(bkz:
dostum hakem demişsin ama bu bildiğin rus çocuğu)
öncelikle hakemler hakkında fikrimizi söyleyerek başladık yazımıza. maçın başından sonuna kadar da hakemler skandal kararlara imza attı. artniyetlerini de fowles'ın hücumunda basket + faul beklerken, basketimizi vermemesi ve kenarda oyuna başladığımız pozisyonda belli etmişlerdi. başlı başına basketbol cahili olması lazım bir insanın o pozisyonda böyle bir karar verebilmesi için. zaten ilk çeyrekte bitime 6 dakika kala, ikinci çeyrekte bitime 5 dakika kala faul haklarımızı doldurduysak, bunda baş aktör de hakemlerdi. iyi bir oyun ortaya koyamadık maç genelinde, üstüne üstlük maçı fenerbahçe'ye kazandırmaya şartlanmış hakemler de eklenince işimiz kolay olmadı elbette; fakat tüm bu olumsuzluklara rağmen son çeyreğe kadar maça ortaktık. maçta üstünlüğü sağlayacağımız hamleyi ilk 3 çeyrekte yapamadık fakat yine de son çeyreğe 60-56 geride girerken galibiyete oldukça yakın görüyordum takımımızı.
fakat maalesef kızlarımız da maçın öneminin yeterince farkında değillerdi, bu durum ortaya koydukları performanstan belli oluyor. evet, hakemler rezaletti fakat lig şampiyonluğu için tek rakibimiz olan fenerbahçe ile oynayacağımız maçı kazanırsak büyük avantaj elde edecektik. kendi sahamızda, seyircimiz önünde oynadığımız bu maçı kazanmak
zorundaydık. taurasi maçın genelinde liderlik etti takımımıza, asistler yaptı, faul aldırdı; fakat 20 sayısının 11'inin de çizgiden geldiğini belirtmek durumundayız. %25 iki sayılık, %13 üç sayılık şut yüzdeleri de diana gibi bir basketbolcuya yakışmadı bu maçta. kaptan için de iki kelam etme gereği duyuyorum; neredeyse 35 dakika sahada kaldı. bu süre içerisinde kullandığı
şut sayısı yalnızca 3 ! bir guard oyuncusu eğer maç içerisinde bu kadar az top kullanıyorsa, hemen asist sayısına bakarsınız. kimi oyuncular atmaktan ziyade takım arkadaşlarına attırmak üzerine kurarlar oyun anlayışlarını. kaptan'ın
asist sayısına bakalım o zaman; 2 ! bu önemli maçımızda takımımızdaki en kaliteli yerli olarak gösterdiğimiz, kaptanımız ışıl alben'den bu maçta maalesef gözle görülür bir katkı alamamış durumdayız. son çeyreğe girilirken yalnızca 4 sayı gerideydik ve hakemlerin rezilliğine, tüm olumsuzluklara rağmen maçı kazanmak, liderlik koltuğunu ele geçirmek ve ligin geri kalan bölümü ve şampiyonluk için fenerbahçe ile girdiğimiz mücadelede bir adım öne geçebilmemiz için bu maçı almalıydık. son çeyrekte ortaya koyduğumuz (!) performans ise evlere şenlik; son çeyrek skoru 21-9.
son çeyrekte bitime neredeyse 6 dakika varken ve fark da henüz 9'ken (hafızam beni yamultmuyorsa 69-60'dı) taraftarın maçtan kopması da üzücü bir durum. bunu da not olarak düşelim.