5
üniversite üçüncü sınıftayım o zamanlar, arkadaşlarla problem yaşadığımız için üçümüz de farklı yerlere dağılmıştık. benim de iki aylık kısa bir yurt maceram oldu mecburen. tabi istanbul'dan uzak olduğum için maçlara gitme fırsatım pek yoktu. o yüzden bu kahvehane senin şu kafe benim her hafta farklı bir yerde maçı izliyorum. neyse tabi şampiyonluğun bu maça kaldığını anlayınca bir hafta öncesinden içim gıdıklanmaya başladı acaba izleyebilecek miyim, bedenim kaldırabilir mi emin değilim. çok şükür bir hastalığım yok ama bundan bile şüphe etmiştim. hafta boyunca çoğumuza olduğu gibi defalarca zihnimde oynuyorum maçı ama pek bir ümit yok tabi ümitli olmamamın sebebini de kısaca söyleyeyim 2010 yılındaki leo franco'nun 40 metreden yediği golle kaybettiğimiz maçta da ücra bir yere atmıştım kendimi maç sonuna kadar tabi sonucu görünce hüsrana uğramıştım. her neyse gün geldi çattı ama ben izlememe kararı aldım tıpkı youtube'da meşhur videodaki arkadaşlar gibi. tabi ben de araç yok öğrenciyiz o zamanlar odama çekildim. yurtta beşiktaşlılar bile maçı izlemeye gitmiş, topu görse karakola götürecek bir iki tip dışında bir ben varım yurtta.
ilk yirmi dakika çok iyi geçti ondan sonrası işkence gibi. korna sesi gelse gole yoruyorum. o şekilde işkence haline direnirken artık maçın bitmiş olabileceğini düşündüğüm an açtım telefondan neti. o zamanlar twitterda gsgazetesi ve tribundergi gibi hesaplardan takip ediyordum izleyemediğim maçları anlık paylaşıyorlardı, şimdi yapıyorlar mı bilmiyorum ama konumuz da o değil. neyse açtım tribundergiyi işte maç başladı, sarı kart vs vs akıyor yazılar bir baktım 'issiar dia kırmızı' kalbim fırlayacak gibi oldu. gol görmemek için dua ediyorum sonra bir baktım 'ujfalusi kırmızı' dedim eyvah gitti şampiyonluk ine ine sona bir geldim şuan tam hatırlamıyorum ama son tweeti hakem x dakika maça ekledi yazıyordu, yani hesabım tutmamıştı ve asıl işkence ondan sonra başlamıştı çünkü artık sihri bozulmuştu bana göre ve takip etmeliydim. saniye başı yeniliyorum farklı sayfalara giriyorum ama televizyonu falan açmak gelmiyor aklıma. ve sonunda o muazzam tweeti (ve şampiyon galatasaray) görünce tribundergide elim ayağım titremeye başladı tabi çıktım lig tv bulana kadar koşuyorum deli danalar gibi sokakta caddede..
devamı hepimizin malumu zaten.
ilk yirmi dakika çok iyi geçti ondan sonrası işkence gibi. korna sesi gelse gole yoruyorum. o şekilde işkence haline direnirken artık maçın bitmiş olabileceğini düşündüğüm an açtım telefondan neti. o zamanlar twitterda gsgazetesi ve tribundergi gibi hesaplardan takip ediyordum izleyemediğim maçları anlık paylaşıyorlardı, şimdi yapıyorlar mı bilmiyorum ama konumuz da o değil. neyse açtım tribundergiyi işte maç başladı, sarı kart vs vs akıyor yazılar bir baktım 'issiar dia kırmızı' kalbim fırlayacak gibi oldu. gol görmemek için dua ediyorum sonra bir baktım 'ujfalusi kırmızı' dedim eyvah gitti şampiyonluk ine ine sona bir geldim şuan tam hatırlamıyorum ama son tweeti hakem x dakika maça ekledi yazıyordu, yani hesabım tutmamıştı ve asıl işkence ondan sonra başlamıştı çünkü artık sihri bozulmuştu bana göre ve takip etmeliydim. saniye başı yeniliyorum farklı sayfalara giriyorum ama televizyonu falan açmak gelmiyor aklıma. ve sonunda o muazzam tweeti (ve şampiyon galatasaray) görünce tribundergide elim ayağım titremeye başladı tabi çıktım lig tv bulana kadar koşuyorum deli danalar gibi sokakta caddede..
devamı hepimizin malumu zaten.