resim
Lincoln Cássio de Souza Soares
Takım:Kariyer Sonu
Mevki:On Numara
Yaş:45
Boy:-
Uyruk:Brezilya
  • 603
    galatasaraya yakışmayan futbolcudur.bu taraftara,yönetime carruscalar,inamotolar,mehmet güvenler,sabriler,ümit karanlar yakışır.biz kimiz ki gerçekten futbol oynamak isteyen ve sadece futbola konsantre olmaya çalışan futbolcuları izleyelim.medyanın gazına gelen bülent korkmaz'a ve taraftarlara benden birer kına.gitmesiyle medyayı,fenerbahçelileri,beşiktaşlıları ve diğer klüpleri mutlu edecek futbolcudur.
  • 604
    prekazi8 -merhaba
    satıcı-merhaba
    prekazi8-ben forma alacaktım
    satıcı-peki buyrun
    prekazi8-arkasına yazı yazdırmak da istiyorum
    satıcı-tabi efendim ne yazalım
    prekazi8-10 numara mehmet güven
    satıcı-!!
    prekazi8- ...
    satıcı-neden ağlıyosunuz beyefendi
    prekazi8-yok bişey gözüme toz kaçtı
    satıcı-isterseniz 7 numara aydın yılmaz da var
    prekazi8- ühüühü
  • 605
    disiplinsizliklerine bir yenisini daha ekleyen, disiplinsizlikleri ile 228 sayfalık bir roman oluşturan futbolcu.

    galatasaray'ın eski oyuncularına yapılan vefasızlık konuşulurken herkes avazı çıktığı kadar bağırır, ama bir lincoln takımı, taraftarı bırakıp gittiği zaman küstürüldü olur. peki lincoln'ü savunanlara karşı sormak isterim. abalının hiç mi suçu yok? futbolcu küstürülünce kulübü bırakıp gitme hakkına sahip mi? futbolcunun vefasızlık yapma hakkı var mı? * emre ile okan beş kuruş kazandırmadan inter'e giderken herkes sövüyordu. ama sonuçta adamlar kariyerlerini devam ettirmek içim gidiyorlardı. burada takıma hiçbir leke vurulmuyor. adamların sözleşmesi bitmiş ve gitmişler. eklemek gerekir ki bu adamlar uefa döneminde lincoln'ün yaptıkları ile kıyaslanırsa daha büyük katkılar yaptılar. yukarıda dediğimi gibi bu başarılara imza atmalarına rağmen sövülüyordu bu oyunculara. ama lincoln ise küstüğü için gidiyor. kariyerine ondan önemlisi kulübe bir leke vuruyor. devam eden sözleşmesini kaale almaksızın gidiyor. ilk yarıda attığı ve attırdığı gollerden başka elde kalır hiçbir başarıya imza attırmadan gidiyor. nedir bu bağnazlık peki? kaptanın suçu olabilir ama kadro dışı kalmak*, yedek bırakılmak veya oyundan çıkarılmak oyunun kuralları dışında şeyler mi? ahlaken uygunsuz şeyler mi? kulübü bırakıp gitmeye neden olabilecek şeyler mi? hangisi daha normal şunu bana bir anlatsın lincoln'ü savunanlar.
  • 608
    kendisine gösterilen vefanın yarısını diğer topçularımızdan neden esirgedi acaba bu kınacı yazarlarımız ? bu takım yabancısız şampiyon olurken tepinerek sevinen kendileri değildi sanırım. hangi takımı tuttuklarının farkına varmalarını dilerim.

    bu da tanım:
    lincoln denen bu adam ne kadar muhteşemmiş de bizler körmüşüz demek. 3-5 no look pas atınca kral oldu. onun aldığı parayı bana versinler ben sahaya kıçıma motor takar çıkarım. hatta para da vermeseler olur.
  • 611
    gitsin anasını satiyim, gitsin kurtulsun, suçlu o çünkü. tek suçlu lincoln, neden;

    çünkü 10 defa top sektirerek bizleri hagivari mest ettiği için,
    futbolu kıçıyla değil de aklıyla oynadığı,
    sağ tarafa bakıp sola asist yaptığı,
    rakiplerimizi iyi futboluyla korkutup, çekindirdiği,
    çok para kazandığı ve geç geldiği,
    takıma yararı olduğu, adam eksilttiği, alda at dediği,
    sürekli herkesin kötü yanından bahsettiği,
    her golden sonra taraftarın önünde eğilip armasını öptüğü,
    ümit karan, sabri, aydın gibi torpilli olamadığı,
    televizyona, kameraya çıkmadığı,
    30 maçta 20'den fazla asist yaptığı,
    sürekli kazmalar tarafından sakatlanıp, 'nerdeydi şu zaman?' denildiği,
    yeni hocasına kendini sevdiremediği,
    en istekli ve arzulu zamanlarından oyundan alınıp maça çıkamadığı,
    brezilyalı olduğu,
    fenerbahçedeki brezilyalılar gibi olamadığı,
    kramponların siyah olduğu,

    için

    lütfen defol git lincoln!
  • 617
    bugün 56 yorum yazılmış bir yorumda ben yazmak istiyorum. bu yoruma karşılık eğer ilk okulda olsaydık "sen linkolnün avukatımısın bee?" derdiniz inanıyorum. neyse bakalım bu adam neler yapmış da böyle bir tavırı hakediyor.

    geçen sezon durumların ne olduğunu hepimiz iyi biliyoruz tekrar anlatmaya gerek yok. teknik direktör ile uyuşmama problemleri, sakatlık vs vs. fakat yinede oynadığı maç boyunca berbat denilecek maçlar çıkarmamıştır.

    2007-2008 sezonu 24 maç 8 gol 8 asist

    gelelim 2008-2009 sezonuna hazırlık maçlarında geçen sezonun etkileri hala devam ediyor gibi gözüküyordu fakat uefa grup maçında şeytanın bacağını kırdı son saniyelerde attığı gol ile uefa kupasına kalmamızı sağladı. sezon başladı ve bence verebileceği en büyük katkıyı verdi şöyle ki;

    1. hafta galatasaray 4 denizlispor 1: dakika 75' lincoln korner kullanıyor savunmadan dönen topu hakan balta gole çeviriyor. dakika 84' lincoln serbest vuruş kullanıyor barış gol atıyor. dakika 90' lincoln gol atıyor

    4.hafta galatasaray 4 kocaelispor 1: dakika 57' lincoln ceza sahası dışından nondanın önüne atıyor, nonda gol atıyor. dakika 82' lincoln no look pası ile kewella atıyor ve kewell topu ağlara yolluyor.

    5.hafta galatasaray 4 konyaspor 1: dakika 8' lincln yanındaki barosa pasını veriyor baros klas bir gol atıyor. dakika 51' lincoln gol atıyor. dakika 62' lincoln barosa uzun bir aşırtma pas veriyor baroş gol atıyor.

    7.hafta galatasaray 3 trabzonspor 0: dakika 32' lincoln korner kullanıyor seken topu servet gole çeviriyor. dakika 60' lincoln gol atıyor.

    9.hafta galatasaray 3 gaziantepspor 1: dakika 12' lincoln gol atıyor.

    10. hafta galatasaray 1 fenerbahçe 4: dakika 2' lincoln gol atıyor. dakika 15' lincoln serbest vuruştan gol atıyor fakat geçerli sayılmıyor.

    11. hafta galatasaray 2 istanbul bşb 0: dakika 39' lincoln korner kullanıyor kewell gol atıyor. dakika 83' lincoln gol atıyor.

    13. hafta galatasaray 3 hacettepe 1: dakika 58' lincoln serbest vuruş kullanıyor savunma oyuncusunun eline çarpıp penaltı oluyor, baroş gol atıyor.

    14. hafta galatasaray 3 ankaragücü 0: dakika 61' lincoln ceza sahasının içinde buluştuğu topu barosa bırakıyor ve baros gol atıyor. dakika 62' lincoln ceza sahasına dışında buluştuğu topu no look pası ile kewella bırakıyor ve kewell mükemmel bir gol atıyor. dakika 65' lincoln, kewell ile yaptığı duvar pasından sonra topu barosa ulaştırıyor ve galatasaray 3. golünü atıyor. bu golden sonra taraftar golü atan baros için değil lincoln için tezahürat yapıyor.

    15. hafta galatasaray 3 gençlerbirliği 1: dakika 26'da gençlerbirliği burhan eşer ile golü buluyor. yenilen gol sonrası lincoln kendi kalesinden topu alıp orta sahaya getiriyor ve dakika 28'de gol atıyor. dakika 39' lincoln uzun bir bölümü koşarak topla buluşuyor ve no look pası ile barosa asist yapıyor. dakika 42' lincoln cezasahasının dışında topu nonda ile buluşturuyor, arda nondadan aldığı pas ile golünü atıyor.

    16.hafta galatasaray 4 beşiktaş 2: dakika 8' lincoln ceza sahası içine yerden orta açıyor kaleciden dönen topu servet ağlarla buluşturuyor. dakika 13' lincoln topu ceza sahasına doğru ardaya atıyor arda düşürülüp penaltı oluyor, baros gol atıyor. dakika 53' lincoln ceza sahasına girip baros ile paslasıyor daha sonrasında barosa akıl dolu bir asist yapıyor. dakika 67' lincoln cezasahasında rakip oyuncuya çalım atarken düşürülüyor ve baros gol atıyor.

    17. hafta galatasaray 2 kocaelispor 5: dakika 73' lincoln gol atıyor. dakika 83' lincoln ceza sahasında düşürülüyor, baros penaltıyı gole çeviremiyor. bu maçtan sonra skibbe ve ekibi takımdan ayrılıyor.

    evet cassio de souza soares lincoln'ün lig boyunca sadece skora etki edecek şekilde yaptığı artılar bunlar. trabzonspor maçında kırmızı kart yemiş ertesi hafta eskişehirde kaybedilmişti. türkiye kupası maçında bir sakatlık geçirmiş ve yaklaşık 1 ay boyunca oynayamamıştı bu eksiklikte sivas maçı kaybedilmişti. kayserispor karşılaşmasında ise tüm türkiyenin kabul ettiği haksız bir kırmızı kart yiyerek oyundan çıkıyor ve o maç berabere bitiyor. ertesi hafta lincolnsüz gittiğimiz antalyaspor maçınıda kaybediyoruz. daha sonra futbolculuk hayatı boyunca agresif, sinirli, itiraz eden canımız ciğerimiz cesur yüreğimiz bülent korkmaz bunca zamana kadar takımı sırtlayan lincolnü her an bir hareket yapıp maçı çevirebileceği 30 dakika oynatmamak yerine oyuncu değişikli yapıyor. verdiği açıklamada kendini "takımıma katkı sağlamak istiyorum oynamak istiyordum" şeklinde savunan lincoln bu adrenalin ile hepimizin o an ettiği küfürlerin kat kat azını sadece el kol hareketi yaparak gösteriyor. nonda'ya verdiği aşırtma pası gol olsaydı keza böyle şeyler yaşanmayacaktı ne kadar komik değilmi ehehehe. fakat bizim yüksek egolu yönetici ve teknik direktörümüz bu maçta yapılan tepkiyi büyültüp büyültüp galatasaray kulübünü ve yöneticilerini aşağılama hareketi sayarak lincolnü trambzonspor maçında oynatmıyor. maç berabere bitiyor şampiyonluk yolunda darbe alınıyor. deplasman hamburg maçına aşırı motivesiz çıkan lincoln yararlı işler yapmaya çalışıyor attığımız 2. golde %50 derecede katkı sağlıyor. maç 2-0 a geldiğinde hiç bir problem yokken maç 2-2 olduğunda nedense tüm suç lincoln'e patlıyor, şerefsiz, takım hayini ilan ediliyor ve oyundan çıkarılıyor. yapılan bu değişiklik karşısında benim tek üzüldüğüm nokta gerçekleşiyor ve lincoln direk soyunma odasına gidiyor. keşke bu hareketini yapmasa diyorum ama o anda o psikolojide neler düşündüğünü hiçbirimiz bilemeyiz. gel gelelim sonuç olarak uefa ve ligte bu güne kadar gelmemizin %50 payını tek başına sırtlayan lincoln bugün 6 bavul toplayıp brezilyaya gitti giderkende "yarın ben burda" diye bir yorum yapmış 6 bavul ile bir gün geçirecek sanırım. umarım öyle olur utandırır beni ve geri döner. yoksa ben 5 gündür üzüldüğüm gibi bundan sonrada üzülmek istemiyorum. en son dün gece rüyamda lincolne bunları demiştim şimdi burda tekrar diyorum

    -don't gone, bırakma bizi

    lincoln : tamam

    yaşattıkların için minnettarım lincoln, tünelden çıkınca lincoooln lincoooln seslerini, no look paslarını o maç içinde gülen yüzünü asla unutmayacağım. son bir kez;

    "lincoooooooooooooooooln lincoooooooooooooooooooooooooooooooln"

    not: bu yazıyı ekşi sözlükte deathravage adlı hesabımla da yazmıştım (ç)alıntı değildir yani. hatta birazdan webaslan foruma da yazacağım.
  • 618
    ısrarla anlaşılmayan bir şey var sözlük yazarların arasında. kimse "lincoln kötü futbolcudur", "takıma şimdiye kadar ne kattı"demiyor. etik olmayan davranışlar içinde bulunduğundan dolayı istenmeyen futbolcu bir takım sözlük yazarları arasında ki bunların için de ben de varım. herkes lincoln'ün ne olduğunu biliyor hem futbolcu olarak hem insan olarak. keşke biraz ruh diyoruz ya işte birazcık ondan nasiplenseydi de bunları konuşmuyor olsaydık ve hep bir ağızdan lincoln lincolnnnnnnnnn deseydik.
  • 622
    neresinden eleştirileceği şaşırılmış futbolcumuz. şimdi önce şunu anlayalım neyi eleştiriyoruz? daha bu bile belli değil. bir diyoruz ruhsuz, bilerek oynamıyor, disiplinsiz, vefasız(!), bir diyoruz arda turan var ona gerek yok, bir çok maçta yaptığı katkıları arada parlamak diye adlandırıyoruz ama iki üç maçlık yenilgiyi daha fazla maçta yaptığı katkılara göstermediğimiz vefayı göstererek üzerine yıkıyoruz.
    ben şunu anlamıyorum bu oyuncunun sadece 2 haftada geldiği şu nokta neyle açıklanıyor insanlar tarafından? mesela hamburg deplasmanında başlayan o hadiseden bu yana geldiğimizde onun düşürüldüğü durumu nasıl bir mantığa bürüyoruz? ya da bürüyebiliyor muyuz? niye yaşıyoruz şu anki durumu kim açıklayabiliyor? ha tabii lincoln ile açıklanıyor. zaten disiplinsiz o bu şu tamam tam aradığımız bir suç potansiyeline sahip bütün her şeyin sorumlusu o. hem de öyle birşey ki suçlarken sadece bugününü değil geçmişini de hiçe sayarak suçlamak. bunu haketmiyor işte bu oyuncu. anlamıyorum bu oyuncu hocasına oyundan çıkarken tepki gösterdi para cezası verdin. eee bu kesmedi o zaman bütün maçlarda yedek soyundur. evet yedek kalmak futbolun içinde olan bir durum ama ne için? ona ihtiyacın olduğu halde sırf hizaya getirmek içinse olmaz işte. çünkü burası galatasaray kulübü burası insanların belirli hedeflere beraber kitlendiği bir kulüp. takımı o hedeflerden ceza vereceğim diye uzaklaştıramazsın. 2 lig maçında yanında oturttuğun oyuncunun psikolojisini bozarsın. herkes bir tuturmuş o da küsmesin, bozulmasın, içine kapanmasın diye. peki ama ne bekliyoruz. her türlü haksızlığı -ki bana göre bir oyuncuya böyle ihtiyacın olduğu dönemde bir why me dedi diye arkanı dönmek oynatmamak haksızlıktır - yapmak niye yanlış olmuyor. haksızlık yapıp ya da şöyle diyelim bu tip bir oyuncuyu (u: daha öncede söyledim bu insan şans bekleyen genç yetenek değil sen de biliyorsun niye aldığını o da biliyor niye geldiğini) bitirmenin yolunu seçip sonrada hadi ama sen yine de bu haksızlığa boyun ey demek nasıl bir anlayış. vur ama ses çıkartmasın. olmuyor işte. olmamalı zaten.
    ikinci bir konu şu ki. aman zaten gitsin bize arda'mız yeter olayı. ya da niye onun kadar koşmuyor ya da aldığı parayı sorgulama olayı. ben anlamıyorum bu takımda herkes tamam dediği fiyata oynuyor. kimseye zorla az para verilmiyor herhalde. zaten hangi kurum ve kuruluşta bütün çalışanlar aynı parayı alıyor? niye alsın? herkesin ayrı bir meziyeti var ve karşılığı. ha olayı arda üzerinden ele almak ayrıca hiç doğru değil. arda bu takımın herşeyi ve çok başka yerde. dediğim gibi birileriyle kıyaslamaya gerek duyulmaması gereken özel bir yerde. arda takımın herşeyi lincoln de sadece 10 numarası. niye beraber düşünemiyoruz. biri var diğerine gerek yok. hayır bizde birlikte muhteşem olan bir dörtlü var. ayrı ayrı da beraberde çok özel ve güzeller. hiçbirini hiçbirinin üzerinden yıpratmaya gerek yok. anlamsız.
    ben şunu da anlamıyorum. bir oyuncu sadece 2 haftada sadece 2 hamburg maçının 50 küsür dakikası oynamış bir oyuncu böyle bir dönemde olur olmaz her şeyle ateş altında bırakılıyor. birşey yapmadan daha yapmış ya da yapmamış gibi. hem de kendisini bu kadar çabuk buruşturmamıza aslında engel olacak bir istatistiği, performansı varken şu ana kadar. eğer bu büyük kızgınlığın sebebi hamburg maçı ise. lütfen herkes o travmatik günün ruh halinden kurtulup bir daha izlesin maçı. yapabileceklerini yapmış, golün atılmasına yardımcı olmak değil mi onu da yapmış. e niye bu öfke? işte burda şu başlıyor. kriz yönetememe ya da kriz yokken çıkarma. nasıl mı şöyle. bir oyuncu teknik direktörü ile ufak bir diyaloğa girince hocası onu karşısına alsaydı karşılıklı o günü oyundan alınmayı, tepkiyi konuşsalardı. ve böylece bir gün bile değil bir saatte halledilseydi. dışarı yansıtılmasaydı. inada bindirilip cezanın artık bir sonu gelebilseydi. bugün farklı şeyler konuşuyor olacaktık. ama işte seçimler şuanımızı belirliyor.
    oynatmak faydalanmak için aldığımız oyuncumuza sırtımızdaki kambur muamelesi yapmak ne kadar doğru. ve ne uğruna? ne için? kambur değil halbuki bizim oyuncumuz. niye bu buruşturulmuş kağıt muamelesi?
    son olarak ikili mücadele, katkı, ruh, hücum diyince aklıma geldi bu ne peki?

    http://www.dailymotion.com/...x7m1og_lincoln_sport

    (bkz: sadece bir örnek)

App Store'dan indirin Google Play'den alın