UEFA Şampiyonlar Ligi 5.Hafta Maçı
4 - 2
  • 14
    ismail çipe'nin 28 temmuz 2018 club africain galatasaray maçı'nda göstermiş olduğu performans sonrası akla gelen maç.

    ismail çipe'nin bu maçı nasıl çağrıştırdığına gelince: hayrettin demirbaş'ın galatasaray kariyerinin ilk dönemlerinden bu yana, kalemizde "kaleci" olarak nitelendirilebilecek türk oyuncu seyredemedik. bu geniş zaman dilimindeki yedek kalecilerimiz için çeşitli tanımlamalar yapılsa da, sözlüğün saygınlığını korumak ve insanları kırmamak adına "kova" nitelendirmesiyle yetineceğim. irili ufaklı kovalar konusuna aşağıda devam edecek olmakla beraber, ismail çipe'nin performansının tüm kariyerine artarak yayılmasını; önce iyi bir yedek, muslera sonrasında birinci kalecimiz olmasını dileyerek bu paragrafı sonlandırıyorum.

    konumuza devam edersek, yüzde yüz yerli ve yedek kalecilerimiz silsile halinde aklımdan geçti. aykut erçetin'in bir nebze ayrı tutulabileceğini düşündüm önce. sonra direklere kafa atan mehmet, ilginç mimikleri olan orkun, spor arabası ve sevgilisiyle beraber kaleye geçse bile tek top kurtaramayacak eray ve tabii ki taffarel'in efsane yedeği kerem aklıma düştü.

    kerem hakkında düşüncelere daldım. zihnimde yer eden tek karşılaşmanın monaco maçı olduğunun farkına vardım. bu maç film şeridi gibi gözümün önünden geçti. hakan ünsal'ın muhteşem golü, dönemin galatasaray futbol takımının kolektif itirazla hakemi baskı altına alıp rakibi deplasmanda 9 kişi bırakması, simone'nin hırslı ve başarılı futbolu... ve her şeyi gölgede bırakan kerem performansı! kerem kalede olduğu müddetçe maçı kazanmamızın tek yolu vardı: rakibi 6 kişi bırakmak. zira kaç gol atarsak atalım, kerem daha çok yiyecekti.

    yıllar sonra hatırladığım bu maç özelinde efsane kalecimiz kerem'e seslenmek istiyorum: "kerem, sen yenilmez bir kovasın!"
  • 19
    hatırlayınca çıldırdığım müsabaka.

    40. dakikadayız ve 4-1 yenik durumdayız. en büyük kozumuz olan gheorghe hagi sakatlanıyor. yedek kulübesinde hasan şaş, serkan aykut, marcio mandinga dos santos oturmasına rağmen mircea lucescu oyuna bülent akın'ı alıyor. ki zaten sahada aynı vazifeyi fazlasıyla yapabilecek suat kaya, okan buruk, ergün penbe ve ümit davala da var ve fark yemiş durumdayız.

    ama bununla da bitmiyor.

    rakip 60 ile 65. dakikalar arasında iki kırmızı kart görüyor ve dokuz kişi kalıyor. ama lucescu bir değişiklik hakkı olmasına rağmen hamle yapmıyor. 85. dakikada oyuna marcio'yu alıyor. luce frenine rağmen takım ikinci yarı iyi top oynasa da 4-2 kaybediyoruz. gollerimiz küçük hakan yani hakan ünsal ve kaptan büyük bülent'ten.
  • 17
    shabani nonda'yı hatırlayanlar bilir. kaleci ile karşı karşıya kalınca yerden köşeye yaptığı bir vuruş stili vardı. aynı vuruşla bize bu maçta gol atmıştı. tabi o zamanlar daha fişek gibiydi. daha iyi bir oyuncuydu. bir de sahaya çok değişik duygularla çıkmıştık. bu durumu 2006'da liverpool'u olimpiyat stadı'nda ağırlarken eminim onlar da hissetmiştir. çok kısa bir süre önce destan yazdığın sahaya daha önemsiz bir maç için çıkıyorsun. aynı forma ile. yenilsek de güzel duygulardı.
  • 4
    bu maç o sezon şampiyonlar ligi gruplarında sondan bir önceki maçımızdı. bu tarihe kadar monaco'dan aldığımız 3 ve glasgow rangers'tan aldığımız 4 puanla toplam 7 puandaydık ve bir sonraki maç evimizde sturm graz'laydı. taffarel yoktu bu maçta. sebebi kısa süre oynanan beşiktaş maçında pascal nouma ile çarpışması ve omzundan sakatlanmasaydı. maçta ilk yarım saatte 4 gol yedik, 1 gol attık. hakan ünsal soldan içeriye katederek attı golümüzü. ikinci yarıda bülent korkmaz'ın golü ve monaco'nun 9 kişi kalmasıyla umutlansak da olmadı. aslında gol atabilirdik, çünkü monaco erken sayılabilecek bir dakikada 9 kişi kalmıştı. öyle 80-85. dakika filan değildi. nihayetinde bu maçı kaybederek 7 puanda kalıp turu son graz maçına taşıdık. bu maçta kırmızı kart gören monacolu oyunculardan birinin arda'nın kafa attığı bordeauxlu franck jurietti olduğunu belirtmekte fayda var.
  • 18
    hayatımda izlediğim en garip maçlardan biriydi. ilk yarısı kabus gibiydi. her gelen top gol oldu nerdeyse. ikinci yarı devam etse 8 yiyebilirdik. ama 2.yarı ise maçı çevirmekten döndük. kaçan goller hala aklımda. 5-4 yenebilirdik. tarihe geçen bir maç olabilirdi 8-1 mağlubiyetimiz veya 4-1 den 5-4'e geri dönüşümüz diye. ve tabii ki nonda ile tanıştık.
App Store'dan indirin Google Play'den alın