1475
kendisinde şöyle bir yanılgı var. hayatında çekirdekten yetişip tozunu yuttuğu bir alandaki başarısının ve tecrübesinin onu hayatın her alanında başarıya ulaştırabileceğine inanıyor. televizyon sektörünün her aşamasında bulunmuş ve toplumu çok yakından tanımış biri olarak kanal sahibi olması ve başarılı yapımlar çıkarması çok doğal. çünkü bilgi ve tecrübe masa başında değil sahada iş yaparak kazanılıyor. kendisi de bu sebeple başarılı bir televizyoncu.
bu alandaki başarısı ve ortalamanın üzerinde bir zekaya-kurnazlığa sahip olması kendisine futbol konusunda fazla bir özgüven ve ben bilirimcilik yüklüyor. oysaki futbolun teknik, taktik, idari, mali vb. hiçbir alanında uzmanlık bilgisine sahip değil. futbolun zor olmadığını, herkesin futboldan anlayabileceğini, çok da fazla kafa yormak gerekmediğini düşünüyor. bu nedenle transfere, oyun sistemine ve oyuncu seçimlerine karışıyor. sorsanız futbolu çok iyi bildiğini, toptan ve topçudan çok iyi anladığını düşünüyordur. kaynağı belli olmayan temelsiz bir özgüven bu. bu işe yıllarını vermiş kafa patlatmış teknik direktörler ve scout ekipleri varken bu gibi insanlar futbolu alelade bir iş olarak görüp sonra kafa üstü çakılıyorlar.
1477
bahsettiği yapı öyle bir yapı ki fenerbahçe'den puan alan takımları ilk 5 sıra ile ödüllendiriyor. sakin kafayla düşünüp böyle bir açıklama yapmasını bekliyorum. tv şovmeni.
1478
sempatik televizyon çocuğundan antipatik futbol yöneticisine hızla evrilmiş medya patronu.
bu ''sempatik'' durumu benim için hiçbir zaman geçerli değildi.
ama benim gibi kendisine sempati beslemeyen normal vatandaşlar bile en azından bu kadar tiksintiyle bakmıyordu.
hatırlıyorum da hull'u ilk aldığında bir türk takımı sayılır, başarılı olsun diyen galatasaraylı taraftarlar bile vardı.
şimdi ise geldiği nokta çok acayip.
''2008 arda turan vs 2018 arda turan'' gibi bir değişim yaşadı resmen.
allah, karma, enerji, kuantum, evren her neye inanıyorsanız umarım o inandığınız şey futbol konusunda acun'un yüzünü hiçbir zaman güldürmez.
umarım gün gelir devrin adamlığından, devrik adama evrilir.
1479
fener hikayesi bitince cark edecek. bunun galatasaraylilar nezdinde kabul gormesini de arda, fatih terim gibi isimler sayesinde elde edecek. bekleyiniz ve gorunuz.
1480
birisi spor muhabirinden çakma televizyoncuya ingiltere’deki takımlarının sonuncu sırada olduğunu hatırlatsın…
galatasaray’la uğraşmaktan ötürü orayı unuttu zaar…
1481
yapı, kart şikesi falan diye zırvalarken çıkıp 99 puan toplamış, ligde 2. sırada olan takım nasıl oluyor da sıralamada ilk 5’te bulunan hiç bir rakibini yenemiyor, djiku ve maximin nasıl defalarca sarı karttan yırtıyor anlatacak mı? sanmam.
1483
“ çok mal haramsız, çok laf yalansız olmaz” sözünün yansıması..