328
schalke ile 5. sezonumu oynadığım oyun.
artık klasikleşmiş olarak ilk sezon takımı tanımak ve teknik kadroyu güçlendirmek adına hiç transfer yapmadım. zaten elimde şampiyonlar ligi'ne oynayacak bir kadro vardı. huntelaar, draxler, farfan, boateng, höwedes, matip, papadopulos (gerçi kendisi oyuna sakat başlıyor ve sezonu neredeyse sakat tamamlıyor), neustatter, fuchs... sezon boyunca çok sağlam scouting çalışması da yaptım. beklentileri şampiyonlar ligi ve politikası genç oyuncular üzerine olan bir takımda çalışmanın rahatlığı hazır transfer peşinde koşmama neredeyse hiç gerek kalmadı. 13/14 sezonunda yaptığım tek transfer; sezon sonuna doğru, bir sonraki sezon oynatabilmek için eder balanta'ydı. takımında yaşadığı huzursuzlukları fırsat bilip kadroya kattım kendisini. schalke kariyerimin ilk senesinde sonuç olarak almanya kupasındaki hedefi tutturamayıp elendim. şampiyonlar ligi'nde gruptan çık dediler, çeyrek finale yükselttim takımı. ligde ise benden şampiyonlar ligi bekliyorlardı. 3. olup bunu başardım. hatta 2. bayern münih ile 2 puan farkımız vardı. fakat dordmund'la 12 puandı yanılmıyorsam, fena ezdi bizi şampiyon olurken.
2. sezona takıma balanta'nın katılmasının yanısıra sağ beke kaan ayhan isimli bir türk oyuncuyu adapte ettim ki o gün bu gündür kimseler kesemedi kendisini. bunun dışında yine alt yapıdan gelen adjijaj (düşük bütçeli takımlara ve hatta galatasaray'a tavsiye ederim) sorumluluk alabilecek hale geldi. ve tabi bu arada goretzka muhteşem bir orta saha haline dönüştü. yine maximilian meyer ofansın her bölgesi için çok iyi bir yedek oldu. bir de sezon başında bana verilen 50 küsür milyon dolarlık transfer bütçesini iyi değerlendirip 16-17 yaş katagorisine bol bol transfer yaptım. sezon performansına gelirsek, almanya kupası tam bir hayal kırıklığıydı. daha ilk maçta 2. lig takımına elendim. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. onu da tutturdum. bir anda acaba derken, çünkü takım çok iyi oynuyordu, manu geldi ilk maçta 6, ikinci maçta 4 atıp bir araba dolusu golle beni uğurladı. ama olsun. çeyrek final çeyrek finaldir. bundesliga ise benim için hayal kırıklığıydı. hedefim ikincilikken son haftalarda dordmund ve bayern'in müthiş bir form düşüşü yaşamasından sonra 3. sıradan gelip şampiyon oldum. fm'lerin bu yanını gerçekten sevmiyorum. bir şekilde zorla şampiyon yapıyor oyun sizi. 5., 6. sezonda hedeflediğim sonucu 2. sezonda alınca insan hayal kırıklığına uğruyor. ancak bu sonuç bana schalke ile yeni bir sözleşme imzalama fırsatı verdi.
3. sezona radikal değişikliklerle gittim. altyapıya aldığım gençlerden firmpong a takıma yükseldi. sezon başında verratti'yi transfer ettim monaco'dan. ki ilk yüksek bütçeli oyuncu transferim oldu. 20 milyon dolar civarı bir para harcadım kendisini takıma katmak için. balanta bu ararada çok klas bir adam haline geldi. ligde genelde 18'e bile giremeyen papadapoulos ilk geldiğim günden bu yana uğraştığım pozisyon alması gelişince dehşet bir kesici oldu. tam bir terminatöre dönüştü adam. şampiyonluğum esnasında şahane maçlar çıkaran matip'e barcelona 24 milyon eu verince bir saniye düşünmedim. şişkin stoper kadromu törpülemek amacıyla sattım oyuncuyu. yine huntelaar 9,5 milyon dolar yıllık maaşı vardı, sözleşmesi sona erince, yaşı da 31 olmuştu yeni sözleşme önermedim. böylece 2 sezondur takımı taşıyan forvet kadrodan eksildi ve hücum hattında ciddi bir boşluk oluştu. ve şampiyon olduğumuz sezonun son maçlarında takım konuşmaları nedeniyle huzursuzluk yaşadığım boateng'i de 34 milyon dolar'a okuttum. ayrıca yaşlanmaya başlayan ve sözleşmesinin son sezonuna girmiş jefferson farfan'ı da sattım. benden 12 milyon dolar yıllık ücret istedi hayvan. bu kayıplar sonrasında elimde ciddi bir transfer bütçesi oluştu ve maaş bütçesi de rahatladı. sonunda kulübün ekonomisini kontrol altına almıştım. ancak tahminlerinizin aksine bu bütçeyle müthiş transferler yapmadım. sadece hücum hattına vietto'yu aldım. arjantin'li forvetin karnesindeki rakamlar oldukça iyiydi. gençlerden umut bağladığım tounkara takıma adapte olana kadar tahminen 2 sezon boyunca, adjijaj ile birlikte beni idare edebilirdi. bir de ter stegen'i aldım kaleye. daha iyi bir kaleciyi hakediyordu takım. geçen sezonun şampiyonu olarak lige umutlu girdim. fakat süper kupada bayern beni 5-1 ile ezdi geçti. almanya kupası'nda ise yine ilk turda kıçıma teneke bağladı bir 2. lig takımı. lige ise 3 seri galibiyet ile başladım. fakat wolfsburg deplasmanında yediğim fark kötü gidişin habercisi oldu. üst üste gelen beraberlik ve malubiyetler beni canımdan bezdirdi. takımın iskeletini satmam pahalıya patlamıştı. yerine gelen yabancıların uyum sorunu yaşaması ve kadrodaki köklü değişim beni şampiyon olduktan sonraki bursaspor'a çevirdi. bu arada bir önceki sezon nasıl şampiyon olduysam, aynı algoritmayla wolfsburg da 3.lükten gelerek son haftalarda dehşet puan kayıpları yaşayan bayern ve dordmund'un önüne geçip ligi zirvede bitirdi. kadrosuna baksan ilk 3'e oynamaz dersin adamlar. ama takım olmayı becerdiler herhalde. bense zirve hattından ciddi puan farkı yiyerek 4. oldum. o da leverkusen'in hediyesi. son haftaya 1 puan önlerinde girmeme rağmen evimde küme düşmüş takıma kaybettim. fakat onlar da evinde kaybedince ön elemelerle de olsa şampiyonlar ligi vizesini kaptım. şampiyonlar ligi'nde ise zar zor gruptan çıkıp barcelona ile eşleştim. şanslı 2 maç sonunda evimde 1-0 kazandım, deplasmanda da 2-1 mağlup oldum ve turu geçtim. ancak çeyrek finalde psg benden kan aldı. skorları ne ben söyliyim ne siz sorun. zaten sakatlık kabusu ile boğuşuyordum. üzerine adamlar tam formda gelince olanlar oldu...
4. sezona girerken yönetim bende ısrar etti. zaten şampiyonlar ligi vizesini de almıştım. ancak ligdeki sonuçtan hiç memnun olmadılar. çünkü şampiyonluk mücadelesi olarak belirlediğim hedefte fena sıçmıştım. almanya kupasında da elenince işler benim için kötü gidiyordu. ayrıca artık gelişimlerinin zirvesinde olan papadapoulos ve draxler'e çok ciddi teklifler vardı ve onları kadroda tutmak mevcut bütçe ile gerçekten zordu. barcelona da ter stegen'e göz dikince sezona transfer huzursuzluklarıyla başladım. özellikle ter stegen tam bir kaypak çıktı. kendisine çok düşük bir ücret önermeleri yüzünden barcelona'yı reddedince görülmemiş çirkeflikler yaptı. ben de oyuncuyu kadro dışı bıraktım. dedim senin yerin 19 yaşındaki çocukların yanı. şımarıklık yapmamayı onlarla kumda oynarken öğrenirsin. 10 milyon dolar kadar bir parayı krul'a bayıldım. iyi ki de bayılmışım. sezon içerisinde kalesinde devleşti. draxler sezona mutsuz başladı. o da barcelona'ya gitmek istiyormuş. papadapoulos ile ise uzun pazarlıklar sonucunda yeni bir sözleşme imzaladım. transferde ise bir önceki sezon kanatsız oyuna dönerek sistemini 4-1-2-1-2 yapan bayern münih'in hediyesi mülleri kaptım. 40 milyon küsür dolar'a gerçekleşti bu transfer. sezona bu şekilde girdim. ayrıca alt takımdan a takıma her iki kanatta oynayabilen hector moreira'yı çıkardım. bir de 7 milyon eu'ya forvet arkasına halilovic'i transfer ettim. bu oyuncuyu tavsiye ederim. yaratıcılığı, pas ve tekniği dışında finishing'i de 15 olduğu için çok ciddi bir silah. ayrıca sağ kanatta da oynayabiliyor. sistemi ise 4-1-2-3'ten 4-2-3-1'e çevirdim. almanya kupasında hedef finaldi. çeyrek finalde bayern yoluma taş koydu. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. yarı finalde yine psg duvarına tosladım. ligde ise tarih ya da algoritma diyebilirsiniz tekerrür etti. 3.'lükten gelerek son haftalarda büyük puan kayıpları yaşayan dordmund ve bayern'in önüne geçerek 1 puan farkla şampiyon oldum. şampiyonlukta müller, fuchs ve bir önceki sezon yokları oynayan vietto müthiş katkı yaptılar.
sezon 5'teyim. sol bekte gaytan fuchs'u kesmeye başladı. sağ bekte hala kaan ayhan var. stoper'de höwedes, balanta ve papadopoulos ile taş gibiyim. ayrıca sakatlıklarda neustatter de o bölge için sağlam yedek. halilovic'i başarılı performansına rağmen attığı her golden sonra yeni sözleşme isteyen menejeri yüzünden sattım. zaten yine alt yapıdan gelen alexi ve öz evladım, schalke çocuğu meyer o bölgede yeterince iyi iş çıkarıyorlar. tounkara sonunda a takıma yükseldi. ligde oynadığında formanın ağırlığını taşıyor. önümüzdeki sezon tozu dumana katacak. sezon ortasındayım an itibarıyla. almanya kupasında da, ligde de, şampiyonlar ligi'nde de hedefim zirve. sanırım bunu başarabilirim. eldeki kadro ile başarsam iyi olacak çünkü 6. sezonumda yeni bir köklü değişim yapıcam. kiradaki gençler formanın ağırlığını taşıyacak hale geldiler. ancak bu jenerasyon zirvedeyken, şampiyonlar ligini kazanıp da dağılmayı hakediyor. draxler, müller, goretzka, vietto, verratti, meyer, neustattler gibi isimleri elden çıkarmayı düşünüyorum. gerçi goretzka konusunda emin değilim. 3 milyon dolar yıllık ücret ile oynuyor. almadığı transfer teklifi kalmadı. bir defa bile huzursuzlanmadı. belki şu sıralar ona yeni bir sözleşme verip takım kaptanı da yapabilirim. fuchs konusunda da kararsızım. sözleşmesi bitiyor. yaşı geldi 32'ye. önümüzdeki sezon oynayamaz. yeni sözleşme önereyim diyorum, takımın abisi olsun diyorum, hayvan gibi maaş istiyor. sezon sonu yola gelirse takımda tutucam kendisini. zira büyük katkısı oldu kariyerime. orta saha ve hücumda yapacağım değişikliklere rağmen defans kadrosunu ise aynen koruyacam. küme falan düşmeyelim :)
bir de merak ediyorsanız menejerine yaptığı terbiyesizliklerden sonra ter stegen hala 19 yaş altı takımımın kalesini koruyor. 5 sezonu orada tamamlatmayı planlıyorum yavşağa. ibreti alem olsun diye...
artık klasikleşmiş olarak ilk sezon takımı tanımak ve teknik kadroyu güçlendirmek adına hiç transfer yapmadım. zaten elimde şampiyonlar ligi'ne oynayacak bir kadro vardı. huntelaar, draxler, farfan, boateng, höwedes, matip, papadopulos (gerçi kendisi oyuna sakat başlıyor ve sezonu neredeyse sakat tamamlıyor), neustatter, fuchs... sezon boyunca çok sağlam scouting çalışması da yaptım. beklentileri şampiyonlar ligi ve politikası genç oyuncular üzerine olan bir takımda çalışmanın rahatlığı hazır transfer peşinde koşmama neredeyse hiç gerek kalmadı. 13/14 sezonunda yaptığım tek transfer; sezon sonuna doğru, bir sonraki sezon oynatabilmek için eder balanta'ydı. takımında yaşadığı huzursuzlukları fırsat bilip kadroya kattım kendisini. schalke kariyerimin ilk senesinde sonuç olarak almanya kupasındaki hedefi tutturamayıp elendim. şampiyonlar ligi'nde gruptan çık dediler, çeyrek finale yükselttim takımı. ligde ise benden şampiyonlar ligi bekliyorlardı. 3. olup bunu başardım. hatta 2. bayern münih ile 2 puan farkımız vardı. fakat dordmund'la 12 puandı yanılmıyorsam, fena ezdi bizi şampiyon olurken.
2. sezona takıma balanta'nın katılmasının yanısıra sağ beke kaan ayhan isimli bir türk oyuncuyu adapte ettim ki o gün bu gündür kimseler kesemedi kendisini. bunun dışında yine alt yapıdan gelen adjijaj (düşük bütçeli takımlara ve hatta galatasaray'a tavsiye ederim) sorumluluk alabilecek hale geldi. ve tabi bu arada goretzka muhteşem bir orta saha haline dönüştü. yine maximilian meyer ofansın her bölgesi için çok iyi bir yedek oldu. bir de sezon başında bana verilen 50 küsür milyon dolarlık transfer bütçesini iyi değerlendirip 16-17 yaş katagorisine bol bol transfer yaptım. sezon performansına gelirsek, almanya kupası tam bir hayal kırıklığıydı. daha ilk maçta 2. lig takımına elendim. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. onu da tutturdum. bir anda acaba derken, çünkü takım çok iyi oynuyordu, manu geldi ilk maçta 6, ikinci maçta 4 atıp bir araba dolusu golle beni uğurladı. ama olsun. çeyrek final çeyrek finaldir. bundesliga ise benim için hayal kırıklığıydı. hedefim ikincilikken son haftalarda dordmund ve bayern'in müthiş bir form düşüşü yaşamasından sonra 3. sıradan gelip şampiyon oldum. fm'lerin bu yanını gerçekten sevmiyorum. bir şekilde zorla şampiyon yapıyor oyun sizi. 5., 6. sezonda hedeflediğim sonucu 2. sezonda alınca insan hayal kırıklığına uğruyor. ancak bu sonuç bana schalke ile yeni bir sözleşme imzalama fırsatı verdi.
3. sezona radikal değişikliklerle gittim. altyapıya aldığım gençlerden firmpong a takıma yükseldi. sezon başında verratti'yi transfer ettim monaco'dan. ki ilk yüksek bütçeli oyuncu transferim oldu. 20 milyon dolar civarı bir para harcadım kendisini takıma katmak için. balanta bu ararada çok klas bir adam haline geldi. ligde genelde 18'e bile giremeyen papadapoulos ilk geldiğim günden bu yana uğraştığım pozisyon alması gelişince dehşet bir kesici oldu. tam bir terminatöre dönüştü adam. şampiyonluğum esnasında şahane maçlar çıkaran matip'e barcelona 24 milyon eu verince bir saniye düşünmedim. şişkin stoper kadromu törpülemek amacıyla sattım oyuncuyu. yine huntelaar 9,5 milyon dolar yıllık maaşı vardı, sözleşmesi sona erince, yaşı da 31 olmuştu yeni sözleşme önermedim. böylece 2 sezondur takımı taşıyan forvet kadrodan eksildi ve hücum hattında ciddi bir boşluk oluştu. ve şampiyon olduğumuz sezonun son maçlarında takım konuşmaları nedeniyle huzursuzluk yaşadığım boateng'i de 34 milyon dolar'a okuttum. ayrıca yaşlanmaya başlayan ve sözleşmesinin son sezonuna girmiş jefferson farfan'ı da sattım. benden 12 milyon dolar yıllık ücret istedi hayvan. bu kayıplar sonrasında elimde ciddi bir transfer bütçesi oluştu ve maaş bütçesi de rahatladı. sonunda kulübün ekonomisini kontrol altına almıştım. ancak tahminlerinizin aksine bu bütçeyle müthiş transferler yapmadım. sadece hücum hattına vietto'yu aldım. arjantin'li forvetin karnesindeki rakamlar oldukça iyiydi. gençlerden umut bağladığım tounkara takıma adapte olana kadar tahminen 2 sezon boyunca, adjijaj ile birlikte beni idare edebilirdi. bir de ter stegen'i aldım kaleye. daha iyi bir kaleciyi hakediyordu takım. geçen sezonun şampiyonu olarak lige umutlu girdim. fakat süper kupada bayern beni 5-1 ile ezdi geçti. almanya kupası'nda ise yine ilk turda kıçıma teneke bağladı bir 2. lig takımı. lige ise 3 seri galibiyet ile başladım. fakat wolfsburg deplasmanında yediğim fark kötü gidişin habercisi oldu. üst üste gelen beraberlik ve malubiyetler beni canımdan bezdirdi. takımın iskeletini satmam pahalıya patlamıştı. yerine gelen yabancıların uyum sorunu yaşaması ve kadrodaki köklü değişim beni şampiyon olduktan sonraki bursaspor'a çevirdi. bu arada bir önceki sezon nasıl şampiyon olduysam, aynı algoritmayla wolfsburg da 3.lükten gelerek son haftalarda dehşet puan kayıpları yaşayan bayern ve dordmund'un önüne geçip ligi zirvede bitirdi. kadrosuna baksan ilk 3'e oynamaz dersin adamlar. ama takım olmayı becerdiler herhalde. bense zirve hattından ciddi puan farkı yiyerek 4. oldum. o da leverkusen'in hediyesi. son haftaya 1 puan önlerinde girmeme rağmen evimde küme düşmüş takıma kaybettim. fakat onlar da evinde kaybedince ön elemelerle de olsa şampiyonlar ligi vizesini kaptım. şampiyonlar ligi'nde ise zar zor gruptan çıkıp barcelona ile eşleştim. şanslı 2 maç sonunda evimde 1-0 kazandım, deplasmanda da 2-1 mağlup oldum ve turu geçtim. ancak çeyrek finalde psg benden kan aldı. skorları ne ben söyliyim ne siz sorun. zaten sakatlık kabusu ile boğuşuyordum. üzerine adamlar tam formda gelince olanlar oldu...
4. sezona girerken yönetim bende ısrar etti. zaten şampiyonlar ligi vizesini de almıştım. ancak ligdeki sonuçtan hiç memnun olmadılar. çünkü şampiyonluk mücadelesi olarak belirlediğim hedefte fena sıçmıştım. almanya kupasında da elenince işler benim için kötü gidiyordu. ayrıca artık gelişimlerinin zirvesinde olan papadapoulos ve draxler'e çok ciddi teklifler vardı ve onları kadroda tutmak mevcut bütçe ile gerçekten zordu. barcelona da ter stegen'e göz dikince sezona transfer huzursuzluklarıyla başladım. özellikle ter stegen tam bir kaypak çıktı. kendisine çok düşük bir ücret önermeleri yüzünden barcelona'yı reddedince görülmemiş çirkeflikler yaptı. ben de oyuncuyu kadro dışı bıraktım. dedim senin yerin 19 yaşındaki çocukların yanı. şımarıklık yapmamayı onlarla kumda oynarken öğrenirsin. 10 milyon dolar kadar bir parayı krul'a bayıldım. iyi ki de bayılmışım. sezon içerisinde kalesinde devleşti. draxler sezona mutsuz başladı. o da barcelona'ya gitmek istiyormuş. papadapoulos ile ise uzun pazarlıklar sonucunda yeni bir sözleşme imzaladım. transferde ise bir önceki sezon kanatsız oyuna dönerek sistemini 4-1-2-1-2 yapan bayern münih'in hediyesi mülleri kaptım. 40 milyon küsür dolar'a gerçekleşti bu transfer. sezona bu şekilde girdim. ayrıca alt takımdan a takıma her iki kanatta oynayabilen hector moreira'yı çıkardım. bir de 7 milyon eu'ya forvet arkasına halilovic'i transfer ettim. bu oyuncuyu tavsiye ederim. yaratıcılığı, pas ve tekniği dışında finishing'i de 15 olduğu için çok ciddi bir silah. ayrıca sağ kanatta da oynayabiliyor. sistemi ise 4-1-2-3'ten 4-2-3-1'e çevirdim. almanya kupasında hedef finaldi. çeyrek finalde bayern yoluma taş koydu. şampiyonlar ligi'nde hedef çeyrek finaldi. yarı finalde yine psg duvarına tosladım. ligde ise tarih ya da algoritma diyebilirsiniz tekerrür etti. 3.'lükten gelerek son haftalarda büyük puan kayıpları yaşayan dordmund ve bayern'in önüne geçerek 1 puan farkla şampiyon oldum. şampiyonlukta müller, fuchs ve bir önceki sezon yokları oynayan vietto müthiş katkı yaptılar.
sezon 5'teyim. sol bekte gaytan fuchs'u kesmeye başladı. sağ bekte hala kaan ayhan var. stoper'de höwedes, balanta ve papadopoulos ile taş gibiyim. ayrıca sakatlıklarda neustatter de o bölge için sağlam yedek. halilovic'i başarılı performansına rağmen attığı her golden sonra yeni sözleşme isteyen menejeri yüzünden sattım. zaten yine alt yapıdan gelen alexi ve öz evladım, schalke çocuğu meyer o bölgede yeterince iyi iş çıkarıyorlar. tounkara sonunda a takıma yükseldi. ligde oynadığında formanın ağırlığını taşıyor. önümüzdeki sezon tozu dumana katacak. sezon ortasındayım an itibarıyla. almanya kupasında da, ligde de, şampiyonlar ligi'nde de hedefim zirve. sanırım bunu başarabilirim. eldeki kadro ile başarsam iyi olacak çünkü 6. sezonumda yeni bir köklü değişim yapıcam. kiradaki gençler formanın ağırlığını taşıyacak hale geldiler. ancak bu jenerasyon zirvedeyken, şampiyonlar ligini kazanıp da dağılmayı hakediyor. draxler, müller, goretzka, vietto, verratti, meyer, neustattler gibi isimleri elden çıkarmayı düşünüyorum. gerçi goretzka konusunda emin değilim. 3 milyon dolar yıllık ücret ile oynuyor. almadığı transfer teklifi kalmadı. bir defa bile huzursuzlanmadı. belki şu sıralar ona yeni bir sözleşme verip takım kaptanı da yapabilirim. fuchs konusunda da kararsızım. sözleşmesi bitiyor. yaşı geldi 32'ye. önümüzdeki sezon oynayamaz. yeni sözleşme önereyim diyorum, takımın abisi olsun diyorum, hayvan gibi maaş istiyor. sezon sonu yola gelirse takımda tutucam kendisini. zira büyük katkısı oldu kariyerime. orta saha ve hücumda yapacağım değişikliklere rağmen defans kadrosunu ise aynen koruyacam. küme falan düşmeyelim :)
bir de merak ediyorsanız menejerine yaptığı terbiyesizliklerden sonra ter stegen hala 19 yaş altı takımımın kalesini koruyor. 5 sezonu orada tamamlatmayı planlıyorum yavşağa. ibreti alem olsun diye...