215
zor maç olacak elbet. ama ben turu atlayacağımızı düşünüyorum, turu atlayacağımıza inanıyorum.
o kadar şeye rağmen bugün bu maçı yapacağız. yönetim değişti, real ve juve ile aynı gruba düştük, hocamız değişti. ama o kadar büyük ki bu camia, karda buzda ertelenen maçta iş saatinde stadı doldurdu. ve bir efsane galibiyet daha aldık. bugün yine bir efsane galibiyet daha alacağız inşallah.
teknik-taktik analizle başlayalım.
mourinho'nun takımlarına karşı genelde çift forvet pek iş yapamıyoruz. geçen sene real madrid eşleşmesini hatırlayın. ilk maç* 4-1-2-1-2 çıkmıştık, ileride burak-drogba. bu ikilinin kendi uyumsuzlukları bir yana; mourinho 8 maçta 8 gol atan burak'a öyle iyi savunma yaptırmıştı ki takımına adam akıllı top alamamıştı burak. ilk dakikalarda golü bulduktan sonra hakemin de yardımıyla maçı farka götürmüşlerdi. ama öyle bizim 2. maçtaki* kurduğumuz baskıyı maç içinde kuramadılar, genelde kontra atak oynadılar. zaten genelde mourinho takımları kontra atak oynar. bu sezonki ilk chelsea maçında da* kontra ataklar dışında adam akıllı hücumları yok. oyun sete dönünce biz avantajlıyız, burası net.
neyse konumuza tekrar dönelim; geçen sezonki 2. real maçını hatırlayın. maç tıkanmış, biz oyunu göbeğe hapsetmiştik. tek forvete dönüp kanatlara da inmemiz gerektiğini böylece defansın dengesini bozabileceğimizi söylemiştim. fatih hocam da benzer düşünmüş olmalı ki; sabri girdi oyuna. 4-5-1'e döndükten sonra sneijder, drogba derken real 5 yememek için 11 kişi savunma yapmaya başlamıştı. sabri'nin oyuna girişi bize 2 şey kazandırdı; daha fazla top hakimiyeti ve oyunu kanatlara açabilme. sabri'nin sonradan girdiğinde ne kadar etkili bir oyuncu olduğunu sabri başlığına yazdım daha önce; adam eksiltebilir, hızını kullanarak sıfıra inebilir, isabetli ortalar yapabilir, pas oyununa katkı sağlar. o maçta 4-5-1'e döndükten sonra oyunu tamamen rakip sahaya yıktık ve nerdeyse eliyorduk real madrid'i.
şimdi gelelim ilk chelsea maçı'na. burak ve drogba iyiden iyiye uyumsuz bir ikili olmaya başladı. ilk maçta mourinho yine burak'a özel önlem almış, burak pek fazla varlık gösteremedi. eminim ki bu maçta da önlem almıştır ve burak'tan pek fazla yararlanamayız ilk başlarda. o yüzden burak'ın yedek başlaması daha iyi olacaktır. biz de orta sahayı kalabalık tutup, topa sahip olmaya çalışırız. dediğim gibi oyunu rakip sahaya yıkabilirsek istediğimiz sonucu alırız.
orta sahada 1 fazla adam demek aynı zamanda daha fazla pres ve defans demek. burak'ın presleri çok da etkili değil çünkü.
---------------------drogba-------------------------
------------------sneijder------------------eboue
---------yekta---------------selçuk---------------
telles---------------melo-------------------veysel
--------------semih------chedjou-----------------
--------------------muslera-------------------------
yedekler: burak, sabri, hakan, hajrovic, umut, hamit, ufuk.
şöyle bir kadro güzel olurdu.
burada öncelikle sneijder'in etkinliği artar. zira hem sola hapsolmamış, en etkili alan olduğu ceza sahasının hemen dışında olur hem de dilinden anlayan yekta ve telles gibi seri kısa paslar atabilen 2 oyuncu ile yakın oynamış olur. yekta'nın bazı zamanlarda telles'in kademesine girmesi lazım, bu çok önemli. zira dediğimiz gibi chelsea'nin en büyük silahı kontra ataklar.
sağ beke veysel'i yazdım çünkü savunma yönü sabri'ye göre daha iyi. ve sabri, kulübede çok iyi bir opsiyon olacak bizim için. eboue'yi ise biraz ileriye yazdım. böylece etkinliğinin en yüksek olduğu alanda oynayacak. geri dönüşlerde sorun yaşadığı aşikar. ancak ileri çıktığında da rakip için her zaman tehlike. gerek paslarla, gerekse çalım atarak rakip oyuncuları oyundan düşürebiliyor. çok iş yapacaktır arkasında bir sağ bekle.
melo'yu bilerek geriye yazdım zira allah korusun; bu maçta hata yaparsak telafisi zor. geride az adamla yakalanmamalıyız. melo ileri çıktığında da mutlaka ya selçuk ya da yekta o boşluğu kapatabilmeli.
defansta da her ne kadar hakan balta ve semih iyi bir ikili olsalar da chedjou'nun oynaması daha iyi olacaktır. duran toplarda tehdit çünkü rakip için. 0-0 bize yetseydi hakan balta daha iyi bir opsiyon olabilirdi ama gol atmamız gerekiyor.
semih, torres'in hızına yetişebilecek tek stoperimiz. çok dikkatli olması lazım.
yukarıdaki kadroda sol tarafımız biraz zayıf kalıyor ama onu da yekta'nın, melo'nun, semih'in yapacağı kademelerle hatta gerekirse sneijder'in ara ara sol kanata deplase olarak yapacağı presle kapatmamız lazım.
oyunun durumuna göre burak sonradan girebilir ve yorgun chelsea defansının arkasına koşular yapar. sabri tam bir joker. sağ bek, sağ iç, sağ açık.
şansımız ciddi anlamda yüksek. akıllı oynarsak ve oyuncularımız sürekli birbirinin kademesinde olursa chelsea'yi eleriz. oyunu yavaşlatmalı ve rakip sahaya yıkmalıyız. tempo yüksekliği onların işine gelir.
umutsuz arkadaşlar var, galatasaray'ın bu sezonki deplasman karnesi onları umutsuzluğa itiyor ama galatasaray'ın adının olduğu yerde her zaman umut vardır. önce bunu hatırlasınlar, sonra da galatasaray'ın avrupa'daki deplasman karnesine baksınlar.
ne deplasmanlar gördük biz. manchesterlar, atleticolar, juventuslar, borussia dortmundlar, romalar, milanlar, vs... bu deplasmandan da başımız dik çıkacağız inşallah. zira cimbom başı dik yürür!
neyse lafı daha fazla uzatmayacağım. onlar chelsea ise biz de galatasaray'ız! biz zor günlerin adamıyız!
geliyoruz ulan!
galatasaray!
düzeltme: veysel'i cl listesi'ne yazdırmamışız nedense. george jardel'e teşekkürler.
bu durumda veysel yerine sabri yazılır.
o kadar şeye rağmen bugün bu maçı yapacağız. yönetim değişti, real ve juve ile aynı gruba düştük, hocamız değişti. ama o kadar büyük ki bu camia, karda buzda ertelenen maçta iş saatinde stadı doldurdu. ve bir efsane galibiyet daha aldık. bugün yine bir efsane galibiyet daha alacağız inşallah.
teknik-taktik analizle başlayalım.
mourinho'nun takımlarına karşı genelde çift forvet pek iş yapamıyoruz. geçen sene real madrid eşleşmesini hatırlayın. ilk maç* 4-1-2-1-2 çıkmıştık, ileride burak-drogba. bu ikilinin kendi uyumsuzlukları bir yana; mourinho 8 maçta 8 gol atan burak'a öyle iyi savunma yaptırmıştı ki takımına adam akıllı top alamamıştı burak. ilk dakikalarda golü bulduktan sonra hakemin de yardımıyla maçı farka götürmüşlerdi. ama öyle bizim 2. maçtaki* kurduğumuz baskıyı maç içinde kuramadılar, genelde kontra atak oynadılar. zaten genelde mourinho takımları kontra atak oynar. bu sezonki ilk chelsea maçında da* kontra ataklar dışında adam akıllı hücumları yok. oyun sete dönünce biz avantajlıyız, burası net.
neyse konumuza tekrar dönelim; geçen sezonki 2. real maçını hatırlayın. maç tıkanmış, biz oyunu göbeğe hapsetmiştik. tek forvete dönüp kanatlara da inmemiz gerektiğini böylece defansın dengesini bozabileceğimizi söylemiştim. fatih hocam da benzer düşünmüş olmalı ki; sabri girdi oyuna. 4-5-1'e döndükten sonra sneijder, drogba derken real 5 yememek için 11 kişi savunma yapmaya başlamıştı. sabri'nin oyuna girişi bize 2 şey kazandırdı; daha fazla top hakimiyeti ve oyunu kanatlara açabilme. sabri'nin sonradan girdiğinde ne kadar etkili bir oyuncu olduğunu sabri başlığına yazdım daha önce; adam eksiltebilir, hızını kullanarak sıfıra inebilir, isabetli ortalar yapabilir, pas oyununa katkı sağlar. o maçta 4-5-1'e döndükten sonra oyunu tamamen rakip sahaya yıktık ve nerdeyse eliyorduk real madrid'i.
şimdi gelelim ilk chelsea maçı'na. burak ve drogba iyiden iyiye uyumsuz bir ikili olmaya başladı. ilk maçta mourinho yine burak'a özel önlem almış, burak pek fazla varlık gösteremedi. eminim ki bu maçta da önlem almıştır ve burak'tan pek fazla yararlanamayız ilk başlarda. o yüzden burak'ın yedek başlaması daha iyi olacaktır. biz de orta sahayı kalabalık tutup, topa sahip olmaya çalışırız. dediğim gibi oyunu rakip sahaya yıkabilirsek istediğimiz sonucu alırız.
orta sahada 1 fazla adam demek aynı zamanda daha fazla pres ve defans demek. burak'ın presleri çok da etkili değil çünkü.
---------------------drogba-------------------------
------------------sneijder------------------eboue
---------yekta---------------selçuk---------------
telles---------------melo-------------------veysel
--------------semih------chedjou-----------------
--------------------muslera-------------------------
yedekler: burak, sabri, hakan, hajrovic, umut, hamit, ufuk.
şöyle bir kadro güzel olurdu.
burada öncelikle sneijder'in etkinliği artar. zira hem sola hapsolmamış, en etkili alan olduğu ceza sahasının hemen dışında olur hem de dilinden anlayan yekta ve telles gibi seri kısa paslar atabilen 2 oyuncu ile yakın oynamış olur. yekta'nın bazı zamanlarda telles'in kademesine girmesi lazım, bu çok önemli. zira dediğimiz gibi chelsea'nin en büyük silahı kontra ataklar.
sağ beke veysel'i yazdım çünkü savunma yönü sabri'ye göre daha iyi. ve sabri, kulübede çok iyi bir opsiyon olacak bizim için. eboue'yi ise biraz ileriye yazdım. böylece etkinliğinin en yüksek olduğu alanda oynayacak. geri dönüşlerde sorun yaşadığı aşikar. ancak ileri çıktığında da rakip için her zaman tehlike. gerek paslarla, gerekse çalım atarak rakip oyuncuları oyundan düşürebiliyor. çok iş yapacaktır arkasında bir sağ bekle.
melo'yu bilerek geriye yazdım zira allah korusun; bu maçta hata yaparsak telafisi zor. geride az adamla yakalanmamalıyız. melo ileri çıktığında da mutlaka ya selçuk ya da yekta o boşluğu kapatabilmeli.
defansta da her ne kadar hakan balta ve semih iyi bir ikili olsalar da chedjou'nun oynaması daha iyi olacaktır. duran toplarda tehdit çünkü rakip için. 0-0 bize yetseydi hakan balta daha iyi bir opsiyon olabilirdi ama gol atmamız gerekiyor.
semih, torres'in hızına yetişebilecek tek stoperimiz. çok dikkatli olması lazım.
yukarıdaki kadroda sol tarafımız biraz zayıf kalıyor ama onu da yekta'nın, melo'nun, semih'in yapacağı kademelerle hatta gerekirse sneijder'in ara ara sol kanata deplase olarak yapacağı presle kapatmamız lazım.
oyunun durumuna göre burak sonradan girebilir ve yorgun chelsea defansının arkasına koşular yapar. sabri tam bir joker. sağ bek, sağ iç, sağ açık.
şansımız ciddi anlamda yüksek. akıllı oynarsak ve oyuncularımız sürekli birbirinin kademesinde olursa chelsea'yi eleriz. oyunu yavaşlatmalı ve rakip sahaya yıkmalıyız. tempo yüksekliği onların işine gelir.
umutsuz arkadaşlar var, galatasaray'ın bu sezonki deplasman karnesi onları umutsuzluğa itiyor ama galatasaray'ın adının olduğu yerde her zaman umut vardır. önce bunu hatırlasınlar, sonra da galatasaray'ın avrupa'daki deplasman karnesine baksınlar.
ne deplasmanlar gördük biz. manchesterlar, atleticolar, juventuslar, borussia dortmundlar, romalar, milanlar, vs... bu deplasmandan da başımız dik çıkacağız inşallah. zira cimbom başı dik yürür!
neyse lafı daha fazla uzatmayacağım. onlar chelsea ise biz de galatasaray'ız! biz zor günlerin adamıyız!
geliyoruz ulan!
galatasaray!
düzeltme: veysel'i cl listesi'ne yazdırmamışız nedense. george jardel'e teşekkürler.
bu durumda veysel yerine sabri yazılır.
