1359
aslında kötü orta açmayan ama yaptığı orta galatasaraylı herhangi bir oyuncuya gelmediği için kötü orta yaptığı düşünülen, gelişime açık brezilyalı sol bek. ister kızın ister sövün ama bu adam galatasaray futbol takımı'ndaki bruma'yla birlikte avrupa'nın en saygın scoutlarının listesinde bulunan iki oyuncudan biri. kimse öyle kendisine verilen paralar için karalar bağlamasın zira devre arası ya da sene sonu en az 7m euro'ya alıcısı bulunur. hatta şöyle söyleyeyim, devre arası osur osur ipe diz kıvamındaki selçuk-inter söylentisi yerine telles inter'e gidebilir mancini sayesinde. ağlayacaksak tarık çamdal için verilen paraya ağlayalım ailece.
kendisinin yaptığı ortalar kafaya doğru değil o yüzden beğenilmiyor belli ki ama futbol oynamaya başladığınızda pozisyonunuza göre size öğretilen bazı kurallar vardır. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kanat beklerinin yetiştiği yer brezilya'dır. bunda hemfikiriz. ve brezilya'da yeni yetişen bir kanat bek'e öğretilen öncelikli kuralların başında 'ceza sahası içindeki arkadaşının kafasına orta yapmak istiyorsan o oyuncunun pozisyonu ve kafa şutu opsiyonu müsait durumda olmalı' maddesi gelir. eğer dünkü arsenal tandemi gibi (chambers-mertesacker) rakip defansın boy ortalaması 1.95 ise zaten kafa vuruşları genelde vasat olan 1.80 boyundaki umut bulut'un kafasına orta yapılmaz. hatta tam tersi 9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı'nda telles'in sürekli yapmaya çalıştığı gibi bel seviyesinde orta yapılır. zira yine bilinen bir gerçektir ki bu seviyeden gelen ortalar karşılanması en zor olanlardır ve genelde tehlike arz eder. dün yapılan bu tür ortalarda arsenal savunmasının topu adam gibi uzaklaştıramaması bunlara en güzel örneklerdir. seken toplara düzgün vuramamak ya da yapılacak ortayı ön görmeyip (veya antrenmanlarda doğru şekilde çalışmayıp) pozisyonu ona göre almaya çabalamamak takımın diğer oyuncularının problemi veya verimsizliğidir.
he şunu sorarsanız anlarım. kardeşim peki sen bu kadar biliyorsun da telles toplamda galatasaray için yeterli mi? kesinlikle değil. neden? çünkü gelişimini tamamlamamış bir oyuncu ve galatasaray gibi camialarda sabır az olduğu için o gelişimi tamamlaması da pek mümkün değil. tabi bu sadece camialarla değil direkt türkiye futbol ligi mentalite ve seviyesiyle de ilgili. o yüzden dost ortamlarında her zaman söylediğim şeyi burada da söylemekte fayda görüyorum. bu ülkede takımına yabancı futbolcu alacaksan (hele bir de yabancı sınırı varken) özellikle büyük takımlara gelişime açık yabancı oyuncu almak çok büyük risktir. yani bence ülke futbolu bu yapıdayken bruma alınmaz. farfan ya da nani alınır. telles değil de kolarov veya patrice evra transfer edilmelidir eğer yapılabiliyorsa. öyle porto gibi 3'e alayım sonra 20'ye satarım olmaz buralarda. bir kere oyuncu o parayı hak edecek gelişimi gösteremiyor ki sen o paraya satarım hayali kuruyorsun. sen tomas ujfaluji gibi didier drogba gibi bonserviste az maaşta biraz pahalı adamları alacaksın, geri kalan yerlileri de gelişime açık ve onların sözünü dinler olgunlukta seçeceksin. hagi-popescu-taffarel ve geri kalan türk oyuncular gibi. şimdinin demba ba'sı ve geri kalan bjkli türk oyuncular gibi. bilmem anlatabiliyor muyum...
kendisinin yaptığı ortalar kafaya doğru değil o yüzden beğenilmiyor belli ki ama futbol oynamaya başladığınızda pozisyonunuza göre size öğretilen bazı kurallar vardır. dünyanın gelmiş geçmiş en iyi kanat beklerinin yetiştiği yer brezilya'dır. bunda hemfikiriz. ve brezilya'da yeni yetişen bir kanat bek'e öğretilen öncelikli kuralların başında 'ceza sahası içindeki arkadaşının kafasına orta yapmak istiyorsan o oyuncunun pozisyonu ve kafa şutu opsiyonu müsait durumda olmalı' maddesi gelir. eğer dünkü arsenal tandemi gibi (chambers-mertesacker) rakip defansın boy ortalaması 1.95 ise zaten kafa vuruşları genelde vasat olan 1.80 boyundaki umut bulut'un kafasına orta yapılmaz. hatta tam tersi 9 aralık 2014 galatasaray arsenal maçı'nda telles'in sürekli yapmaya çalıştığı gibi bel seviyesinde orta yapılır. zira yine bilinen bir gerçektir ki bu seviyeden gelen ortalar karşılanması en zor olanlardır ve genelde tehlike arz eder. dün yapılan bu tür ortalarda arsenal savunmasının topu adam gibi uzaklaştıramaması bunlara en güzel örneklerdir. seken toplara düzgün vuramamak ya da yapılacak ortayı ön görmeyip (veya antrenmanlarda doğru şekilde çalışmayıp) pozisyonu ona göre almaya çabalamamak takımın diğer oyuncularının problemi veya verimsizliğidir.
he şunu sorarsanız anlarım. kardeşim peki sen bu kadar biliyorsun da telles toplamda galatasaray için yeterli mi? kesinlikle değil. neden? çünkü gelişimini tamamlamamış bir oyuncu ve galatasaray gibi camialarda sabır az olduğu için o gelişimi tamamlaması da pek mümkün değil. tabi bu sadece camialarla değil direkt türkiye futbol ligi mentalite ve seviyesiyle de ilgili. o yüzden dost ortamlarında her zaman söylediğim şeyi burada da söylemekte fayda görüyorum. bu ülkede takımına yabancı futbolcu alacaksan (hele bir de yabancı sınırı varken) özellikle büyük takımlara gelişime açık yabancı oyuncu almak çok büyük risktir. yani bence ülke futbolu bu yapıdayken bruma alınmaz. farfan ya da nani alınır. telles değil de kolarov veya patrice evra transfer edilmelidir eğer yapılabiliyorsa. öyle porto gibi 3'e alayım sonra 20'ye satarım olmaz buralarda. bir kere oyuncu o parayı hak edecek gelişimi gösteremiyor ki sen o paraya satarım hayali kuruyorsun. sen tomas ujfaluji gibi didier drogba gibi bonserviste az maaşta biraz pahalı adamları alacaksın, geri kalan yerlileri de gelişime açık ve onların sözünü dinler olgunlukta seçeceksin. hagi-popescu-taffarel ve geri kalan türk oyuncular gibi. şimdinin demba ba'sı ve geri kalan bjkli türk oyuncular gibi. bilmem anlatabiliyor muyum...
