11
kendisine göçmen muamelesi yapılmasının tek sebebi almanya'nın bizi kıskanıyor olmasıdır.
son yıllarda içinde bulunduğumuz, o kadar hızlı ilerleyen ve bu hızla gözden kaybolan ileri demokrasimizi kıskanan almanlar, bu akımın öncüsü dünya liderimizle çektirdiği fotoğraftan ötürü mesut'a tü kaka demişlerdir. aslında tam olarak tü kaka dememişler, keçi siken demişlerdir. naçizane düşüncem bu lafı ederken teşbih yapmadıklarıdır.
bilmeyenler için şöyle bir durum var; bu adamların geçmişinde bir adolf hiter ve tüm dünyanın "pff" dediği bir nazi gerçeği yatıyor. bu durum, alman halkının büyük bir bölümü için ciddi bir yara ve utanç kaynağı. elbette almanların dindar ve kindar olanları, faşist olanları ve bu hareketi destekleyenleri ve ırkçı olanları mevcuttur ancak en azından kurumsal ölçekte bu gerçeği yok sayıyorlar.
şimdi mesut'un fotoğraf çektirdiği insan türkiye cumhurbaşkanı. türkiye cumhurbaşkanı'nın da alman halkını "neo-nazi" olmakla itham ettiği konuşmaları mevcut. özetle, "sözde" ermeni soykırımını tanımayı düşündüğü için aşağılık ilan ettiğimiz, içimizden şerefsiz dediğimiz, bylock kullanmadığı için fetö ile bağlantısını ispat edemediğimiz ama ulusal anlamda kınadığımız macron'u düşündüğünüzde, adamların zaten utandığı bir şeyi dile getiren yabancı bir politikacı ile fotoğraf çektiren adama sempatik yaklaşmalarını beklemek abesle iştigal.
mesut göçmen bir ailenin çocuğu. bizim gözümüzde suriyeliler ne ise almanların da bir kesiminin gözünde türkler o. üçüncü havalimanı'nın yapılması, duble yollar, kanal istanbul gibi projeler, almanların gözünde, genel kanının aksine "keçi siken" statüsünden çıkmamızı sağlamıyor. nasıl ki bundan 10 sene sonra bizden daha türk olan suriyeli çocuklar milli takıma gittiğinde "amk suriyeli piçi" diyeceksek, nasıl ki bu ülkenin milli takımında son derece başarılı işler yapan marco aurelio denen adamın milli takıma alınması aylarca tvlerde eleştirildiyse, nasıl ki çok uzak değil 17-18 sezonunda "yabancılar oynayacak diye türkler aç kalıyor" propagandası yapıldı ve bu normal karşılandı ise, adamların mesut'a tepki göstermeleri son derece normal. nitekim, reel hayatta orospu çocuğu olan birine orospu çocuğu dediğinizde bu söylenen lafın ağırlığını azaltan bir unsur olmuyor ve mesut'un fotoğraf çektirerek siyasi propaganda yaptığını iddia ettikleri insan, tüm alman halkı için hemen 2 satır yukarıda yazdığım kadar ağır sayılan bir laf etti.
şunu unutmamak lazım, alman milli takımında mesut, boateng, khedira, gomez, ilkay, rüdiger gibi yabancı asıllı topçular oynadı. neden mesut? sebebi yukarıda yazılı.
ha açıkça söyleyeyim, hiçbir gurbetçinin bu olay sonrasında "türk milli takımını seçeyim sikerler almanya'yı" diyeceğini sanmıyorum. eğer türk hissediyorsa seçer, alman hissediyorsa seçmez. bir tarafta anormal şartlar haricinde her büyük turnuvada "x final" görecek, diğerinde, turnuvaya gidebilmek için, son maçta grup sonuncusunun 85. dakikadan sonra gol atmasını bekleyecek. iki takım tarafından da aynı anda istenmesi halinde (elbette almanya'dan teklif beklerken türkiye'den geleni, en azından milli olmak adına kabul edebilirler) sike sürülecek aklı olanın tercihi bellidir zaten. bunu yaparken evet, kazanırken her şeyin güzel, kaybederken ise ilk sorumlunun kendisi olacağını bilecektir. hatırlarsanız hamza hamzaoğlu podolski'nin çılgın attığı maçta türkleri beğeniyordu. bu, futbolun ve faşizmin doğasında var.
son yıllarda içinde bulunduğumuz, o kadar hızlı ilerleyen ve bu hızla gözden kaybolan ileri demokrasimizi kıskanan almanlar, bu akımın öncüsü dünya liderimizle çektirdiği fotoğraftan ötürü mesut'a tü kaka demişlerdir. aslında tam olarak tü kaka dememişler, keçi siken demişlerdir. naçizane düşüncem bu lafı ederken teşbih yapmadıklarıdır.
bilmeyenler için şöyle bir durum var; bu adamların geçmişinde bir adolf hiter ve tüm dünyanın "pff" dediği bir nazi gerçeği yatıyor. bu durum, alman halkının büyük bir bölümü için ciddi bir yara ve utanç kaynağı. elbette almanların dindar ve kindar olanları, faşist olanları ve bu hareketi destekleyenleri ve ırkçı olanları mevcuttur ancak en azından kurumsal ölçekte bu gerçeği yok sayıyorlar.
şimdi mesut'un fotoğraf çektirdiği insan türkiye cumhurbaşkanı. türkiye cumhurbaşkanı'nın da alman halkını "neo-nazi" olmakla itham ettiği konuşmaları mevcut. özetle, "sözde" ermeni soykırımını tanımayı düşündüğü için aşağılık ilan ettiğimiz, içimizden şerefsiz dediğimiz, bylock kullanmadığı için fetö ile bağlantısını ispat edemediğimiz ama ulusal anlamda kınadığımız macron'u düşündüğünüzde, adamların zaten utandığı bir şeyi dile getiren yabancı bir politikacı ile fotoğraf çektiren adama sempatik yaklaşmalarını beklemek abesle iştigal.
mesut göçmen bir ailenin çocuğu. bizim gözümüzde suriyeliler ne ise almanların da bir kesiminin gözünde türkler o. üçüncü havalimanı'nın yapılması, duble yollar, kanal istanbul gibi projeler, almanların gözünde, genel kanının aksine "keçi siken" statüsünden çıkmamızı sağlamıyor. nasıl ki bundan 10 sene sonra bizden daha türk olan suriyeli çocuklar milli takıma gittiğinde "amk suriyeli piçi" diyeceksek, nasıl ki bu ülkenin milli takımında son derece başarılı işler yapan marco aurelio denen adamın milli takıma alınması aylarca tvlerde eleştirildiyse, nasıl ki çok uzak değil 17-18 sezonunda "yabancılar oynayacak diye türkler aç kalıyor" propagandası yapıldı ve bu normal karşılandı ise, adamların mesut'a tepki göstermeleri son derece normal. nitekim, reel hayatta orospu çocuğu olan birine orospu çocuğu dediğinizde bu söylenen lafın ağırlığını azaltan bir unsur olmuyor ve mesut'un fotoğraf çektirerek siyasi propaganda yaptığını iddia ettikleri insan, tüm alman halkı için hemen 2 satır yukarıda yazdığım kadar ağır sayılan bir laf etti.
şunu unutmamak lazım, alman milli takımında mesut, boateng, khedira, gomez, ilkay, rüdiger gibi yabancı asıllı topçular oynadı. neden mesut? sebebi yukarıda yazılı.
ha açıkça söyleyeyim, hiçbir gurbetçinin bu olay sonrasında "türk milli takımını seçeyim sikerler almanya'yı" diyeceğini sanmıyorum. eğer türk hissediyorsa seçer, alman hissediyorsa seçmez. bir tarafta anormal şartlar haricinde her büyük turnuvada "x final" görecek, diğerinde, turnuvaya gidebilmek için, son maçta grup sonuncusunun 85. dakikadan sonra gol atmasını bekleyecek. iki takım tarafından da aynı anda istenmesi halinde (elbette almanya'dan teklif beklerken türkiye'den geleni, en azından milli olmak adına kabul edebilirler) sike sürülecek aklı olanın tercihi bellidir zaten. bunu yaparken evet, kazanırken her şeyin güzel, kaybederken ise ilk sorumlunun kendisi olacağını bilecektir. hatırlarsanız hamza hamzaoğlu podolski'nin çılgın attığı maçta türkleri beğeniyordu. bu, futbolun ve faşizmin doğasında var.