• 1
    tüm totemlerimi askıya aldığım maç.

    https://gss.gs/47t.jpg

    https://gss.gs/NUl.jpg

    daha doğrusu sezon sonuna kadar her maç böyle artık. sezona dair de pek umudum kalmadı, kimseyi de ümitlendirmek istemiyorum.

    yoksa ibfk ve ts maçlarını kazansak, onlar da 3 hafta içinde en az 1 maçta daha puan kaybetse gibi bazı hesapların içine girmek çok kolay :(

    galatasaray sözlük sinerjisi için önümüzdeki sezonun* planlamasını yapmaya başladım :(

    dilerim maçın skoru ve oyunumuz beni ... neyse hayal kurmayalım şimdi.

    sen şampiyon olacaksın!

    seneye :(
  • 2
    forvetsiz ve stopersiz çıkacağımız maçtır. ayrıca mariano yok. yapılması gereken göbekte bol pas yapıp başakşehir defansında boşluk aramak. temkinli oynamak ve kontra yememek önemli. takım pasla rakibi yorup organize hareket etmeli. kanattan hızlı gelen bir başakşehir oyuncusunun ceza sahasini görmemesi gerekiyor ayrıca.

    https://galatasaray11.com/e/jvxr945v
  • 4
    yazarlığım onaylandığından beri ilk kez bir maçın başlığına yazıyorum. bilinçli olarak yaklaşık 30 senedir takip ettiğim galatasaray'ımızın böyle çok maçını gördük. bu onlardan sadece bir tanesi. bu tür maçların çoğundan başarıyla döndüğümüz bir gerçek, çok eksiğimiz var, motivasyonumuz düştü, sahada takımımızın arkasında duramıyoruz ama daha önce başardık yine başaracağız. elbette ki kaybettiğimiz taktirde sonunda ölüm yok ama hocamıza, futbolcularımıza inancım tam.

    haydi o zaman
    fatih terim: "kazanacaksınız! kazanmak için oynayacaksınız!"

    https://www.youtube.com/watch?v=cMBiwRkKlTc
  • 5
    trabzonsporluların heyecanla beklediği maç.

    https://gss.gs/Kxy.jpg

    https://gss.gs/nDG.jpg

    https://gss.gs/Bas.jpg

    bu maçı bizim için önemli hale getirebilecek tek şey bir gün önce oynanacak olan 27 haziran 2020 trabzonspor ankaragücü maçında trabzonspor'un puan kaybı yaşaması olur.

    aksi halde yalnızca şampiyonu belirleyen maçlardan birisini oynamış oluruz.

    ayrıca normal şartlar altında bu kadronun benzerlerinin sakatları ve eksikleri ile ibfk karşısında eski yıllardaki hocalarla çıktığı maçlarda 4-5 yediğini gördük.

    tek fark bu kez hocamız fatih terim.

    bize maçı kazandırabilecek tek şey de kendisi. inandırdığı 11 oyuncu, çıkar maçı alırsa alır, başka da söyleyecek bir şeyim yok.
  • 8
    bu maçın bizim için önemini herkes biliyor. başakşehir ise 27 haziran 2020 trabzonspor ankaragücü maçının berabere bitmesiyle biraz daha rahatladı. beraberlik alırsa bir şey kaybetmeyecekler. kazanırlarsa şampiyonlar diyebiliriz. ancak yine de bu maçta "bir gol bulursam iyidir ama beraberlik işime gelir." şeklinde düşüneceklerdir. bizleri çok sıkıcı bir maç bekliyor bence. ama biz erken bir gol atarsak her şey değişir maçta.

    bu arada trabzonspor'un puan kaybetmesi bu maçın hakemlerini de rahatlatmıştır. bu maçı kazanırsak maç sonrası hakemler konuşulacakmış da başakşehir'in hakemler tarafından kollanıyor algısını yıkmaya çalışacaklarmış hissiyatına kapıldım nedense. lehimize yapılabilecek ufacık bir hakem hatasını büyütüp kamuoyuna "hani kollanıyorduk? kollansaydık bu maçı kazandırırlardı ve şampiyon olurduk." derler. açıkçası bu maç başakşehir'in puan kaybedip algıları değiştirme çabasına girebileceği bir fırsat. trabzonspor'un puan kaybetmesi bunu onlara sağladı.

    haksız bir hakem kararıyla maç kazanmayı istemem ama özellikle son 2 haftada hakettiğimiz puanlar çalındıktan sonra hakkımızı almışız gibi görürüm bu durumu. ama tabi işimizi hakem kararlarına kalmadan kendimiz bitirmeliyiz.

    bu maçta kendi sinerji , totem ve dualarımızın yanında sivasspor ve trabzonspor tarafları da yanımızda olacak.

    şu an için şans bizden yana gibi; ancak başakşehir iyi oynayan bir takım. hiç gol atabilecek gibi görünmedikleri bir anda gol atabiliyorlar. bu yüzden çok dikkatli ve tam konsantrasyon ile maça başlamalı ve maç boyunca da bu konsantrasyonu kaybetmemeliyiz. son düdüğe kadar savaşmaya devam!

    #seviyoruzseni

    https://twitter.com/...983657144647680?s=20
  • 12
    eldeki malzeme bu. sürpriz yok. yine de maçı kazanabiliriz. yeter ki konsantrasyonu bozmayalım. 22 kasım 2019 galatasaray başakşehir maçı oynanırken kötü futbol oynadığımız bir dönemdi ve buna rağmen fena sayılmazdık o maçta; ancak bir anlık konsantrasyon kaybı ile golü yemiştik. lemina pas hatasını yapmıştı sanırım. bu maç lemina için de kendisini telafi etme fırsatı.

    maçın 11'i ve yedekler:
    https://twitter.com/...283527827095557?s=20
  • 13
    olmadı...
    üç puan gelmedi...
    fark kapanmadı...
    ama üzüldük mü?
    üzüldük...
    ortaya konan mücadelenin galibiyetle sonuçlanmamasına üzüldük...
    lakin, ümidimiz bitti mi?
    ne alaka?
    en karanlık anlarda bile bir ışık olabileceğini bize bu hayatta galatasaray öğretmedi mi?
    "galatasaray varsa, ümit vardır"ı biz kimden öğrendik?
    "sekiz de kapanır, 18 de kapanır" demedik mi büyük bir inançla?
    daha da mühimi, bu takımın başında fatih terim varsa, "biz bitti demeden" bitirmek ayıp değil mi hocaya?
    o yüzden, "organize ve profesyonelce başlayıp" "zorlu" devam eden bu tuhaf sezonda "adalet arayarak" son beş haftaya "inançla" gireceğiz...
    tüm "rasyonellere" inat, tüm romantikliğimizle "inadına galatasaray"

    pandemi sürecinde fatih terim ve yöneticilerin hastalıklarıyla sarsılmış galatasaray'a bir darbe de başkan mustafa cengiz'in ani gelişen rahatsızlığı vurmuştu. üç aylık lig" molasında" rakipler sakatlarını iyileştirirken, galatasaray marcao'yu yitirerek lige başlamış, "sert" rize deplasmanında da muslera, andone, adem, donk'u kaybetmişti. felaketler bitmezmiş gibi, ertesi hafta falcao, ahmet çalık ve mariano da eksikler listesine yazılmıştı. sakatlıklar ve hastalıklar bir yana, yaşar kemal uğurlu ve alper ulusoy gibi "hakemler?!" "görevlerini?!" hatasız yaparak takımın gelecek umutlarını da çalmıştı... bitti mi? tüm bunlar yetmemiş gibi ligin gidişatını etkileyecek maça ali palabıyık gibi geçmişi galatasaray maçlarında "sıkıntılı" bir hakem atanmıştı...
    galatasaray'a son darbeyi vurmaya ne kadar meraklı vardı...
    ama rakip sadece dışarıda da değildi...
    içeride de sıkıntı vardı.. hem de en büyüğünden...
    kaç haftadır galatasaray "doğranırken" ortadan görünmeyenler, başakşehir fatih terim stadında kameraların önündeydi...
    galatasaray başkanvekili abdurrahim albayrak,i galatasaray üyeliğinden istifa eden, rakip takım başkanı önünde ceket ilikleyip, iki büklüm olurken, milyonlarca galatasaray taraftarı sosyal medyada tevfik fikret'in düsturunu hatırlatıyordu kendisine:

    "kimseden bir fayda ummam ben, dilenmem kol kanat. kendi boşluk, kendi gökkubbemde kendim gezginim. bir eğik baş bir boyunduruktan ağırdır boynuma; fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür bir galatasaraylıyım"

    fakat... bereket ki, şükür ki fatih terim vardı. "herkesin ihtimallerinde galatasaray düşük oranda yüzde alıyor, bu doğal. bir hayli gerideyiz ancak boş vermek, vazgeçmek, hiç affetmeyeceğimiz bir şey. bugün çok iyi bir oyun oynamalıyız ki karşı oyunları bozabilelim."

    hocanın dediği gibi de bir oyun sergiledi galatasaray, boş vermeden, vaz geçmeden mücadele etti. ilk beş - on dakikalık oyuna alışma dakikaları dışında rakibi iyi analiz etmiş ve seri'nin liderliğinde tamamen ipleri elinde tutan bir galatasaray vardı. savunmada ayağına hakim ve soğukkanlı donk ve lemina gibi iki stoperle maça başlayan sarı-kırmızılılar, fatih terim'in de maç içinde bolca ikaz etmesiyle "amaçsız" uzun paslar yerine "ayağa garanti toplarla" kolayca ev sahibi forvetlerin baskısını kırıp, orta sahayı çabuk geçip, oyunu başakşehir yarı sahasına yığımaktaydı. ama futbolun en etkili elemanı olan golcü sıkıntısı o anlarda baş gösteriyordu tüm acımasızlığı ile. ömer'den sarrachi'ye, feghouli'den onyekuru'ya tutun yapılan bir sürü ortaya dokunacak o "ayak" yoktu. falcao ya da andone'yi geçtim, adem olsa kariyerinin gol rekorunu kırardı... ama yoktu bir golcü... hal böyle olunca, uzaktan şutlarla mert'in kalesi yoklandı, özellikle ömer çok denedi, onyekuru pas vermesi gereken yerde şut attı, belhanda'dan plase yapması beklenirken, pas attı, feghouli'nin vuruşu rakipe çarpıp emre akbaba'ya az kalsın asist oluyordu da mert "fena halde" günündeydi. ev sahibi gelmedi mi okan'ın kalesine? onlar da kendilerince pozisyon buldular da, okan, donk ve lemina oldukça dikkatliydi.

    ikinci yarı robinho'nun yerine demba ba'yı oyuna alıp, galatasaray'ın dengesini bozmayı düşünen okan buruk, bu tercihinde haklı çıktı ki siyahi forvetin savunmanın ritmini karıştırdığı bir kaç pozisyondan sonra irfancan'ın ortasında sarrachi aleksic'i kaçırınca, okan topu filelerden çıkarmak zorunda kalıyordu... stoper eksikliğinin zirve yaptığı bu haftalarda kendisine emin bayram'ı soranlara "uygun zaman gelecek" diyordu ya fatih terim, işte o an lemina'nın sakatlanması sonrası gerçekleşiyordu. geçen hafta gaziantep fk maçında galip durumdayken, taylan'a görev vermişti, zira emin'in yapacağı bir hata ve kaybedilecek puanlar "çocuğu" bitirebilirdi. oysa başakşehir maçında takım zaten mağluptu ve emin hata yapsa da puanlar gitmez, sadece skor değişirdi. kötü senaryoyu bir kenara bırakıp, gerçeğe döndüğümüzde, genç emin demba ba, crivelli gibi "boylu poslu" forvetlere kafa topu vermedi, yerden çalım yemedi. sadece savunma yapmadı, oyun kuran paslarla da beğeni topladı "taze" savunmacı. 40 dakikalık oyunla kimseyi göklere çıkarıp, yerin dibine sokulmayacağını biliyoruz da, fatih terim'in kanatları altında "uygun zamanlarda" forma giye giye bir genç yetenek daha türk futboluna kazandırılacaktır, bundan da adımız gibi "emin"iz...

    geriye düşen galatasaray, yine yılmadı, pes etmedi ve maçın en hareketli oyuncularından emre akbaba'nın sarrachi'nin pasında bir forvet kurnazlığı ile kaleciden önce topa dokunmasıyla beraberliği yakaladı. eşitlik başakşehir'in işine geliyordu, galibiyet galatasaray'a lazımdı. sarı-kırmızılılar bastırdıkça, ev sahibi sertleşti, gerildi, kartlar çıktı, visca türkiye liginde ilk kırmızı kartını görmüş oldu. ve kronometreler 83.43ü gösterirken, emre akbaba'nın pasında ceza sahasında savunmanın arkasında topla buluşan onyekuru belki de "şampiyonluğu" etkileyecek bir gol kaçırıyordu, ya da mert takımına şampiyonluğu getiriyordu... ligin kırılma anlarında en tepeye yazılacak an...

    peki, son darbeyi vurması beklenen ali palabıyık nasıldı? maç sonu istatistiklere bakıldığında rakibe 1 kırmızı, 5 sarı verip, bir kaç oyuncusunun haftaya cezalı duruma düşmesinden dolayı, galatasaray yanlısı bir maç yönettiği zannedilebilir ama kritik anlarda kritik dokunuşlarla yine maçın kaderini değiştiren adam oldu karşılaşmanın hakemi. öncelikle daha üçüncü dakika irfan can'ın donk'a attığı dirseği hakem ve var nasıl kaçırdı, ya da kaçırdı mı? ilk devre visca'nın, mahmut'un, sarrachi'nin ayaklara basmasına "pozisyon gereği" diye göz yumuldu da, ikinci devre belhanda'nın demba ba tarafından itilip kakılmasına yine sessiz kaldı ali palabıyık ve var hakemi atilla karaoğlan... peki mahmut'a gösterdiği alakasız sarı kart? galatasaray'lıların gazını almak için miydi?

    başa dönersek, kazanılması gereken maçtan beraberlikle ayrıldık ve geriye kalan 5 haftaya yine de umutla bakıyoruz, çünkü bize umut etmeyi galatasaray öğretti...

    kaynak ve fotoğraflar: https://ultrasmovement.blogspot.com/...r1-1galatasaray.html
App Store'dan indirin Google Play'den alın