263
bu maç ordu, mersin, kasımpaşa dönüşleri ile bir tutulmamalı. orada şartlar aleyhine bu kadar gelişmişken kasıtlı olarak, buna karşı isyan, mücadele ve zafer vardı.
bu maçta başka saçmalıklar var. olması gereken oldu diye kimse gereğinden fazla övülmemeli. bu maç kazanıldı diye ben muslera'nın performansını unutmayacağım. herkesin aksine yediği gollerin yanı sıra o iki çıkışı unutmayacağım. burası dingonun ahırına dönmüş demek o çıkışlar. ilk golde de maicon'a falan kızmıyorum, kalede kaleci varsa o topu alacak.
nefretim tudor bu maçın en suçsuzlarından, ama yine vasat performansı var. rodrigues'e yapılan haksızlık karma mı dersiniz, ilahi adalet mi bilemem dönüp dönüp bizi vuracak.
kıssadan hisse, bu maçı zafer addetmek kendi kendimize kötülük yapmak olur. emin olun kimseye gözdağı falan vermedik, amatör eğlendirdik. gomis'in kaybını daha doğru düzgün değerlendiremedik bile. eren ile geçecek haftaların derdi beni şimdiden sardı.
bu maça destansı dönüş demek, çarpılacağını bile bile hamza ruhunu geri çağırmaktır.
oyuncuların hocaya karşı tutumu konusunda taraftarda bölünmüşlük var, ben kendi adıma kafamda hala çözemedim konuyu. böyle bir şeyi iddia edebilmek için bence daha yeterli kanıt yok. en başta da dediğim gibi bir saçmalıklar var ama hakkımızda hayırlısı.
son olarak şerde hayır kısmına gelelim, taraftar uyandı taraftar!! ben küçük oğlumdan ötürü tv açmayıp digitürk'ü telefondan izliyorum. maçta kaçırmışım, stattan arkadaşım aradı, heyecanlı heyecanlı "satılmış taraftar istemiyoruz" deniliyor şu an dedi. ne dert kaldı ne keder bende. bu çok önemli bir uyanış, işte galatasaray asıl böyle olaylar ile küllerinden doğar. taraftar uyandı dedik ya bir emsalini yine dün gece bu platformda gördüm. hiç bir oyuncunun galatasaray'dan büyük olmadığına da uyandı taraftar. muslera'nın dokunulmazlığı, burada muslera değil önemli olan isim yerine istediğiniz futbolcunun ismini koyun, sinirimi bozmaya başlamıştı, nihayet doğru sesler yükselmeye başladı.
hep yazarım, iyiye iyi, kötüye kötü demek erdemdir, fırıldaklık değil. ne kadar seversem seveyim, birisi galatasaray'ın canını yakmaya başladı ise kendisine dokunulur.
galibiyet tabi ki güzel, tehlike çanlarının artan sesinin gölgesinde olsa da.
bu maçta başka saçmalıklar var. olması gereken oldu diye kimse gereğinden fazla övülmemeli. bu maç kazanıldı diye ben muslera'nın performansını unutmayacağım. herkesin aksine yediği gollerin yanı sıra o iki çıkışı unutmayacağım. burası dingonun ahırına dönmüş demek o çıkışlar. ilk golde de maicon'a falan kızmıyorum, kalede kaleci varsa o topu alacak.
nefretim tudor bu maçın en suçsuzlarından, ama yine vasat performansı var. rodrigues'e yapılan haksızlık karma mı dersiniz, ilahi adalet mi bilemem dönüp dönüp bizi vuracak.
kıssadan hisse, bu maçı zafer addetmek kendi kendimize kötülük yapmak olur. emin olun kimseye gözdağı falan vermedik, amatör eğlendirdik. gomis'in kaybını daha doğru düzgün değerlendiremedik bile. eren ile geçecek haftaların derdi beni şimdiden sardı.
bu maça destansı dönüş demek, çarpılacağını bile bile hamza ruhunu geri çağırmaktır.
oyuncuların hocaya karşı tutumu konusunda taraftarda bölünmüşlük var, ben kendi adıma kafamda hala çözemedim konuyu. böyle bir şeyi iddia edebilmek için bence daha yeterli kanıt yok. en başta da dediğim gibi bir saçmalıklar var ama hakkımızda hayırlısı.
son olarak şerde hayır kısmına gelelim, taraftar uyandı taraftar!! ben küçük oğlumdan ötürü tv açmayıp digitürk'ü telefondan izliyorum. maçta kaçırmışım, stattan arkadaşım aradı, heyecanlı heyecanlı "satılmış taraftar istemiyoruz" deniliyor şu an dedi. ne dert kaldı ne keder bende. bu çok önemli bir uyanış, işte galatasaray asıl böyle olaylar ile küllerinden doğar. taraftar uyandı dedik ya bir emsalini yine dün gece bu platformda gördüm. hiç bir oyuncunun galatasaray'dan büyük olmadığına da uyandı taraftar. muslera'nın dokunulmazlığı, burada muslera değil önemli olan isim yerine istediğiniz futbolcunun ismini koyun, sinirimi bozmaya başlamıştı, nihayet doğru sesler yükselmeye başladı.
hep yazarım, iyiye iyi, kötüye kötü demek erdemdir, fırıldaklık değil. ne kadar seversem seveyim, birisi galatasaray'ın canını yakmaya başladı ise kendisine dokunulur.
galibiyet tabi ki güzel, tehlike çanlarının artan sesinin gölgesinde olsa da.