resim
Arda Turan
Görev:Teknik Direktör
Takım:Eyüpspor
Yaş:37
Uyruk:Türkiye
  • 3807
    arda'yı severim. çevresindekiler tarafından yanlış yönlendirildiğini düşünüyorum. ayrıca kendini de geliştiremediğini düşünüyorum. hayat kendi hayatı. elinde büyük bir fırsat var. kullanır kullanmaz ayrı konu.

    yalnız beni bu konuda rahatsız eden taraftarın az denilemeyecek bir kesminin yabancıya pas atmayacak diye kuşkular duyması. galatasaray taraftarının kafasında kaptanı hakkında en ufak bir soru işareti olmamalıdır. aksi durum kabul edilemez.

    ekleme: yoruma açık duruyor. bu soru işaretlerini ortadan kaldırması gereken de arda turan'ın kendisidir.
  • 4073
    rezil bir sezonun sonuna doğru yeni stadımda ilk derbimde fener'e yeniliyorum. maç sonu arda'mın söylediği: "seneye inşallah galatasaray'a yakışan bir takım olur burada"

    bu mu arkadaş benim bu gece duymayı hak ettiğim söz?!

    genç diyoruz, tecrübesi yok diyoruz, desteklemeye çalışıyoruz, iyi olacak diyoruz, iyimser olmaya çalışıyoruz. ulan biz de o yaşlardaydık, şu hal hareketlerin yakınından geçmedik be. sana fırsat sunuluyorsa kıymetini bileceksin. akıllı olacaksın. adam olacaksın. işine bakacaksın.

    ne istiyosan yap arkadaşım... biz aldık dersimizi en güzelinden. hakedene kadar kimseyi alkışlamak yok. destek var ama kendini paralamak yok.

    ekleme: bu çocuğun kumaşını görmemek imkansız. ne sinema kapatmasına, ne bindiği arabalara takığımdır. maç çıkışı kırarım o kameranı demesine takığım ama. yangın yerinde kaptanın seneye yokum imasına takığım.
  • 5559
    çocuktur daha bildiğin çocuk. halbuki 24 yaşında adam. bizim gibi ülkelerde insanlar hayatın zorluklarıyla erken yaşta karşılaşırlar. bu yüzden çoğu erkenden ya kırılır gider ya da güçlenip zorluklara göğüs gerecek yetişkinliğe ulaşırlar. arda da bir örnek. mesleği icabı erken yaşta para kazanmaya başlamış biri. allah vergisi yeteneği, çalışması ve şansı sayesinde kısa zamanda kariyerinde hızla yükselmiş, büyük paralar hem de türkiye şartlarında çok çok büyük paralar kazanmış biri.

    ben şahsen maddi olarak çok güçlü bir ailede dünyaya geldim. paranın değeri hep öğretildi ama birebir zorluğu bazı kişisel tecrübeler nedeniyle 25 yaşıma kadar görmedim. şimdi de 30'umdayım. 18'imde amerika'ya giderken sağlam eğitim almış biriydim. cebimde param da vardı ve arda gibi bu para için çok emek sarf etmem de gerekmedi açıkçası. şu anda ise arda'nın sahip olduğu paraya, arabaya vs. sahip biri değilim. böyle biri olarak arda'ya bakınca gördüğüm bir çocuk. belli ki etrafındaki akıl hocaları gerekli vasfa sahip kişiler değil. son transferinde gayet taraftarla karşılıklı helalleşerek geçireceği bir basın toplantısında bile yarattığı infial ortada. şurda ben bile 5 dakikada arkasından küfretmiş adama bile "neyse çocuk, yolun açık olsun, ne zaman istersen kapımız açık" dedirtecek bir konuşma yazabilecekken, milyon avrolar kazanan bir futbolcunun etrafında böyle birin olmaması çok acı. neyse her koyun kendi bacağından asılır. unutmadan paranın kazanılma zorluğunu küçük yaşta hissetmedim ama sevginin, saygının, insanın değerini iliklerimde hissettim.

    arda'nın önünde uzun bir hayat var, futbol sonrası hayatı da var. ben atletiko transferinin arkasında ne olup bittiğini 3-5 sene sonra öğreniriz diye düşünürken kendisi sağ olsun yarım saatlik basın toplantısıyla kafamdaki soru işaretlerinin büyük bir bölümünü giderdi. her şeyden önce kendisiyle beraber yüzbinlerce (devamlı takip eden aktif taraftardan bahsediyorum) taraftar son birkaç senede neler yaşadığımızı biliyoruz. zaten geçen seneki fenerbahçe maçı'ndan sonra arda "inşallah seneye burda onları mutlu edecek bir takım olur" diyerek gideceğinin sinyalini vermişti. buraya kadar bir sorun yoktu, başarısızlığın camia ve taraftarın üzerine kurduğu moralsiz ve stresli hava dışında. ama yeni sezonda fatih terim'in gelmesiyle bizler tribündeki taraftarın umudu arttı, morali yerine geldi, hatta dedik ki arda'yı yeniden kazanırız. kazandık da sandık. zaten burada bizi öfkeye iten hayalkırıklığı ortaya çıkıyor. bizler gelecek üzerine saatlerce kafa patlatıp hayatımızda yüzyüze bir kere konuşmadığımız, görmediğimiz canımız kulübümüzün yönetim ve teknik heyetinin kapalı kapılar arkasında nekler yaşadığını bilemeden planlar yaptık, hayaller kurduk. sonunda tekrar hak ettiğimiz yere gelecekti kulüp. biz saf taraftar olarak bu futbol denen olaydan duygusal haz dışında bir şey almıyoruz. zaman harcıyoruz, emek harcıyoruz, para harcıyoruz, gönül harcıyoruz... karşılığında sadece bir miktar mutluluk bekliyoruz ki işin içinde mutluluk kadar keder de var. özellikle son 10 senede bunu birçok kez en ağır şekilde yaşamış bir taraftar grubu olarak söylüyoruz. bu profilde bir de bakıyoruz ki normalde başlamış olması gerekn ligin şike nedeniyle sarkması nedeniyle uzatma zamanında takımımızın kapranı bir günde avrupa'ya transfer oluyor. bu kaptan ki teknik ekibimizin en güvendiği ve takımımızın en etkili silahlarından biri. afallıyoruz tabii ki de... nasıl olur ki böyle bir şey? nasıl yani? şimdi mi? haziran veya temmuzda bu transfer olsa hepimiz beklentisiyle sarsılmaz, belliydi der yolu açık olsun derdik. ama bu şekil şemal bu zamanlama hiç ama hiç olmadı. sanırım yüz üstü bırakmak kalıbını burada kullansan yanlış olmaz. arda'yı avunup tribünler tarafından hayatı zindan oldu diyen taraftarlara da bir kere daha hatırlatmak lazım: "arda'nın transferinde hiçbir problem yok. problem tamamıyla zamanlama ve şekil itibarında"tribün konusuna gelince bir paragraf ayırmak istiyorum. diyarbakır maçında tribünlerden yükselen tezahürat ve bir deplasmanda yüzüne edilen küfürle arda'nın tamamıyla galatasaray'dan koptuğu söyleniyor. şimdi bu tezahüratı besteleyen grup tribün grubumuz olan şahsen hiç de haz etmediğim ultraslan grubu. ben bu grubun bir kolunun liderlerinden biriyle iş münasebetiyle karşılaşıyorum. kendisine bu tezahüratın hiç olmadığını söylediğimde bana verdiği cevap şu olmuştu: (bu cevabın ne kadar kabul edilebilir olduğu size bağlı)

    "arda'nın iyiliği için yapıyoruz. zaten onunla aramız iyi. biz bi tezahürat bestelediğimizde, tribünde söylemeden ona da gösteririz. o kadar yakınız."
    bu tezahürattan çocuğum morali düşer, oyunu etkilenirse, gitmek isterse, başlarım böyle işe diyip fener'e giderse ne olacak diye sorduğumda:
    "gitmez, çok iyi galatasaraylı o biliyoruz onu" cevabını almıştım.

    şimdi bu tezahüratı besteleyen adamların arda'ya yakınlığı ve olaya bakış açısı bu. ben öte yandan statta maç öncesi ve sonrasında futbolcu değil küfretmenin yuhalamanın bile çok ayıp olduğunu futbolcunun saha performansını hiç edeceği yönünde fikri olan bir insanım. bunun dışında küfürsüz ve sitemli pankartların ve maç sonrası ıslıklamaları doğal buluyorum.

    sonuçta o stada gelen de bir insan. şimdi bu noktada benim merak ettiğim ultraslan gibi bir grubun küfrünü tezahüratını bu kadar önemseyen arda'nın bunların aksi yönde tutum sergileyen yüzbinlerce taraftara haksızlık yapıp yapmadığı. tamam bu şartlar altında top oynamak zor olanbilir. ama hayat zaten zor. hepimiz yaşıyoruz, hepimizin çektiği zorluklar kendi bünyesinde belli. ben açıkçası arda'nın diyarbakır tezahüratı diye tüm taraftara laf
    atmasını kabul edemiyorum. peki benim dakikalarca, maçlarca arda turan diye bağırmamın alkışlamanın karşılığı ne? kendisinden bunun cevabını istiyorum.bir şekilde arda gitti. bir basın toplantısıyla da veda edecek diye tv karşısına geçtik.

    karşımızda bizdeki hüznün binde birini göremediğimiz bir arda bulduk. somurtsun, üzüldüm numarası yapsın tabii ki demiyorum. aksine arda adammış da ne hissediyorsa onu gösteriyor diyorum. he bu bendeki duygusal tepkimeyi frenliyor mu tabii ki hayır. böyle bir veda konuşması olmaz. bu olsa olsa ben atletiko'ya transfer oldum, gidiyorum konulması olur. ardından daha konuşmasının başında terim'in fiorentina'ya gidişiyle kendi gidişini bir tutuşu var ki ne desek boş. hemen not düşelim terim gitti, taraftar şok oldu, arda gitti yine taraftar şok oldu.

    sonra emre abisinden bahsetmesi. bunu defalarca yaptı daha önce. taraftar emre diyip durma dedikçe o daha çok emre dedi sanki. aynı bir yapma dediğini inadına yapan çocuk misali. diyorum ya arda'ya bakınca çocuk görüyorum. milyon avrolar kazanan, yurtdışında kariyerine devam edecek biri için en azından benim gibi 18'inde yurtdışına yaşamaya gitmiş biri için komik bir görüntü. düşünüyorum da 24 çok genç bir yaş ama arda'nın yaşam tecrübesi yaşına yansımış değil. kaldı ki yaşı itibariyle tam hatırlamıyor ve fener maçında tepki verilir de gibilerinden yorumundan da anlaşıldığı üzere galatasaray seyircisinin emre'ye olan tepkisinin bu kulüpten kaçarcasına gitmesinin olduğunu hatırlatmak isterim.

    basın toplantısı emre abisinin onun için ne kadar değerli olduğu, atletiko madrid'in ona nasıl ümit verdiği, stadının ve taraftarının güzelliği, galatasaray taraftarının ona sahip çıkmayışı derken bitti. tabii florya çalışanlarına teşekkür ve 12 yaşından beri ona çok şey veren kulübüne teşekkürleri de var atlamayalım. ama doğrusunu sorarsanız ben bişi anlamadım bu toplantıdan. arkadan camlardan ışığın patladığı, önünde 10 tane mikrofonla basın mensuplarına gülücükler saçan eski kaptanımız. bu arada taraftara ona sahip çıkmadığı için sitem ederken basınla belaltı vurmadığı sürece devamlı iyi ilişkileri olduğunu söyledi arda. baksanıza süleyman rodop'a bile cevap veriyorum dedi gülerek. yani onların hepsinin üzerine sünger çekebiliyorken ne olduklarını gayet iyi bildiği ultraslan grubunun tezahüratın hesabını tüm galatasaray taraftarlarına kesmekten çekince duymadı arda. koro halinde küfür yiyen hasan'a, hakan'a, arkasından tenekeylen kovalanan hagi'ye ne dememiz lazım bilemiyorum.

    şu basın toplantısı büyük bir şanstı aslında. ama çok kötü idare etti arda. birkaç kez bonservisle gittiğini hem de rekor fiyatla transfer olduğundan dem vurdu. yahu bunu söylemesi gereken yönetimdir ki onlara teşekkür ettiğine göre sorun yok. biz taraftar olarak para hesabı yapmayız arda bunu nasıl bilmezsin. şurda 3 günde girilen yüzlerce entrye bak bakalım kaç tanesi senin 12 milyon avrın hakkında. para yönetim ve futbolcunun işidir her ne kadar kabul etmeseniz de. bizim para hesabı yaptığımız tek yer en düşük fiyatı 150 tl olan derbiler, karaborsa yüzünden 50 tllik bilete cebimizden çıkan 250 tllik maçlardır. tribünde dökülen gözyaşının tl karşılığı yoktur arda.

    hadi taraftarı geçtim fatih terim'i nasıl ezdin ona aklım ermiyor. şuraya yazacak söz bulamıyorum. bi de üstüne laf attın adama...

    her şeye rağmen yolun açık olsun arda turan. bu kulübe öyle veya böyle emeğin geçti. büyük olan galatasaray camiasıdır. senden hesap soracak, hesap isteyecek kadar küçülmez. görünen o ki kısa ve orta dönemde çok şey kazanacaksın. senin avrupa'da hakikaten başarılı olacağını ve emre abinden örendiğin profesyonel futbolculuğun kariyerinde çok işine yarayacağını düşünüyorum. ama uzun vadede sırf çıktığın toprakların özelliğinden dolayı söylüyorum çok şey kaçırdın. dediğim gibi ölesiye iddialıyım 5 dakikada karşına geçecek tek galatasaray taraftarı bıraktırmayacak bir konuşma yazabilirim. hatta ne yazdıysan onu mu söylicem,beğenmediğim noktalar ne olacak dersen buralara sonsuz revize de teklif ederdim.

    yazacak çok şey var ama ilgilenmemiz gereken büyük dertleri olan bir takımımız var. vakit tüm enerjiyi oraya aktarma vaktidir. bu arada taraftardan beklentim küfür ve hakaret etmemesidir. bu camiamızın büyüklüğüne yakışmıyor. gencimiz var, kanı kaynayanı var, hepsini anlıyorum ama biraz daha dikkat edelim yazdıklarımıza büyüklüğe yaraşır şekilde davranalım.

    not: kafalar yorgun, okurken parçalanmış bölümleri kafanızda birleştirirsiniz.
  • 5594
    gerçekten galatasaray'ı seviyor bu çocuk. ben buna yürekten inanıyorum. yaptığında bir hata da görmüyor. fatih terim fiorentina örneği ve 12 milyon avro argümanlarından belli. taraftara zaten borcu olduğunu düşünmüyor çünkü inanıyor ki bu taraftar ona destek vermedi, küfür etti vs. ne farkedecek ki?!

    arda yüreği geniş bi genç belli. galatasaray'ı seviyor. emre'yi, acun'u seviyor. şimdi yeni takımı atletiko'yu, taraftarını ve stadını da seviyor. belli ki profesyonelliğe adım atmış arda. gördüğüm kadarıyla kendisiyle ilgili ispanya'da internette çok büyük bir fırtına kopmamış. ama atletiko'yu real'e tercih ederdim sözü en çok yankılanan demeçleri arasında. madrid'e inişinden sonraki görüntüleri izledim. elindeki atkıyı öpüp göğsüne vurduğunu gördüm. güldüm, ben tanju'nun transferini görmüş adamım arda'nın benim için şu an herhangi bir atletikolu oyuncudan farkı yok. ne yapalım; bu iş bizim mesleğimiz değil bizim gönlümüzde tek takıma yer var.

    bu arada o duygusallığı bırakması lazım lakin yarı profesyonellik diye bir şey yoktur. emre gibi ıslıklar altında topu alıp penaltıyı atabilmesi lazım. ondan daha büyük topçu olsun isterim ama, kırsın avrupa'daki rekorları.

    sarı kırmızı diyara dönmek isterse eğer birgün, benim gönlüm razı olmayacak, gidişini unutmicam ama merak etmesin unutan çok taraftar olacak.
  • 5625
    -arda ihanet etti diyorsunuz, çok çektirdiniz çocuğa, gitmesi normal.
    +arda'nın avrupa'ya gitmesini kimse bir şey demiyor. hatta bu beklenen bir olaydı. olayın zamanlamasıne ve şekline takık insanlar. arda kalıyor dedikten ve bunu hissettirdikten sonra bir günde transferiyle ortaya çıktı. fatih terim'in de deyimiyle "zamanlama enteresen." ağustos 9 değil de haziran temmuz aylarında gitseydi kimse bir şey demeyecekti.

    -çok belaltı vuruldu arda'ya. burası boktan bir ülke. karçıdınız adamı.
    +evet öyle bir ülkede yaşıyoruz ki insanlar kaçmanın yolunu arıyor. arda'nın gitmesinde kendini de kurtulmuş hisseden taraftarlar var. tuhaf ama insan böyle bir yaratık. arda giderken asıl belaltı vuran, kuyusunu kazan basına çakmadı ama taraftara çakıp gitti. ayda 25000 dolar maaş alıp müdüründen ana avrat küfür yiyen yöneticiler biliyorum. ülkede hayat bu. amerika'dan söndükten sonra iş münasebetiyle gittiğim yerlerde 3 kuruşluk adamlar "yeaa niye döndün ki mis gibi oralarda kalsaydın burası vıdı vıdı" diyip durdular. ne diyelim arkadaş seçim meselesi bunlar. ülkenin boktanlığı bu adamların vızıltılarını dinlemek kadar yormuyor anasını satiyim.

    -taraftar arda'yı paraladı, tezahüratıyla bitirdi.
    +yahu 2002'de bize 6 tane attığı sezon kötü giden takım için fenerbahçe taraftarının bir tutumu var, youtube'da kayıtlı, bir tezahüratı var. dinletmek lazım bi ara araştırıp eklicem buraya. ne kumar kalıyor ne disko. şu ultraslan'dan bininci kez söylüyorum haz etmem ama tezahüratında belaltı denip duruyor, ulan ünlem işareti olarak küfür kullanan adamlar dolu tribünde o bestede küfür yok. bir kere yaptılar. elli kere adını bağırdı stat arda'nın, ona bakan yok. ahmet çakar ve erman toroğlu için sanma seni yalnız biz buralardayız diye pankart yaptılar. adamlara topluca küfür edildi. daha napılsın, gidip öldürsün mü taraftar darp mı etsin? böyle bi şey istenebilir mi insanlardan?

    yeter amına koyim ya, arda da arda. başlicam yaşınıza da aklınıza da gidin araştırın, okuyun, üşeniyorsanız videoları izleyin öğrenin şu kulübün tarihini...

    ekleme: bahsettiğim tezahürat 2:53'ten itibaren. http://gss.gs/cI
  • 6666
    bülent kaptan'a vefasızlık yapıldı, bu kulüp gibi öğeler barındıran konuşmalarına devam etmesini dilediğim topçu. kendisi umrumda değil, umrumda olan hala kendisini savunmaya çalışan taraftarlar. bu konuşmalar bu kısım taraftarın gözünü açmasına yardımcı olacaktır. çünkü ben bu taraftarlarla savaşa gidiyorum. birlik olmam lazım.

    konuşmalarında haklıymış, cesurmuş bilmem ne. asıl cesur olan kim biliyo musun?! asıl cesur olan o arda'nın nemalanmaya çalıştığı hak'kın sahibi ergünler, suatlar, tugaylar, hasanlar, arifler. neden cesurlar biliyor musun?! hem haklı olup hem de içlerinde tuttuğu için. onlar bilmiyor mu konuşmayı?! biz görmüyor muyuz ne olup bittiğini?! ulan arda 21 yaşında kanatlı mercedes'e binerken hagi 34'ünde tempra'ya bindi be. hak hukuk vefaymış. kağıttan kahramanlar sizi.

    galatasaraylı olup bu adamı hala savunanın cibilliyetini sikeyim.

    ekleme: son tabirimden dolayı ceza verilecekse çekmeye de razıyım.
  • 6966
    dün gece uefa kupası'nı kaldıran topçu. başarılarının devamını dileriz. sonuçta bize ne zararı, ne faydası var. böyle durumda iyiliği temenni etmek en asili bence. arda hakkında gittikten sonra yazdığım entrylerde "galatasaray arda'dan büyüktür. ondan hesap sorması gibi bir durum söz konusu olamaz" minvalinde bir şeyler karalamıştım. yine dediklerimin arkasındayım. özetle ben arda gittikten sonra hakkında birkaç entry giren daha sonra da kendisinin ne yaptığıyla ilgilenmeyen, derdi tasası galatasaray'ın nasıl daha iyi bir noktaya gelebilir sorusuna çözüm bulmak olan bir taraftarım. arda uefa şampiyonu olmuş takımın bir oyuncusudur. biz ise uefa şampiyonu olsun, şampiyonlar ligini kazansın dediğimiz takımın taraftarıyız. azıcık farkındalığı yaratsak, çok işimize yarayacak.

    dün geceden sonra bu başlıkta yazılanları tek tek okumadım. şöyle bir göz gezdirdim. sözlükte geçirdiğim süre içerisinde üç aşağı beş yukarı taraftar profilini anlamış bulunmaktayım. olumlu olumsuz okuduklarıma şaşırmadım. ama benim takıldığım konu hep aynı. 2 gün sonra 12 mayıs 2012 fenerbahçe galatasaray maçı var. bu maçın önemini anlatmak zor. ama herkes aynı duygularda. bu maça taraftar olarak hazırlanamıyoruz. hala arda gibi konulara enerjimizi harcıyoruz. şu gün hala arda üzerinden galatasaray taraftarı birbirine yükleniyorsa bu bozuk bir yapıdır. bu taraftarlar iki gün sonra derbide istenmeyen bir sonuç çıkarsa sağa sola saldırmasın, ki eminim bu başlığa gelip buralardan da galatasaray'a laf çarpacak adamlar da çıkacaktır.

    yapmayın! yapmayın arkadaşım! şu tuttuğunuz takımın kıymetini bilin, kıymetini artırmak için kafa yorun. arda'nın ne olup ne olmayacağını zaman gösterecek. okan ve emre inter'e giderken de bir kısım taraftar homurdanıyordu, bir kısım ise destek çıkıyordu. bu tarz platformlar olmadığından, entryleri okuyun değişimi görün diyemiyorum. ama not düşmek de isterim ki kimse kimseye bu futbolcular üzerinden laf çarpmamıştı. siz güzel kafalarınızı yormayın arda'ya. o zaten gayet mutludur hayatından. biz kendi hayatımıza bakalım. biz nasıl mutlu oluruza bakalım. zaten yeterince sorunumuz var bir de bizle alakasız uefa şampiyonluğundan dolayı suni gündemler oluşmasın.
  • 7023
    ağustosun 9'unda gidişine sağlam bir neden açıklamadıktan sonra galatasaray aşkı üzerine roman yazsa tek cümlesini okumayacağım adam. yazarlar da bir garip. senin önünde galatasaray için terini akıtmış adamlar varken hala gidiyorsun haftalık röportajlardan cümleler seçip ayılıp bayılıyorsun. ayrıca şu sağlam nedeni sen de açıklayamıyorsan/söyleyemiyorsan ona buna posta koyma buralarda.

    arda ile ilgili başlık her kızıştığında birileri çıkıp kazandırdığı bonservisten bahsediyor. utanın kendinizden! hangi taraftar para hesabı yapar, hele altyapısından çıkan gözünde özel bir çocuk için?!

    söyleyin o zaman, 2011-2012 sezonunda gelen şampiyonluğun parasal değeri nedir? zor günde her şeyi içine atan fatih terim, koşmaktan dalağı şişip yere yığılan engin, çatlak ayakla şut çeken elmander, kafası yarılan semih, formasını çıkarıp çocuklar gibi hoplayan emre, sadece gol ve asist yapan selçuk ve diğer tüm aslanlar;

    kaç para bonservis kazandırsalar bu şampiyonluğun karşılığını vermiş olacaklardı?
  • 8978
    kulübüyle sözleşmesini uzatması fatih terim bile "arda gelmek istiyor" demişti diyenlerin kafasını karıştırıyormuş. alın size kocaman teori: seneye fatih terim galatasaray'da değil, arda da bunu biliyor!

    yurtdışında kariyerini ilerletme işinin hakkını veren tek türk futbolcu tugay kerimoğlu'dur, ikincisi yoktur. tugay kariyeri yanında yaşamını ve hatta ailesinin yaşamını düşünmüştür. aile yapısı da buna uygundu. eşi ve çocukları da kendini geliştirmiş; sonunda dönerken de saygıyla uğurlanmışlardır.

    şimdi burada atletiko oyuncusu takımıyla anlaşmasını uzattı diye galatasaraylı taraftar galatasaraylı taraftara binbir küfür ediyor ya aynen çıktığı yere dönerler umarım.

    yine dokunmadan geçemeyeceğim: ne dönecek buralara bu taraftar layık değil arda'ya bu ülke boktan diyenler, komplekslerinden ve hayatlarından mutsuz ruh hallerinden kurtulmanın yolunu aramadıkça/bulmadıkça diğer insanların hayatlarını zehir etmeye de devam edecekler. bizlerden mümkün olduğu kadar uzak durmanız dileğiyle.
  • 9065
    yoluna bakmıştır. aynı fatih terim gibi. futbol camiası bu işi çözmüştür.

    fatih terim, arda turan gibi isimler üzerinden birbirine giren taraftar kesimine sormak istiyorum:

    bu adamlar en büyük galatasaraylı, galatasaray taraftarı bu adamların iflahını kesmiş dünyanın en kötü galatasaraylıları ise "sadece galatasaray'a olan sevgilerinden dolayı juventus maçında iki gün boyunca buz gibi havada, işinden/okulundan kaçarak, kar altında, tipi altında, botları yarıya kadar su içinde metro kuyruklarında eziyet çeken taraftara ne diyecez? haklarını nasıl ve kimden teslim edicez?"

    bu taraftarlarla aynı çatının altına ismi yazılan, güdük tartışmalarla birbirini kıran, ortama zarar veren güruh, bana değil kendinize verin yukarıdaki sorunun cevabını. yeter artık uyanın! futbolcusu, antrenörü, başkanı, yorumcusu, gazetecisi nasıl işi çözdüyse, gönlünü cebini dolduruyorsa, siz de işi kendi açınızdan çözüp şu kafalara ulaşın artık:

    (bkz: #1325850)
    (bkz: #1327861)
    (bkz: #1331746)
    (bkz: #1331969)
    (bkz: #1332085)
    (bkz: #1331897)
    (bkz: #1355091)

    bi zahmet sıkın dişinizi okuyun. başlığına takılmayın, içeriklerindeki ortak noktayı kafanıza kazırsanız hedefe ulaşmışız demektir zaten.
  • 9124
    görülüyor ki 7 milyon avroya hayır dediği için zamanında eleştiren abileri tarafından af dileniyor, galatasaraylılığını böylece kanıtlamış olduğu iddia ediliyor. demek ki galatasaray sevgisinin bedeli 7 milyon avroymuş. 6,5 olsa affet der miydiniz, kaça kadar oluru var bu işin, bilelim şu galatasaray sevgisinin bedelini? kendisi de gittikten sonra "ben galatasaray'a 12 milyon avro kazandırdım" diyordu. o zaman da cevabımız "bizim parayla pulla işimiz olmaz biz taraftarız" idi. bugün de öyle! değil 7'ye 17'ye hayır demiş olsa bu onu daha çok ya da daha az galatasaraylı yapmaz.

    "7 milyon avro koyayım da önüne öyle konuş" diyecekler olacaktır. belli bir eşikten sonra o paranın yanındaki sıfırlar bir şey ifade etmiyor. yineliyorum "taraftarız biz. sevgimizi parayla ölçenin de ta amına koyayım; cebiniz değil ruhunuz fakir!"

    (bkz: #1374226)
  • 9378
    yazacaklarımın kısa özeti:

    ne olduysa oldu; yolu açık olsun. daha büyük başarılar elde etsin. ama sakın galatasaray taraftarı korumadı denmesin. bu aşağılık bir yalandır. düşmana hizmet eden bir düşüncedir.

    okumak isteyene:

    herkesin taraftarlığı, karakteri kendine. benim gibi adamlar da çoktur şu galatasaray taraftarı denen kitle içinde. ben hiç yuhlamadım arda'yı. bunu yapma hakkım olmasına rağmen yapmadım. sevmiyorum sarı kırmızı renge kötü tepki vermeyi. verebilenin kendi tercihidir.

    arda'nın işleri yolunda gitti. gitmeseydi; başka bir hikaye izliyor olacaktık. gitmesine tepkim yoktu. er geç gidecekti. aöa neden 9 ağustos'ta diye sormuştum ta ne zaman hala cevabı yok. ben bu soruya kabul edilebilir bir yanıt almadıktan sonra takımımda görmemeyi tercih ediyorum. ama allah yolunu da açık etsin. kötülüğünü istemek galatasaraylıya yakışmaz. galatasaray arda'dan büyüktür, taraftarı da buna göre davranmalıdır diye düşünüyorum.

    geçen bir programa bağlandı arda. duygusal olduğundan falan bahsetti. ahmet çakar özür diledi. beni yanılttın dedi. arda da "hocam sizin türk futboluna emeğiniz tartışılmaz sizle aram kötü olamaz" diye karşılık verdi. futbol dışı hadsiz eleştirilere sitem etmiştim dedi. sinan engin, ertem şener yağlama turlarına geçtiler. hatırlayın arda basına verdiği veda toplantısında herkesle helalleşti. gözümün önünde hala, süleyman rodop'a takıldı, hakkımda çok atıp tuttun ama affettim demeye getirdi.

    onun psikolojisini çökertenler, seks yaptığı için sakatlandı diyenler, kız arkadaşına laf edenler helalliklerini aldılar, o zaman ve de şimdi... ahmet çakarlar, erman toroğlular, rıdvanlar, ertemler, azizler hepsi mutlu şimdi.

    bi tek galatasaray taraftarı(nın bir kısmı) değil. neden? çünkü yarıyolda bıraktı arda. kimse çocuğu kaçırttınız, korumadınız martavalı okumasın. bu adama sinema bestesi yapanlar ultraslan'dı. ultraslan'ın ne olduğunu ilgi gösterilmeyen maçlarda görüyoruz, kale arkasında 3-5000 adam. arda'nın içli dışlı olduğunu bildiğim ultraslan. şu ne olduğunu bildiğimiz ultraslan.

    benim gibi onbinlerce galatasaray taraftarı ise defalarca tekrarlıyorum defalarca alkışladı arda'yı. destek verdi. başını eğdiğinde kalk dedi. ona hakaret edene küfretti.

    bakmayın madrid meydanındaki kalabalığa. kat kat fazlası bağrına bastı arda'yı burada. ite köpeğe karşı önünde durdu. emre abi'sine, acun abi'sine rağmen yaptı bunu.

    aldanmayın arkada duygusal müziklerle hazırlana videolara. galatasaray taraftarının 1 tanesi yuhladıysa 1000 tanesi alkışladı. o ise normalde başlamış olması gereken ligin şike nedeniyle sarkmasına denk gelen bir uzatma zamanında gitti yurtdışına. apar topar riera'ları aldık unutmayın. fatih terim gideceğini bilsem culio'yu tutardım dedi. ahmet çakır fatih terim'in üzgün ve hayalkırıklığına uğramış halin, florya'daki durumu negatif ifadelerle anlattı gs tv'de. ne zor zamanlardı bir hatırlayın. bizim de işler iyi gitti. yoksa bambaşka bir hikaye izliyorduk.
  • 15445
    son entrymde dediğim gibi hakkında yazmaya değmez. son olaylardan sonra beni en mutlu eden şey artık tek bir galatasaray taraftarının bile çıkıp "arda galatasaray'ın çocuğudur, yuvasına dönecektir" diyemeyeceği gerçeği. taraftarı gereksiz yere bölerek zarar veren her konunun karşısındayım. zaten kalmamıştı demeyin. dursun özbek zamanı arda transferi dedikoduları çıktığında sosyal medyanın, buranın halini hatırlayın.

    (bkz: arda turan/@pret) destan yazmışım destan. önce seven sonra nötrleşen, ihaneti gördükten sonra karakteri tahlil edip geleceği doğru tahmin eden bir taraftar. eskiden iyi vakit geçirirdim buralarda. onu da hatırladım.

    not: arda'nın bugün düştüğü duruma sevinmiyorum. onun bu noktaya gelmesinde gözümüzün içine baka baka dalga geçerken, yüzüstü bırakırken "adamsın sipsi, yuvasına dönecektir" diye kendi takımının taraftarını kıranların payı az değil. ders çıkarabilirlerse...
App Store'dan indirin Google Play'den alın