• 526
    galatasaray futbol takımının maalesef sacma sapan bir pozisyon vermesiyle oluşan korner sonrası meydana gelen penaltı ile beraberlik aldığı maçtır.
    bizim pozisyon penaltı değildi tıpkı bir gün önce trabzonspor'un pozisyonunun da faul olmadığı gibi. onlardan da bizden de 2 puan çalındı.
    mac özelinde değişiklikler konusunda tek itirazım çok kötü bir gününde olan henry onyekuru'nun 90 dakika sahada kalabilmesinedir.
    takım bundan sonraki tüm maçlarını kazanırsa zaten şampiyon oluyor. bu maçı unutup geleceğe odaklanmak lazım.
  • 528
    takım maçın hakkını verdi fakat futbol bir sonuç oyunu. başarının hafızası puandır. kötü oyunlar gelip geçicidir, puan kaybı değil. keşke kötü oynayıp 3 puan alsaydık. şimdi sivasspor'un fikstürü herkesten kolay yani bir şampiyonluk adayını devreden çıkaramadık. sivasspor'un şampiyonluk şansı var. iyi oyunla avunmak istemiyorum, bundan 1 ay önce fenerbahçenin umutları tavan yapmıştı. başakşehiri yrnmiş, trabzonspor'a deplasmanda yenilmesine rağmen üstün oynamıştı. ama ne olduysa o puan kaybından sonra oldu. serinin bozulması da maalesef takım psikolojisini bozacaktır. yani biz dünkü maçı almalıydık. hiç iyi olmadı.
  • 529
    maç öncesinden 2. devrenin en zor maçı olacağı belli bir deplasmandı: #2880561.

    hafta başından beri de aleyhimize yapılan bütün çalışmalar sonuç verdi. bu çalışmaları yapanlar artık bu işin af edersiniz orospusu oldukları için ince ince, güzel güzel işlediler.

    1- mert hakan ve emre kılınç maç satacak: amaç? oyuncuları baskı altına alıp gaza getirmek ve bize karşı ekstra oynamalarını sağlamak. sonuç? olumlu. oyuncular kıçını yırttı, kavga çıkardı, aidiyet(!) gösterdi. yoksa herkes biliyor kimsenin fenere satar gibi göstere göstere maç satmayacağını. amaçları oyuncuları ekstra gazlamak.

    2- cimbom kollanacak, deplasman penaltısı atacak. amaç? hakemler kendini ekstra ispat çabasına girsin. sonuç: aleyhte saçma bi penaltı. bize çalınsa mete sezonu kapatırdı. o derece.

    not: canım muslera. maç başından beri her çirkefliği yapan, çoktan atılması gereken adam için topu taca attın. oyunu başlatsan, pozisyon geçse, o hakemi var çağıramazdı. pozisyon o kadar griydi ki...

    not2: bakın bütün hafta saracchi konuşulacak. beşiktaş maçı hakemi ekstra mimleyecek, daha ilk yarıda kesin sarı göstertilecek derbide. ciğerini biliyorum bu ciğersizlerin.

    not3: bu takıma hakkım helal. şampiyonluk kaçarsa bu devreden dolayı değil ilk devreden dolayı kaçacak. 2020’de izlediğimiz galatasaray gözlerimizin pasını siliyor.
  • 530
    3 puanı kaçıran taraf olduğumuz maçtır. takım taş gibi top oynayarak üzüntüyü bir nebze de olsa hafifletmiştir. öyle bir noktaya geldik ki sivas deplasmanında 9'da 9'luk serimizi yapamadık diye üzülüyoruz. üstelik galibiyeti kaçıran taraf olarak.

    bu maçı geride bırakıp önümüze bakmalıyız. her şey bizim elimizde. böyle oynayama devam edersek bizi durdurabilecek bir takım bulunmuyor.
  • 531
    hepimizi çok üzen bir maç olmuştur. sebebide bu engelide aşsak gerisi yokuş aşağı, hepimiz biliyoruz.
    aslında ah vah edilecek bir durum yok; son 9 maçta 8 galibiyet, kadıköyde feneri eze eze yenmişiz, tek beraberlikde fb-bjk-ts hepsine sahasında kök söktüren sivas ama sorun şu ilk yarı o kadar çok puan kaybettikki sıfır kredimiz var.
    her ne kadar görmek istemesekde en zor fikstürde bizde. paniğe telaşa gerek yok ama rehavete de gerek yok. "kafa kafaya geldik, bu iş bitti" rahatliği bizi sıkıntıya sokar.
    mete kalkavan saracchi ve seri'yi atabilirdi(haftaya da bjk derbisi vardı. nasıl atmadı, şaşırdım) bunlar lehimize hataları ama iki de penaltımızı vermedi (onyekuru/apindangoye faul, falcao/uğur çiftçi elle oynama) birini verse iş bitmişti.
  • 532
    maçın geneline baktığımızda müthiş bir oyun ortaya koyduğumuz, ligin ilk yarısındaki sıkıntılı halimizin aksine hücuma çıkmakta ve pozisyona girmekte hiçbir zorluk yaşamadığımız bir maç oldu.

    bu zor ve çekinilen deplasmanı ancak ve ancak erken gol ile kolaya çeviririz beklentisi ve düşüncesindeydim fakat tam tersi bir başlangıç oldu ve erken yediğimiz golle geri düştük ve işleri kendimiz için daha da zor bir hale soktuk. işte tam da buraya dikkat, sivas deplasmanında da tıpkı fenerbahçe deplasmanındaki gibi* erken golle geri düşmemize rağmen geri çevirmesini ve öne geçmeyi başardık. bu çok saygı uyandıran bir karakter ve istek. bunu görmek bile sevindirici.

    fakat sivas deplasmanında işler kadıköy deplasmanı gibi olmadı maalesef. belki o maçtan bile daha iyi oynadık, hücum varyasyonları açısından belki de bu sezonun en iyi galatasaray'ı vardı sahada. başta feghouli olmak üzere mariano, seri, falcao aldıkları her topu faydalı ve olumlu kullandılar. fakat fatih hoca'nın dediği gibi gri bir pozisyonda çalınan penaltı ile 2 puanı bırakmış olduk. penaltıdan sonraki 35-40 dakikalık bölümde de maalesef 3 puanı getirecek golü bulamadık.

    sonuç olarak gerçekten bu kadar iyi ve istekli oyunun hakkı 1 puandan fazlasıydı. lakin yine fatih hoca'nın maç sonu ifade ettiği üzere takımın karakteri, oyunu, temposu o kadar memnun edici ki bu kaybı telafi etmememiz için bir neden yok.
  • 533
    tabii ki şampiyon olmak istiyorum ama şöyle oynayalım, olmasak da olur. futbol bu, rakipler daha iyiyse onlar olsun. helal olsun der, tebrik eder geçerim. biz böyle oynayalım yeter. bu futbol seni bu sene şampiyon yapmazsa seneye nisanda yapar.

    liverpool geçen sene şampiyon olamadı ama sinyallerini veriyordu. şimdi ise mart ayı bitmeden şampiyon olacaklar.
  • 534
    oncelikle senenin basindan beri bu son 8-9 haftadaki oyun icin tesekkurler hocam. belki de 2000 senesinden beri izledigimiz en iyi galatasaray'i izliyoruz, ben uzun suredir bu kadar iyi top oynayip baski kiran bir takim gormedm, dunku sivas deplasmanindan bu ligde kimse cikamazdi, buna basaksehir ve trabzon dahil. belki de 15-45. dakikalar arasi oyunumuz bu sezondaki su anlik zirvemiz. burada ugur k'ya parantez acicam, herkes galatasaray'in oyunu oturmus dediginde kendisi bence galatasaray bir tik daha iyi oynayabilir dedi, hakli cikti, bir tik daha oynayabilirmisiz ve oynadik.

    ama... bir kac degisilik hatasi yapti hoca, ilk olarak sakatliginin etkisiyle performansi dusmus lemina'yi 45 de cikarip belhanda ile baslayabilirdi 2. yariya. belki iyi giden takimi bozmak istemedi ya da baska bir sey ama lemina dun pek iyi oynamadi, ki bunda sakatliginin ve zeminin etkisi de var. lemina bu macta 45 oynatilip haftaya ki besiktas macina saklanabilirdi. belhanda'ya laf eden olacaktir ama 2 hafta onceki fenerbahce macinin en iyi 3 oyuncusundan biriydi, bunu en azili belhanda dusmani spor yorumculari bile soyluyordu. dunku mac da tam belhandalik macti, sinirlenecegi bir durum da yoktu zaten, kart goremezdi kolay kolay.

    2. ve 3. hata ayni sey aslinda, orta sahayi cok erken bosaltti hoca. 80. dakika itibariyle dengede giden 2-2 lik macta bir anda orta sahayi sivas'a biraktik. adem ve emre akbaba oyuna girdi ama ne yaptilar, koca bir hic. bu degisiliklikleri yapma demem ama son 5 dakikaya birakabilirdi. ben olsam hic yapmazdim, gomulmeye baslayan sivas'in kalecisinin de savruklugunu gorup sut cekebilen orta saha oyunculari ile oyun ustunlugunu korumaya devam edebilirdim. zira forvet oyuncusu almak hicbir zaman daha iyi hucum edeceginizi gostermez, ki boyle oldu. defanstan oyuncu cikarip orta sahaya alarak da yapabilirdi bunu. bu sadece benim degil, falcao'nun da gorusu ayrica, neden mi diyorum 83. dakikadan itibaren surekli orta sahaya gelip top almaya calisti falcao. bu bir mesajdir, bu top oynamadiginizin en buyuk kanitidir zaten.

    bu maci kazanmak zorunda degildik ama yenilmemek zorundaydik, hoca bunu cok ufak bir kazanc icin cok riske atti. yine de canin saoglsun hocam, senin bu cesaretin olmasa baska bir suru seyi de basaramazdik dogruya dogru.

    neyse ki kaybetmedik ve trabzon'un puan kaybetmesiyle cok da bir sey degismedi. bundan sonraki her maci kazanmak zorundayiz ki basaksehir macina kadar oyle olacagini dusunuyorum, bu top oyunu ile bizi basaksehir disinda hicbir takim kolay kolay beraberlige bile zorlayamaz.

    konsantrasyon ve 23!

    son bir edit: bitimiyle an itibariyle en buyuk 1.5. favori oldugumuz mac. 1 basaksehir, trabzon bana gore yaris disi kalmak uzere.
  • 535
    ilk gol gelene kadar -ki 5-6 dakikalik bir sure- bocaladigimiz ve sonrasinda sazi ele alip istedigimiz gibi yönettigimiz ve sivas’in ultra bali ile uyduruk bir penalti ile beraberligi zor kurtardigi mactir. on numara top oynadik. sivas’i sivas’ta kendi sahasinda bu sezon bu kadar hapsolmus ve kume dusmemeye oynayan takim pozisyonunda hic görmemistim. mukemmel top oynadik. girdiklerimizi atsak 4-5 gol ile mactan ayrilabilirdik ki sivas’in ”lan bu nasil kacar?” dedirten sadece bir pozisyonu var. onyekuru’yu kilitlediler feghouli akti, feghouli’yi kilitlediler mariano akti. herkesi kilitlediler donk girdi devreye. o da olmasa uzaktan sut attik. hemen hemen her atagi sonlandirdik.

    caninizi sikmayin. bu takim böyle oynadigi ve sansi yaver gittigi surece eze eze yenemeyecegi takim yok. acik ara sampiyon olabilecek pozisyondayiz ki gecen sene 25nci hafta lider ile aramizda 8-9 puan vardi dusunun.
  • 540
    çok iyi oynadığımız bir maçta 2 puan kaybetmek hepimizi çok üzdü. özellikle bunun hakem hatası sebebiyle olması daha da kötü oldu. kim ne derse desin sivas lehine verilen penaltının haksız olduğunu düşünüyorum. zaten hakem mete kalkavan bile pozisyona inanmadığı için seri'ye ikinci sarı kartı veremedi.

    maçla ilgili asıl söylemek istediğim şey ise fatih hoca'nın oyuncu değişiklikleri. taktiksel olarak baktığımızda eleştirilebilir ama hocamızın maçı kazanma isteği ve bunu hem oyuncularımıza hem de rakiplere belli etmesi çok hoşuma gitti. maç ortada ilerlerken, devamlı atak oyuncusu almak tam hocamıza yakışan bir hareket oldu. maçı bu hamleler sonucunda kaybedebilirdik. ama önemli olan hocanın hırsı ve verdiği mesajdı. mayıslar yine bizim olacak inşallah
  • 541
    maç bitiminden beri kafamda maçı tekrar tekrar oynuyorum, kaçırdığımız gollere yanıyorum. 60-70.dakikalarda zeminden dolayı aksayan onyekuru'yu çıkartıp, kötü gününde olan ömer'i sola atıp ortaya emre akbaba'yı koyuyorum ve maçı kazanıyoruz. bilemem fatih hocam böyle yapsa belki daha da kötü sonuçlanıp mağlup da olabilirdik.

    bu kadar üzgün olmamız, bu kadar görkemli oynayıp 3 puan alamamamızdan kaynaklanıyor. ama bu oyun şampiyonluk için ve önümüzdeki yıllar için umut verici.

    #hedef23
    #konsantrasyon
  • 542
    "her hafta bu hakemlerin aynı hataları yapması utanç verici. türkiye büyük bir ulus ve burada insanlar futbolu seviyor ancak bu hakemleri anlamıyorum. bu konuda bir şeyler yapılmalı." diye isyanını okuyordum kayserisporlu bernard mensah'ın sivasspor-galatasaray maçının devre arasında sosyal medyada. 5-1 kaybettikleri maçtan sonra böyle ağır konuşabiliyorsa bir futbolcu, maçta ciddi sıkıntılar olmuştur derken çok geçmeden sivas yeni 4 eylül stadında da mete kalkavan ve var hakemi atilla karaoğlan ganalı futbolcuyu haklı çıkaran kararlara imza atıverdiler. gerçekten "utanç verici" bir maç yönetimine imza attı dün gece iki hakem de...

    seri'ye serbest vuruşu erken kullandığı gerekçesiyle sarı kart gösterirken mete kalkavan "düdük bende" diyordu ama ikinci yarıda onyekuru'nun sivasspor ceza sahası içinde düşürülmesine düdük çalamadı. hadi o görmedi, var hakemi de "gözlerini kapamış olacak" ki, o taraftan da bir uyarı gelmedi saha içine ama pozisyonun devamında seri'nin fernando'ya dokunup dokunmadığı tartışmalı pozisyondan penaltı çıkarıverdiler. mete kalkavan gözü önündeki pozisyona "devam" dedi ama sonra gidip var hakemine uydu. penaltı atışı kullanıldığı esnada ise başka bir skandal daha yaşandı sivas'ta: mete kalkavan'ın görüş açısında olmayan mert hakan arkadaşı daha topa vurmadan 3-5 metre ceza sahasına girmişti bile. penaltı atıldı, muslera topu çeldi ama dönen topu emre filelere yolladı. işte o anda devreye girmesi gereken var'dan ses seda yoktu. tam bir skandal... çünkü ifab'ın yayınladığı kural kitapçığında açıkça belirtilmiş bu ihlal ve sonrası: "eğer top kaleye girmezse, hakem oyunu durdurur ve oyunu endirekt serbest vuruşla tekrar başlatır."
    ama kural filan uygulanmadı...

    bununla da yetinmedi var hakemi ve 63. dakikada sivasspor ceza sahası içinde falcao ile uğur çiftçi'nin mücadelesinde uğur'un eline çarpan topta "üç maymunu" oynadı. işin vahim tarafı da, alakasız pozisyonları bile 5-6 defa tekrar gösteren yayıncı kuruluş rejisi bu "apaçık penaltıyı" hiç tekrar göstermedi bile. takipçilerimiz hatırlayacaktır, trabzon'da da marcao'ya sorloth'un golden önce yaptığı faul oyun esnasında ekranlara gelmemiş, maç bitiminde yayınlanan programda ortaya çıkmıştı...

    maç biterken sarrachi'nin tekmesine kırmızı kart yerine sarı kart vermek de artık alışageldiğimiz türk hakemi refleksi olarak maça damgayı vuruverdi: "hatayı hatayla kapatmak"... kimse sizden eyyam beklemiyor, gördüğünüzü "kafanızda tilkiler dolaşmadan" çalmanızı bekliyor...

    fenerbahçe maçından sonra halil umut meler'i ısrarla övmemizin sebebini mete kalkavan ve var hakemi atilla karaoğlan pek de güzel göstermiş oldular aslında. sen ne kadar iyi oynarsan oyna, maçı yönetenler formda değilse, o maçta hak eden hak ettiğini alamıyor, galatasaray'ın 3 puanı kaçırdığı gibi. bakmayın siz "maçın hakkı beraberlikti" diyenlere, galatasaray rakibe verilen ama kendisine verilmeyen penaltılarla 2 puanı sivas'ta bıraktı... yazık oldu ve umarım ilerde bu puanlar aranmaz...

    galatasaray'ın deplasmanda oynadığı en "sağlam" maçların birinde hakem yazmak istemezdim ama mete ve atilla bu harika karşılaşmadan rol çalmak istediler, biz de isimlerini blog sayfalarına yazmış olduk. hava şartlarının harika olduğu kadar zeminin de bir o kadar berbat olduğu karşılaşmaya ev sahibi seyirci desteğini de arkasına alıp beklenildiğinden de "hızlı ve saldırgan" başladı. galatasaray'la ön protokol yaptığı için hafta içi "üzerlerine oynan mert hakan ve emre" ikilisinden emre kulübedeyken, mert takımının en "iştahlısıydı" ve kaleyi gördüğü yerden muslera'yı avlamak arzusundaydı. uruguaylı bir iki çıkardı lakin korner atışı sonrası oluşan karambolde hakan arslan daha 10 dakika olmadan takımını öne geçirmişti bile.

    ev sahibi öndeydi, pozisyonlar da buluyordu da topla oynama istatistiğinde galatasaray %62 önde gözüküyordu. fenerbahçe derbisinde olduğu gibi geriye düşmelerine rağmen oyun anlayışını bozmamıştı sarı-kırmızılılar, topun kıymetini bilip, mümkünce top çevirip boş pozisyondaki arkadaşlarını pozisyona sokmak gayesindeydiler. o anların birinde kazanılan serbest atışta duran top kullanma becerisini oldukça geliştiren ömer bayram, florya'da çalışıldığı belli olan bir orta yaptı, feghouli arka direkte dokundu ve falcao fileleri havalandırdı... galatasaray strese girmeden, sakin oynayarak beraberliği yakalamıştı ve öne geçmek için de tekrar yükleniyordu. son iki karşılaşmaya nazaran maç içinde pek varlığını hissetirmeyen onyekuru'nun nadir savunma arkasına koştuğu bir pozisyonda feghouli'ye al da at verdiği pasta, cezayirli zor olanı yaptı, topu aşırtmak yerine kaleciye nişanladı... o anda adrien ilie geliverdi aklımıza, ne de güzel geçirirdi topu kalecilerin üstünden...

    sivasspor hocası rıza çalımbay, galatasaray'ı iyi analiz etmiş ve seri-onyekuru bağlantısını kapamıştı ama galatasaray'da çözüm üretecek topçu az değildi, feghouli sık sık boşluklara girmeye başlıyor ya da seri-onyekuru hattında falcao orta sahaya kadar gelip "istasyon" oluyordu. berbat zemine de alışınca deplasman ekibi, pozisyonlar da daha çok gelmeye başladı ve donk'un sürükleyip, ortaladığı uzun mesafeli vuruşta falcao kafayla asisti yapıyor, feghouli dakikalar evvel kaçırdığı golün öfkesini çıkartırcasına voleyi çakıyordu. devre biterken üçüncü gol de geliyordu feghouli'nin ceza sahasında falcao'ya pasında da sivas savunması son anda ayak koyarak topu kapmıştı...

    ikinci devre yasin'in yerine emre kılıç'ı oyuna alarak tekrar galatasaray kalesine baskı kurmak isteyen rıza çalımbay, hakem ikilisinin de "desteği" ile emre'nin penaltısı sonrası amacına ulaştı. deplasmana kazanmak için gelmiş olan fatih terim de beraberliği bozmak için emre akbaba ve adem büyük hamlelerini yaparak tekrar rakip kaleye oyunu yığdı. onyekuru ile falcao ile pozisyonlar da yaratıldı ama top çizgiden geçmezken, zeminin ağırlaşmasına yorgunluk da eşlik edince pas ve şut tercihleri de yanlış olmaya başladı ve iki takım sahadan eşitlikle ayrıldı....

    galatasaray, başakşehir dışında zirve yarışındaki diğer tüm rakiplerinin puan kaybettiği haftada galibiyet serisine sivas deplasmanında ara verdi belki ama oynadığı cesur ve arzulu oyun ile şampiyonluk yolunda özgüvenini doruğa çıkarmış oldu. dün gece o kadar konsantre olmuş sivasspor karşısında ligde hangi takım olursa olsun "ezilecekken" fatih terim'in takımının galibiyeti kaçırıyor olması 23. şampiyonluğun ayak sesleri değil midir?

    "utançla" başladık "gururla" bitirelim o halde. bülent uygun'la 2008-2009 sezonunda şampiyonluk kovaladığı dönemler sivasspor'un güçlü ve etkili bir taraftar potansiyelinden söz edilmezken, dün gece üç tribünde yapmış oldukları kareografi ile "tribün aleminde" biz de varız demiş oldu yiğidolar. bu da onların gururu olsun... umarım sadece iç sahada değil, deplasmanlarda da tribünlerde boş koltuk bırakmazlar..."support your local team" demiş ya yabancılar, çok haklılar, şehrinizin, semtinizin takımını tutun arkadaşlar, hem de sonuna kadar...

    kaynak ve maçtan fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r2-2galatasaray.html
  • 543
    evvela cüneyt abisinin yolunu şiar edinmiş eyyamcı mete'nin maçı berabere bitirmek adına varını yoğunu ortaya koyduğu maç olmuştur. kötü zemin ve bana göre kalan deplasman maçlarından en zorlu olan iki müsabakadan biri olan sivas maçında oynanan 80 dakikalık performansımız taraftara şu mesajı açık ve net vermiştir. "rahat olun şampiyon biziz." üzüldüğüm tek nokta ise kaçan 2 puandır. bununla birlikte içerdeki maçlarda ne trabzon ne de beşiktaş bize diş geçiremeyecektir. her maç üstüne koyan daha derli toplu bir takım hüviyetine bürünüyoruz. ligin ilk yarısında sırf galatasaray diye maç izlerken şimdi aldığım keyif paha biçilemez. yolumuz açık ve ferah, arkamızdan koşacak olanlar düşünsün.
  • 545
    beraberlik nedeniyle ağzımızda kekremsi bir tat bıraksa da oynanan oyun, deplasmanda hem skor hem de oyun olarak geri düştüğün rakibe karşılık öne geçmeyi başarmamız maç adına olumlu şeyler.

    daha fazla konsantrasyon ile oyunumuzu gelişmeye devam ederek hedef 23 yolunda mücadele etmeye devam.

    sıradaki hedef;

    (bkz: 15 mart 2020 galatasaray beşiktaş maçı)

    (bkz: konsantrasyon)
    (bkz: maç sözlükte kazanılır)
    (bkz: galatasaray sözlük sinerji ekibi)
  • 547
    ilk düdük çaldıktan sonra televizyonun başına geçebildim. zemini görür görmez yanımdaki arkadaşıma 'zemin çok kötü, işimiz zor' dedim. sebebi şu; sivas zaten top yapan bir takım değil. iki pasla rakip kaleye giden, dikine oynamaya çalışan bir takım, biz ise kendi kalemizin önünde bile paslaşarak çıkmak isteyen bir takımız. yine de skor olarak olmasa da oyun olarak çok iyi iş çıkardık. gelecek adına herkes umutlu, çünkü biliyoruz ki bu futbol bizi şampiyonluğa taşır.
  • 550
    seri - fernando penaltı pozisyonu öncesi olan lemina - appindangoye pozisyonunu yeni gördüm.

    o ilk pozisyon faul olsun veya olmasın, geriye dönme olayı bizim için işlemiyor ki zaten. 2018/19 sezonu kadıköy deplasmanında da gidilmemişti mesela. soso - dirar pozisyonundan bahsediyorum.

    pozisyon için benim düşünceme geçmeden önce, yayıncı kuruluşa açıklama yapan hakem eskisi deniz çoban'ın söylediklerine bir kulak verelim:
    https://twitter.com/.../1237404903682854913

    yahu bunlar nasıl hakem olmuş? nasıl hakemlik yaptırmışlar? bunlara nasıl büyük kanallarda yorumculuk yaptırıyorlar?

    lemina'nın davranışlarına bakarak faul olup olmadığını belirlemek de nedir allah aşkına? bu yoruma göre gidersek, hiçbir yere varamayız ki!

    diyelim, bir futbolcu rakibine tekme attı. bildiğin göstere göstere. ama tekme yiyen futbolcunun hiç umuru değil. o kadar güçlü ki hiçbir şey dememiş ona, sinek ısırığı gibi bir şey. ne yapacağız şimdi?

    yok hani, mesela şey olmuyor mu? rakibe tekme sallayan bir futbolcu bu rakibine denk gelmese bile faul yapmış sayılmıyor mu? yahu bu en direkt vuruşlar neden var o zaman? bu tehlikeli hareketler neden var?

    kural apaçık belli. rakibinden güç alıyor, kendine avantaj sağlıyor ve rakibini dezavantajlı duruma düşürüyorsan bu kurallara aykırıdır. futbolcunun eylemi yapıp yapmaması önemli değildir. yapabilip yapamaması önemlidir. lemina yükselmek istese yükselebilecek mi? hayır, burada yükselmesi de mesele değil. lemina o şarja rağmen yükselip topu uzaklaştırsa dahi rakibinin yaptığı hareket fauldür.

    kuralları eğip bükünce işin içinden çıkılmıyor sonra. pozisyon görülmediyse hakem hatasıdır. var'a rağmen nasıl görülmüyor orasını bilemem gerçi. pozisyon görüldüğü halde verilmediyse apaçık bir kötü niyetli hakemlik vardır.
App Store'dan indirin Google Play'den alın