• 3
    avrupa şampiyonası elemeleri öncesi son maçımız, takımın durumunu da görmüş olacağız. terim, bir şekilde oyunculardan istediğini alabilen bir teknik adam, başarılı başlayacağını, ve ülkeyi tekrar milli takımı destekler hale getireceğine inanıyorum. zira son yıllarda inanılmaz bir milli takıma ilgisizlik başladı, haklı sebeplerle. ama alınacak bir kaç galibiyet, hepimizi federasyon, şu bu demeden saha içine çekecektir. olimpiyat stadında 200 seyirciye karşı hazırlık maçı oynar hale getirilen milli takım, umuyorum tekrar ülkeyi havaya sokar. lakin benim bu aralar rahatsız olduğum şey, milli takım kamplarındaki şirin mi şirin görüntüler, çekilen selfieler, hatta reklam filmleri. bu oyuncu kadrosunun türk halkına borcu olduğunu düşünüyorum, son yıllarda ülkeye hiç bir başarı, gurur getiremediler, gündeme de sürekli polemiklerle, kavgalarla geldiler. önce çıkıp saha içinde, aldığınız paranın, gördüğünüz ilginin karşılığını verin, insanları peşinizden sürükleyin, sonra kendinizi şirin gösterin. aynı olay erkek basketbol milli takımımız için de geçerli, kendimizden çok düşük takımlara madara oluyoruz, ama sağda solda, "emirin şakası yok" diye şarkılar türküler. cidden ters tepiyor, yani ülkece milli takım havasına girdiğimiz günler, belki de ülkede geçirdiğimiz en güzel günler oluyor, o birliktelik yılın herhangi bir gününde, milli bayramlarda dahi yaşanmıyor. oyuncuların sorumlulukları büyük, artık beklentimiz de bunun bilincinde olup, ona göre davranmaları.
  • 4
    başındaki adamlardan hiç haz etmesemde ben ülkemin milli takımının başarılı olmasını isterim. bize 2002 ve 2008 yazlarında inanılmaz gurur ve heyecan yaşattılar. her ne kadar sevmesemde fatih terim'in başarılı olacağını düşünüyorum ve başarılı olmasını istiyorum.

    ülke olarak özellikle futbol ve siyaset sebebiyle bölündüğümüz, parçalandığımız şu günlerde bize moral olacaktır ve tekrar kenetlenmemizi sağlayacaktır diye düşünüyorum.

    bunun için ilk ayak maçımız bugün.
    her ne kadar hazırlık maçı da olsa motivasyon ve ülke puanı adına önemli bir hazırlık maçı.

    allah yardımcıları olsun.
  • 10
    danimarka çok tatlı top oynadı ilk yarıda, top da göstermedi bize. schöne ve eriksen yerden çok iyi pas oyunu oynuyor, 3 tane net pozisyonları var, golü de ahmet ilhan'ın arkası dönük adama kaleden uzakta salakça vurması sonucu kazanılan penaltıyla buldular. bizim milli takım boşa zahmet etmese, danimarka'da herhangi bir ormanda koşsa da olurmuş, zira neyin hazırlık maçı bu anlamadım. takımda futbol oynama isteği yok, herhangi bir plan yok, normalde şu anda danimarka'da gördüğümüz gibi, hazır bir takım olması gerekiyordu elemelere. bireysel olarak caner erkin'in kanadı otoban, selçuk inan'ın ise silik futbolu ve çokça pas hatası var.
  • 14
    10 dakika falan izledim maçı ve inanılmaz sıkıcı ve ruhsuz bir türk takımı var sahada. selçuk'u eleştirmek de yanlış olur diye düşünüyorum. adamın ayağına ne zaman top gelse ileri oynamasını sağlayabilecek en küçük bir alternatifi olmuyor. kanatlar kendinden çok uzak oynuyor, burak geri gelemiyor ve yanında oynayan dinazor hiçbir şekilde yardım etmiyor kendisine. o da mecbur geriye oynuyor. az önce hücum yaparken (rakip ceza sahası önünde) yine pas alternatifi yoktu mesela ömer toprak yanına geldi top aldı.
  • 16
    soyle bir 15 dakika izledim de, bizim milli takimin basarili olmasi icin bu sike olaylari doneminde uc buyuklerde yer alan oyuncu jenerasyonunun futbolu birakmasi gerek gibi geliyor. gokhan'in onunde olcan var, adamin sampiyonlugunu calan herifin manevi oglu arkasinda oynuyor yani.
    caner kaleci onur'dan top aliyor, ayni durum. emre selcuga pas atacak yine ayni durum. olcay asisti yapan burag'a sarilamiyor taraftarindan tepki gorecek yoksa, cunku burak onlar icin emek hirsizi. sporcular dahil herkes iki yuzlu herkes olan bitenin farkinda ama kimse sesini cikartamiyor. samimiyet yok, arkadaslik gostermelik. nefret ve dusmanlik ortaminda gecen yillar sonucu benim bu takimdan beklentim sifir.
    zaten sahadaki futbolda farkli birsey soylemiyor.
  • 19
    hakkında 20 entry girilmiş, danimarka gibi oldukça önemli bir takımı deplasmanda yendiğimiz halde. izlanda maçı ile alakalı ise 30 küsür entry var şimdilik ama bunların çoğu milli takımı desteklemiyorum goygoyu. gol yiyoruz üzülen yok gol atıyoruz sevinen yok. futbol seyircisi artık sevip sevmemeyi, başarılı bulup bulmamayı geçmiş, alenen sikine takmıyor milli takımı. şu anda gereken şey başarıdan çok daha fazlası. son bir kaç yılda ucundan kıyısından milli takıma bulaşmış herkesi uzaklaştırmak falan lazım ancak o zaman bu siklememezlik hali son bulabilir.
  • 20
    sabah uyanında farkettiniz maç. özeti izledim sanki danimarka ataklarını çekip koymuşlar, savunmamız evlere şenlik sürekli çapraza atılan toplar, 6 pasta danimarkalılar'ın kaçırdığı nice pozisyonlar, fark gelebilirmiş.

    atılan ilk golde atağımız var, ikinci gol uzaktan sert şut. ilk tehlikeli atağımız 35.dakika falan.

    ozan tufan, dakika 92'de takım ceza sahası içinde 25-30metrden şut çekmek gol olmasa da başarıdır ki gol oldu. özgüveni iyi aşılamışlar.

    milli takım böyle arkaya sürekli adam kaçırırsa bol gol yeriz.
  • 21
    hiç umut vermeyen oyun sergilediğimiz maç. benim açımdan hazırlık maçlarında değişiklikler gelene kadar ki yani as kadroların oynadığı kısım daha önemlidir. ilk yarı işte böyleydi. rakip as kadrosu(her ne kadar gerçek as kadrosu mu değil mi bilmesemde) biz ise arda hariç tümüyle as kadromuzduk.

    maç ilk 10-15 dakika birbirini tartmakla geçti. ufak ufak danimarka yüklenme gösterdi. sonrasında danimarka teknik direktörü iyi analiz yapmış olcak veya taktikleri o çok beklerini her yapmaya çalıştığımız atak sonrası ileri yolladı. özellikle caner'in türkiye liginde karşısında maalesef iyi bek oyuncuları olmadığından rahat rahat gidip gelmesini bu maç göremedik. onun yerine 2 numaralı bekleri kanadın anasını ağlattı.

    diğer husus ilk yarıda tek forvet bentdner o kadar rahat top aldı verdi ki savunmamız karşısında resmen aciz kaldı. zaten bu al verlerden karşı karşıya pozisyonlar ortaya çıktı. kısaca ilk yarıda son dakikalarda karambole olcay'ın pozisyonu dışında hiçbirşey yapmadık.

    kısaca ilk yarı için; orta sahamız rezalet oynadı pas yapamadı top kazanmadı. rakip ise danimarka olmasına rağmen sanki daha büyük bir ülke takımıymış gibi resmen ezdi bizi. ilk yarı itibariyle abdullah avcı ile terim arasında hiçbir fark yoktu.

    2.yarı başladı değişikler geldi. emre girdi oyuna takım biraz daha toparlandı. ancak bunda en önemli etken rakibin yaptığı 3 değişiklik oldu. bu değişikler özellikle defans göbeği agger'in çıkması onları çok etkiledi zaten golümüz defans ağırlağından geldi. ilk 15dakikasında golüde bulduk biraz daha rakip üstüne gelmeye başladık buna rağmen yine pozisyon verdik. zaten sonrasında rakip kaleye fazla gidemediğimizden ötürü ortada maç oldu. 90+ ise ozan gerçekten güzel bir gol attı.

    eleştiriler(fanboylar okumasın) teknik direktör olarak terim sınıfta kaldı. nedeni ise yok milli takım bir proje olcak geleceğin milli takımını yaratıyoruz dedikten sonra hatta yaz hazırlık maçlarında gençleri oynattıktan sonra yine kadro standart halinde kaldı. gençleştirme operasyonu boş çıktı klasik. takım sistem değişimi yine boş çıktı. yani abdullah avcı ne yapıyorsa aynısını terim yapıyor. tek fark avcı hazırlıklarda oynattığı adamları diğer maçlardada oynatıyordu. zaten bu konuya şu entrimde değinmiştim.
    *

    takım olarak ise orta sahamız yok. fenerbahçe gibi oynamamız için çok çalışmamız lazım. şu an ki sistem fenerbahçeden alışkın olduğumuz sistem. zaten bekler fenerli olduğu için aynı düşüncede terimde. caner, gökhan gidip gelir ama sıkıntı ilk yarıda gördük fenerde kuyt hayvan gibi koşuyordu geri ileri burda geri ileri yapıcak ileri uç oyuncusu yok. ahmet ilhan ve olcay bu tip oyuncular değil. bu yüzden çok atak yedik. tabi birde orta sahamız top yapamadı kanatlara inemedik dolayısıyla burak'a top gelmedi.

    türkiye milli takımı yıllardır 4-4-2 oynayan bir takım. abdullah avcıda bu sistemleri deneyip başarısız olmuştu. 4-3-3 oynamanız için 3 orta sahanızında iyi top dağıtması gerekir. en basit örnek barça. pas futbolunu es geçin. xavi-iniesta-busquets 3lüsü gerektiğinde uzun gerektiğinde kısa araya her türlü pas atabiliyor presle top yapıp alan daraltıyor. bizde aynı mevkide gerçekten ölü bir selçuk, hiç bir iş yapmayan oğuzhan ve defans olarak oynayan orta saha ile alakası olmayan topal var. bu sistemle maalesef işimiz çok zor. bence real madrid stili 4-5-1 'e dönmeliyiz. yine 3 orta saha 2kanat forvet ama biraz daha geride olcak kanat forvetler.

    euro 2016 için bu kadro yeterli değil orda ezerler bizi. euro 2016 elemelerinden garanti çıkarız zaten 3 takım çıkıyor çıkmamak tamamen mallık olur ama orada yapacaklarımız bizim için hiç iyi olmayacak.
App Store'dan indirin Google Play'den alın