• 1
    sözlüğümüzde de bolca bulunan yazar tipi.

    bu ne samimiyet arkadaşım, yada ne bu cüret demek istiyorum kendilerine. bir entry hakkında fikir beyan edersin mesaj yoluyla, bu fikir olumlu yada olumsuz olabilir. o bir cevap yazar sana, sen tekrar cevaplarsın, genelde ikinci mesajdan sonra kayış sıyırmaya başlar:

    bla
    bla
    bla
    - dimi hocam ya mnskym, ben de diyorum da anlamıyor hibneler..

    yada;

    bla
    bla
    bla
    - bi sen biliyorsun dimi mnskym, çok bilmiş seni!

    yapmayın, etmeyin. hepimiz küfür kullanıyoruzdur belki, fakat hayatımda ilk kez iletişim kurduğum biriyle küfürlü konuşmaktan hoşlanmıyor olabilirim. yada karşınızdaki bayan olabilir ne bileyim...
  • 4
    bi de şöyle yazarlar var hani tepkini ortaya koymak için bi başlık açarsın, düşüncelerini filan yazarsın gayet güzel bi şekilde ama açtığın başlığı da en azından son bi kez okursun, bi kontrol falan edersin değil mi abicim?* sonuçta karşındaki tdk görevlisi falan olabilir ne bileyim.*

    (bkz: frenaks)

    (u: ayar vermekle uzaktan yakından alakası yoktur, tamamen geyik amaçlı bir entry'dir yanlış anlaşılmasın)

    editinho dos santos: "iki mesaj yollayınca küfürlü frenaksa geçen yazar başlığındaki bilmem kaç no'lu entry'niz başlıkla beraber iki mesaj yollayınca küfürlü frekansa geçen yazar başlığına taşınmıştır. bilginize..." *
  • 5
    aha, tam benim muzdarip olduğum bir husus bu. bakmayın siz böyle sözlükte bilgi verme amaçlı entry girip durup da efendi imajı çizenlere *.

    vaktinin önemli kısmını sözlükte geçiren insanlarız nihayetinde. sürüsüne bereket entry giriyoruz, e karşı taraf da giriyor. daha önce bir mesajlaşmanız, güzelce konuşup tanışma fırsatınız olmadıysa bile, uzaktan uzaktan takip edip takdir ediyorsunuz bu efendi görünümlü küfürbaz yazarı. dönüm noktaları oluyor bu işlerde. ya siz karşı tarafın bir entry'sinde bir hata görüyorsunuz, ya da o sizin verdiğiniz bir bilgide bir eksiklik görüyor. ilk mesaj genellikle şöyle oluyor:

    - selamlar. bu entry'de bir hata olmuş sanırım. o maç 1957'de oynanmıştı, ama nisan ayında değil ekim ayındaydı * :)
    + ahaha ben de karıştırmışım demek ki, hemen düzelteyim :) uyarı için teşekkürler;)

    ilk kıvılcımlanma, ilk tanışma, o büyük buluşma böyle gelir. sonra da yazılarından tanışıklığının olduğu yazarın özel hayatına inmeye başlarsın:
    - ahaha ben konya'da okuyorum işte, daha çok var ama okulun bitmesine:)
    + ben de samsun çarşamba'dan bahsetmek istiyorum, mutlaka görmelisin:)

    buraya dikkat *. şu ana kadar en çok neyi kullandım ben bu yazıda? doğru cevap, ":)" denen smiley zımbırtısını. işte maçın kırılma anı, ":)" şeklindeki smiley zımbırtısının ":(" , ":/" halini almasıdır.
    - ne olacak lan bu galatasaray'ın hali :(
    + ne bileyim amk, yeni bir beste üzerinde çalışıyorum zaten :/

    film koptu artık. evvelinde efendi bir görünüm sergilemiş bu adamın bozulan terbiyesini düzeltmeniz imkansız hale gelmiştir. daha az samimiyeti bulunan sıradan yazarlarla ":)" şeklinde efendice konuşmasını sürdüren yazar, size ilk nickaltını girmiştir bile:
    - hakkında ön yargı sahibi olduğum kişi. sebebini bilemediğim bir şekilde sevemedim kendisini.
    yok lan, bu kumandan hüsamettindi. ah nerde eski günler. konudan sapmayalım. işte bizim oğlan nickaltında şöylemesine bir şey yazar:
    - çok büyük bir gerizekalı, özel mesajlarla beni taciz ediyor.

    bu samimiyetin ulaşabileceği son nokta ise şu olmalı:
    - ben çıkıyorum, yarın final var biraz çalışam :(
    + tamam lan, sigigi

    hepsi de yaşanmış şeyler, farklı farklı isimler. hepsini ayrı ayrı seviyorum yalnız, allah var.

    özet: mesaj fasilitesini adam gibi kullanın, korkuyorum ne zaman milletle birbirimize daha ağır küfürlerle konuşuruz diye :(
App Store'dan indirin Google Play'den alın