilkokuldan liseyi bitirene kadar hep fenerbahçeli ağırlıklı sınıflarda okudum. herkes fenerbahçeliydi be kardeşim. benim gibi doğuştan ve babası da fanatik galatasaraylılar dışında tuttuğu takımı değiştiren çok arkadaşımı biliyorum.
o kadar azdık ki; geçenlerde galatasaray – fenerbahçe basketbol maçında olaylara da karışan fenerli ortaokul arkadaşım, “nasıl oldu da sen galatasaraylı kaldın?” diye sormuştu birkaç ay önce.
şimdilerde ise galatasaray taraftarının fazlalığı da, elbette takımın büyük başarılarıyla ilgili. 1987’den itibaren alınan üst üste şampiyonluklar, avrupa kupalarındaki önemli başarılar ve elbette 4 yıl üst üste şampiyonluk ve uefa kupası, süper kupa.
avrupa kupalarındaki başarılar sebebiyle ben yaşlardaki galatasaraylılar ne kadar mutlu oluyorsa, diğer kulüp taraftarları o kadar üzülüyor. neden? bizler avrupa kupalarında 1 farklı yenilgide bile koltukları kabarık halde ortalıkta dolaşan bir kuşağız da ondan. hele ki galibiyet ! inanılmaz bir gururdu.
dünya futbol camiasında kimsenin adını ha deyince hatırlamadığı bazı takımların bizim kuşak ve bizden önceki kuşaklar tarafından çok iyi hatırlanmasının sebebi budur. gelir bizi yener giderdi, genellikle balkan ülkelerinin bu sıradan takımları.
70’li yılların çocukları şimdi orta yaşa geldiler. artık işlerinde tecrübeli kişiler. kimisi bir yerde yönetici, kimisinin kendi işi var.
işte medyadaki fenerbahçe ağırlığının sebebi de bu. 70’lerin fenerbahçeli çocukları şimdilerde medyada yetkili kişiler. ağırlık fenerbahçelilerde.
şöyle düşünün gazetelerdeki galatasaray muhabirleri bile fenerbahçeli. en net örnek halil özer. şimdilerde habertürk spor müdürü, galatasarayı efendileri kitabını bile yazmış olan halil özer.
galatasaraylı olup da medyada üst düzey yönetici, ağırlığı olan konumdakiler de var elbette. ama onlar da agresif değiller. cool takılıyorlar genellikle. belki de çoğunun galatasaray lisesi çıkışlı olması onları sakin davranmaya yöneltiyordur.
fenerbahçe ürünlerinin satış fazlalığı, kombine kart satışı, taraftar kart satışı da yine aynı kuşağın etkisiyle oluyor. artık bizim kuşağın çocukları var, cebinde parası da var. adam kendisine kombine alırken çoluk çocuğuna da alıyor, alabiliyor. alışveriş yapacağı zaman gidip fenerium’dan alabiliyor. tamamen yaş-statü-sayı ile doğru orantılı bir durum söz konusu burada da.
bundan ilerleyen yıllarda kurtulacağız. bizden sonraki kuşak galatasaraylılar her yerde daha fazla sayıda olacak. o zaman da galatasaraylı medya ortalığı kasıp kavuracak. her şey çok güzel olacak. ben de görebilirim inşallah o günleri.
o güzel günleri sağlamak için : (gbkz: ey galatasaraylılar, en az 3 çocuk yapın !
)
--- alıntı ---