• 120
    4 şubat tarihinde, sivas 4 eylül stadyumu'nda oynanacak olan, 4. fatih terim dönemindeki 4. lig maçımız.

    fatih terim, süper lig'de daha önce sivasspor ile oynadığı 4 maçın tamamını kazandı.

    kazanırsak puanımızı 44'e yükseltip, 4. sıradaki beşiktaş'la olan puan farkını 4'ten 7'ye çıkaracağız.

    rakiplerimiz fenerbahçe ve beşiktaş bu hafta 4'er golün atıldığı maçlarda puan kaybetti.

    tüm bu bilgiler ışığında, garry rodrigues'in bu sezon ligdeki 4. golünü atacağı maçta 4 gollü bir galibiyet beklenebilir. *

    not: 4 teması ekşi sözlük'ten alınmıştır.
  • 54
    sahaya çıkan futbolcularımızın şampiyonluk maçı gibi görmeleri gereken maç. bu maçı alırsak önümüz otoban. futbolcularımıza güveniyorum, taraftarımıza güveniyorum, teknik ekibimize güveniyorum. en önemlisi sözlükteki arkadaşlarıma güveniyorum. bu kadar arma sevdalısı insanın yaratacağı sinerji şampiyonluğu getirecek. yüreğinize sağlık.
  • 155
    sivasspor'un muhtemel onbiri;

    1- dursun özbek
    2- aziz yildirim
    3-fikret orman
    4-şenol güneş
    5- yildirim demirören
    6-arda turan
    7- emre belözoğlu
    8-volkan demirel
    9-aykut sunnipuanoğlu
    10-turgay demir
    11- mehmet ayan

    bu şekilde konsantre olup, tüm düşman profillerimizi rakip takimda görüp bam güm oynayarak net galibiyet almamiz gereken maç.

    (bkz: sen şampiyon olacaksin)
  • 386
    görünen köy kılavuz istemiyor, kayserispor maçının son altmış dakikasında oynadığımız oyun belliyken osmanlıspor maçının tamamında oynadığımız oyun belliyken gidip sivasspor'a karşı mağlup olunca sanki her şey mükemmel gidiyormuşçasına isyan etmenin, şikayet etmenin anlamı yok. kabak gibi apaçıktı tökezleyeceğimiz. ki geçtiğimiz üç haftada zaten şahsen temel eleştirim oyun değil kadro tercihleriydi. o günün şartlarında ortadaki yanlışı anlayamayan, skorun lehimize olması nedeniyle olumsuzluklara ''kışt kışt'' diyen, takım muazzam top oynuyormuş gibi davranan hem taraftarlarımız hem teknik ekibimiz de herhalde artık bazı şeyleri görmüştür.

    tekrar ediyorum, haftalardır zaten ortadaki en büyük sorun oyuncu tercihleri. ligin en iyi savunma ikilisi maicon- serdar'ı kullanmak dururken sezonun ortasında stoper ikilisini bozmamız, savunmayla hücum arasındaki geçişte çok büyük pay alan, gerek mücadeleci oyunu gerek yaratıcılığıyla takım adına en büyük farklardan belhanda'yı kesmemiz, yedek oyuncuları memnun edeceğim diye formunu bulmuş gomis'i haftalarca oynatmayarak adamın tüm ritmini bozmamız, dahası ''sol bekte sol ayaklı oyuncu oynar'' gibi hayatımda duymadığım, son derece de alakasız saçma bulduğum bir nedenle linnes dururken beş maçta latovlevici, altıncı maçta nagatomo'yu oynatmamız... uzuyor bakın.

    hele bugün bir tolga- eren değişikliği var ki orasından da baksam burasından da baksam mantıklı bir yan bulamıyorum. hadi ortanın biri fernando falan olur da tolga'yı çıkartırsın, lan sahada tuttuğun adam donk anasını satayım. ve her ne kadar donk'tan verim almamız gerekse de, tolga maçın en iyilerindenken donk'u tutup tolga'yı neden çıkartıyoruz yahu?

    bakın nereden tutsan elinde kalıyor:

    hangi alanda donk daha üstündü maçta, bir göz atalım,

    koşu mesafesi: tolga
    hava topu: tolga
    ikili mücadele: tolga
    parselizasyon: tolga
    yaratıcılık: tolga
    sertlik: tolga
    dinamizm: tolga
    topla delicilik: tolga
    hatlar arası geçiş hızı: tolga
    .
    .
    .

    biri bana anlatsın yahu şu değişikliğin mantığını. vallahi anlatın ya!

    onu da geçtim, yasin nasıl oynuyor babam? adamın kalmaz oynatırsın, feghouli aşırı formsuzdur, gomis'in migreni tutmuştur, elindeki oyuncular fayda sağlamıyordur oynatırsın. kenarda belhanda dururken oynatamazsın imparatorum. bu takımın hücum varyasyonlarının bir yarısı rodrigues bir yarısı belhanda yahu, hadi sokaktaki bazı insan bunu görmez, sen nasıl görmüyorsun hocam delireceğim ya. delireceğim ya. belhanda savunmadan hücuma geçişi hızlandıran bir katalizördür. ek olarak yaratıcılık sağlar, mücadele gücü sağlar.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=11s : merkezden topu hücum bölgesine geçirmesi 4 saniye.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=38s : burada sırf kendi koşusuyla topu 35-40 metre ileriye taşıyor. top kontrolleri, paslar, koşular dahil 8 saniyede.

    https://youtu.be/dbwr8MF5N6Y?t=1m32s : tıpkı şu pozisyondaki gibi hatlar arası geçişi inanılmaz hızlandıran bir futbolcu.

    peki dönelim selçuk'un yaptıklarına:

    https://youtu.be/wuDOuDrBrHI?t=13s : topu kontrol ediyor, önce bir bakınıyor etrafına, ardından ileriye doğru sürüyor topu ve geriye dönüp ilk baştaki pozisyonunda duran arkadaşına pas veriyor. 6 saniye, sıfır mesafe.

    veya aklınıza sol çaprazda yasin'in kontrol edip on beş saniyeden sonra geriye dönerek harcadığı pozisyonları getirin.

    maçın içinde bir şey daha dikkatimi çekti, senelerdir devam eden sorunumuz duran top sorunuyla alakalı bir pozisyon. yediğimiz ilk gol. bir defa köşe vuruşlarında bir ön direğe bir de kale önüne merkeze hava hakimiyeti yüksek oyuncular konması gerekir. sivasspor'un attığı bu golde ön direkte feghouli, merkezde de nagatomo, denayer gibi oyuncular vardı. haliyle golü de yedik. koy ön direğe maicon'u, koy merkeze donk'la gomis'i, yine gol yiyebilirsin ama en azından bir şeylere özen gösterdiğin belli olur. göz göre göre yemezsin golleri.

    göztepe maçından itibaren de söylüyorum, takım aşırı dağınık. enlemesine de boylamasına da çok geniş bir takım haline geldik. biraz derli toplu oynayıp, oyunu yoğunlaştırmayı beceren takımlara karşı pozisyon üstüne pozisyon veriyoruz. geçen hafta kimselerin bir yerlerinde değildi ama ligin dibine demir atmış, deplasmanda iki maçı çıkartınca sadece üç gol atabilmiş osmanlıspor takımı sahamızda bize karşı tek kale oynadı. onlarca da pozisyon buldular. ama ne var ki skor lehimize olduğu için bunların bir önemi yoktu, eleştirenler de haindi.

    bu maça parselizasyonda doğru uygulamalarla başladık. geçen haftalara göre nispeten daha dar ve takımın boyunu kısa mesafede tutmayı başardık ancak bu durum 15 dakika falan sürdü. bu dakikadan sonra yine donk ile gomis'in arasının 35 metre olduğu, denayer ile rodrigues arasının 40 metre olduğu bölüme geçtik. beğenmediğimiz yeni malatyaspor takımı bile takım boyunu 45-50 metrede tutmayı başarırken bizim sadece orta sahamızla forvetimiz arası mesafenin bu kadar olması sizleri de üzmüyor mu?

    maçla ilgili daha da uzatmayacağım, kötü bir oyun var ortada. bu kötü oyun sadece bu maçta da yoktu. göztepe maçından sonraki her maçta vardı. ki bakın tekrar yazıyorum, kötü oyun falan önemli değil artık. umurumda da değil. bizi bitiren, canımızı kemiren esas şey formda oyuncularımızın küstürülmesi. ve bunu 1 ay önceden gördü çoğu kişi. en tehlikeli, takımımızı şampiyonluktan edebilecek en büyük olaydı bu ve maalesef göz göre bir inat uğruna bu hataya düştük. kızılması gereken esas şey bu. oyunu dert etmeye gerek de yok, yarın çıkar beşiktaş'ı da başakşehir'i de aslantepe'de eze eze yener fatih hocamız. yeter ki durduk yerde sudan sebeplerle takımın omurgasını küstürmeyelim.

    bugün hiç yoktan, formda bir serdar aziz'in motivasyonunu düşürdük, formda bir belhanda'yı futbola küstürdük - ki küsmüş halinin bile ne kadar etkili olduğunu bugün herkes gördü- formda bir gomis'i ''aman yedeklerimiz de hazır olsun'' mantığıyla kaybettik, adam bam güm giderken topa vuramaz hale geldi.

    ve son olarak,

    bırakın abi şu tudor meselesini de yahu. takımın başında fatih hoca var. eleştirsek de sonuna kadar aslanlar gibi arkasında durmamız lazım. başımızda dert yokmuş gibi bir de tudor üzerinden geyik döndürmeyelim sosyal medyada. tudor olsaydı yenerdik, tudor yapsa asardık sözlerini bir kenara bırakmak lazım. haklı cümleler olsalar dahi kenara bırakmak lazım. tudor'u konuşmanın, ona destek olmanın bu saatten sonra takımımıza en ufak yararı olmaz, olmayacak. o konu kapandı arkadaşlar. bugün galatasaray taraftarının yapması gereken; uyumadan, hatalarımızın farkında olarak maçları değerlendirmek ve sonuna kadar fatih hocaya destek olmak. eleştireceğiz de bu arada ama asla güvensizliktir, destek çekmektir olmamalı.

    bugün çok büyük darbe yedik arkadaşlar. fatih hoca da sağ olsun ağır saçma işler yaptı ama yapacak bir şey de yok. tekrar ediyorum, en ağır şekilde eleştirelim ama hocamıza da sonuna kadar destek olalım.
    inan edin!
  • 365
    öyle yumurta göte dayanınca top oynamakla olmaz bu iş, sen bu maçı ilk yarım saatte bitireceksin. öyle uyuşuk başladık ki maça, yahu bu maçın öneminin farkında değil misiniz? hiç olmazsa berabere kalabilseydik, onu da beceremedik.

    sivasspor, beşiktaş ile başakşehir'i de yendi ancak o maçlarda bariz üstün olan taraf rakiplerdi. %70 topla oynadılar o maçta, peki ya biz?

    bu gece uyuyamam, haftam da bok gibi geçer. teşekkürler takım!
  • 37
    çok korktuğum maç.
    sivas deplasmanları hep terstir. hele ki sezonun bu mevsiminde. soğuk havaya rağmen taraftarları stadı dolduracaklardır. kadro itibariyle de ısıran koşan mücadeleci bir takım oldular. kontralara iyi kalkıyorlar. şöyle sıkıcı geçen bi maçın sonunda 1-0 kazansak bile razıyım. ama aksine dişe diş kora kor bi mücadele olacaktır.
  • 94
    maç hakkında şu saatten sonra ne yazsak boş. imparator'a güveniyorum, takımımızdaki her bir oyuncuya * güveniyorum, orada deplasman tribününü doldurup avazı çıktığı kadar bağıracak olan taraftarımıza güveniyorum. tek çekincem soğuk hava ve bozuk olması muhtemel zemin. kazasız belasız, puan kaybı olmadan en az 0-1 olsun ve bizim olsun şu maç.

    allah yardımcımız olsun.
  • 41
    2 gün kalan maç.

    https://4.bp.blogspot.com/...4f0fcf0e9e35113.jpeg

    https://yenisafak.feo.doracdn.com/...4dkgrwagwsaagiwo.jpg

    https://iaftm.tmgrup.com.tr/...em-1509738422438.jpg

    http://img.fotospor.com/...nde_150973750315.jpg

    (bkz: sezonun en önemli maçı)

    öyle bir maç ki, kazanırsak bir anda her şey o kadar güzel ve yoluna girmiş olacak ki, ara transfer döneminde ndiaye'nin gidişi, fernando'nun sakatlığının uzaması ile biraz da olsa kaçan galatasaray sinerjisi tekrar tavan yapacak.

    tüm rakiplerimizin bizden puan kaybı beklediği, tıpkı kayseri deplasmanı gibi oldukça zor geçecek. psikolojik olarak rakipleri yıpratabileceğimiz bir maç.

    maça gelirsek benim bildiğim fatih terim bu maçta yuto nagatomo'yu ilk onbirde başlatır. 1 şubat 2018 konyaspor galatasaray maçında çıkan onbire bakınca da bu maça;

    ---------------muslera---------------
    mariano-maicon-denayer-nagatomo
    ---------selçuk(donk)-tolga----------
    ---garry------feghouli-------yasin---
    -----------------gomis----------------

    ilk onbiri ile başlayacağımızı düşünüyorum. 2. yarıda da oyuna selçuk yerine belhanda, yasin yerine de sinan gümüş'ün gireceğini, eğer maçın sonlarında önde olursak da donk'un, puan kaybı durumu olursa da eren'in gireceğini düşünüyorum.

    sivasspor'da ise hiçbir eksik oyuncu yok. ne sakat ne cezalı, tam kadro bizi bekliyorlar. üstelik devre arasında da robinho ve saivet transferleri geldi.

    arouna kone 8 gol 3 asist ile en golcü isim, bifouma ise 5 gol 2 asist ile oynuyor. ben lato oynarsa bifouma'nın orayı delik deşik edeceğini düşünüyorum, bu sebeple de nagatomo hazırsa hoca hiç düşünmez onu oynatır. hoca capone'yi bile gelir gelmez şampiyonlar ligi'nde oynatmıştı.

    bakalım samet aybaba bu maçta robinho ve seivet'i ilk onbir başlatacak mı? robinho son lig maçında ikinci yarıda oyuna girmişti.

    bizim bu maçta hemen her maçta olduğu gibi sağ kanattan etkili olabileceğimiz görüşündeyim. bir de duran toptan bir gol atarsak tadından yenmez. sivas savunması biraz ağır ve ara topu, verkaçlar falan olunca sapıtıyor, kontra ataklarda da zayıflar bu sebeple. duran top ve hava toplarında da lig ortalamasının altındalar.
    feghouli, garry, gomis üçlüsünün pas alışverişleriyle pozisyona girme ihtimalimiz yüksek. eğer golü bulamazsak eren'i oyuna alıp kenarlardan ortalarla gol bulabiliriz. maicon'dan da bir duran top golü gelirse şaşırmam.

    biz bu maçta nasıl gol yeriz? tabii ki kontra ve savunma hazırlıksızken yakalanırsak.

    arouna kone'nin oynayacağı, robinho'nun oynayabileceği bir takımda denayer'in kullanılması gayet normal zaten. hoca denayer'in hızına ve atletizmine, topu oyuna sokuşu kadar önem veriyor. tek korkum bu maçta sol bekte yaşayacağımız sıkıntı. yani eğer yuto oynamayacaksa lato da oynamasın, linnes oynasın kafasındayım. dün akşam gördük ki lato'nun arkası maden. her topu kaçırdı arkasına. bifouma içinden geçer :(

    ayrıca fatih terim'in dün akşamki ilk onbirini görünce bu maça ne kadar konsantre olduğunu anlıyoruz. zaten en büyük avantajımız da kendisinin varlığı. deplasmanda oyuncuların vücut dili bile değişti, hocadan sonra.

    evde aslan, dışarıda kedi görüntümüz değişti.

    şimdiden çok heyecanlanıyorum. inşallah bir terslik yaşamayız ama bu maçta yaşanacak puan kaybı çok yıpratmaz, yani kazanırsak çok büyük bir avantaj ama puan kaybı yaşanabilecek bir deplasman.

    (bkz: kaybetmek kolay kazanmak olay)

    kayseri'deki gibi ilk golü biz bulursak maçı 2-0'a da getirmek için oldukça pozisyon bulacağımız net ama biz geriye düşersek, sivas kalan her dakika yerde yatıp, kompakt bir savunma ile kontra kovalayacaktır. o zaman da işimiz güçleşecek.

    haydi bakalım içimden 0-2'lik, 1-2'lik, 1-3'lük bir galibiyet geçiyor. inşallah kazanıp yolumuza bakarız.

    (bkz: hedef 21)

    sen şampiyon olacaksın!
  • 42
    kazandığımız takdirde şampiyonluk kupasının ucundan tutarız. evet belki bu kadar iddialı konuşmak için şu an çok erken ancak bu maçı atlatırsak önümüzde çiçek gibi bir fikstür duruyor. ben de birçok kişi gibi bu maçı atlatırsak kadıköy'deki fenerbahçe maçına kadar puan kaybı yaşamayacağımızı düşnüyorum. hatta bence ondan sonrasında da içerde başakşehir, trabzon ve beşiktaş maçlarında da problem yaşamayacağız. fatih terim var artık. eskisi gibi düşünmeyin. yine de o zorlu maçlara kadar takılma ihtimalimizin olduğu tek maç bu. bu maçı atlatıp zorlu olacağını düşündüğümüz fikstüre ciddi bir puan avantajıyla girersek zaten zorlansak da geçeceğimizi düşündüğüm maçlara daha rahat çıkabiliriz.
  • 395
    bir hafta nasıl sikilebilir sorusunun cevabı olan maç. sabah metrodan inince sırf yürüyen merdivene binmek için 20-30 metre fazladan yürüdüm, enerji bırakmadılar insanda. adımımı attım, merdiven çalışmıyor, söve söve çıktım ben de. sonra baktım yukarı yöne giden merdiven yandakiymiş. durdum ve enayiliğimi seyrettim. sonuç olarak:
    kafa da bırakmadılar amk!
  • 30
    şu maçı aldıktan sonra fenerbahçe maçına kadar 5'te 5'le gitmememiz mucize olur, gerçekten iyi bir fikstür var. arada rakipler birbirini kırarken avantajı alırız, bu sefer tudor yerine terim olduğu için de mümkün mertebe farkı korur gideriz sonuna kadar. fernando ve ndiaye'siz bu maçı kazanmak, rakiplere de "ulan bunlar bu sene alacak bu işi, belli oldu." algısını köküne kadar yerleştirmek demek.
App Store'dan indirin Google Play'den alın