hayatımda gördüğüm en iyi koreografi.
*maçtan saatler önce geçmiştim ekran başına,sürekli takip ediyorum maç öncesi arenayı,florya'dan canlı bağlantılar,eski futbolcular falan,parçalımı giymişim saatler önceden,kampa almışım kendimi,sonra maçtan 3-5 saat önce oğuz altay lig tv'de röportaj veriyordu,çok iddialı konuştu koreografi ile ilgili,zaten bekliyorum bomba bir şey.son maçlarda yapılan koreografiler zaten süperdi ama bu maça özel birşey bekliyordum.oğuz altay'ın jest ve mimiklerinden iyice gaza geldim.
neyse maç başlayacak koreografi ortaya çıkmaya başladı,fatih terim geldi sahaya,müzik çalmaya başladı ki,
brave heart en sevdiğim filmdir ve müziği uzun yıllar
i will survive ile beraber telefon melodim olmuştur.kafayı yicem ilk notayla beraber benim gözler doldu,öyle ağlak bir adam değilimdir ama bu müzik beni benden alıyor.
sonrasında çıkan tablo ise bildiğin içime doğru sesli ağlamama,göz yaşı akıtmama neden olmuştur.
fatih terim'in işaret ettiği şampiyonlar ligi kupasına koşan galatasaray'ım...
*tam o esnada mutfaktan formasıyla gelen eşim,kendisi bjk'lidir.
(bkz:
evlendiğin kızın beşiktaşlı olması)
** arkamdan gelip boynumdan öptü beni öyle görünce ve biraz hayranlık biraz da "deli bu adam" bakışlarıyla yanıma sokuldu ve en büyük totemlerimden biri olan istiklal marşı'nda ayağa kalkıp elimi armaya ve kalbime koyup marşı söylememe eşlik etti.
bu arada uzatma da golü atıp ben çıldırırken benim o kadar mutlu olmamdan beşiktaş'ın yenilgisine üzülmediğini de çok iyi biliyorum.
bu arada maçtan 1 saat sonra falan eşimle beraber koltukta uzanmış, rıdvan ve türevlerini izleyerek keyiflenirken,
eşim bana döndü ve dedi ki : "bebeğimm beni mi daha çok seviyorsun galatasaray'ı mı "
benim cevabım ise gayet ciddi bir ses tonu ile :" bize her aşktan geriye kalan galatasaray'dır"
bir küçük ısırık ve ağır bir yumruk darbesi aldıktan sonra öpücüklerimle yatıştırdım eşimi.
*en güzel beşiktaş derbilerime aldım bile bu maçı ilk 5'ten listeye...