• 737
    bugun bir yasina giren virus.
    arkadaslarimin buyuk çogunlugu hasta olmasina , avare avare barlara, diskolara girmeme, hastaligin kirip geçirdigi paris'te yasamama ragmen kapmadigim hastalik.
    fakat 2019'un bu zamanlarinda yaklasik bir ay suren inanilmaz oksuruk ve atesimin bu virus oldugunu dusunuyorum, asla unutamayacagim bir hastalik olmustu gerçekten.
    covid-19'un 2019 yaz aylarindan itibaren çin'den yayildigina yemin ederim ama ispat edemem.
  • 826
    (bkz: #3019817)

    ablam süreci gayet rahat atlattı, işin garibi aynı evde olan babama da test yapıldı ve sonuç negatif.

    hiç dışarı çıkmamasına rağmen bulaşan insanları duydukça pozitif bekliyorduk ama evde ciddi bir izolasyon ile sorunsuz atlattık diyebiliriz.

    bir çok ülkede "uzatmalı covid-19 belirtileri' diye bazı şeyler gördüm. aylar geçmesine rağmen anlık hafıza kayıpları, kısa bir yürüyüşte dahi tıkanmalar flan.

    bu da bbc'nin bahsettiği: https://youtu.be/vk4u01i6oFk

    3 dil bilen bir kadın "hollanda"yı 3 dilde de hatırlayamadığını, soranlara "başkenti amsterdam olan" dediğini söylüyor.

    işin garibi hiç covid-19 pozitif olmamama rağmen son 1 haftada 2 kez bir kaç dakikalık gidip gelmeler oldu bende de.

    her ikisinde de alanyaspor'lu salih uçan'ın soyismini hatırlayamadım enteresan şekilde. ayan flan diye geldi ama uçan gelmedi bir türlü.

    ilkinde salih'in soyismini hatırlayamadığımdan sanırım 2.sinde de onu hatırlamaya çalıştım ama yine olmadı.

    bu meretten midir yoksa b12 vaktimiz mi geldi bilemiyorum artık.
  • 290
    bizi ciddi manada psikolojik sınava tabi tutan lanet virüs. iş yerimin pazartesi açıkladığı üzere home office çalışmaya başladık ve 17 mart salı gününden bu yana da evden çalışmaya devam ediyorum. işlerde bariz bir düşüş var, müşteriler koronavirüs sebebi ile hizmet/ürün satışınız duracak mı diye soruyor; salgının ekonomiye vurduğu darbeyi net olarak bilmesek de şimdiden görebiliyoruz.

    onun dışında evden 1-2 kez çıktım bu süre zarfında, onda da kendimi çernobil'de yürüyormuşum ve aldığımız her nefeste zehir soluyormuşum gibi hissettim. gül gibi yaşayıp giderken, özgürce sokaklarda dolaşabilirken şu an bunları konuşuyor ve yaşıyor olmak çok can sıkıcı.

    hadi benim iş yerim home office yaptı ama işlerine gitmek zorunda kalan milyonlarca insan var, bir tanesi de eşim. neyse ki toplu taşıma kullanmıyor ve evden işe yürüme mesafesi 10-11 dakika. ama her gün toplu taşıma kullanıp işine gitmek zorunda kalan insanlar en büyük risk grubunda maalesef.

    şu an gerçek vaka 1000'lerce kişi olduğunu düşünsek veya söylesek de elimizde sadece bakanın açıkladığı resmi rakamlar var. umarım ne gerçekte ne de bakanın açıkladığı rakamlarda çarpıcı bir artış olmaz. evde kalıp iyi şeyler dilemekten başka elimizden pek bir şey maaesef gelmiyor.
  • 69
    kktc'de eğitimin 15 mart 2020 tarihine kadar ertelenmesine sebep olmuş virüs. yaşadığım şehir olan mağusa'da özellikle bugün olağanüstü bir hal vardı. marketlerden stok yapan insanlar, bankamatik önünde sıralar, jel ve maskelerinin gelir gelmez tükendiği eczaneler. umarım bu süreç uzamaz ve bitirme projesi alan benim gibi insanlar sağlıklı bir şekilde mezun olur.
  • 15
    artik almanya'da yasadigim sehirdeki hastanede bir hastada bulunan virüs. sehir düsseldorf.

    normal bir grip bile daha tehlikeli diyorlardi bu virüs hakkinda.

    "peki o zaman nedem almanya'da 18 kisiden bir tanesinin durumu kritik?" diye soruyorum kendi kendime. tabii ki tesadüf de olabilir, durumu kritik olan kisinin baska türlü hastaliklari da varmis diyorlar.

    normal bir gripte 18 kisiden bir tanesinin durumu kritik olamaz.

    italya'da 322 kisi arasinda 10 ölüm gerceklesmis. pek de endiselenmeyecek bir durum degil sanki.
  • 1192
    sonunda biz de sobelendik. yakın bir arkadaşımla cumartesi yedik, içtik ayrıldık. sabahleyin kendinde bir tuhaflık olduğunu hissediyor ve test yaptırmaya karar veriyor. tabi bu esnada beni de aradı ve durumu anlattı. dün akşam ben de test verdim ve bingo! ikimiz de pozitifiz.

    ağrı sızı olursa parol al, bol meyve sebze ve sıvı tüket. acil bir durumda 7/24 arayın ve 1 hafta da evden çıkmayın diye az evvel il sağlık müdürlüğünden aradılar. şimdilik çok bir şey yok gibi duruyor. sinüzitimi tetikledi ve halsizlik yaptı. burun bir tıkalı bir açık. bir de ara sıra sol kalça kemiğime özellikle birisi vuruyor mu diyeyim, yoksa sivri bir şey batırmaya çalışıyor mu diyeyim öyle bir hissiyat var. onu çözemedim.

    neyse, ben dahil yakalanan herkese şimdiden geçmiş olsun. fakat bu sefer farklı geliyor gibi yılanoğlu. ipin ucu kaçmak üzere. çevremden de son günlerde çok sayıda pozitif haberleri alıyorum.

    iş yeniden çığırından çıkmadan, bir an evvel yetkililerin önlem almaları gerekiyor.
  • 1047
    2 yıldır insanlar neden maske taktığını anlamadı ya da anlamak istemedi. özellikle cerrahi maske senin ağzından, burnundan çıkan her türlü mikrobun dışarı yayılmasını önlemek için. ondan sonra dışarıdan gelenlere karşı da seni önler ancak esas önleyici olanlar ffp2, ffp3 vs. onları takarsan o zaman da sen kendini dış ortamdan korumuş oluyorsun. işte kritik nokta şu, maskeleri "herkes" takacak ki bulaş çok azalacak ve aşının da koruyuculuğu ile hastalık kısa sürede bertaraf olacak. yani çevrenizde, yakınınızda maske takmayan tanımadığınız birisi varsa bilinki sizin sağlığınıza kast ediyor. çünkü onun hasta mı sağlıklı mı olduğunu bilmiyorsunuz ve risktesiniz.

    inatla maske takmayanlar ve aşı karşıtları yüzünden varyantlar çoğalmaya başladı hatta ilerledi. üstüne üstlük bu mevzu büyürse başka türlü varyantlar da çıkabilir ve aşı oranı düşük kaldığı için koruyuculuğu da düşebilir. bu sefer de bu kafalar çıkıp "aşı koruyucu değil" demeye başlayacaklar ki zaten ufaktan başlamışlar. halbuki kurallar basit ve belli, uyulsaydı bu hastalık çoktan biterdi.
  • 714
    ara ara gelip bu başlığa yazıyorum. çok korkuyorum. kendim için değil, öncelikle beraber yaşadığım ailem, sonrasında da ya başkalarına bulaştırırsam diye.

    çemberin daraldığı ortada. elimden gelen gayreti gösteriyorum ama nereye kadar böyle gider bilmiyorum. maske + temizlik okey fakat mesafe için aynı şeyi söylemem mümkün değil. iş yerinde olmuyor mesafe olayı, imkansız. sen kaçsan insanlar geliyor dibine dibine.

    bağışıklık sistemimi güçlü tutabilmek adına düzenli ilaç kullanıyorum. sebze, bol limon, yoğurt gibi ürünleri bolca tüketiyorum. içimde kötü bir his var ama hayırlısı.
  • 536
    2019-2020 sezonunda sampiyonlugu kacirmamiza sebep oldugu iddia edilen hastalik.

    velev ki bu onerme dogru olsun, bunun sebeplerini anlamak ve cozum bulmak gerekiyor. mesela sebep maclarin seyircisiz oynanmasi mi? 2020-21 sezonunda da maclar seyircisiz oynanirsa ne yapacagiz, kume mi dusecegiz?

    mesela sebep takim tam forma girmisken ara verilmesi mi? velev ki ligler eylul'de basladi ve aralik'ta 2. covid-19 dalgasi yuzunden liglere bir kac hafta ara verildi. yine 8 macta 1 galibiyet mi alacagiz?

    bu sene darbeye bagli sakatlilklardan cok cektik, insallah seneye biraz daha sansli oluruz, ama kadro muhendisligini de ona gore yapmak lazim. sakatlik gecmisi kabarik olan, citkirildim oldugu bariz olan futbolcu transferinden kacinmaliyiz.
  • 571
    var olan ancak etkileri çok fazla köpürtülen virüstür. 8 milyar nüfus içinde 21 milyon kişiyi enfekte etmiş. haydi yalan söylüyor olsunlar, bir bu kadar daha olsun. 40 milyon kişi enfekte diyelim. toplamda 1000 kişiden 5'i enfekte olmuş. ölüm sayısı ise 750 bin. haydi bir o kadar da saklanmış olsun, 1,5 milyon kişi ölmüş olsun. ölüm oranı toplam nüfus içinde 10 binde 2. ölümlerin yaş ortalaması ise 70 civarı. yani 40-45 yaşında, sağlıklı bir bireyin covid-19'dan hayatını kaybetme olasılığı 10 binde 1'den bile düşük. ki bu sayı mevcut rakamların aslında 2 katı olduğunu varsayarsak ulaştığımız sayı.

    bu bir pandemi olduğu için oranlar vaka sayılarına göre değil, nüfusa göre yapılmalıdır. çünkü pandemi, adından da anlaşılacağı üzere tüm dünyaya yayılmış bir hastalıktır.

    insanlar sadece türkiye'de artış bar zannediyor. halbuki covid-19 hasta sayısı hiçbir zaman azalmadı. azalmayacak da. saydıkça devam edecek. ancak ölüm oranı düşüyor. zaten mevcut sayılara göre hastalığı ağır geçirenlerin oranı %1.

    bu söylediklerim durumun ciddiye alınmamasını gerektirmiyor. ancak bundan sonra karantina vb ile bu durum kontrol altına alınamaz. hiçbir zaman alınamazdı. karantina tamamen göstermelikti. daha doğrusu hastalık tam anlaşılamadığı için hastanelerdeki yoğunluğu azaltmaktı amaç. şimdi hastalık anlaşıldı ve sağlık sistemlerinin bununla başa çıkabileceği görüldü. bu yüzden aşı bulunana kadar kontrollü bir sosyal yaşamla hayat devam edecek.
  • 535
    şu herkesi aynı etkilidi muhabbetine hastayım. kendi ailemden örnek vereyim. benim annem biraz evhamlı bir insan. salgın başladığından evden dışarı çıkmadı. 4, 5 ay oldu yani evden çıkmayalı. teyzemin ise salgından haberi olduğundan bile şüpheliyim. gezmeler, tozmalar gırla. aralarında 4 yaş var. aynen kardeşim herkesi aynı etkiledi.

    işin galatasaray boyutuna gelince. salgından önce 8 maçlık galibiyet serisi, kadıköy lanetine son verilmesi ve sivas deplasmanında berabere bile kalınsa iyi bir oyun ortaya konulması. salgın olmasa taraftar desteğini ardına alan ve hem fizik olarak hem de oyun olarak günden güne iyi duruma gelen galatasaray vura vura şampiyon olacaktı. bunun aksini iddia eden yok herhalde. salgın olunca ne mi oldu? teknik direktörün salgına kapıldı ki senin en büyük silahın. başkanın kötü hastalığa yakalandı, hani şu tek bir sure ile sinerji yaratıp kadıköy galibiyetinde katkısı olan başkanın. stoperlerinin biri yoktu diğeri de gitti. form tutması için yarım dönem beklediğimiz sağ kanat oyuncumuz form tutmuşken yine ara oldu ve eskiye döndü. dönüşte kaptanının ve en büyük ikinci silahının ayağı kırıldı. takımın 2 forveti sakatlandı, diğeri 3 maç ceza yedi. orta sahanın en önemli oyuncusu sakatlandı. 2 puanın göz göre göre çalındı. şimdi tüm bunlar olmuşken çıkıp da herkese aynı şey oldu diyemezsin. buradan erkan can'a selam olsun.

    fatih terim'in ilk yarıdaki hatalarını sabaha kadar konuşalım.
    ilk yarıdaki performanstan hoca yüzde yüz sorumludur. son dakikada kaybedilen puanlar, selçuk ve babel gibi ısrarlar, oyun planı ve fiziksel durum. hepsi doğru. ancak covid olmasa şampiyon olacağımız da doğru. işte papaz her zaman pilav yemiyor. ilk yarıları çöpe atmamak lazım.

    edit: kadıköy lanetini kırdığımız maç 23 şubat 2020, sivasspor deplasmanında berabetr kalınan maç ise 8 mart 2020 tarihinde oynanmıştır.
  • 363
    az önce gördüğüm videolar psikolojimi bozdu. 7-8 yaşında çocuklarda, 25-30 yaşındaki insanlarda da nefes darlığı gördüm... nefes bile alamıyordu neredeyse videodakiler. o yüzden yauv bana bi şey olmaz demeyin. asla! o nefes darlığını yaşamak dahi istemezsiniz. ayrıca merak ettiğim konu acaba her hastada bu şekilde nefes darlıkları oluyor mu yoksa olmuyor mu? gördüklerim hiç iç açıcı değildi. bilenler aydınlatsın lütfen...
  • 124
    korkum o ki bizim milletin bilinçsizliği ile yayılma tehlikesi çok şiddetli olabilir. allah korusun diyelim öncelikle. az önce taksim dolmuşunda ön tarafta oturan bir vatandaşımız, aksaray'da inene kadar ara ara öksürdü. eliyle ağzını absorte etse de, herkesi tribe soktu dolmuşta. şimdi abicim madem böyle bir durumun var neden binersin toplu taşımaya? en azından 1-2 gün dinlen evinde, olmadı bir doktora görün. en kötü ihtimalle öksürük durumun var ise maske tak be kardeşim. bu yine iyi örneklerden. dolmuş durağı ile iş yerinin mesafesi 10 dakika yürüme mesafesinde. yol boyunca ağzını kapamadan yolun ortasına öksüren mi dersin, balgam atan mı vs gırla. velhasılı kelam, sadece önlem tedbirleri dışında allah korusun olası bir maruziyette insanların ne yapması gerektiğini belirten telkin edici bilgilere de ihtiyacımız var.

    amerika'da yaşayan türk doktor dr. mehmet öz, hastalığın bulaşması durumunda nasıl iyileşebileceğimizi vs çok güzel bir şekilde anlatmış. izlemenizi tavsiye ederim;

    https://www.youtube.com/watch?v=A_WX7TkXHNU
App Store'dan indirin Google Play'den alın